Osmanlılar Üzerinde Çobanoğlu Beyliği Etkisi
Halil İnalcık tarafından yazılan “Osmanlılar” Kitabı Selçuklu sonrası beyliklerin Osmanlı üzerindeki etkileri, Osmanlı Toplumunun yapısı ve bunun Türkiye ve AB üzerindeki etkilerini ele almaktadır.
Halil İnalcık tarafından yazılan “Osmanlılar” Kitabı
Halil İnalcık tarafından yazılan "Osmanlılar" Kitabı, Selçuklu sonrası beyliklerin Osmanlı üzerinideki etkileri, Osmanlı Toplumunun yapısı ve bunun Türkiye ve AB üzerindeki etkilerini ele almaktadır. Ancak satır aralarında öyle şeyler vardır ki, yüzyıllara uzanan Batı Karadeniz ve Batı Anadolu’nun neden bir kenarda bekletildiğine ışık tutabilir. Belki bu ayrıntılı okumalar, her on yılda bir yenilenen ve renk değiştirmekte uzman olan “Batı Çalışma Gruplarının” neden “Batı” Çalışma Grubu olarak adlandırıldığını da açıklar.
“Emir-i Vilayet-i Uç” ya da “Etrak-ı Uç”
“Osmanlılar” Anadolu Selçuklu Devletinin bir kolunun dalıdır. Batı’da temel üç Uç Beyi vardır. Gaziler buralara yerleşir ve Müslüman Türkmenler en erken bu üç bölgede hâkim etnik unsur olur. Abu’l Fida ve İbn-i Said, Türkmenlerin 1300 yılına gelmeden 200 bin çadır Antalya-Denizli, 100 bin Çadır Kastamonu ve 30 bin Çadır da Kütahya-Karahisar çevresine yerleştiğini belirler. Bu da Batı Uç Beyliklerinin yerleşim yerlerini ortaya koyar. Selçuklu devletinin batıdaki uç sınırları Batı Akdeniz bölgesi, Batı (Ege) Bölgesi ve Batı Karadeniz Bölgesidir.
Buna göre;
1- Batı Akdeniz’de Alanya ve Antalya merkezli Alaiye, “Emir-i Vilayet-i Uç” “Etrak-ı Uç” olarak ortaya çıkar.
2- Batı Karadeniz’de Kastamonu-Sinop-Kırım merkezli Çobanoğulları Beyliği “Uç Beyliği”, süzeren “Türk Uç Beyliği” dir.
3- Batı bölgesinde Denizli-İzmir ekseninde Çaka beyliği önemli öncü Gazi Beyliğidir.
Batı Karadeniz uç beyliği, önce Çobanoğluları Uç Beyliği ve ardından da Osmanoğulları Uç Beyliği ve Devlet-ü Aliye adlarıyla Trabzon-İstanbul-Kırım Rum devletlerinin ortasında bu üçüne rağmen büyümüştür. Ve nihayet hepsini kapsamıştır.
Çobanoğulları ve Osmanoğulları Arasında Boy ve Soy Birliği
Karatekin oğlu Kayı boyundan Hüsameddin Çoban Bey ve Osmanlıların Kurucusu Kayı boyundan Osman Gazinin babası Ertuğrul Gazi ve dedesi Süleyman Şah arasında boy birliği de bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmed Han’ın annesi Hatice Hüma Hatun’un Kastamonulu olması dışında, Kayı boyunda birleşen bu kan hısımlığı, padişahların bu bölgeye güveninin kaynaklarından biridir. Yakın çevresini Batı Karadeniz insanları ile çeviren Osmanlılar, 13 padişahın süt annelerini de Şehribani’den (Şenpazar) seçmişlerdir. Kuşkusuz Engürü’ye yerleşen Ertuğrul Gazi’nin, ilk başta Kastamonu uç beyi Hüsameddin Beye bağlanmasında bu boy ve soy birliğinin önemi olmalıdır.
“Akdeniz ve Karadeniz: Türk Gölleri”
Halil İnalcık’ın “Osmanlılar” adlı eserdeki en dikkat çekici tespitlerin ilki, Karadeniz ve Akdeniz’i bir Türk Gölü haline getiren ve Barbaros Hayrettin Paşalarla simgeleşen Osmanlı Donanmasının alt yapısının “İzmir” ve “Kastamonu” merkezli iki Batı Anadolu Türk beyliği tarafından oluşturulmasıdır. 1081 yılında 40 parça gemi ile Türk Deniz Kuvvetlerinin kuruluşunu gerçekleştiren Çaka Bey Akdeniz’de, Trabzon Rum egemenliğindeki Kırım Suğdak’ı, Sinop üzerinden 1224 yılında yaptığı tarihteki ilk deniz aşırı seferle Yunanlıların elinden alan Batı Karadeniz Uç Beyi Hüsamettin Çoban Bey ise Karadeniz’de egemenliğin sağlanmasının mimarlarıdır. Zira İnalcık, bu deniz gazilerini ‘Osmanlı Deniz Gücünün Çekirdeği’ olarak ve ‘1300 tarihine doğru Batı Anadolu’da kurulan beylikleri ve bunların hafif donanmalarını’ ‘Akdeniz ve Karadeniz’de Latin ve Rum egemenliği için büyük tehlike’ olarak görmektedir. Böylece Kıpçak Hanı ve Rus Knezleri de Batı Karadeniz Uçbeyine bağlanmıştır.
‘Batı Anadolu’nun 1290-1304 tarihleri arasında tümüyle Türkmenlerin egemenliği altına düştüğünü’ belirten İnalcık, Marco Polo’nun 1270’lerde Anadolu’nun “Turcomania -Türkmen İli -Ülkesi” olarak adlandırmasını tekrar etmiş oluyor. Halil Hoca, Bizans’ın limanlarda tasarruf için bazı donanmaların feshinin ise başka sonuçlara neden olduğunu öne sürer: “Sonradan Müslüman olacak boştaki denizciler, Türk Gazilerine teknik eleman sağlarken, Akdeniz ve Karadeniz’de Bizans’ı başlıca rakip olmaktan çıkartır. Sadece Cenevizliler ve Rodos Şövalyeleri temel rakip olarak kalır.”
Ertuğrul Gazi Çobanoğulları Beyliğine Bağlanır
Çobanoğulları Beyliğinin Osmanlı üzerindeki etkisi deniz kuvvetleri oluşumu ile sınırlı değildir. Hatta, Osmanlıyı “Devlet-i Aliye” yapacak olan, uçbeyliği geleneği de Çobanoğlu beyliğinden mirastır. Bir başka ifadeyle, Selçuklunun en önemli uç beyi Malazgirt’ten hemen sonra Batı Karadeniz’de Bizans’a karşı uç beyliği yapan Hüsamettin Çoban Beyin kurduğu Çobanoğulları Beyliği Osmanlının kuruluşu sırasında süzerenlik yetkisine sahiptir. Alaaddin Keykubat yönetimi (1221-1237), Osman Gazinin babası Ertuğrul Gazi, Gündüz Alp ve Gök Alp’i Hüsameddin Çoban Beye bağlı kılmıştır. İkinci nesil olarak kurulan Türk beyliği “Osmanlılar” hukuken “ucun bir parçası olarak Uç emirine (Çobanoğulları Beyliğine) ve (dolayısıyla) Selçuklu Sultanına” bağlıydılar. “1291’e doğru Kastamonu’da Selçuklu emiri ünlü Hisameddin Çoban soyumdan Muzafferüddin Yavlak Aslan sipah-bed-i diyar-ı uç unvanıyla bir uç emiri idi. Çağdaş kaynak Pacymeres Osman Gazinin ortaya çıkışını, Kastamonu Emiri “Amurius oğulları olayına bağlar.”:
Çobanoğulları Uç Beyliği Sakarya'da Osmanoğulları Uç Beyliğine Dönüşür
Taht kavgası (1291) sipah-bed-i diyar-ı uç Muzafferüddin Yavlak Aslan’ı Kılıç Arslan’a, Selçuklu Tahtı varisi Kılıç Arslanı da maktulün oğlu Ali’ye öldürtür. “Selçuklu-Moğol tabiiyetinden çıkmış olan Kastamonu uç emiri Ali, Bizans topraklarına taarruza başlamış, Sakarya nehrine kadar fethetmiş, hatta akınlarını nehrin öbür tarafına ilerletmişti. Fakat o sonraları Bizanslılarla barışçıl ilişkiler kurdu. Osman Gazi’nin alanı onun Güneyinde, Orta Sakarya Vadisinin beri yakasında Söğüt mıntıkasında bulunuyordu. Pachymeres açıkça bildirmektedir ki, Ali akın faaliyetini durdurunca Osman Gaza liderliğini üzerine aldı. Ve Bizans topraklarına karşı şiddetli gaza akınlarına başladı. Gaziler şimdi onun bayrağı altında toplanmaya başladırlar. Pachymeres bunların Paphlagonia’dan, yani Kastamonu emirine bağlı bölgeden geldiklerini de açıklar.”
Ve yeni bir dönem başlar….