Site İçi Arama

ekonomi

Tarımda arazi reformu gerekiyor mu?

Dedelerimiz zamanında ekiminden yeterli kazanç sağlanabilen büyüklükte olan tarım arazileri bugün bölüne bölüne artık kırsal kesimlerde yaşayan aileleri besleyemeyecek derecede küçük araziler haline dönüştü. Sonuçta da aileler şehre göç etmek zorunda kaldılar. Geride kalanlar zaman zaman bu arazileri bazen izin alarak, yani anlaşarak, bazen de izinsiz ekmeye devam etseler de, bir çok arazi boş vaziyette atıl tarlalar olarak kaderine terk edilmiş durumda.

Tarımsal Sorunların Önemi Artıyor:

Bir süredir tarımsal sorunlar daha çok göz önüne çıkmaya başladı. Üreticiler gübre fiyatlarındaki aşırı artışlardan, akaryakıt ve elektrik ücretlerindeki yüksek zamlardan şikayetçi. Ektikleri ürünlerin satış fiyatları maliyetini bile kurtarmadığı için birçok tarım emekçisi artık arazilerini ekmek bile istemiyor.

Netice ortada, gün geçtikçe ekilen araziler azalıyor, şehirlere göç gibi diğer etkileri de göz önüne alınca bir şeyler yapmak gerektiği açık. Teşvikler ve alınan tarım kredilerinin geriye ödenememesi de ayrı bir dert. Traktörüne haciz gelen mi ararsın, borcunu ödeyemediği için bankalarla mahkemelik olan mı ararsın, bir kargaşadır gidiyor.

Bu sorunlar haberlerde çıkan, hepimizin bildiği, duyduğu sorunlar. Muhalefet partilerinin de gündeme getirdikleri sorunlar. İktidar da bu konularda kimi zaman bazı tedbirler alsa da durumdan kimse memnun değil.

Ancak tüm bu sorunların yanında kimsenin gündeme getirmediği bir başka sorun var ve bu soruna bir çözüm bulunabilirse aslında belki de bu çözüm tarımsal bir reform olabilir, diğer tarım sorunlarına da bir çözüm getirebilir.

Miras Yoluyla El Değiştiren Tarım Arazileri Sorunu:

Bahsetmek istediğim sorun miras dolayısıyla her geçen gün bölünmekte olan tarım arazileri sorunu.

Dedelerimiz zamanında ekiminden yeterli kazanç sağlanabilen büyüklükte olan tarım arazileri bugün bölüne bölüne artık kırsal kesimlerde yaşayan aileleri besleyemeyecek derecede küçük araziler haline dönüştü. Sonuçta da aileler şehre göç etmek zorunda kaldılar. Geride kalanlar zaman zaman bu arazileri bazen izin alarak, yani anlaşarak, bazen de izinsiz ekmeye devam etseler de, bir çok arazi boş vaziyette atıl tarlalar olarak kaderine terk edilmiş durumda.

Hatta birçoğu küçük küçük hisseler halinde, yani birçok mirasçının mülkiyetinde, bir anlamda sahipsiz olduğundan dolayı ekilip biçilmiyor, dolayısıyla da ülke ekonomisine de bir faydası olmuyor.

Bu durumda olan çok mirasçı olduğunu düşünüyorum. Orada, uzaklarda bir yerlerde birkaç arazisi var, hepsinde de azar azar hissesi var, ama kim ne yapıyor o arazilerde bir haberi yok, atsan atılmaz, satsan satılmaz. Aslında bir sorun olarak bir kenarda duruyor.

Bazı yönetmelikler ve kanunlar var, birleştirme imkanları var aslında, ama uzun hikâye. Hem artık şehirlerde bir düzen kurulmuş, dönüp tarımla uğraşacak değil hiç kimse, zaten birleştirsen de artık o kadar bölünmüş ki, o boyutta elde edeceğin gelir de bir işe yaramaz. Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmez.

Peki ne yapacağız? Nasıl edip de bu arazileri ülke ekonomisine faydalı hale getireceğiz? Devlet belli bir bedel ödeyip tekrar hazine arazisine çevirse mesela bir çözüm olabilir mi? Ya da başka ne yapılabilir?

Endüstriyel Tarım Çözüm Olabilir mi?

Endüstriyel tarım demiştim bir yazımda tarıma çözüm diye, genel olarak ülkenin tarımsal olarak düze çıkması için tabii ki asıl çözüm budur, ama endüstriyel tarım öncelikle büyük arazilerde yapılabilecek bir şey. Yani büyük arazi sahiplerinin belki de devlet desteği ve doğru planlamayla yönlendirilmesi neticesinde gerçekten çağın gereklerine uygun uygulanması gerekli tarım yöntemi.

Benim bahsettiğim ise küçük küçük araziler. Devlet olarak el koyamazsın, miras kanunu devletin en önemli kanunlarından biri, zorla insanlara bir şey yaptıramazsın. Bugün atıl durumda da olsa, bir işe yaramasa da, yarın bir kanun bile çıkarsan insanoğlu için hemen değere biner, itirazlar yükselir. Yani öyle bir çözüm bulunmalı ki, insanlar gönül rızasıyla arazilerin ülke ekonomisine katkıda bulunacağına emin olsunlar. Haydi pamuk eller cebe, seferberlik ilan ediyoruz, zor duruma düştük diyerek de olmaz bu işler.

Peki nasıl yapmalı o zaman?

Tarım Şirketleri Kurulması:

Doğru çözümü bulmak için elimizde neler var bir düşünelim. Küçük küçük araziler var, bunların bir araya getirilerek büyük araziler halinde üzerlerinde endüstriyel tarım yapmak amacımız.

Kooperatif düzeni çok zor olur, kooperatiflerde her üyenin direk katkısı olması lazım, bizzat emek harcaması gerekir. En azından elinde belli bir büyüklükte arazisi olanlar için belki uygun çözüm kooperatif olabilir, zaten arazisi üzerinde ekip biçiyordur, kooperatif olduğu zaman güç birliği ile daha verimli üretim yapılacaktır. Zor ama, bu durumlar için belki de uygun çözüm kooperatifler olabilir. 

Ama bizim konumuz daha küçük parçalara bölünmüş atıl araziler için olmalı, artık elini toprağa değdirmek istemeyen hisseli arazi sahipleri için ne yapabiliriz?

Benim aklıma tarım şirketleri kurmak geliyor, tek elden tarımsal üretim yapan anonim şirketler. Devlet yönlendirmesi ve denetimi altında, endüstriyel tarım yapan, özel statülü büyük şirketler kurulması bir çözüm olabilir. Hisse sahipleri arazileri üzerinde tarım faaliyetleri yapılmasına izin verecekler, gelirden pay sahibi olacaklar, böylece gönül rızasıyla arazilerinin kullanım haklarını devredebilecekler. 

Bu konuda ayrı bir borsa bile kurulabilir, kurulacak şirketlerin özel statüleri olduğu için isteyenler arazi payı haklarını borsada alıp satabilecekler, her ürün döneminde de elde edilen gelirlerin pay haklarına uygun olarak dağıtılması mümkün olacak. Belki de ayrı borsa bile kurmaya gerek olmayabilir, BİST kapsamında da bu durum bir çözüme kavuşabilir.

Şirketler kanununa yapılacak birtakım eklemeler ile bu özel statüde şirketler kurulmasının önü açılırsa, devlet organizasyonu ve güvencesi ile hisse payı olan arazi sahipleri için ayrı bir gelir sahibi olmaları gelir dağılımı açısından da faydalı olacaktır. Şirketler için de büyük paralar harcayıp arazi satın alınması gerekmediği için kaynakların sadece üretime yönlendirilmesi açısından da bir avantaj olacaktır. Alın size toplumsal barış!

Sonuç:

Bilmiyorum, bu benim aklıma gelen çözüm, benzer bir çözüm deprem dolayısıyla yenilenmesi gereken binalarda da, yapılandırma ve dönüşüm projelerinde de uygulanabilir. 

Önemli olan insanların gönül rızaları ile doğru şekilde yönlendirilmesi. Tabii bunun için öncelikle güven sağlanmalı, insanların baştakilere güvenmeleri gerekiyor. Eğer bu yolla yine yandaşlara peşkeş çekilecek diye kaygılar oluşursa bir işe yaramaz. Kısacası bu bir reform olmalı, tarım arazileri reformu. 

Eğer bu bahsettiğim reform yapılabilirse, diğer tarımsal sorunlara da bir çözüm olacaktır diye düşünüyorum. Hem de bir anlamda toplumsal barışa da bir katkı sağlayacaktır!

Moskova'dan sevgi ve saygılar

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 20.07.2022
  • Süre : 4 dk
  • 1344 kez okundu

Google Ads