Site İçi Arama

ekonomi

İhracata dayalı sanayileşme stratejisi (5)

Bu yazımızda ihracata dayalı sanayileşme stratejisini ve devamında her iki sanayileşme stratejisiyle dolaylı bağlantılı olan bebek sanayi teorisini irdeleyeceğiz.

Ekonomi alanına yönelik bir önceki yazımızda sanayileşme stratejilerinden İthal İkameci Sanayileşme Stratejisi’ni incelemiştik. Bu yazımızda ihracata dayalı sanayileşme stratejisini ve devamında her iki sanayileşme stratejisiyle dolaylı bağlantılı olan bebek sanayi teorisini irdeleyeceğiz.

İhracatı büyümenin kaynağı olarak gören ve sanayi ürünleri ihracatında uzmanlaşmayı amaçlayanlar için takip edilecek öncelikli kalkınma stratejisi, ihracata dayalı sanayileşme stratejisidir. Bu stratejiye göre, serbest ticaret ve piyasa mekanizmasında karşılaştırmalı üstünlüklere dayalı uluslararası iş bölümü çerçevesinde, bir ülke üstün olduğu sektörlerde üretim yaparak, ihracatını artırabilir, sanayileşmesini gerçekleştirebilir.

İhracata dayalı sanayileşme stratejisinin başarısı, ihracat sektörünün önsel ve gerisel bağlantısının yüksek olmasına, ihracata yönelik sanayilere teşvik verilmesine ve döviz kurunun istikrarına bağlıdır. Kalkınma teorilerinden büyük itiş modeli, ihracata dayalı sanayileşme stratejisinin düşünsel temelini oluşturur.

Bu strateji çerçevesinde, belirli sanayilere kalkınmada öncelik verilir. İhracat sübvansiyonları gibi mali desteklerle devletler, sistematik olarak karşılaştırmalı üstünlüklerini geliştirmeye ve ürünlerinin rekabetçi fiyatlarla dış piyasalarda tutunmasına çalışır. Bu stratejisinin Araçları:

o      Döviz kuru politikası: İhracatın teşviki kapsamında, ulusal paranın öngörülebilir bir gelecek için değeri düşük tutulur. Devalüasyonlarla teşvik sürekli kılınabilir.

o      İhracata vergi iadesi: Devlet, ihraç ürünlerinin maliyetine dâhil edilen vergileri azaltabilir, böylece malın rekabetçi bir fiyatla piyasada tutunması sağlanabilir.

o      Özendirici politikalar: Devletin ihraç mallarına kalite kontrolü yapar, ihracat için yönlendirici bilgi sağlar, pazarlama desteği verir.

o      İhracatı özendiren diğer uygulamalar: İhracat kredisi, ihracat sigortası, ulaşım kolaylıkları, altyapının geliştirilmesi vb. uygulamalarla ihracat özendirilir.

Yeni sanayileşen ülkelerin endüstriyel yükselişleri en fazla otomobil, çelik ve makine gibi birbiriyle ilişkili sektörlerde gerçekleşir. İhraç ürünlerinin önünü açan koruyucu politikalar sürdürülür. Yurt içi üreticiler uluslararası pazarlarda rekabetçi maliyet ve kalite seviyesini yakalayana kadar bu politika devam ettirilir.

İhracata Dayalı Sanayileşme Stratejisinin Aşamaları

o      Teknoloji yoğun ihraç ürünleriyle, yurt dışı talebi karşılamaya yönelik bir üretim yapısı oluşturulur. Niteliksiz emek-yoğun mal üretimi ve ihracatı, kısa zamanda nitelikli (kalifiye) emek yoğun mal üretimi ve ihracatına dönüştürülür.

o      Çok uluslu şirketler aracılığıyla üretimin uluslararası boyutta gerçekleştirilmesi sağlanır. Küresel sermayenin taşıyıcılığını üstlenen çok uluslu şirketler; gelişmekte olan ülkelerdeki ucuz emekten yararlanmak için yatırımlarını bu ülkelere kaydırır. Bu kapsamda, gelişmekte olan ülkelere eski teknolojilerin transferine izin verebilir.

Dışa açık büyüme stratejisini benimseyen gelişmekte olan ülkeler, çok uluslu şirketlerin topraklarında yatırım yapmasını sağlayabilmek adına ekonomilerinin dışa açılmasını olanak tanıyacak politikaları izler. Bu manada kullanılan ihracat sektörü, ileri ve geri bağlantılı sektörleri tetiklerken, kalkınma için öncü sektör olabilir. İhraç mallarına yönelik yurtdışı talebin artması, yurt içi talebi de artırabilir, topyekûn kalkınmaya ivme kazandırılabilir. Uluslararası piyasalarda sürekli kalite ve fiyat rekabetiyle karşılaşan az gelişmiş ülke girişimcileri, yeni teknolojileri izlemek zorunda kalır, beraberinde büyüme adımları kendiliğinden gelir.

Stratejik veya Bebek Sanayileri İçin İzlenecek Yol

İthal bağımlılığına neden olan, yüksek teknolojiye dayalı üretim gerektiren önemli sanayi dalları, gelişmiş ülkelerde “stratejik”, azgelişmiş ülkelerde “bebek sanayi” olarak bilinir.

Gerek ithal ikameci sanayileşme gerekse ihracata dayalı sanayileşme stratejisinin temelinde bebek sanayi teorisi (infant industry theory) ve/veya merkantilist yani korumacılığa dayalı dış ticaret uygulaması vardır. Bu teori ilk kez 1721’de İngiltere’de dış ticaret politikası reformuyla birlikte uygulanmıştır. ABD, 1800’lerde İngiliz mallarına karşı gümrük vergilerine, ihracat sübvansiyonlarına ve diğer koruma araçlarına başvurarak, kendi sanayisini ayağa kaldırabilmiştir. Alman iktisatçı Friedrich List, 1840’larda bebek sanayi tezine kavramsal bir bütünlük getirmiştir.

List’in savunduğu ulusal teknoloji stratejisinin temel noktaları aşağıdaki gibidir:

o      Zihinsel sermayeye (mental capital) önem verilmesi,

o      ‘Zihinsel sermaye’ ile ‘maddî sermaye’ arasında karşılıklı etkileşimin kurulması,

o      En son teknolojiyi edinmenin bir aracı olarak yabancı teknoloji ithalinin teşvik edilmesi,

o      Yetenekli insanların yatırım yapması için olanakların ve fırsatların tanınması,

o      İşgücünün niteliğinin geliştirilmesi, teknik kapasitesi yüksek ve gelişmiş ülkelerden yurt içine beyin göçünü özendirecek politikaların takip edilmesi,

o      Ekonomik ilerlemede imalât sektörünün öncü rolünün kavranması,

o      Ekonomi politikalarını geliştirme ve uygulamada çok uzun dönemli bir tarih görüşüne sahip olunması.

List, Almanya’nın İngiltere’yi geçebilmesi için az gelişmişliği yenmesinin yollarını ülke yönetiminde söz sahibi olan politikacılara göstermek istemiştir. List aslında İngilizlerin rakiplerini askeri güçle zayıflatırken, yeni doğan (bebek) sanayilerini yabancı rekabete karşı koruduklarını ancak rakipleri üzerinde teknolojik ve endüstriyel üstünlük elde ettikleri zaman serbest ticareti rakiplerine karşı gündeme getirdiklerini savunmuştur. List’in çalışması Almanya’ya esin kaynağı olmuş, bu ülke sistematik sanayi politikası izleyip ekonomisini bilimsel olarak kalkındıran dünyadaki ilk örnek olmuştur. Almanya örneği, ticaret politikasını ve ekonomik kalkınmayı rehber edinen ekonomik milliyetçilik doktrininin meşru bir yol olarak görülmesini beraberinde getirmiştir.

Kalkınma aşamasındaki ülkelerin tümü, hedef olarak belirledikleri sektörlerde gümrük vergilerini, sübvansiyonları ve ihracat teşviklerini bir arada ve çeşitli düzeylerde kullanmıştır. Bu sanayileşmiş ülkelerin kalkındıkları sırada benimsediği yöntemin aynısıdır.

İhracat, hem sanayileşmiş ülkelerden teknolojik ürünleri (makine-teçhizat dâhil) almak için gerekli dövizi sağlar hem de yerli üreticileri yüksek uluslararası kalite standartlarında üretim yapmaya zorlar. Bu çerçevede yeni sanayilerin, özellikle de enerji ve savunma sanayii benzeri alanlardan stratejik sayılanlarının, uluslararası piyasalarda rekabet gücü elde edinceye kadar korunması doğru bir uluslararası iktisat politikası olarak benimsenmeye başlanmıştır. Ekonomik kalkınmanın makroekonomik boyutta göstergesi, Gayri Safi Yurt içi Hâsıla (GSYH) (Gross Domestic Product – GDP) ile tanımlanır.

Bebek sanayi stratejisi kapsamında, korumacı önlemlerin stratejik amaçla kullanımı, özellikle kırılgan ekonomileri güvence altına alarak büyümeye daha elverişli bir yurt içi ekonomik çevre oluşturabilir. Öte yandan bu durum, bebek sanayilerin uluslararası rekabete maruz kalmamasına ve dolayısıyla da hiçbir zaman istenildiği ölçüde gelişememesi sorunsalını beraberinde getirebilir.

Sonuç olarak, bir ülke kalkınma çabalarını sürdürürken, sanayileşmeyi kalkınmanın temeli olarak almak durumundadır. Bu kapsamda, ithalata bağımlılığı azaltmak, ithal edilecek bazı ürünleri ithal etmek yerine yurt içinde üretmek, yani ithal ikame sanayileşmeyi takip etmek kısa vadede ülkenin döviz stoğunun korunmasını, dışa bağımlılığın azaltılmasını, sanayinin gelişmesini sağlar. Ancak, bir süre sonra yurt içinde gerçekleştirilen üretimin, dışarıya mal satabilecek hale gelmesi, ihracata dayalı sanayileşme stratejisine hizmet edecek şekilde gelişmesi beklenir. Ayrıca, bir ülkenin tüm alanlarda yatırım yapacak kaynakları olmayabilir. Bu nedenle, öncelikle, ülke gerçeklerini dikkate alarak, siyasi iradenin stratejik önemi olan bir sanayi dalını seçmesi, bu sanayi dalına yönelik kaynaklarını seferber etmesi, bu sanayi dalı gelişinceye kadar koruması, gerekli teşvik mekanizmalarıyla desteklemesi, bir bebek gibi bakması gerekir.

Yazımızda Yararlandığımız Bazı Kaynaklar

Becker JD. (1991). Modernization and Development: An Empirical Study of South Korea and Brazil, Illinois Wesleyan University Honor Projects, Paper 4, <http://digitalcommons.iwu.edu/polisci_honproj/4>, s.e.t. 26.04.2017.

Chang HJ, Grabel I. (2016). Kalkınma Yeniden, Alternatif İktisat Politikaları Kitabı, (Çev: Emre Özçelik), 2.Baskı, Ankara, İmge Kitabevi.

Glass AJ, Saggi K. (1998) International Technology Transfer and The Technology Gap, Journal of Development Economics, Elsevier Science B.V., 55:369-398.

Heywood A. (2015). Key Concept in Politics and International Relations. Çeviri: Siyasetin ve Uluslararası İlişkilerin Temel Kavramları, Bakırcı F, 4. Baskı, Ankara, BB 101 Yayınları 12.

Minns J. (2006). The Politics of Developmentalism, Palgrave Macmillan, UK.

Özdaş MN. (2000). Bilim ve Teknoloji Politikası ve Türkiye, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Yayını, <http://www.inovasyon.org/pdf/nimetbook.pdf>, s.e.t. 20.04.2017.

Saatçioğlu C. (2010). Ulusal Yenilik Sistemi Çerçevesinde Uygulanan Bilim ve Teknoloji Politikaları: Israil, AB ve Türkiye Örneği, Sosyal Bilimler Dergisi, 2005/1:180-198 <https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/hvele/11421/461/249667.pdf?sequence=1&isAllowed=y>, s.e.t. 14.04.2017.

Taban S, Kar M. (2016). Kalkınma Ekonomisi, Ekin Yayınevi, 3. Baskı, Bursa.

Tiryakioğlu M. (2016). Yabancı Sermaye, Teknoloji ve Kalkınma İlişkisi, Yoksulluk Tuzakları, s.550-562 içinde Akçomak İS. vd. (2016). Bilim, Teknoloji ve Yenilik, Kavramlar, Kuramlar ve Politika, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 561, İstanbul, 1. Baskı.

Ulaş D. (2008). Çok uluslu Şirketlerin Ortak Girişim Stratejisini Kullanma Ve Sona Erdirme Nedenleri, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 59(2):152-178 <http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/pdf/59/2/Ulas_Dilber.pdf>, s.e.t. 17.04.2017. (Gilpin, 2017: s.266-267

Wallerstein I. (2006). Kalkınmacılık ve Küreselleşmeden Sonrası Ne?, (Çev.) Kavuncu OY, Küreselleşme Okumaları, (Edit.) Kudret Bülbül, Kadim Yayınları, Ankara, 139–151.

Yıldırım E. (2004). Ekonomik Yapı ve Ölçek Ekonomileri, Dergipark, 65-82 <http://dergipark.gov.tr/download/article-file/50014>, s.e.t. 27.03.2018.

Dr. Hüseyin FAZLA
Dr. Hüseyin FAZLA
Tüm Makaleler

  • 20.10.2021
  • Süre : 4 dk
  • 2913 kez okundu

Google Ads