Site İçi Arama

ekonomi

Türkiye'de de Bir Silisyum (Silikon) Vadisi Kurulacak mı?

Silisyumdan cam yapmayı insanoğlu çok önceleri keşfetmiş. Gelin size bir de bizde yanlış kullanılan bir terimden bahsedeyim. Silisyumun İngilizcesi silikondur. Biz ise silisyum diyoruz, çünkü bize Fransızlardan geçmiş. Amerikalılar ise o yüzden Amerika'daki teknolojik firmaların yoğunlaştığı yere Silikon Vadisi diyorlar. Bize de Amerikalıların verdikleri isim olarak Silikon Vadisi olarak geçmiş. Ama dedim ya, aslında bu maddenin Türkçe adı silisyum.

Siz hiç suyun öldüğünü duydunuz mu?

Ama su canlı değil ki, nasıl ölsün?

Canlılar ölür, cansız varlıklar ise olduğu gibi kalır.

Yine de, sizce de bu işte bir sorun yok mu?

Eğer bu evrende bir şeyler hiç değişmeden milyarlarca yıl var olabiliyorlarsa, ben olsam canlıları da böyle uzun yıllar var etmeyi düşünürdüm.

Canlılar evrendeki maddelerden oluşmalarına rağmen, belirli bir ömürleri var.

Tanrının işine karışılmaz, ama bence Tanrı isteseydi bizleri çok daha uzun ömürlü yapabilirdi. En azından aklımızı çok daha iyi tasarlayabilirdi.

Tüm canlıların unutma gibi bir arızaları var.

Acaba hata mı yapmış, yoksa isteyerek mi böyle yaratmış?

Mesela biz canlılar büyük oranda su ve karbondan oluşuyoruz.

Başka bir maddeden yaratılmış olsaydık acaba daha uzun ömürlü olabilir miydik?

***

İnsanoğlu saf silisyumu bulduğunda tam olarak ne işe yaradığını anlamamış.

Silisyum bilgisayar teknolojisinde de kullanılan, transistörlerin ana maddesi olan ve periyodik tabloda "Si" ile gösterilen 14 atom numaralı element.

Evrende karbon, hidrojen oksijen gibi temel maddelerden sonra en çok bulunan yedinci element.

Ancak dünyada maalesef saf halde bulunmuyor. Kum ve silikat esaslı kimi maddeler içinde bileşik halde mevcut.

Dolayısıyla aslında dünyada da oldukça çok silisyum var.

Bu yüzden silisyumdan cam yapmayı insanoğlu çok önceleri keşfetmiş.

Gelin size bir de bizde yanlış kullanılan bir terimden bahsedeyim.

Silisyumun İngilizcesi silikondur. Biz ise silisyum diyoruz, çünkü bize Fransızlardan geçmiş.

Amerikalılar ise o yüzden Amerika'daki teknolojik firmaların yoğunlaştığı yere Silikon Vadisi diyorlar. Bize de Amerikalıların verdikleri isim olarak Silikon Vadisi olarak geçmiş.

Ama dedim ya, aslında bu maddenin Türkçe adı silisyum.

Tabii bir de banyolarda su sızmasın diye, ya da hanımların göğüslerine daha güzel görünsün diye ameliyatla takılan silikon diye bir şey var ki, aslında o da bir silisyum bileşiği. Ancak işte onun adı gerçekten silikon.

Bu durumda Amerika'daki Silikon Vadisi'nin Türkçe tercümesi aslında Silisyum Vadisi olmalıydı.

Komik değil mi? Biz birçok şeyi böyle karıştırıyoruz işte.

***

Silisyum konusuna nereden geldim biliyor musunuz?

Jöns Jakob Berzelius, ilk olarak 1823 yılında silisyumu saf formda karakterize edebildiğinde henüz silisyumun yarı iletken özelliği bilinmiyor. Doğada oksijenle tepkimeye girmiş formu, yani oksitlenmiş hali olan silikat olarak bulunan silisyum çok daha sonra transistörlerin hammaddesi olarak kullanılmaya başlanacak.

Transistörler ise elektronik çağının başlaması demek.

Bugün ise içinde milyarlarca küçücük transistör olan entegreler ve çok daha önemlisi bilgi depolamaya yarayan bellek yongaları silisyumdan üretiliyor.

İşte eğer beynimiz de silisyum esaslı bellek yongalarından yapılmış olsaydı, sanırım unutma derdi çözülmüş olurdu.

Üstelik her hücre yenilenmesinde ucundan birkaç molekülünü kaybeden DNA'mız yaşlanmamızın da bir sebebi olduğuna göre, gerektiğinde tüm sistemi off konumuna getirerek eğer dinlenmek gerekiyorsa herhangi bir enerji harcamadan da dinlenmek belki de mümkün olabilirmiş.

Çünkü bugün artık üretilen bellek yongaları üzerine depolanmış olan bilgiyi herhangi bir dış enerjiye ihtiyaç duymadan oldukça uzun süre saklayabiliyorlar.

Düşünebiliyor musunuz? Sistemi kapatıyorsun ve istediğin zaman tekrar açarak nerede kalmışsan oradan devam ediyorsun.

Tanrı acaba bizi yaratırken kil yerine silisyum kullansaymış fena mı olurmuş?

Sonuçta canlılık da bir bilgi. Özelinde insan bir bilgidir.

Bilginin saklanması ise görünüşe göre silisyum ile çok daha kolay oluyor.

***

Neyse, benimkisi sadece bir fikir tabii ki. Bu kadar az bilgi ile kimsenin işine karışmak istemem. Tanrının belki de vardır bir bildiği.

Ancak bunu söylerken aklıma bir başka konu da takılmıyor değil.

Acaba inşaatlarda güvenlik önlemleri alarak tanrının bildiğine aykırı bir şeyler yapıyor olabilir miyiz?

Sonuçta Tanrı inşaatlarda çalışırken güvenlik önlemleri alarak çalışın dememiş.

Bakın bir zamanlar bir camide hocanın biri de bu konuya değinmiş.

Güvenlik önlemleri üzerine bir vaaz verirken bu konu üzerine çok düşmek Allah'a güvensizlik anlamına gelir demiş.

Bence doğru söylemiş.

Zaten Allah isteseydi silisyumu dünyada da saf halde yaratırdı.

Jöns Jakob Berzelius ne diye uğraşmış ki silisyumu saf hale getirmek için?

Sonradan ne diye yarı iletkenlik özelliğini keşfetmişler. Hatta transistör ne ola ki, niye bilgisayar falan yapmışız, niye daha konforlu yaşamak için sürekli bir şeyler keşfetmeye çalışıyoruz?

Açın hemen medreseleri!

Hatta okullara da bir din görevlisi verin hemen.

Bilimle falan uğraşmak yasak kardeşim. Sonra başımıza bilim insanı mı kesilmek istiyorsunuz?

***

Şaka yapıyorsun galiba dediğinizi duyar gibiyim.

Tabii ki şaka yapıyorum, bu saatten sonra şeriat ile yönetilecek halimiz yok sanırım. Kimse bunu istemez bence.

Gerçi galiba geçenlerde biri biz şeriat istiyoruz dedi gibime geldi, belki de ben yanlış duymuşumdur.

Bilimle kalın, bence yanılmazsınız.

Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 16.06.2023
  • Süre : 4 dk
  • 1359 kez okundu

Google Ads