Yakın Geleceğin Marketleri Nasıl Olacak?
Alışveriş psikolojisi, marketing diye bir bilim var artık, insanların alışveriş sırasındaki davranışlarına göre satış stratejisi geliştiriyorlar. Neyi nereye, neyin yanına koyduğunda daha çok satılıyor, hepsi incelenmiş, ekmek reyonundan gelen fırından taze çıkmış ekmek kokuları, hazır gıdalar bölümünden gelen kızarmış tavuk kokuları ile insanların o anda nasıl daha çok alışveriş yapmasını sağlayacaklarını uzmanları iyi biliyor.
Alışveriş yapmak en nefret ettiğim aktivitelerden biridir. Özellikle de market alışverişi.
Markette etrafıma bakınıyorum, herkesin elinde bir market arabası, bir curcunadır gidiyor. Özellikle de meyve sebze reyonlarında. Beyler bir kenarda, hanımlar sürekli bir şeyler seçiyorlar. Arada meyve seçen beyler de oluyor, hatta biri her eline aldığını iyice inceliyor, sonra da beğenmişse poşete koyuyor.
Bizim eve yakın markette aldığın neyse kendin tartıyorsun, her rafın üzerinde fiyat bilgisinin yanında ürün kodu oluyor, tartılarda ister o kod ile, istersen de resimli listeden seçerek aldığın ürünün fiyat etiketini bastırıp poşete kendin yapıştırıyorsun.
Genellikle manavlar seçtirmez biliyorsunuz, ama marketlerde sanırım hanımlar aldıkları ürünleri istedikleri gibi inceleyip seçebildikleri için, büyük marketlerden alışveriş yapmak en çok hanımların hoşuna gidiyordur. Hem de ne istiyorsan var, rafları gezerken gördüğün ve o anda aklına gelen ne ihtiyaç varsa at sepete, hatta eve geldiğinde aldıklarının yarısına ben bunları niye aldım ki diye şaşırabiliyorsun.
Alışveriş psikolojisi, marketing diye bir bilim var artık, insanların alışveriş sırasındaki davranışlarına göre satış stratejisi geliştiriyorlar. Neyi nereye, neyin yanına koyduğunda daha çok satılıyor, hepsi incelenmiş, ekmek reyonundan gelen fırından taze çıkmış ekmek kokuları, hazır gıdalar bölümünden gelen kızarmış tavuk kokuları ile insanların o anda nasıl daha çok alışveriş yapmasını sağlayacaklarını uzmanları iyi biliyor.
Ancak özellikle salgın süresince daha popüler olan sipariş yoluyla evlerimize, kapımıza kadar getirilen ürünlere de epey alıştık. Özellikle gençler artık bizdeki "getir" gibi internet üzerinden sipariş ederek alışveriş yapmayı daha çok kullanmaya başladılar.
Fakat artık bu konuda yavaş yavaş bir tartışma başladı. Uzaktan, dijital dünyanın imkanları ile sipariş verdiğiniz zaman markette tek tek seçerek alışveriş yapma zevkinden mahrum kalıyorsunuz. Tamam, internetten sipariş ettiğiniz zaman bir kolaylık oluyor, ama kapıya getirilen ürünler de bazen istenen kalitede olmayabiliyor. Üstelik bu internet siparişlerinde marketçilerin insanlar üzerindeki alışveriş psikolojilerine hitap eden çeşitli metotları da bu durumda boşa çıkıyor. İnsanlar sadece gerçekten ihtiyacı olan ürünleri sipariş ediyorlar. Kasaların yakınlarına konmuş onca abur cubur artık eskisi gibi satılmıyor.
Yani aslında bu durumdan her iki kesim de bir takım memnuniyetsizlik hissediyor. İnsanlar hem alışveriş zevkinden mahrum kalıyorlar hem istedikleri gibi ürün gelmiyor kapıya, hem de marketçiler alışveriş cirosu açısından dertli durumdalar.
Bu işin bir ortası var mıdır acaba, yakın gelecekte ne gibi çözümler geliştirilebilir?
Öncelikle şu market arabaları yerine bence yavaş yavaş markete gelen insanlara yardımcı olabilecek otomatik market arabaları olabilir sanki. Aslında şu anda bile prototip olarak bazı benzer uygulamalar var. Sizi takip eden, nereye gidiyorsanız peşinizde dolanan market arabası. Burada bekle diyorsun, bekliyor. Gel diyorsun, geliyor. Ne aldıysan sepetine koyuyorsun, hatta dondurulmuş gıdalar için özel haznesi var. Belki otomatik olarak paketleme de yapabilir, sepete konan ürünün fiyatını otomatik olarak hesaba yazacağı için ayrıca kasada çalışan personele de ihtiyaç olmayacaktır. Nasıl fikir? Sanki yakın gelecekte olabilir gibi.
Hadi biraz daha geliştirelim bu fikri. Robot kolları da olsun market arabasının. Evden kamerası vasıtasıyla görerek raflardan ne istiyorsanız seçerek alma şansınız olsun mesela. Hem bu durumda özellikle hanımlar alışveriş zevkinden de mahrum olmazlar sanki. Gerçi benim hanım gibi her şeyi koklayan, ince ince okuyan biri için özel koku iletebilen bir bağlantı olması gerekiyor bu durumda. Ama ben zaten yakın gelecekte cep telefonları ile koku ve tat, hatta soğukluk sıcaklık bilgilerinin de iletilmeye başlanacağına inanıyorum. Eğer bu dediğim yapılabilirse, o zaman sorun kalmaz.
Kısacası yakın gelecekte belki de marketlere gitmeden, ama gitmiş gibi alışveriş yapma şansına sahip olabiliriz.
Zaten başladı bu dediğin diyebilirsiniz, metaverse diye televizyonlarda birtakım uzmanlar çıkıp onca program yaptılar, büyük büyük firmalar onca yatırım yapmaya başladılar bu sanal dünyada diyebilirsiniz. Hatta bizde bazı uyanık yatırımcılar arazi bile kapatmaya başladı diyebilirsiniz.
Bir itirazım yok, ama benim düşlediğim yakın gelecek, biraz daha farklı, sanal dünyadan bahsetmiyorum ben. Gerçek dünya ile sanal dünyanın iç içe geçmiş bir hali benim dediğim. Markette robot market arabasının kolları ile bir elma alıp sepete koyduğunuz zaman, sepete konan elma sizin bizzat seçtiğiniz elma olacak. Metaverse dünyası ile gerçek dünyanın birbiri içine girmiş hali. İstiyorsanız üç boyutlu görüntüsü ile, robot kolları da sanki sizin kollarınızmış gibi hissettiren bir sanal dünya alışverişi de belki bir gün gerçekleşebilir. Bu da bir başka yöntem, neden olmasın.
Ancak robot kolların sizin kollarınızmış gibi hissedilmesi biraz zor sanki. Bunu nasıl yapabilirler acaba? Hatta hislerin de uzaktan aktarımı mümkün müdür?
Konumuzdan biraz sapmış olacağım, ama aslında bu konuda da birtakım çalışmalar var.
Bilim insanları yapışık ikizler üzerinde ciddi ciddi çalışmalar yapıyorlar. Özellikle kafalarından yapışık olarak doğan bir yapışık ikizi beyinleri de yapışık olduğu için cerrahi yöntemle ayırmak mümkün olmamış. Biri diğerinin bir kolunu ve bir ayağını kontrol edebilirken, diğeri de ötekinin gözleri ile görebiliyor. Bunu nasıl yapabiliyorlar henüz çok iyi anlaşılamamış, çünkü daha okul öncesi yaştalar ve henüz çok eğlenceliler. Üzerlerinde yapılacak daha ciddi deneyler için uygun yaşa gelmeleri bekleniyor. Ancak şimdiden bu iki beyin arasındaki his aktarımı konusunda bazı incelemeler yapabilmişler. İleride, yakın gelecekte daha detaylı bilgiler edinilebilmesi mümkün olacak diye düşünülüyor. Belki de gerçekten birtakım çipler ile uzaktan his aktarımı bir gün yapılabilir.
İşte bu konuda olası gelişmelerle belki de bir gün robot market arabasının kollarından elde edilen hisler evde bizim de beynimize aktarılabilir ve şeftali sert mi, yumuşak mı uzaktan anlama şansımız olabilir.
Eğer bir de doğru olarak kokusunu da iletebilirlerse, niye hanımla markete gitme zorunluluğum olsun ki, otursun evden ne istiyorsa istediği kadar inceleyerek, o küçücük yazıları istediği kadar okuyarak, hatta istediği kadar koklayarak ne istiyorsa alsın.
Alışveriş yapmaktan gerçekten nefret ediyorum!
Tabii bu dediklerim belki yakın gelecekte gerçekleşir, ama biz bu eve getirme servislerine çok güvenemediğimiz için şimdilik mecburen markette kendimiz tek tek seçerek alışveriş yapıyoruz.
Hanım raflarda ürün detaylarını ince ince okurken ben de etrafa bakınıyorum. Oradan oraya koşturan bir örnek giyinmiş gençleri fark ediyorum. Hepsinin elinde bir cep telefonu, koştura koştura onlar da market arabalarına bir şeyler koyarak sanki alışveriş yapıyorlar. Getir servisi bizde de böyle mi çalışıyor bilmiyorum, ama Rusya'da gençler için yeni bir meslek bulmuşlar anlaşılan. Telefonun diğer ucundaki müşteri ile konuşarak, tek tek ürün detaylarını anlatıyorlar ve müşterinin talimatlarına göre onlar da resmen müşteri adına markette alışveriş yapıyorlar. Kulak kabartıyorum, bir tanesi bence bu domates çok taze değil diyor, şu daha taze görünüyor, isterseniz ondan alayım diyor. Sanırım telefondaki müşteri onaylıyor, ve o da önerdiği domatesten poşete doldurmaya başlıyor. Bir yandan da kokusunu kontrol ediyor. Sonra da telefonuna bakıp sipariş verilen diğer ürün için koştura koştura market arabası ile başka bir yere gidiyor. İlginç, bence iyi bir servis. Uzakta aynı kıyafetlerle gözlüklü bir genç çocuk etleri inceliyor, telefonunu kulağına götürmemiş, ama bu aralar herkes bluetooth kulaklıklarla iletişim kuruyor. O da müşterisine bir şeyler söylüyor, hatta etlerin fotoğrafını çekip yolluyor.
En azından benim ümit ettiğim gelecekteki market alışverişine benzer bir sistemi kurmuşlar anlaşılan. Bir yandan da gençlere yeni bir iş imkânı yaratılmış. Ne güzel.
Bence gelecek umut dolu, istendiğinde yeni yeni fikirler üretilebiliyor.
Neyse, hanım sesleniyor, bugün balık yiyelim mi diye soruyor. Balık reyonuna geçiyoruz. Levrekler güzel görünüyor, hem de indirimli. Markette her gün birtakım ürünlerde indirim oluyor, bugün levrekte indirim günü anlaşılan.
Evden internet üzerinden mi sipariş verseydik acaba? Yine epey bir şey aldık, şimdi bunları eve kadar taşımak bana düşüyor, yemeği hazırlamak da hanıma.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılar.