Türkiye’de Bu Şartlar Altında Dezenflasyon Ne Zaman Olabilir?
Ne demek dezenflasyon? Enflasyon fiyatların artması ise dezenflasyon fiyatların düşmesi demek olmalı! Hayır, dezenflasyon fiyatların düşmesi demek değil maalesef. Bu terim fiyatların artış hızının düşmesi demek, yani enflasyon oranının düşmesi anlamına geliyor.
Arif git Osman amcandan para al, bana iki lahmacun bir ayran kap gel.
Ben de sana bahçeden bir elma vereyim!
Olur Aynur abla, hemen getiririm.
*
Osman amca, Aynur ablam lahmacun istedi, bir de ayran istiyormuş. Para verir misin?
Al bakalım Arif 50 lira sana, paranın üstünü getir ama!
Tamam Osman amca!
***
Bu senaryo geçen sene yaşansaydı bu alışveriş lahmacun fiyatı tanesi 15 liradan iki lahmacun 30 liraya ve 10 lira da ayran desek 40 liraya hallolabilirdi. Arif 10 lira da para üstü verirdi Osman amcasına.
Bu sene ise İstanbul’da öyle çok lüks olmayan bir lahmacuncuda tanesi 50 lira olmuş!
Ayran da 25 lira.
Yani iki lahmacun ve bir ayrana artık 125 lira ödemeniz gerekiyor. Kimi yerlerde bu para bile yetmez!
Osman amcası bu sene eğer Arif’e 150 lira verse, Arif 25 lira para üstünü Osman amcasına bırakıp Aynur ablasından yine o yemeyi çok sevdiği bir elmasını alabilir.
***
Bu küçük senaryomuz aslında piyasadaki basit bir ticaret senaryosu.
Arif bir küçük işletme olarak az bir kazanç için (bahçeden bir elma!) üreticiden (senaryomuzda lahmacun salonu!) ürünü alıp tüketiciye (yani Aynur ablasına) ulaştıran hizmet sektörü olarak düşünülebilir.
Finansmanı ise bir anlamda kredi aldığı “banka” diyebileceğimiz Osman amcası karşılıyor.
Senaryomuzda Arif üretici fiyatları ne olursa olsun bir elmasını alıp yiyor, yani her halükârda karnı doyuyor.
Osman amcası ise her seferinde daha fazla para vermek durumunda kalıyor, ama muhtemelen o da iyi kazanıyor.
***
Peki Osman amcası hayır, artık para vermeyeceğim, söyle Aynur ablana, evde bir şeyler atıştırsın.
Artık çarşıdan lahmacun yemeyi yasakladım, çok pahalı derse ne olur?
Aynur ablası lahmacun yiyemez!
Bu kadar mı?
Evet, Arif de o çok sevdiği bir elmasından olur!
Bu kadarla da kalmaz, lahmacuncu da bir müşteriden mahrum kalır.
Bir müşteriden bir şey olmaz demeyin, Arif’i, Ahmet’i, Mehmet’i derken lahmacuncu da bu işten mutlaka ciddi şekilde etkilenecektir.
***
Dönüp olaya Arif açısından bakacak olursak:
Aynur hanım belki bir şekilde evde karnını doyurmanın yolunu bulabilir.
Ancak Arif’in artık günlük elmasını yemesi için belki de bahçeye gizlice girip ağaçtan elma aşırması gerekecek!
Olur mu öyle şey, Aynur ablası onu çok seviyor, lahmacun getirmese de bir elma verir ona.
Haklısınız da, bir verir, iki verir.
Normal hayatta işler böyle yürümüyor ki!
Er ya da geç Arif elmasından mahrum olacaktır.
Bu durum da Arif gibi küçük işletmelerin kapanmasına sebep oluyor ve maalesef sonuç toplumda suç oranlarının artması ile son buluyor.
***
Lahmacuncu açısına dönecek olursak sırf senaryomuz bazında bir müşterisini kaybetmiş oluyor.
Ancak o da bir müşteri oradan, bir müşteri buradan kaybettikçe küçülmek zorunda kalacak.
Belki yanında çalıştırdığı kimi çalışanların işlerine son vermek zorunda kalacak.
Alın size işsizlik problemi!
Zaten işsizlik gelişen teknoloji yüzünden geleceğin problemi olacak.
Bir de kötü ekonomi yönetimi ile şimdiden bu sorunu azdırmanın anlamı var mı?
***
Senaryomuza dönelim, sorun bu kadarla bitiyor mu?
Hayır, bu sorun zincirleme diğer işletmeleri de etkiliyor.
Uncu da bu daralmadan etkileniyor, etçi de.
Hatta ayran üreticisi de, soğan üreticisi de.
***
Lahmacuncu da fiyatları artırmasın öyleyse!
Artırmasın da, hiç kimse durup dururken fiyat artırmaz ki!
Toplumsal ahlak bozukluğunu göz ardı edersek, normalde fiyatların durduk yerde artması mantıklı değil.
Uncu buğdayın fiyatı arttı diye un fiyatını, un getiren aracının yakıt masrafı arttığı için nakliye fiyatını, ayran üreticisi süt fiyatları arttığı için ayran fiyatını artırıyor ve lahmacuncu da lahmacunun fiyatını mecburen artırıyor.
Maliyeti arttığı için o da fiyatlarını artırmak zorunda kalıyor.
***
Dezenflasyon!
Evet merkez bankamızın çiçeği burnunda (yoksa broşu yakasında mı demeliyiz? ) başkanı sayın Gaye Erkan sunumunda bu sözcüğü kullandı.
Yani? Ne demek dezenflasyon?
Enflasyon fiyatların artması ise dezenflasyon fiyatların düşmesi demek olmalı!
Hayır, dezenflasyon fiyatların düşmesi demek değil maalesef.
Bu terim fiyatların artış hızının düşmesi demek, yani enflasyon oranının düşmesi anlamına geliyor.
Fiyatlar ancak enflasyon sıfır seviyesine gerilediğinde artmayacak, sabit kalacak.
Fiyatların geriye düşmesi zaten söz konusu değil. Bu eşyanın tabiatına aykırı.
Bugün aldığın malın maliyeti belli zaten, üzerine kar koyarak satacaksın ki, para kazanabilesin.
Maliyetinin altında satış yaparsan en iyi ihtimal sermayeni tüketirsin.
O yüzden fiyatların gerisin geriye düşmesi normal şartlarda mümkün değil.
Ancak zararın neresinden dönersek kardır mantığı ile, ya da bu kadar kar hevesiyle satamıyoruz, hiç olmazsa karımızı azaltalım diyerek belki fiyatları düşürebilir satıcılar.
***
Lahmacun fiyatı daha ne seviyeye yükselir bilmiyorum, bugünkü fiyat seviyesinin iki katına ulaştığı zaman artık enflasyon sıfırlanırsa lahmacunun tanesini o tarihten sonra mesela 100 liraya alacağız demektir.
Yani dezenflasyon denilen fiyatların düşmesi demek değildir. Artış hızının düşmesi demek.
***
Merkez Bankası başkanı sayın Gaye Erkan yaptığı sunumda bu terimi kullanınca kimileri tamam dedi, bakın fiyatlar düşecekmiş dediler.
Keşke fiyatlar düşse, keşke enflasyon oranı eksi seviyelerde olsa da, dar gelirli vatandaşların alım gücü artsa.
Ama maalesef sunumda sayın Gaye Erkan’ın da söylediği gibi fiyatlar en azından 2024 ikinci çeyreğine kadar artış eğiliminde olacak.
Bu bile oldukça iyimser bir tahmin.
***
İlginç!
Yani yerel seçimlere de artan fiyatlarla girilecek! Öyle mi?
Kim bilir dolar o günlerde ne seviyeye yükselmiş olacak?
Bir lahmacun kim bilir o günlerde ne kadar olacak?
Bugün İstanbul’da kebapçıda 50 lira diye yazdım lahmacunun fiyatını, ama turistik yerlerde lahmacun-ayran fiyatının 450 lira olduğuna dair bile haber var internette.
Hem de bu haber 15 Mart 2023 tarihli bir haber!
Bence bu gerçekten çok iyimser bir tahmin, aslında enflasyonun artarak devam edeceğini söylemek bir anlamda bir itiraf!
Yani özellikle dar gelirliler için olumsuz bir gelecekten bahsediyordu sayın Gaye Erkan!
***
Peki merkez bankası başkanı sayın Gaye Erkan’ın sunumunda geleceğe dair bir ümit veren bir şeyler yok muydu?
Rezervlerdeki artıştan, risk priminde düşüş olduğundan, daha bir sürü olumlu konudan bahsetti tabii ki.
İyi niyetine ve şahsi gayretine bir sözüm yok.
Merkez bankası yıl sonu enflasyon tahminlerini (muhtemelen TÜİK verileri çerçevesinde kalarak) yükseltmiş olsa da, bu tahminlerin çok iyi niyetli olduğunu söyleyebilirim.
Umarım yıl sonunda hissedilen enflasyon da sayın Erkan’nın bahsettiği seviyelerde, yani %58 seviyesinde kalır.
Gerçi ENAG ve diğer bağımsız kuruluşların enflasyon oranları şimdiden bu tahminin oldukça üstünde.
***
Bir de parasal sıkılaştırma tedbirlerinden bahsediyor hanımefendi.
Nedir parasal sıkılaştırma?
Merkez bankasının piyasadaki para arzını kısmaya yönelik tedbirler!
Yani faiz oranlarının artmaya devam edeceğini söylüyor, kurdaki dalgalanmanın kontrol altına alınacağını, başka birtakım yöntemlerle piyasadaki likiditenin azaltılacağını söylüyor.
Faiz oranlarını sayın Erdoğan’a rağmen yeterince artırabilecek mi acaba?
Bakın bu konuda hiç güven vermediğini söyleyebilirim.
Her ne kadar İngilizcesini de konuşturarak yabancı basın temsilcisine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bağımsız bir kuruluştur diye bastıra bastıra söylemiş olsa da, sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Hafize Gaye Erkan’ın faiz oranlarını ekonomi kurallarında olması gereken seviyelere kadar artırmasına izin vereceğini hiç sanmam.
Peki o zaman enflasyon nasıl kontrol altına alınabilecek?
Sayın Erkan basın toplantısında merkez bankasının asıl görevinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu söylemedi mi?
Piyasadaki likiditeyi azaltacağız diyor! Başka tedbirlerden de bahsediyor.
Piyasada likidite azalması enflasyonun denetim altına alınması için faydalı olsa da, gelir dengesizliği olması durumunda, özellikle de dar gelirli vatandaşların çok daha fazla zora düşeceğinin bir habercisi.
Yani bu önlemlerin cefasını yine dar gelirli vatandaşın çekeceği bir plandan bahsediyor sayın Erkan!
Zaten yukarıdaki senaryomuzda Osman amcamız, yani bankalar küçük işletmelere kredi vermiyordu ki!
Zaten bu durum piyasanın işlemesinde sıkıntı yaratıyordu!
Aynur ablamız ancak cebinde kendi parası varsa lahmacun yiyebilecekti.
Aynur ablamızın kendi parası olmadığına göre, lahmacuncunun da lahmacun satmasında sorun oluşuyor ve Arif’in de elma yemesinde sorun oluşuyordu.
Şimdi de kredilerde kısıtlama sürecek deniyor!
***
Gerçi duruma bakacağız dedi, izliyoruz dedi Gaye Hanım.
Kredi verişinde artış olduğundan bahsetti!
Doğrudur her halde, kredi faizleri oldukça yüksek olsa da şu anda yaz ayları, kredi alabilenler olabilir, ben olsam bu enflasyon oranını ile düşünmeden kredi kullanmayı düşünebilirdim, bu şartlarda kredi kullanmak mantıklı olabilir.
Ancak krediye bankalar verirlerse ulaşabilirsiniz tabii ki.
Kredi kullanımında artış var dediğine göre kimilerine bankalar kredi veriyorlar demektir.
Kim bu kredi kullanabilenler acaba?
***
Kısacası sayın Hafize Gaye Erkan heyecanlı ve kendi dalında oldukça bilgili olsa da, bir tek onunla olacak işler değil bu konular.
Zaten bu şartlar altında bu görevi kabul etmiş olmasından da anlaşılacağı gibi kendisi mümkün olduğunca etliye sütlüye karışmadan, siyasete hiç bulaşmadan kıvrak zekasıyla zor soruları geçiştirmesini biliyor.
Ne güzel dedi değil mi artık Merkez Bankası arka kapı piyasaya müdahale protokolünü kullanmıyor diye, biz bankalara direk olarak döviz veriyoruz diyor, onlar müdahale ediyorlar diyor bir anlamda.
Ne güzel bir cevap!
Anlayana, aynı tas aynı hamam diyor aslında, ama bir yandan da soruya hayır demiş oluyor.
Sizce daha güzel bir politik cevap olabilir mi?
***
Bence Ak elitlerin iyi bir temsilcisi olan sayın Erkan’ın politik arenada da önü açık.
Umarım bu kıvrak zekâsı ile kimsenin söz dinletemediği sayın cumhurbaşkanımızı etkisi altına alır da, belki biraz olsun düze çıkmamıza vesile olabilir.
***
Ancak unutmayın, o da üstü kapalı da olsa acı reçete diyor!
Acı reçeteye hazırlıklı olun derim ben.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.