Anlaşmaların Kuralları Vardır
Anlaşmak güzel şeydir. Bir anlaşma yapmak için ise karşılıklı ödün vermek zorunludur. Çünkü çoğunlukla isteklerimiz bir başkasının istekleri ile uyuşmaz. Sizinle bir anlaşma yapalım, siz benim için şunu yapın, ben de sizin istediğinizi yapayım.
Anlaşamadığımıza gerçekten üzüldüm.
Bu sözü ne kadar sıklıkla kullanıyorsunuz?
Çok sık kullanıyorsanız siz anlaşılması zor bir insan olabilirsiniz.
Ancak yeteri kadar kullanıyor olmak erdemli bir insan olduğunuzun göstergesi de olabilir.
Kimileri bu sözü hiç kullanmaz. Çünkü ne olursa olsun dedikleri gibi olmasını isterler ve öyle kolay kolay istedikleri şeyden vazgeçmezler.
Bu yüzden de mutlaka bir anlaşmaya varmayı kafalarına koymuş olurlar.
***
Evet, anlaşmak güzel şeydir. Bir anlaşma yapmak için ise karşılıklı ödün vermek zorunludur. Çünkü çoğunlukla isteklerimiz bir başkasının istekleri ile uyuşmaz.
Sizinle bir anlaşma yapalım, siz benim için şunu yapın, ben de sizin istediğinizi yapayım.
Bakın bu da anlaşmanın bir yoludur. Bazen ihtiyacınız olan bir şeyi elde etmenin bir yolu da onun istediklerini yapmanız olabilir, sizin yapabileceğiniz bir şey, sizin için belki de basit bir şey.
Ama ne yapsanız olmuyorsa, sonuç anlaşamadık, öyleyse size bol şans diyerek herkesin kendi yoluna gitmesi olabilir.
Dedim ya, bunu söyleyebilmek bir erdemdir. İşlerin daha kolay hallolmasını sağlar.
***
Biz inşaat işlerinde işverenlerle uzun sözleşme görüşmeleri yaparız.
Her zaman işveren olan, yani parayı veren parasıyla yaptırabileceğinin en fazlasını elde etmek ister.
Başka bir deyişle en az bedele en fazla iş.
Evet, bir işveren için olabilecek an az bedele işini yaptırmak öncelikli bakış açısıdır.
Ama bazen para her şey demek değildir. İşi yapabilecek yeterliliğe sahip olmak da bir o kadar önemlidir. Biz buna liyakat da diyoruz.
İnşaat işlerinde yeterlilik belki de işin bedelinden çok daha önemlidir.
***
Anlaşmak diyoruz ya, ya da anlaşamamak. Bu işin bir de başka bir yönü vardır, istediğin şeyi birinden alabilme becerisi.
İkna yeteneğinden bahsediyorum. Herkeste bu yetenek yoktur.
Öncelikle sakin olacaksın. Çelik gibi sinirlerin olacak. Renk vermeyeceksin. Poker oynamak gibi. Blöf yapıyor olsan bile karşındaki blöf yaptığını anlamayacak.
Bunun için anlaşma konusunun tüm koşullarını iyi bilmen gerekir.
Ayrıca anlaşma yapacağın kişiyi de iyi tanıman gerekir.
Eğer bu iki şirket arası bir anlaşma olacaksa her şeyin açık ve şeffaf olması önemlidir.
***
Peki eğer konu devletler arası anlaşma ise?
İki devlet arasında yapılan anlaşmalar her zaman açıkça herkese açık olmak zorunda değildir. Özellikle de yapılan anlaşma başka devletlerin bilmesine gerek olmayan detaylar içeriyorsa.
Ancak bu tarz anlaşmaların her devletin yönetim şekline özel anlaşma metotları olduğu da bir gerçektir.
Eğer devlet yönetimi bir demokrasi ise, en azından milletin temsilcilerinin yapılan anlaşmaların detayını bilmeye hakkı vardır herhalde.
En azından devletin denetleme kuruluşlarının bu tarz anlaşmaları denetleyebilmesi gereklidir.
Peki eğer bu denetimden özellikle kaçırılmak için iktidarda olanlar tarafından varlık fonu gibi bir kurgu yapılmışsa?
İşte o zaman olası bir yolsuzluk durumunda eğer bir şekilde ortaya çıkarsa, varlık fonunu yönetenleri tutuklamak zorunda kalırsınız.
Peki eğer yolsuzluk ortaya çıkmazsa?
İşte o zaman sorarlar adama, yolsuzluk olduğu için mi, yoksa paylaşamadığınız için mi tutukladınız diye.
***
Peki diyelim anlaşma yaptınız, ama taraflardan biri sonradan hazımsızlık çekiyorsa ne olur?
İşte o zaman hazımsızlık çeken hayatımın en büyük pişmanlığıdır der.
***
Bence hazımsızca sonradan açıklama yapmaktansa, en iyisi baştan anlaşamadığımıza gerçekten üzüldüm demek.
Böylesi çok daha erdemlice olur.
Çünkü eğer sonradan hazımsızlık yapacak bir anlaşma yapmışsanız o hazımsızlık çok zorlar insanı.
Bilmiyorum, ben böyle düşünüyorum.
Anlaşabilmişseniz anlaşabilmişsinizdir. Artık o konuda bir daha konuşmasınız.
Bu işin kuralı böyledir.
İnanın ben çok sözleşme görüşmesi yaptım zamanında. Bu işlerin kuralını bilirim.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla.