Mecliste Milletvekilleri Ne Üzerine Yemin Ettiklerinin Bilincindeler mi?
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; Toplumun huzur ve refahı, Millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde Herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını,
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü,
Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma;
Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma;
Toplumun huzur ve refahı,
Millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde
Herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve
Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma;
Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Evet milletvekili seçildiğinizde etmeniz gereken yemin metni bu.
Yemin etmek önemli bir ritüel. Sözün pek önemi kalmadı günümüzde, ancak yine de şerefiniz üzerine ant içiyorsunuz.
Günümüzde şeref mi kaldı da diyebilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz.
Şeref, onur ya da itibar demek Arapça.
Ant içmek ise öz Türkçe. Daha önce de yazmıştım. Atalarımız sözün söz olduğu zamanlarda kanlarını damlatırlarmış bir kaba ve ardından herkes birlikte o kanı içermiş.
Sözünden dönen ise kanı ile ödermiş bedelini.
Yani ant içmek öyle basit bir şey değil!
Yemin ise "ant" sözcüğünün Arapçası. Etimolojik sözlüğe göre aslında anlamı sağ el, sağ taraf, aynı zamanda da güney demekmiş. Diğer bir anlamı da sağ elini kaldırarak verilen ant demekmiş.
Yani aslında yemin ritüelini eksik yapıyorlar mecliste. Milletvekilleri sağ ellerini kaldırarak ant içmeliler etimolojik sözlüğe göre.
Ne yüce sözler var bu yemin metninde değil mi?
Daha ilk cümlesi bile oldukça anlamlı.
"Devletin varlığını ve bağımsızlığını koruyacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim!"
Devamı da öyle.
"Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim!"
"Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim!"
***
Ya gerisi, gerisi sizce çok daha anlamlı değil mi?
"Hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim!"
Milletvekilleri hukukun üstünlüğüne bağlı kalacaklarına bile yemin ediyorlar!
Demokratik ve laik Cumhuriyete bağlı kalacaklarına da yemin ediyorlar!
Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacaklarına da aynı şekilde, namusları ve şerefleri üzerine yemin ediyorlar!
Bu yemin metni düne kadar aynı değil miydi?
Evet öyle!
Peki niye hukuka güvenirlik yerlerde sürünüyor?
Peki niye Cumhuriyet bayramları bile eski coşkusuyla kutlanmıyor?
Demokrasi anlamında evet seçim yapılıyor, ama neden sonrasında tek bir kişinin her dediği yapılıyor?
Ülke halen daha demokratik bir ülke mi, yoksa otokratik bir ülke olma yolunda hızla değişime mi uğruyoruz?
Laiklik de geçiyor metinde, hayret doğrusu, laiklik kaldı mı ülkede sizce?
Hadi yapabiliyorsanız yapın, ramazanda ortalık yerde bir bardak su için de göreyim sizi, ne yapıyor ahali size anlarsınız laik bir cumhuriyette mi yaşıyoruz, yoksa Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya mı benziyor o yapacağınız.
Ya bir yandan Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalmak derken, diğer yandan ilke mi bıraktılar ülkede? Hangi ilkelere uyuluyor sizce yeni Türkiye'de?
***
Neyse, metinden devam edelim biz isterseniz.
"Toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim!"
Avrupa insan hakları mahkemesine (AİHM) başvuru sıralamasında 2021 raporuna göre Türkiye'nin ikinci sırada olduğunu biliyoruz musunuz?
2021'de Türkiye ile ilgili yapılan 567 farklı başvuru ile ilgili 78 karar açıklanmış. Bu kararların 76'sında İnsan Hakları Sözleşmesi'nin en az bir kez ihlali söz konusuymuş.
AİHM Türkiye ile ilgili 2021'de 31 ifade özgürlüğü, 29 özgürlük ve güvenlik hakkı ve 22 adil yargılanma hakkı ihlali tespit etmiş.
AİHM 2022 yılı raporuna göre ise birinciliği elde etmişiz. Evet, bu konuda niye ikinci olalım ki, bizim hakkımız birincilik demişiz ve 1 Ağustos 2022 tarihinden itibaren başvuru konusunda birinciliğe yükselmişiz.
Türkiye davalarında açıklanan kararlardan 73'ünde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin en az bir maddesinin ihlal edildiğine hükmedilmiş. Türkiye'yle ilgili ihlâl kararlarında AİHS'nin emniyet ve güvenlik hakkıyla ilgili 5'inci maddesinin 27 kez, mülkiyet hakkıyla ilgili Ek Protokolün 1'inci maddesinin 20 kez, adil yargılanmayla ilgili 6'ncı maddenin ise 19 kez ihlâl edildiği açıklanmış.
***
Peki "Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim!" ne demek?
Anayasaya sadık kalındığına emin misiniz?
Muhalefetiyle, iktidarıyla sözüm herkese, daha dün sayın Erdoğan'ın üçüncü defa cumhurbaşkanı adayı olmasına müsaade edilmedi mi?
Meclis kararı gerekirken daha dün seçimin öne alınmasına cumhurbaşkanının kararı ile karar verilmedi mi?
Toplum olarak kendisini daha dün cumhurbaşkanı seçmedik mi biz?
Uymuyorum, saygı da duymuyorum diyen kimdi? Hani ant içmiştiniz şerefiniz üzerine?
Sonra da "Anayasaya bağlı kalacağıma büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim!" öyle mi?
Söyleyecek çok şey var da, konumuz yemin metni olduğu için susuyorum. Sonuçta ben de gidip o oy sandığına oy attım. Yani kendimi de yapılan hatadan sıyırmıyorum.
***
Peki bu metinde her şey yazılı mı?
Bir milletvekili olmak için başka ne üzerine yemin etmek gerekli sizce?
Bir insanın namusu ve şerefinden daha değerli bir şeyi var mıdır mesela?
Belki de vardır!
Ama sanırım olması gereken her şey yazılmış metne. Milletvekilleri bu yazılı olanlara sadık kalsalar yeterli olur bence.
Umarım bu sefer milletvekilleri verdikleri sözlerin gereğini yapacak yürekliliği gösterirler.
Umarım bu sefer neye söz verdiklerinin bilinci ile milletvekilliği yaparlar.
***
Yine YouTube algoritması ekrana sevgili Zeki Alasya ve Metin Akpınar'ın bir zamanlar milletvekillerinin mecliste yemin etmeleri üzerine oynadıkları parodilerini getirdi.
Biraz içim acıyarak izledim yine o eski parodiyi. Bugünün de pek bir farkı yok aslında o günlerden.
Daha düne kadar bir parti milletvekillerinin bu metin ile yemin edip etmeyecekleri tartışma konusu olmamış mıydı?
Okuyacağız tabii dedi parti sözcüsü. Sanki herhangi bir kitaptan bir paragraf okuyacak!
Okudular da! Metnin içeriğine katılmasalar da, meclise girebildiler ya, takiye mantığıyla her şey mübah nasıl olsa. Metni okudular!
***
Ant içmek diyoruz! Atalarımız gibi, aslında sözünden dönen kanıyla öder diyoruz bir anlamda.
Ama ben neden bahsediyorum ki?
Bugünün dünyasında ne söz eski sözlere benziyor ne namus, ne de şeref eski değerinde. Varsa yoksa para, ya da o tek kişinin gözüne girmek.
Tabii o tek kişinin gözüne girmek demek para demek, o yüzden o tek kişi.
Yarın güçten düşecek olursa, onun da bir kıymeti kalmayacaktır. Bunu en iyi kendisi biliyordur herhalde.
Bazen kendi kendime hayret ediyorum doğrusu ülkenin geleceğine dair umudumu halen daha kaybetmediğim için.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla.