Dijital Çağla Birlikte Değişen İletişim Kültürümüz
Milletvekilleri tatil yapmak istemişler ve meclisi kapamışlar! Bugünün dijital iletişim çağında bu kadar saçma bir uygulama düşünebiliyor musunuz siz? Meclis niye kapanıyor?
Şimdilerde hayat ne kadar kolaylaştı değil mi?
Artık aklımıza geldiği anda istediğimiz kişiyle hemen telefonun diğer ucundan anında konuşabiliyoruz.
Çocukluğumdan önden numara yazdırıp saatler sonra birkaç dakikalık bir telefon konuşması yapabildiğimiz zamanları hatırlıyorum.
Şimdi bırakın telefonla konuşmayı, istersek görüntülü olarak da görüşebiliyoruz.
Ne güzel değil mi?
***
Gerçi ilk zamanlar oldukça masraflıydı görüntülü aramalar.
Telefon tarifesi oldukça yüklü gelirdi sıkça görüntülü görüşme yaptığınızda.
Ama şimdi hemen herkesin akıllı telefonları var ve internet bağlantısı üzerinden görüşmek istediğimiz kişi dünyanın neresinde olursa olsun, sadece internet bağlantı ücreti ödeyerek (çeşit çeşit görüşme programlarıyla) istediğimiz kadar görüşebiliyoruz.
Büyük kolaylık gerçekten!
Zaten birçok yerde aylık az bir sabit ücret ile sınırsız internet bağlantısı yaptırmak mümkün.
En azından Rusya’da böyle.
Biz evdeki internet bağlantısı için aylık sadece 650 ruble ödüyoruz. Bugünkü kurlar ile (TL/ruble kuru 3.38) 192 lira 30 kuruş.
Türkiye’de internet bağlantısı sıkıntılı diyorlar, demek ki yeterince altyapı yatırımı yapmıyorlar.
Dünyada bu hizmetler hem ucuz hem de oldukça hızlı!
***
Ben telefonda daha çok mesajlaşmayı seviyorum.
Herkesin bin türlü işi oluyor.
Ne söylemek istiyorsan bir mesaj at ve mesaj attığın kişi uygun olduğu zaman bakıp okusun.
Bence bu çok daha medeni bir yöntem haberleşme açısından.
Sesli ya da görüntülü mesaj da bırakabilirsin. Bugünün teknolojisinde hepsi mümkün.
Mesaj yolladığınız kişi istiyorsa her ikinizin de müsait olduğu uygun bir zamanda direk telefonla görüşmeniz de mümkün.
Ancak dedim ya, özellikle eğer ileteceğiniz şey kısa bir bilgi ise mesajla zaten anında iletmiş oluyorsunuz.
***
Sonra bu akıllı denilen telefonlar ile bir şeyler yazmanız da mümkün.
Birtakım notlar tutmanız, yazılar yazmanız, belki de roman bile yazmanız artık bu küçücük cihazlarla mümkün duruma geldi.
İnsan bazen hayret ediyor gerçekten, nasıl bu kadar ilerleyebildi teknoloji, insanın inanası gelmiyor.
*
Eski bir film izliyordum geçenlerde.
Bir yazar daktilosu başında romanını yazmak konusunda oldukça zorlanıyordu.
Bir türlü romanında geldiği o yeri istediği şekilde yazamadığı için daktilodaki kâğıdı çıkarıp çıkarıp buruşturarak etrafa atıyordu.
*
Şimdilerde böyle mi?
Eğer yazdığınız şeyde hata yaparsanız dönün düzeltin. Yazı programları buna uygun hazırlanmış.
Hata yapmasanız bile eğer yazdığınız şeyin bir bölümünü daha sonra bir başka türlü yazmak istiyorsanız, istediğiniz zaman istediğiniz şekilde değiştirmeniz de mümkün.
Yazdığınız şeydeki dilediğiniz yeri silin ve farklı şekilde tekrar yazın.
Artık her şey çok kolay!
Öyle tekrar tekrar daktiloya kâğıt takıp o sayfayı sil baştan yazmanıza artık gerek yok.
Kâğıt masrafına da gerek yok!
*
Hatta uzun zamandır kağıtlar da bir çoğumuzun hayatında tedavülden kalktı neredeyse.
Ben uzun zamandır kâğıt kullanmıyorum mesela.
***
El yazısı bile kullanmıyorum.
Bir zamanlar kitapları bile el ile yazdıklarını düşündükçe nereden nereye diyesim geliyor!
El yazısı ile ben en son buradaki oturum işlemlerini yaparken hazır dilekçe üzerindeki boşlukları doldurmuştum.
Yani el yazısı da kullanmıyoruz neredeyse.
*
Benim el yazım çok iyi değildir, hele Rusça el yazısında oldukça kötüyüm.
Dilekçedeki boşlukları el ile doldururken aklıma gelmişti bu dediklerim, ne kadar uzun süredir bir şeyleri el yazısı ile yazmadığımın farkına varmıştım.
***
Şu cep telefonu dediğimiz akıllı telefonlar resmen hayatımızın bir parçası oldular.
Ben gündelik notları bile artık telefondaki not kısmında tutuyorum.
Ne bileyim, market alışverişinde bir şey almak gerekiyorsa mesela, evde telefonu açıp notlar kısmına bir not alıveriyorum.
Çünkü marketteyken ihtiyaç olan her şey hemen akla gelmiyor. Liste yapmak faydalı oluyor.
Liste için ise hemen her zaman yakınımızda olan telefonlar iyi bir not defteri görevi görüyor bence.
***
Daktilonun patentinin ilk alındığı tarihten bugüne neredeyse 2 asır zaman geçmiş.
Patent alınmadan önce yapılan ilk denemeler çok daha eski zamanlara dayanıyor tabii ki.
Bir kaynakta İtalya’da “tipograf” adı verilen bir aygıtın 1801 yılında yapıldığından bahsediliyor.
Ancak ilk defa daktilo diyebileceğimiz cihazın patenti Amerika’da 1829 yılında William Austin Burt(en) tarafından alınmış.
Şimdi tüm bu iki asırdaki daktilonun tarihi gelişimini yazıya dökmeyeyim, ancak daktilodan günümüzdeki yazıcılara geçişte bir basamak da Edison tarafından, o zamanlardaki daktiloların elektrikli hale getirilmesi sayesinde olmuş.
Daktiloların tarihi gelişiminde bu noktayı da atlamamak gerekli sanırım.
Evet, Thomas Edison bir tek ampulü bulmamış, aynı zamanda daktiloların elektrikli yapılması üzerine de 1872’de patent sahibi olmuş.
Nikola Tesla ile “doğru akım - alternatif akım” savaşına girmesini, ve savunduğu fikir olan doğru akımdaki yenilgisini saymazsak, o da insanlık tarihi için oldukça yararlı şeyler yapmış diyebiliriz.
*
Bugün ise artık yazıcılar müthiş bir gelişim göstererek neredeyse hepimizin evlerine kadar giren renkli lazer yazıcılar haline dönüşmüş durumdalar.
Biz pek kullanmıyoruz, ama evde bir tane var. Küçük kız okurken çok kullanılıyordu.
Şimdi kırk yılda bir eğer bir evrak basmak gerekirse açıyoruz yazıcıyı.
***
İletişim tarih boyunca insanlık için hep bir sorun olmuş, bugün ise dijital iletişim çağındayız ve eskiye nazaran birçok şey oldukça kolay hale geldi.
Sanırım bu avantajın günlük yaşamımız dışında, belki başka konularda da kullanılması oldukça faydalı olacaktır.
Ne dersiniz? Haksız mıyım?
Sadece muhalefette değil, başka şeylerde de değişim zamanı gelmedi mi sizce?
Mesela artık ülke yönetiminde niye daha aktif şekilde dijital iletişim kullanılmasın?
Yapılması istenen kanunların önce dijital onay sisteminden geçmesi fena mı olur sizce?
*
O iş için vekillerimiz var!
Ama milletvekilleri tatil yapmak istemişler ve meclisi kapamışlar!
Bugünün dijital iletişim çağında bu kadar saçma bir uygulama düşünebiliyor musunuz siz?
Meclis niye kapanıyor?
***
Sonra eğitim sistemi!
Biz küçükken de öyleydi, şimdi de öyle. Çocuklarımız yaz tatili yapıyorlar mesela.
Bugünün dijital iletişim imkanları ile hem tatil yapıp hem de bir yandan eğitime devam edilmesi mümkün olamaz mı mesela?
***
Sonra çalışma hayatı!
Tamam, salgın dolayısıyla evlerden çalışma denenmişti.
* Bu uygulamada çok başarılı olunamasa da,
* Bir ofiste bir araya gelinerek yapılan işlerin çok daha verimli sonuçlar verdiği ispatlanmış olsa da,
Kimi meslek dalları için bugünün dijital iletişim imkanları ile daha esnek çalışma ortamları yaratılamaz mı?
***
Örnekler çoğaltılabilir.
Bence günümüz koşullarında bir şeylerin daha değişime uğraması zorunlu gibi geliyor bana.
Madem teknolojide bu kadar ilerledik, bana muhafazakâr görüşün bu ilerlemenin önünde durması mümkün değil gibi geliyor.
Bekleyip göreceğiz diyeceğim, ama bazı şeyleri değiştirmek istiyorsanız, beklemek de bir çare değil.
* Değişim istiyorsanız bazen elinizi taşın altına koymanız gerekiyor!
* Değişim siz isterseniz olur!
* Siz yaparsanız olur!
Beklerseniz birileri değiştirsin diye, o birileri canları nasıl istiyorsa öyle değiştirirler.
Sonra da yandım anam diyerek elim kırılsaydı da oy vermeseydim diye dövünür durursunuz.
Değişim şart! Ve sadece muhalefette değil, hayatın her alanında değişim gerekiyor!
Değişimden korkmayın!
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla