Site İçi Arama

tarih

Dünyanın merkezi İstanbul mu?

Roma İmparatorluğu’nu diğer uygarlıklardan ayıran en önemli özelliklerden birisi, Romalıların gittikleri yere yol götürmesidir.

Roma İmparatorluğu’nu diğer uygarlıklardan ayıran en önemli özelliklerden birisi, Romalıların gittikleri yere yol götürmesidir. Roma ordusu içerisinde bulunan yol inşaatçıları, ordu seferde iken ordunun önünde yol inşası ile uğraşırlardı. Yine istila edilen bölgeler vakit geçirmeden bir yol ağı ile Roma’ya bağlanırdı. Çoğu Avrupa sınırları içerisinde bulunan bu yollar askeri sevkiyatın yanı sıra ticari açıdan da çok önemli geçiş güzergahlarıydı. 

MS 300’lü yıllarda, barbar kavimlerin istilasına uğradıktan sonra eski gücünü ve ihtişamını kaybeden Roma şehrine alternatif olarak İstanbul merkez olarak seçilmiştir. Maksat, Roma İmparatorluğunu İstanbul merkezli olarak yeniden ayağa kaldırmaktı. İmparator Konstantin İstanbul’u bu amaçla yeni yerleşimcilere açmış, şehrin nüfusu artmış, şehire mimari olarak pek çok eser kazandırılmıştır. Surlar yeniden yapılmış, meydanlar açılmış, İmparatorluğun değişik ülkelerinden antik sanat eserleri İstanbul’a getirilerek şehir süslenmiştir. Başlangıcı bir pagan tapınağı olan Ayasofya dışında neredeyse bugün bildiğimiz Bizans yapılarının pek çoğu 6 yıl süren bu imar hareketi zamanında yaptırılmıştır.

Şehir toparlanıp kendisine geldikten sonra, 330 yılında, o zamanki adıyla Byzantium, Roma İmparatorluğunun başkenti olarak ilan edilmiş, toplanan konsül tarafından şehre Nuova Roma yani Yeni Roma adı verilmesi kararı alınmıştır. Ancak yeni kurucusu imparator Konstantin'e ithafen şehir Konstantinapol olarak bilinmeye devam etmiştir. 

“Bütün yollar Roma'ya çıkar” diye çok bilinen bir söz vardır.  İşte bu söz o İtalya’daki Roma şehri için değil o dönemin İstanbul’u için söylenmiştir. Yeni şehir kurulurken mimar başı imparatora bir teklifte bulunmuştur. Kudüs’te bulunan ve İsa’nın dokunduğu rivayet edilen Milyon taşının İstanbul’a taşınmasını ve bu taşın bulunduğu yerin dünyanın sıfır noktası yani merkezi olarak kabul edilmesini önermiştir. İmparator teklifi kabul etmiş, Milyon taşı Kudüs’ten getirilmiş Ayasofya’nın önündeki meydana dikilmiştir. Bu suretle dünyanın diğer şehirlerine olan mesafelerin Milyon taşı başlangıç ya da bitiş sayılarak mesafelendirilmesi amaçlanmıştır. İstanbul dünyanın merkezi sayılmıştır. 

Bir örnekle açıklayalım. Via Egnetia adıyla bilinen tarihi Roma yolunun bitişi Milyon taşıdır. Askeri ve ticari olarak İstanbul’u Balkanlar üzerinden Avrupa'ya bağlayan Via Egnetia yolu o dönemin en önemli güzergahlarındandı. Adriyatik kıyılarından başlayan bugünkü Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan üzerinden Balkanları kat ederek İstanbul’a ulaşan Via Egnetia yolunun İstanbul girişi bir zafer kapısı olarak inşa edilen Altınkapı olup, buradan devamla bitişi Milyon taşıdır. Roma imparatorları askeri seferlerinden sonra İstanbul’a Altınkapı’dan giriş yaparlardı. İmparator seferini halkın tezahüratları eşliğinde Ayasofya'nın önündeki milyon taşında bitirip, son olarak şükretmek için Ayasofya kilisesini ziyaret ederdi. 

Tarihi tespitler eşliğinde, sahip olduğumuz değerleri yeniden gün yüzüne çıkartmak sadece turizm açısından değil kültürel olarak da ülkemize katkı sağlayacaktır. İstanbul’u yeniden dünyanın merkezi yapmak gibi bir vizyonu paylaşmak ikinci yüzyılında Cumhuriyet’e yeni bir heyecan katmaz mı?

Dr. Eşref ÖZDEMİR
Dr. Eşref ÖZDEMİR
Tüm Makaleler

  • 16.10.2021
  • Süre : 1 dk
  • 2473 kez okundu

Google Ads