Anlamsız Tartışmalarla Memleket Ayağa Kalkabilir mi?
Filistinliler kaderlerine küsecekse küsecekler. Onlar da dünyada bugüne kadar yaşamış kimi diğer toplumlar gibi kaderleri nasılsa kaderlerindekini yaşayacaklar. Biz de benzer kaderi yaşamayalım diye güçlü olmayı bilmek zorundayız, ülke içinde birlik olacağız ve bu saçma sapan iktidar kavgalarını bir kenara bırakacağız.
Meleklerin cinsiyeti var mıdır?
Ondan önce melek diye bir şey var mıdır siz ona cevap verin!
Var tabii!
Var mı yok mu diye bana soracağınıza siz yapabiliyorsanız önce olmadığını ispat edin!
Varsa da yoksa da önemi yok, ben cinsiyetleri var mı, onu merak ediyorum.
***
Son günlerdeki tartışmalar bana bu konuyu anımsatıyor.
Türkiye Filistinlileri Türkiye’de misafir edebilir mi? Soru bu!
Bir insanlık dramı yaşanıyor oralarda ve insanlar bölgeden kaçmak istiyorlar.
Amerika ve İsrail’in amacı da aynen bu. Gazze boşaltılsın ve İsrail’in dertleri de bitsin!
Madem bu kadar yardımsever bir ülkesiniz, Filistinlileri Türkiye’de misafir etmeyi düşünmez misiniz?
Bakın siz de Müslüman nüfuslu bir ülkesiniz, Filistinliler de Müslümanlar.
Yakışır, gelsinler, zaten çalışması için ucuz iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz.
Bugüne kadar oradan buradan gelenler yetmiyor, bir Filistinliler eksik.
***
Bizimkiler ne düşünüyorlar bu konuda bilmiyorum, ancak nedense aniden bu konu düştü ülke gündemine.
ABD dışişleri bakanı nihayet (!?) Türkiye’ye gelince o getirdi gündeme muhtemelen.
Sayın basınımız da başka konu yokmuş gibi bu konuyu köpürtmeye başladı.
***
Daha önce de dedim ya, gücünüz varsa gidin durdurun bu insanlık dramını.
Hem kılınızı kıpırdatmayacaksınız hem bir yandan İsrail’in ihtiyaç duyduğu petrolü taşıyacaksınız gemilerinizle, ticareti devam ettirmeniz de cabası, hem de bir yandan kuru gürültü yapacaksınız.
Bir yaptırımınız var mı İsrail ve Amerika üzerinde?
Evet var, artık coca-cola vermiyoruz Türk Havayolları uçuşlarında!
Aman da ne kadar büyük bir yaptırım.
Yerine ne veriyorsunuz?
Fanta? Sprite? Belki de Pepsi?
Gülmeye bile gücüm yok.
***
Peki ne yapalım öyleyse?
Onca çabalıyoruz, ama dünya devletleri bizi dinlemiyor ki!
Araplar bile dinlemiyor bizi, üstelik bir de Müslüman olacaklar.
Amerika zaten lütfetti de bu sefer bizi de ziyaret etti. Ama gelmeden önce Güney Kıbrıs’a da uğramayı eksik etmedi. Hatta galiba Kuzey Irak’ta önce ziyaret ettiği yerlerden biriydi.
Olsun, Blinken geldiğinde onu vali yardımcısı ile karşıladık. Üstelik vücut dilimizle durumdan memnun olmadığımızı belli de ettik. Daha ne yapalım?
Ne diyeyim, haklısınız. Diplomasi böyle bir şey. Vücut dili önemlidir diplomaside.
***
Yine de ne yapmamız gerektiğini söylemiyorsun, top çevirip duruyorsun!
Doğrusunu istiyorsanız öyle anlamak istiyorsanız öyle anlayın. Ben diyeceklerimi daha önce yazdım.
Gücünüz varsa engellersiniz bu dramı, gücünüz yoksa da kös kös oturursunuz kaba etiniz üzerine.
Orada insanlık suçu işleniyor!
Haklısınız, sadece orada değil, dünyanın birçok yerinde insanlık suçu işleniyor.
Dediğim gibi gücünüz varsa engellersiniz, olmuyorsa gücünüz olduğunda yapabileceğinizi yaparsınız.
Yapabiliyorsanız dünya devletlerini organize edersiniz. Olmuyorsa sadece kendiniz yapabileceğiniz yaptırımları uygularsınız. Ancak bu yaptırım uçuşlarda coca-cola yasaklamak gibi komik yaptırım seviyesindeyse onu da hiç yapmayın daha iyi.
Gücünüz olacak o güne kadar da mecbursunuz güç toplayacaksınız, çevrenizdeki devletlerle ittifaklar yapacaksınız.
Kısacası siz önce kendi ülkenizi olması gerektiği gibi yönetmesini öğrenin de, önce ekonomik bağımsızlığınızı kazanın da, gerisine sonra bakarsınız.
Evet, orada olanlar çok üzücü, elden geldiğince yardım etmek gerek. Muhtemelen yardımlar da yapılmaya çalışılıyor.
Gerisi? Gerisi Filistinliler kaderlerine küsecekse küsecekler. Onlar da dünyada bugüne kadar yaşamış kimi diğer toplumlar gibi kaderleri nasılsa kaderlerindekini yaşayacaklar.
Biz de benzer kaderi yaşamayalım diye güçlü olmayı bilmek zorundayız, ülke içinde birlik olacağız ve bu saçma sapan iktidar kavgalarını bir kenara bırakacağız.
Olur mu bu dediklerim?
Muhtemelen olmaz!
Baksanıza muhalefeti dağıtmak için şimdiden iktidar ayak oyunlarına başlamış durumda.
Muhalefet içindekiler az mı? Onlar da muhalefetin başında oldukları günlerin özlemi ile farklı farklı ayak oyunları yapmaktan geri durmuyorlar.
***
Sıkıldım ben doğrusu, açayım da fizik dünyasında neler oluyor ona bakayım biraz. Ne varsa bilimde var.
Gerçi bilim dünyası da meleklerin cinsiyetini tartışır gibi kendi içinde anlamsız tartışmalara girmiş görünüyor. Standart modeldeki atom altı parçacıklar yeterli mi? String teorisi deneysel olarak ispatlanabilir mi? Çoklu evrenler mümkün mü? Gerçekten bigbang oldu mu? Kuantum dünyasındaki ölçüm sorunu nasıl çözülebilir? Gibi, gibi, gibi bir sürü konu bilim insanları tarafından tartışılıp duruyor.
Yine de bilim hiç olmazsa bilimsel yöntemlerle ilerliyor.
Üstelik başarının ve zenginliğin anahtarı da bilimden geçiyor.
Bakalım var mı bir yenilik? Biraz internette dolaşayım en iyisi.
Ama önce gidip bir kahve koyayım kendime. Kahvesiz seyredilmez şimdi bu konular.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.