Raylı Sistemlere Bakış Açımızı Değiştirelim
Türkiye’de bir şey alışkanlık oldu. Yapacağımız bazı işlerin gereğini ancak o işle ilgili başımıza bir felaket geldiğinde hatırlıyor ve ondan sonra gereğine yerine getirmeye çalışıyoruz. Ancak bu çalışmalar da uzun vadeli olmuyor. Bir dahaki felakete kadar bazen bu işleri kenara bıraktığımız da oluyor.
Türkiye’de bir şey alışkanlık oldu. Yapacağımız bazı işlerin gereğini ancak o işle ilgili başımıza bir felaket geldiğinde hatırlıyor ve ondan sonra gereğine yerine getirmeye çalışıyoruz. Ancak bu çalışmalar da uzun vadeli olmuyor. Bir dahaki felakete kadar bazen bu işleri kenara bıraktığımız da oluyor.
Tıpkı depremlerde olduğu gibi, çevre ile ilgili sorunları da orman yangınları, sel ve heyelanlar meydana geldiğinde hatırlıyoruz.
+++
Dünya’da şu anda en önemli konulardan biri de yaşanabilir bir çevre adına karbon salınımını önlemek. Bunun için de özellikle ulaşım alanında bazı çalışmalar yapılıyor. Bazı ülkelerin bu konuda ciddi çalışmaları var. Bunlara yazımızın ilerleyen bölümlerinde değineceğiz.
Raylı sistemler dünyanın birçok kentinde özellikle kentiçi ulaşımda ana omurga rolünü yıllardır üstleniyor. Avrupa Komisyonu ise raylı sistemlerin önemine vurgu yapmak için 2021'i Avrupa Raylı Sistemler Yılı ilan etti. Kentiçi ulaşımın dünya genelindeki çatı kuruluşu Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği (UITP) ise 2021 yılında raylı sistemler alanında özel çalışmalara imza attı, atmaya da devam ediyor.
Metro, Tramvay ve banliyo hatları kentiçi ulaşım ekosistemi içinde hayati öneme sahiptir. Özellikle Koronavirüs (Covid-19) pandemisi sonrasında dönüşen ve değişen kentlerimizin ihtiyaçlarını da düşündüğümüzde; kentiçi raylı sistemlere daha çok ihtiyaç duyduğumuz ortaya çıkmıştır.
Şu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
-Tokyo metro sistemi yıllık 3,5 milyar yolcu taşıyor. Bu rakam dünya toplam nüfusunun yarısına eşit.
-Avrupa’da yıllık 10 milyardan fazla yolcu ile hafif raylı sistemler Avrupa’da havayollarından 10 kat daha fazla yolcu taşımaktadır.
-Dünya üzerinde 389 tramvay ve hafif raylı sistem bulunuyor. Bunların yarısından fazlası (204) Avrupa’da bulunmaktadır.
-2000-2017 arasında çoğu Asya kıtasında olmak üzere 75 yeni metro hattı hizmete açıldı.
-En çok yolcu taşıyan 10 metro sistemi sırasıyla: Tokyo, Moskova, Sangay, Pekin, Seul, New York, Yeni Delhi, Guangzhou, Meksiko ve Hong Kong.
+++
Kent içi trafiğini rahatlatan metro, tramway, banliyö gibi raylı sistemler, enerji verimliliği ve daha az karbon salınımıyla çevreyi koruyor.
Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof.Dr. Arif Hepbaşlı, İzmir’de her gün otomobil yerine metro veya banliyö sistemini kullanan yaklaşık 428 bin yolcunun bilerek veya bilmeyerek Kültürpark’ta yer alan ağaçların 5 katı olan 53 bin ağacı her yıl kurtarmış olduğunu söyledi.
Hepbaşlı, şunları söylüyor: “Uluslararası standartlara baktığınız zaman tramvay kullanımının otobüse oranla karbon salınımını neredeyse yarı yarıya azalttığını görüyoruz. Örneğin tramvay için 1 kilometrede yolcu başına düşen karbon salınımı 42 gram iken bu oran otobüs için 69 gram, büyük motor hacimli bir otomobilde ise 183’e çıkıyor. Öte yandan, elektrikli tramvaylar, sıfır kirlilik demektir. Yoğun nüfuslu alanlarda insanların taşınması için tramvay en iyi seçenek, otobüslerden de üç kat daha iyi enerji verimli. Yüzde 100 yenilenebilir enerjilere yöneldiğimiz zaman sıfır emisyonlu.”
Bütün bu anlatılanlardan şu sonucu çıkarmak gayet kolay: Çevreci yönüyle cazip bir ulaşım yöntemi olan tramvayın kentlerde yaygınlaştırılmalı.
+++
Yapılan araştırmalara göre en çevreci ulaşım aracı tramvay oldu.
1 kilometrede yolcu başına düşen karbon dioksit salınımı;
- Tramvay için 42 gram
- Metro için 65 gram
- Otobüs için 69 gram
- Benzinli küçük model bir taşıt için 110 gram
- Benzinli orta model bir taşıt için 133 gram
- Benzinli büyük model bir taşıt için 183 gram.
Avrupa tehlikeyi çeyrek asır önce gördü. 1992 Avrupa Kentsel Şartnamesi Madde 4’e 1’e göre, “Yavaş ama kesin bir biçimde otomobil bir kenti öldürmektedir. 2000'li yıllarda artık ya kenti ya da otomobili seçeceğiz; çünkü ikisi bir arada olmayacak” yazıyor.
+++
Hollanda, raylı sistemlerinin enerjisini rüzgardan sağlamaya başladı.
Hollanda’nın en büyük demir yolu şirketi Nederlandse Spoorwegen (NS), ülkedeki karbon salınımını düşürmek için 2015’te enerji şirketi Eneco ile bir araya gelmiş ve ortak hareket ederek 2018’e kadar ülkedeki tüm raylı sistemlerin kullandığı enerjinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanacağını duyurmuşlardı. Planlanandan çok daha hızlı ilerleyen çalışmalar sonucu 2016’da ülkedeki raylı sistemlerin %75’inin elektriği rüzgar enerjisinden elde edilir hale geldi ve 1 Ocak 2017’den itibariyle bu oran %100’e ulaşmasıyla Hollanda, beklenenden 1 yıl önce hedefini gerçekleştirmiş durumda.
Günde 600.000 yolcu taşıyan NS, bunun için yılda 1.2 milyar kWh enerji harcıyor.
Dünya’da ve Avrupa’da birçok ülke Hollanda’nın yaptığını başarmak adına ciddi çalışmalar yapıyor.
Eminim Türkiye de bu konuda çalışmalarını hızlandırmıştır.
+++
Ancak bir Trabzon örneği vermek istiyorum. Ülkemizde bu olaya bakış açısını anlatmam gerekiyor.
Bir liman ve ticaret şehri olan Trabzon 150 yıldan fazladır demir yolu, yaklaşık 20 yıldır da hafif raylı sistem bekliyor.
Trabzon- Erzincan Demir Yolu için Cumhuriyetin ilk yıllarında yasa bile çıkmıştı.
Bu süreçte yaşananları kaleme aldığımız ‘Maziden Atiye Bir Demiryolu Hikayesi, Gümüş Kazma’ isimli eserimizden ulaşabilirsiniz.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1924 yılında Samsun Çarşamba’da raylı sistemler için ilk kazmayı vurduğunda sanki geleceği görmüş gibiydi. Ancak kendisinden sonra gelen devlet yöneticileri yatırımlarda maalesef karayolu taşımacılığını tercih etti. Raylı sistem yatırımları kenara itildi.
Trabzon da bu bakış açısından dolayı yıllardır istediğini alamıyor.
Bilindiği üzere Şubat 2001 tarihinde Trabzon Zorlu Grand Otel'de dönemin Trabzon Belediye Başkanı Asım Aykan ve Kanada'nın SCN Lavalin International Inc Mühendislik Başkan Yardımcısı Ati Minchev, Trabzon şehri ve yakın çevresi hafif raylı toplu taşıma sisteminin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi yönünde bugün ilk adım atmış ve hazırlanan protokole imzalarını koymuşlardı.
Daha sonra göreve gelen Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, ilk önce ‘pik saatinde 17 bin yolcu’ şartını öne sürse de görev süresinin sonlarına doğru Hafif Raylı Sistem Projesi için çalışma başlatmıştı.
Yeni seçilen Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun vizyon projelerinden en önemlisi olarak Hafif Raylı Sistem öne çıkmıştı.
Hafif Raylı Sistemi yapmak yerine dolmuş sisteminde yer alan araçları modernize ettiler. Bunu da çok büyük bir projeymiş gibi kamuoyuna sundular. Hafif Raylı Sistem projesi yine bekliyor.
Karbon salınımı, çevre ya da yolcunun konforu kimin umurunda…
+++
TCDD verilerine göre Osmanlı devleti 4 bin 559 kilometre ray döşedi. Bu rakama Cumhuriyetin ilanından sonraki 17 yılda 4 bin 078 kilometre demiryolu daha eklendi. AK Parti iktidarı döneminde toplam demir yolu ağı 12 bin 803 km’ye çıkarıldı. Bunun bin 213 km’si YHT (Yüksek Hızlı Tren) hattı.
Türkiye’de halen 12 kentte metro, hafif raylı sistem, tramvay, füniküler ve banliyö sistemlerinden en az biri kullanılıyor.
Raylı sistem kullanan illerimiz İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir, Kayseri, Samsun, Konya, Antalya, Gaziantep, Adana ve İzmit.
İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa’da birden fazla tip raylı sistem kullanılırken, Adana’da sadece metro, kalan tüm şehirlerimizde ise (Eskişehir, Kayseri, Samsun, Konya, Antalya, Gaziantep, İzmit) sadece tramvay kullanılıyor.
Raylı sistem kurulması planlanan kentler arasında ise Balıkesir, Mersin, Diyarbakır ve Erzurum var.
Türkiye’deki şehirlerin büyük bir bölümü raylı sistemlerden uzak yaşamaya mahkum edilmiş durumda. Oysa kentlere özel projelerle bunun üstesinden gelinebilir.
Bugün hava yolları genelde konforu ve zaman tasarrufu nedeniyle tercih edilmektedir. Oysa hafif raylı sistemlerle de bunu sunabiliriz. Raylı sistemlere sadece ekonomik anlamda ‘Kâr’ ya da ‘Zarar’ açısından bakılmamalıdır. En önemli meselelerden biri olan ‘Çevre’yi de ‘Yaşanılabilir Bir Dünya’yı da düşünmemiz gerekir.
Hollanda raylı sistemlere büyük yatırımlar yaparken ve bütün enerjisini rüzgar enerjisinden karşılarken, biz neden hâlâ dolmuş sistemlerine mahkum ediliyoruz. Dolayısıyla Raylı Sistemlere bakış açısını değiştirmeli ve bu alandaki yatırımları hızlandırmalıyız.