Suriyeli Mültecilerin Ekonomiye Etkisi
Suriyeli mültecilere yapılan harcamanın, 2017 Kasım itibariyle, 30 milyar dolar olduğu açıklanmıştı dönemin Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ tarafından. Sonrasında resmî bir açıklama yapılmadığı için, o tarihten bu yana yapılan harcama net olarak belli değil.
Suriyeli mültecilere yapılan harcamanın, 2017 Kasım itibariyle, 30 milyar dolar olduğu açıklanmıştı dönemin Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ tarafından. Sonrasında resmî bir açıklama yapılmadığı için, o tarihten bu yana yapılan harcama net olarak belli değil.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, 2020 yılında, Suriyeli sığınmacılar için harcandığı tespit edilebilen paranın 2019 sonuna kadar 58.2 Milyar dolara ulaştığını açıklamıştı. Özdağ, 2020-2021 senelerinde Suriyeli sığınmacılar için harcanacak paranın 21 milyar doları bulacağını öne sürmüştü. Yani, Özdağ’a göre, 2021 sonuna kadar Suriyeli mültecilerin Türkiye ekonomisine maliyeti 80 milyar civarında.
Türkiye’nin 2017’de açıklanan resmi verilerine göre, Suriyelilere 2011 yılından o güne kadar kişi başına 8.333 dolar para harcanmış. Türkiye’de 5,5 milyon Suriyeli olduğunu farz ve kabul edersek, yaklaşık 45 milyar dolarlık bir harcama ortaya çıkıyor. 2011-2017 yılları arasında 45 milyar dolar harcanması, 6 yıllık süreçte her yıl yaklaşık 7,5 milyar dolar harcandığını gösteriyor. Son 4 yıllık süreç de eklendiğinde 30 milyar dolar daha harcandığı ortaya çıkıyor ki, Ümit hocanın yaklaşık 80 milyar dolar harcandığı iddiası doğrulanmış oluyor.
Sonuç itibariyle, yaklaşık 80 milyar dolar paramız Suriyeli mültecilere gitmiş.
Şimdi, nüfusumuzu 80 milyon kabul edersek, mültecilere yapılan kişi başı harcamamız;
80 milyar/80 milyon=1000 $. Dolar kurunun 13,5’lara ulaşmasıyla, bu rakam yaklaşık 13.500₺ oluyor.
Yani bu ülkedeki her birey, 2011’den bu yana 13.500₺’sini Suriyelilere vermiş.
Peki, harcanan bu 80 milyar dolara neler yapılabilirdi bir bakalım.
2,5 milyon dolara tanesi mal edilebilecek;
32.000 adet hastane veya okul veya sinema veya tiyatro veya kütüphane veya otel veya fabrika yapılabilirdi. Rakamın net anlaşılabilmesi açısından, 32.000 rakamını 81 vilayete bölersek, her ile 400’e yakın tesis demek, varın siz düşünün miktarın büyüklüğünü.
Sonuç olarak; Suriye'deki olaylara baştan bu kadar bulaşmasaydık, tüm unsurlara adil ve eşit durabilseydik, yurtta sulh cihanda sulh prensibini içselleştirebilseydik, yurt içinde prim veren ötekileştirme politikalarını yurt dışında uygulamasaydık, yanı başımızda bir iç savaşın ve onun neticesinde de milyonlarca mültecinin oluşmasına sebep olan bileşenlerden biri olmazdık. Böylece mültecilere harcanan para hepimizin cebinde kalacak ya da devletten bu meblağ kadar daha iyi hizmet alacaktık.
Dövizin yükselmesini dış güçlere değil de dış politikadaki ve ekonomideki hatalı kararlara bağlasak, en azından teşhisi doğru yapmış oluruz. Yoksa teşhis yanlış olursa, tedavi cevap vermez, kur da maalesef alıp başını gider, hepimiz gün be gün fakirleşiriz.