Çanakkale Savaşı'nda Türk Hava Harekâtı (2)
Birinci Bölüm için
https://strasam.org/tarih/askeri-tarih/canakkale-savasinda-turk-hava-harekati-623
18 Mart Sonrası Cephede Hareketlilik Devam Ediyor:
22 Mart’ta Türk topçuları, 1 İngiliz deniz uçağını Saroz Körfezi’ne düşürmüştür. Çanakkale’nin denizden zorlanması sonrasında düşmanın yeniden taarruza mı geçeceği yoksa karaya asker mi çıkaracağının anlaşılması için hava muhalefeti (yağmur ve fırtına) nedeniyle aksayan hava keşifleri, 26 Mart’ta yeniden başlamış ve yapılan keşifte Bozcaada istikametinde birkaç İngiliz gemisi tespit edilmiştir. Aynı gün öğlen saatlerinde Plt.Yzb.Eric Serno ve Rasıt Yzb.Scheider, Plt.Seydler ve Rasıt Yzb.Hüseyin keşif uçuşunda, Mondros koyunda Queen Elizabeth’in gemisinin demirli olduğunu ve Limni’de 5 adet İngiliz gemisinin bulunduğunu tespit etmesine rağmen düşman donanmasının yeniden taarruza geçeceğine ve askeri çıkartma yapacağına dair izlenim görmemişlerdir.
İtilaf Kuvvetleri Uçakları da Savaşa Katılıyor:
18 Mart hezimeti sonrası ve kara savaşları öncesi hava kuvvetlerinin başarısızlığı nedeniyle İngilizler, Çanakkale’ye Bnb.Samson’un komutasında 18 uçaklık birlik göndermiş ve 3’üncü Kraliyet Filosu’nu Bozcaada’daki havaalanına taşımıştır. İtilaf devletleri, Bozcaada’da 16 ve Seddülbahir’de 4 uçaklık bir havaalanı kurmuştur. Ayrıca İngilizlerin 3500 tonluk HMS Manica sabit balon gemisi, 22 Mart’ta Çanakkale’ye getirilmiştir. HMS Manica, Türk topçu birliklerinin yerini tespit etmek için görevlendirilmiş ve önemli bir diğer görevi de HMS Baccante savaş gemisinin topları için hedef belirlemek olmuştur. HMS Manica ve HMS Hector’un balonları gün boyunca ve her hava şartında yukarıda kalıp istihbarat sağlamıştır. Hava unsurlarının görevi, kara savaşı sırasında keşif yapıp taarruzda bulunmak, çıkarmalarda hedef belirlemek ve top atışlarını düzenlemek olmuştur. HMS Manica’ya bağlı balon, kara harekatının başladığı 25 Nisan sabahı göreve başlamış ve Anzak çıkarmasına destek amaçlı olarak aralıksız 8 saat havada kalarak Triumph savaş gemisiyle yakın iş birliği içerisinde çalışmıştır. Arıburnu önünde yer alan HMS Manica balon gemisi, ciddi tehdit oluşturmasına rağmen yapılan taarruzlar ile atılan bombalar küçük çapta olduğu için etkili olmamıştır.
1’inci Türk Tayyare Bölüğü Kuruluyor:
Bu dönemde tarafların hava birliklerinde keşif faaliyetleri devam ederken idari anlamda değişikliğe gidilmiştir. Buna göre Çanakkale alanında bulunan 3 uçak, Alman pilotları Yeşilköy’de eğitilmiş 3 Türk subayı ve Alman bakım personeli ile “1’inci Türk Tayyare Bölüğü” teşkil edilmiş, bu bölükteki Alman sivil pilotlarına teğmen, makinistlerine astsubay rütbesi verilmiştir. Tayyare Bölük Komutanlığı’na Alman Plt.Tğm.Christoph Preussner getirilmiş ve Müstahkem Mevki Komutanlığı emrine girmiştir.
1’inci Türk Tayyare Bölüğü, 3 uçağı ile 27 Mart-17 Nisan 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı önündeki adalardan Limni’ye kadar bölge üzerinde keşifler yapmış, İtilaf Devletlerinin gemilerinin çoğunun Mondros Koyu’nda demirli olduğunu ve bir çıkarma için hazırlık içinde olmadığını tespit etmiştir. Bu süreçte ve tüm savaş boyunca hava keşfini yakından etkileyen unsurlardan biri iklim koşulları olmuştur. Çanakkale Boğazı bölgesinde Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Kasım ve Aralık aylarında hava 11 gün kapalı ve 6 gün bulutlu geçmiştir. Uçuş ve harekât faaliyetleri havanın müsaade ettiği günlerde yapılmış, en yoğun hava hareketi yaz aylarında gerçekleşmiştir. Uçaklarda oluşan büyük arızaları bölük meydanında gidermek mümkün olmadığı için, uçaklar gemi ile İstanbul’a göndermiş, bu nedenle de bu uçaklardan yaklaşık 10 gün yararlanılamamıştır.
Ayrıca Çanakkale Meydanı’nın çok taşlı olması ve taşların dönen pervanelere çarpması hasar ve kırıma yol açmıştır. Bu nedenlerden dolayı 3 uçaktan oluşan bölük, bazen uçuşa tek uçak bile çıkartamaz durumunda kalmıştır. Türk uçakları, keşif sırasında İstanbul’da imal edilen bombalarla düşman nakliye gemilerine taarruz etmiştir. Çanakkale Boğazı’nın deniz yoluyla geçilmesinin karadan yardım gelmedikçe başarılamayacağı ve çıkarmanın başlaması ile her iki taraf da havadan bombardıman görevlerini gerçekleştirmiştir. Ancak uçak sayısının sınırlı olması ve ilkel nişan alma metotları nedeniyle çok az görev başarı ile yapılabilmiştir.
18 Nisan’da Çanakkale’de yoğun bir hava faaliyeti olmuş, 1’inci Tayyare Bölük uçakları, Bozcaada’ya uçuş yaparak 3’üncü Filo’nun meydanına 2 bomba atmış ve öğleden sonra İtilaf Devletlerinin bombardımanı nedeniyle uçaklar meydandan çekilerek gizlenmiştir. Aynı gün Yzb.Hüseyin Sedat’ın keşif raporunda; Bozcaada’nın batısındaki çok yüklü bir düşman nakliyesinin içerisinde askerlerle beraber Limni’ye doğru seyrettiği ve adalarda kıtaların silahlandığı belirtilmiştir.
Yzb.Hüseyin Sedat, 23 Nisan 1915’de yine Mondros koyu keşfinde, Bozcaada’nın batısında İngiliz ve Fransızların bilinen deniz kuvvetlerinden başka 6’sı Fransız olmak üzere 23 nakliye gemisi koy dolaylarında büyük iaşe ve ikmal depoları ile aynı zamanda birçok kara birliklerinin Limni’ye doğru seyir halinde olduğu görülmüş, bu hazırlıkların deniz harekatından sonra kara harekatına girişmek üzere hazırlık yaptığı, çıkarma faaliyeti içinde olduğu ve Çanakkale’nin kesin zorlanacağı kesin olarak anlaşılmıştır. Türk uçakları, düşmanın çıkarma bölgesindeki depolarını, kıta topluluklarını ve topçu mevzilerini tespit edip nakliye ve harp gemilerini bombalamışlardır. Elde edilen istihbarat bilgileri ile İtilaf kuvvetlerinin Çanakkale’ye yakın adalarda bulunmaya devam etmesi ve Mondros Koyu’ndaki donanma kuvvetlerinin artan şekilde gelmesi üzerine boğaza bir taarruz yapılacağı kesinleşmiştir.
Düşman Gemileri Teker Teker Bulunuyor:
25 Nisan 1915 sabahı İtilaf devletleri General Ian Hamilton komutasında asıl kuvvetlerini Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale’den oluşan Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapmaya başlamıştır. Bu çıkarma harekâtı; Queen Elizabeth, 18 zırhlı, 18 kruvazör, 32 topido, 1 uçak gemisi, otuzdan fazla mayın arama tarama gemisiyle 108 nakliye gemisi desteklenmiştir. Çıkarma harekâtı sırasında düşman gemilerinin ve çıkarma birliklerinin durumunu tespit etmek amacıyla 1 adet Deperdussin, 1 adet R.E.P. ve 3 adet Bleriot uçağını bünyesinde bulunduran 1’nci Tayyare Bölüğü, Müstahkem Mevki Komutanlığı emrinde verilen görevleri üstlenmiş ve çıkarma bölgelerine uçuşlarını yoğunlaştırmaya başlamıştır. Plt.Garber ve Yzb.Hüseyin Sedat, Saroz Körfezi’nden Anadolu sahiline kadar yaptığı 3 saatlik keşifte; 45 nakliye gemisi olduğu görülmüş ve birkaç bomba atılmıştır. Harp gemilerinin ayrıldığı ve Saroz’a karşı bir çıkarma gösterisi yapmakta olduğunu tespit etmiştir. 1’inci Tayyare Bölüğü, Müstahkem Mevki Komutanlığı emrinde bu komutanlığın verdiği görevleri üstlenmesi nedeniyle 5’inci Ordu emrinde uçak olmadığı ve iki komutanlık arasında uçakların kullanılması konusunda bir anlaşma sağlanamadığı için çıkarmada uçakların elde ettiği bu önemli keşfin sonucu ulaştırılmamış ve düşmanın denize dökülebilme olasılığı engellenmiştir. Ordu Komutanı bu aksaklığın giderilmesi, bilgilerin hızlı ve etkin ulaşması için 1’inci Tayyare Bölüğü’nün, Başkomutan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından General Liman von Sanders’in komuta ettiği 5’inci Ordu Komutanı emrine verilmesi teklifi uygun görülmüştür.
Bu dönemde, Türk havacılığının iki önemli zafiyet alanı, telsiz sistemi ve makineli tüfeklerinin bulunmaması olmuştur. Telsiz sistemlerine kısa sürede sahip olan Türk havacılığı, sonuçları ilgililere daha seri iletebilecek kabiliyete ulaşmıştır. Diğer zafiyet alanı savaşın başlarında tüfekler uçaklarda henüz kullanılmadığından düşman uçaklarının pilotlarına karşı şahsi tabancalar ile ateş edilmiştir. Ancak, İtilaf güçlerinin uçakları, savaşın başından itibaren makineli tüfekle teçhiz edilmiştir. Harekât sürerken tek kişilik Fokker E-III uçaklarının makineli tüfekle teçhizi ve cepheye gelmesi Türk tarafına büyük avantaj sağlamıştır. 1’nci Tayyare Bölüğü, artık uzun menzilli keşif uçuşları yapmaya başlamış ve Limni Adasına kadar uçuşlar gerçekleştirilmiştir. Bu uçuşlar sırasında Türk havacıları denizaltı tarafından torpillenen Majestic savaş gemisinin alabora olmuş enkazını tespit etmiştir.
Seddülbahir-Arıburnu Çıkarma Bölgesindeki Hareketin Belirlenmesi:
25-27 Nisan tarihleri arasında faal uçak olmadığı için keşif yapılamamıştır. 27 Nisan’da Deniz Rasıt Yzb.Hüseyin Sedat yaptığı keşif görevinde, düşmanın asli kuvvetlerinin Seddülbahir-Arıburnu arasındaki çıkarma bölgesinde durdurulduğu, denizde 13 savaş gemisi, 73 nakliye, 2 uçak ana gemisi ve 3 hastane gemisi olduğu tespit edilmiştir.
29 Nisan’da İtilaf güçlerinin ana kuvvetlerinin Seddülbahir ve Arıburnu’na çıktığı, Beşike Limanı, Kumkale ve Bolayır’a çıkarma yapıldığı rapor edilmiştir. Bu çıkarmanın Çanakkale’nin karadan zorlanacağı kesin olarak anlaşılmıştır. Bu tarihlerde İtilaf Kuvvetleri, kara çıkarmasına; 20 İngiliz kara uçağı, 8 Fransız kara uçağı, 2 İngiliz deniz uçağı ve 12 Fransız deniz uçağı olmak üzere toplamda 42 uçaktan oluşan birleşik hava gücüne sahip olmuştur. Düşman uçaklarının çoğu makineli tüfekle donatılmış ve uzun menzilli yeni modellerden oluşmuştur. Ayrıca, Manica gemisindeki sabit balon da gözetleme ve ana gemi toplarına ateş tanzim etmek için görevlendirilmiştir. Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapıldığı sırada Osmanlı ordusunun bölgede bulundurduğu 3 kara ve 1 deniz uçağından oluşan tayyare bölüğü en iyi dönemlerde 7 civarında olmuş ve bu süre zarfında cepheye kısıtlı sayıda uçak sevk edilebilmiştir.
Seddülbahir Üzerinde İlk Hava Muharebesi:
2 Mayıs 1915’te ilk hava muharebesi Seddülbahir üzerinde gerçekleşmiştir. Yzb.Serno ve Rasıt Yzb.Hüseyin Sedat keşif görevinde, 2 düşman uçağıyla karşılaşınca Parabellum otomatik tabancalarıyla düşman uçağına ateş açmış ve uçağı kaçırtmayı başarmışlardır. Şahsi tabanca ile yapılan ilk hava-hava muharebesi olmuştur.
3 Mayıs’ta Plt.Yzb.Feyzi ve Rasıt Tğm.Sami, Rumeli-Kilyos bölgesindeki keşif görevini icra ederken Uskumru köyü üzerinde Jandarma tarafından Rus uçağı sanılarak tüfekle yapılan atış sonucu düşürülerek şehit olmuşlar ve ilk Türk hava şehitleri olarak havacılık tarihinde yer almışlardır.
4 Mayıs’ta 1’nci Tayyare Bölüğü’ne ait 2 uçak Seddülbahir önlerindeki düşman nakliye gemileri ve karaya çıkarılmakta olan askerlere bomba taarruzu yapmış, ancak bir sonuç elde edememiştir.
5 Mayıs’ta Hüseyin Sedat’ın yaptığı keşifte, Seddülbahir’de çarpışmaların durduğu, ancak bir çekilme olmadığı belirtilmiştir.
13 Mayıs’ta keşifte ise çıkarma bölgesinin güneyinde bir boşaltma istasyonu tespit edilmiş ve Türk topçusu müdahale ederek iskeleyi ortadan kaldırmıştır.
14 Mayıs’ta Seddülbahir’deki düşman ordugâhı bombalanmış ve 19 Mayıs’ta 2 uçak ile güney cephesindeki düşman çıkarma gemileri ve ordugâhı bombalanmış ve çivi atılmıştır.
23, 27 ve 28 Mayıs’ta Plt.Ütğm.Mehmet Ali ve Yzb.Hüseyin Sedat, İmroz ve Bozcaada üzerinde keşifler yapmış ve düşman gemilerinin Mondros limanında ağ içinde muhafaza edildiği tespit edilmiştir.
28 Mayıs’ta yapılan keşif uçuşunda, bir gün önce Alman U-2 denizaltısı tarafından batırılan Majestic zırhlısının Seddülbahir feneri dolaylarında ters dönmüş olarak su altında yatmakta olduğu belirtilmiştir.
Düşman Gemileri Türk Uçaklarından Saklanacak Yer Arıyor:
31 Mayıs 1915’te yapılan keşifte; İmroz, Limni, Seddülbahir ve Anafartalar çevresinde birçok gemi tespit edilmiştir. Mondros Limanındaki büyük savaş gemilerine ilave olarak 60 nakliye gemisi ile ilave destek gemilerinin bir çıkarma için hazırlık halinde oldukları ve Kefalo Limanı’nda 1 muharebe gemisi, ufak 1 kruvazör, 2 torpido, 9 nakliye, 1 kurtarma ve 1 balon gemisi olduğu belirtilmiştir. İmroz adası ağzında 2 taburluk ordugâh tespit edilmiş, Limni Adası doğusunda 1 tümeni barındıracak 15 bin kişilik ordugâh görüldüğü bildirilmiş ve limana 2 bomba atılmıştır. Bu bilgiler ile Tük ordusunu teyakkuz durumuna getirmiştir.
Haziran 1915’te, 1’nci Tayyare Bölüğü harekâtta kullanılacak mevcut uçak sayısı 3 olmuştur. Gayrı faal olan Deperdüssen, REP ve 3 Bleriot XI-2 uçağından 2’si faal hale getirilmiştir. Haziran 1915’te, 5 uçak taşıyan Ben-My-Chree deniz ana gemisi Ark Royal’ın yerini almış ve 12 Haziran 1915’te Midilli Adası’na ulaşmıştır. Kirte muharebeleri sonrası İtilaf güçleri hava unsurlarını güçlendirmek amacıyla takviye olarak 4 Bristol, 6 Caudron, 6 B.F.2 ve 6 Morane Parasolünü uçakları gelmiştir. Böylece İngiliz Hava Kuvvetleri 22 uçaklık bir takviye ile filonun kapasitesi 48’e ulaşmış ve Fransız uçakları Bozcaada’da kalmıştır.
İngiliz Tümenleri İzleniyor:
9 Haziran 1915’de balon gemisi Hector gemisi Çanakkale’ye gelmiş, Manica gemisi Eylül sonuna kadar onarım amacıyla İngiltere’ye dönmesi ile Hector gemisi 1916 yılı ilk aylarına kadar cephede görev almıştır. İtilaf devletlerinin 4-5 Haziran’da başlattığı 3’üncü Kirte Savaşı’nda 12 Haziran’da, Kerevizdere’de yoğun çatışmalar başlatmıştır. Bu süreçte Türk uçaklarının yaptığı keşiflerde, İngilizlerin 2 yeni tümen sevk ederek takviye ettikleri görülmüştür. Güney grubu komutanı Vehip Paşa, Türk birliklerine çok kayıp verdiren Kanlıdere ve Seddülbahir’deki top bataryalarının yerlerinin mutlaka saptanmasını istemiştir. 4 Haziran’da, 1’inci Tayyare Bölüğü’ne ait 1 uçak, havadan gözetleme uçuşunda düşmanın topçu mevzilerini belirlemiş ve görülebilen bataryaların yerlerini haritaya işaretlemiştir. 6 Haziran’da Türk uçakları düşman mevzilerini bombalamış ve onun taarruz gücünü kırmıştır. Bombardımanın sonrasında uçaklar bakıma alındığı için 13 Haziran’a kadar herhangi bir hava harekâtı gerçekleştirilememiştir.
13 Haziran’da, Plt.Ütğm.Mehmet Ali ve Yzb.Hüseyin Sedat’ın yaptığı keşif uçuşunda; Limni Adası’nın Mondros koyunda o zamana kadar keşfedilenlerden daha büyük bir çadır ve barakalar topluluğu ile 18 düşman gemisinin bulunduğu; koyun doğusunda ordugâh kurulduğu, Bozcaada’nın kuzeyinde 1 muharebe gemisi ile 5 muhribin, İmroz Kefalo Limanında 2 muhrip ile 2 muharebe gemisinin, ada güneyinde 3 mayın tarama gemisinin, Suvla, Arıburnu ve Seddülbahir’de ise muhtelif muhrip ve arama tarama gemilerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Haziran boyunca Türk uçaklarının yaptığı hava keşifleri aralıksız sürmüş, 15 Haziran’da düşmanın Seddülbahir’de kurduğu 4 uçak konuşlu havaalanı, Türk topçusu tarafından bombalanması ile 3 düşman uçağı havalanarak alanı terk etmek zorunda kalmıştır. Aynı gün piyade ateşi sonucunda bir İngiliz uçağı Arıburnu civarında düşürülmüştür.
Keşif Faaliyetleri:
17 Haziran 1915 tarihinde yapılan keşifte, Bozcada’da bulunan havaalanında 16 uçak ile bir hangar ve 18 uçak çadırı tespit edilmiştir. 18-19 Haziran’da yapılan keşiflerde yeni bir faaliyet görülmemiştir.
20 Haziran’da, 1’inci Tayyare Bölüğü uzak keşif için görevlendirilmiş ve ilk kez Midilli adasına bir keşif yapılmış, denizaltı devriye ve karakol uçuşları için kullanıldıkları sanılan birkaç deniz uçağı görülmüştür. Aynı gün Bozcaada, İmroz ve Limni Adalarına uçuş yapılarak Limni Adası’nın Mondros körfezinde demirli bulunan nakliye gemilerinin güvertelerine nakliye botları yerleştirildiği belirlenmiştir. Limni ve Bozcaada dolaylarında karargâh ve gemilerin artması hakkında hava keşifleriyle elde edilen bilgiler, düşmanın Seddülbahir veya Arıburnu’na yeniden taarruza geçeceğine dair hazırlık yaptığı tespit edilmiştir. Böylece yakında Gelibolu Yarımadası’na yeni birliklerin çıkarılacağı ve taarruz yapılacağı sonucuna varılmıştır.
21 Haziran’da yapılan büyük çıkarma sonrasında topçu atışı ile 2 düşman uçağını denize düşürmeyi başarmıştır. 22 Haziran’da İtilaf güçlerinin güney cephesi bombalanırken İngiliz uçağı ile hava muharebesi gerçekleşmiş ve 1 İngiliz rasıdı vurulmuş, 2 Türk uçağından biri Alçıtepe üzerinde karşılaştığı düşman uçağı ile giriştiği hava muharebesinde motorundan isabet alarak Alibey Çiftliği yakınına inmek zorunda kalmış ve düşmanın yoğun topçu ateşine rağmen civardaki erlerin yardımı ile kurtarılmıştır.
25 Haziran’da Arıburnu bölgesindeki düşman karargâhı üzerine havadan propaganda amacıyla 300 adet İngilizce yazılı propaganda bildiri atılmış, böylece uçaklardan propaganda amaçlı yararlanılmasının ilk örneğini teşkil etmiştir. Aynı gün İstanbul’dan Çanakkale’ye gönderilen 1 Türk uçağı bölüğe katılmıştır. 23-25 Haziran’da uzun mesafe keşifleri devam etmiş ve bölgede 100 gemi tespit edilmiştir. Limni ve Bozcaada dolaylarında karargâh ve gemilerin artması, düşmanın Seddülbahir veya Arıburun’na yeniden taarruza için hazırlık yaptığı belirtilmiştir. Bu muharebeler sırasında, düşman takviye kuvvetlerinin ve ikmal nakliyatının hava keşfi ile meydana çıkarılmasına önem verilmiştir. 26 Haziran’da yapılan keşifte itilaf güçlerinin hareketlenme içinde olduğu bildirilmiş, keşif esnasında İtilaf güçlerine teslim olmaları için İngilizce, Fransızca, Arapça ve Hintçe bildiriler atılmıştır. 28 Haziran 1915’te kuvvetli topçu desteği ile Zığındere’de taarruza geçen itilaf güçleri, Türk cephesinin sağ kanadını çökertmiştir.
29 Haziran’da 1’inci Tayyare Bölük, 2 uçakla Seddülbahir’i keşif için görevlendirilmiş, biri kalkış sırasında kazaya uğrayarak kırım yapmış, diğer uçak görevini tamamlayarak geri dönmüştür.
Temmuz Ayı Harekât İmkanları:
Temmuz ayında İngiliz ve Fransızların toplam uçak sayısı 55’e yükselmesi ile düşmanın hava harekât imkânı artmıştır. İtilaf hava gücü sayı ve nitelik bakımından üstün olmasına rağmen Türk tarafı düşmanla direkt temastan kaçınarak ve fırsatlardan yararlanarak keşif ve bombalama faaliyetlerine devam etmiştir. Temmuz’da Nara Meydanı-Çanakkale’de Alman Deniz Tayyare Bölüğü oluşturulmuş ve 4 hangar oluşan büyük bir Üs’se dönüştürülmüş ve Boğazlar Genel Komutanlığına bağlı olarak Deniz Ütğm.Ernst Liebmann komutasında görev yapmıştır. Gotha WD-1 uçaklarının silahsız olması ve teslim edilen ilk Gotha WD-2 uçağıda makineli tüfek takılı olmaması nedeniyle sonradan teslim edilen deniz uçakları silahlandırılmıştır.
(Devam edecek)