Site İçi Arama

kultur-sanat

Ulan Batur - Moğolistan

Ulan Batur şehri Moğolistan’ın başkenti ve en büyük şehridir. Ülkemizden buraya direk seferler mevcut olup, ulaşım için en kısa ve hesaplı olanı havayolu seçeneğidir.

Ulan Batur şehri Moğolistan’ın başkenti ve en büyük şehridir. Ülkemizden buraya direk seferler mevcut olup, ulaşım için en kısa ve hesaplı olanı havayolu seçeneğidir. Ülkemizden oldukça uzak ve ıssız bir coğrafyada bulunan Moğolistan ülkesinin başkenti, sanki 1960’lı yıllardan kalma bir kesit gibi karşınıza çıkacaktır. Yaklaşık 8 saatlik bir uçuş sonrası ineceğiniz havalimanında sizi karşılayacak olan görevliler beklediğiniz nezaketi tam olarak size gösteremeyebilirler. Ağırlıklı olarak kendi dillerinde verecekleri talimat ve istekleri daha sonra sınırlı yabancı dilleri ile tekrarlarlar.

Ulan Batur “Cengiz Kağan-CHINGGIS KHAAN” Uluslararası Havalimanı son yıllarda inşa edilmiş kullanışlı ve çok büyük olmayan bir terminale sahiptir. Uçaktan inişinizi takiben sizi şu anlarda COVID pandemi şartları nedeniyle sağlık personeli karşılayacak ve gerekli işlemleri yerine getirecektir. Daha sonra çok uzun olmayan pasaport kontrolü ve akabinde bavullarınız ile gümrük kontrolünden geçeceksiniz. Diğer ülkelerin haricinde burada tüm bavullar ve çantalar gümrük bölümünde x-ray kontrolünden geçirilmektedir. Bazı Türki Cumhuriyetlerinde olduğu gibi yolcuların büyük çoğunluğunun bavul ticareti kapsamında kabinde ve beraberinde birçok bavul ile ülkeye giriş yapacağına burada bir kez daha şahit olacaksınız.

Terminalden çıkışı takiben oteliniz için daha önceden transfer anlaşmanız yok ise taksiden başka bir alternatif bulunmamaktadır. Şehirde de son derece nadir göreceğiniz taksi seçeneği size pek ekonomik gelmeyecektir zira sizi şehir merkezi için yaklaşık 2 saatlik bir süre beklemektedir. Bu nedenle gelmeden önce ortalama güncel taksi fiyatlarını öğrenerek taksi şoförleri ile pazarlık yapmak (büyük indirim yapmazlar) daha akıllıca olacaktır. Taksimetrede ısrar ederseniz zararlı çıkma olasılığınız yüksektir, çünkü özellikle şehir merkezinin trafiği birazdan anlatacağım üzere çok kötüdür. İstanbul trafiğinden benim gibi şikâyet edenler burayı görünce daha da beterinin bizlerde her gün nasıl izler bırakacağını daha iyi değerlendireceklerdir.         

Trafik demişken gerçekten çok ciddi bir trafik sıkışıklığından özellikle bahsetmek isterim. Terminalden çıkışı takiben araçlar tek seçenek olan otoyol ile şehir merkezi öncesindeki küçük bir yerleşim merkezinden geçerler (yaklaşık 40 dakika). Burası yeni Ulan Batur olarak adlandırılan bölge olup, yüksek ve büyük binaların inşaları devam etmektedir. Buraya kadar trafik olgusu ile karşılaşmadan devam ederken birazdan şehir merkezi için yokuş aşağı inerken o tarif edilemez sıkışıklık ile karşılaşacaksınız. Yolun hem sağından hem de solundan bulunduğunuz yola katılımlarla birlikte yoğun korna sesleri ile kaosun içerisinde arabalar yol almaya çalışmaktadırlar. Işıklar olmasına rağmen çoğu noktada polisler tarafından trafik akışı iyileştirilmeye çalışılsa da başarılı olunamamaktadır. Özellikle otobüs ve elektrikli tramvaylar şeritleri sıkıştırarak akışı daha da zorlaştırmaktadır. 5 km’lik bir mesafeyi yaklaşık 1,5 saat ve üzerinde kat edeceğinizi biliniz ve kendinizi ona göre ayarlayın. Dönüşte Havalimanına gidiş esnasında da aynı süreci yaşayacağınız için uçağa gidiş planlamanızı buna göre yapmanız olası uçak kaçırmalarını önleyecektir. Zira ülkemize her gün uçuş seferi bulunmamakta olup, ilave 2-3 gün daha kalmanız gerekebilecektir.

Çileli bir yolculuk sonrası otelinize geldiğinizde uçak yolculuğu ile birlikte yaklaşık evinizden çıkışı da dahil edersek asgari 12-13 saatlik bir yorgunluğunuz için dinlenmek isteyeceksiniz fakat saat farkı size engel olacaktır. Türkiye’den 5 saat ileride olan burası için sabah 10:00 gibi otelinize geldiğinizde eğer kış şartlarında iseniz, sizlere tavsiyem mümkün olduğu kadar az dinlenerek bir an önce şehir merkezinde gezinize başlamaktır. Çünkü buranın diğer bir özelliği kış aylarında -35 derecelere varan soğuk havasıdır.

Soğuk havaya benim gibi alışık olanlar bile burada üşüyebilirler. Aralık ayında geldiğim periyotta en düşük -35 derece olan sıcaklık, gündüz en yüksek -20 derece ile kendini size yakından hissettirecektir. İçinize giyeceğiniz içlik, kadife pantolon, polar, mont, bere ve eldiven kombinasyonunda 10 dakika dışarıda yürüdükten sonra mutlaka kapalı alana girmeniz gerekmektedir. Sanki baldırlarınızdan ısırılıyormuş hissini yaşıyor iseniz mutlaka hemen kapalı bir mekâna girmeniz sizin lehinize olacaktır. Şehir merkezinde göreceğiniz yerler genelde yürüme mesafesinde bulunduğundan ve çok yoğun trafikten dolayı taksinin pek faydasız olması nedeniyle, yürümek biraz da zorunluluk olacaktır. Zaten ben kaldığım sürede şehir merkezinde taksi 1 veya 2 defa gördüm.

Şehir merkezinde gezilecek yerlerin başında Milli Müze gelmektedir. Akşam 18:00’e kadar açık olan bu müzede ilgimizi çekecek birçok eser sergilenmektedir. Cengiz Kağan isminden dolayı bizlere yakın gelen bu coğrafyanın tarih içerisinde yaşadığı evrimleri güzel bir şekilde sergileyen müzeden keyif alacağınıza eminim. Büyük Cengiz Kağan heykeli ve bölgesi şehir dışında olup buraya ayrı bir gün ve araç planlamanız gerekmektedir. Toplu ulaşım olarak otobüsler ve elektrikli tramvaylar kullanılmakta olup, minibüs tarzı olanak mevcut değildir. Araç kiralama seçeneği biraz sıkıntı yaratabilir, çünkü çok kötü trafiğin yanı sıra çoğu arabada direksiyonlar sağda fakat trafik sağdan işlemektedir. Kullanım açısından ilave zorluklar ve trafik nedeniyle iyi bir seçenek olarak değerlendirilmemektedir. Yeri gelmiş iken belirteyim soğuk o kadar fazladır ki görsellerde çektiğim fotoğraflarda görülecektir arabalar için özel koruyucu kılıflar bulunmaktadır. Ayrıca diğer dikkat çekici diğer husus trafikte gördüğünüz arabaların %90 oranında Toyota markasına ait olmasıdır.

Şehir merkezinde bulunan Gandantegchinlen Manastırı ve Sukhbataar Meydanı (Cengiz Han Meydanı) son derece etkileyicidir. Özellikle Sukhbataar Meydanındaki Cengiz Han heykeli ve Hülagu Han heykelleri dikkat çekicidir. Hükümet ve resmi binaların da bulunduğu bu meydan tam şehir merkezinde olup, tüm yolların kesişim noktasındadır. Sabah 10:00-11:00 civarında bu bölgeye gider iseniz günlük bando ile üniformalı askerlerin tören ve seronomilerini izleyebilirsiniz. Şehir içerisinde irili ufaklı birçok manastır ve müze daha ilginizi çekecek durumdadır.

Benim yaptığım gibi şehri yürüyerek keşfetmek isterseniz dikkatinizi çekecek en önemli unsur adım başı küçük büfe tarzı alışveriş noktalarıdır. 3-4 metrekare büyüklüğe sahip buralarda su, meşrubat vb. birçok acil ihtiyaç maddesi satılmaktadır. İngilizce anlaşma imkanınızın olmayacağı buralarda hesap makinası fiyatları göstermek için kullanılmakta ve İstanbulkart benzeri bir kart satın alınarak hem otobüslerde hem de bu tür yerlerde ihtiyaç halinde kullanabilme imkânınız bulunmamaktadır. Bu kartın amblemini gördüğünüz her yerde kullanım imkânı mevcuttur. Üzerinizde güvenlik amacı ile para bulundurmak istemediğiniz durumlar için bir seçenek olarak düşünebilirsiniz.

Diğer bir özellik ise adım başı “karaoke” denilen eğlence merkezlerinin çok yoğun olmasıdır. Hongkok ve Kore’den daha fazla miktarda bu tür eğlence yerine bu şehirde adım başı rastlayabilirsiniz. Zaten genel olarak geldiğinizde siz de fark edeceksiniz günlük hayat Kore, Çin ve Japonya’dan yoğun bir şekilde etkilenmiş durumdadır. Kiril alfabesi yanı sıra bu ülkelerin alfabeleri ile yazılmış reklam ve ilanlar yoğun olarak kullanılmaktadır.

Ulan Batur şehrinde ağırlıklı olarak Çin, Kore, Japon ve Moğol mutfaklarına ilave olarak diğer dünya mutfak seçeneklerinden imkanlar da bulabileceğiniz çok sayıda restoran mevcuttur. Birazda soğuk bir iklime sahip olması nedeniyle Moğol restoranlarında ağırlıklı olarak patatesten yapılmış yerel yemekler bulunmaktadır. Etli yapılan ürünler ise mutlaka hamur içine dahil edilmektedir. Kore ve Japon mutfağına yönelik restoranlarda ise tavuk çeşitleri dikkat çekmekte, salçalı ve tatlandırılmış sos ile kızartılmış şekilde sunulmaktadır. Belki de denize kıyısı olmaması nedeniyle ben su ürünlerine yönelik bir seçenek ile karşılaşmadım. Tüm ülkeler için kıyaslama imkânı olsun diye belirteyim; hamburger menüsü 4 US dolar, Tepenyaki usulü tavuk garnitürü ile birlikte 5 US dolar, Sebzeli ve noddle’lı çorba 3 US dolar civarındadır. Kalma yeri açısından örnek vermek gerekirse lüks 5 yıldızlı otelde gecelik kalma ücreti, kahvaltı dahil 100 US dolar olup yıldız sayısının azalması ile doğru orantılı olarak fiyatlar düşmektedir. 2 yıldızlı otel ve pansiyon türü seçeneklerde ise gecelik ücret 15-20 US dolar civarındadır. Genel olarak tekstil ürünleri dışarıdan geldiği cazip fiyatlara sahip değildir. Kaşmirin anavatanı olması nedeniyle birçok seçenek mevcut olup, fiyatları uygun düzeydedir. Keyifli bir gezi yapmanızı dilerim.

Kaptan Pilot Cihan GÜLBAHAR
Kaptan Pilot Cihan GÜLBAHAR
Tüm Makaleler

  • 02.01.2022
  • Süre : 4 dk
  • 1121 kez okundu

Google Ads