Site İçi Arama

kultur-sanat

Seyreyle Yanan Odun Ateşini

Küçücük bir kibrit çöpü ile koskoca şömineyi yakabiliyoruz! Ne kadar garip değil mi? Nasıl oluyor da ateş yakmak bu kadar basit olabiliyor? Çünkü kibrit ateşi ile yanan ilk karbonlar havadaki oksijen ile kimyasal olarak birleşirken bir yandan da ısı salarlar.

En sevdiğim şeylerden biri ateşi izlemektir. O yanan odunların alevinin dalgalanması, verdiği o hafiften yüzüme çarpan ısısı, kokusu bile hoşuma gider.

Daçada şömineyi yaktığımızda uzun süre şöminenin başından ayrılmam, hanım yeter artık ateşe baktığın diyene kadar adeta kendimden geçmiş olurum.

Tabii mangal ateşini de severim. Biz mangal için odun kömürü kullanmıyoruz, daha önce yazmıştım, bizim buralarda oldukça çok akağaç olur (Rusçası beriyoza), akağaç bizim meşe gibidir, közü uzun süre ısı tutar. İşte mangalda odunların yanışı sorasında da şömine gibi ateşi olur. O ateşe bakmasını da severim.

***

Ne kadar kolaydır değil mi ateş yakmak.

Tamam, odunlar kuru olacak. Islak odun duman yapar, hemen yanmaz öyle. Bir de odunlar şömine içine düzgün yerleştirilmiş olacak. Tütmeden yanmaya başlaması için de başta ile kimi odunları baştan küçük parçalara da bölmeniz gerekir.

Ateş yakmasını bilmek gerekir, bizim oralarda özel tabiri de vardır ateş yakmasını öğrenmek için ne yapılması gerektiği üzerine, buraya uygun olmadığı için yazamıyorum.

İşte düzgün hazırladığınızda odunları gerisi basitte, bir kibrit ile tutuşturmaya kalır şöminenin yanması.

Tabii bacadaki hava kapağını açmayı da unutmayacaksınız. Şöminelerde baca kapağı olur!

***

Küçücük bir kibrit çöpü ile koskoca şömineyi yakabiliyoruz! Ne kadar garip değil mi?

Nasıl oluyor da ateş yakmak bu kadar basit olabiliyor?

Çünkü kibrit ateşi ile yanan ilk karbonlar havadaki oksijen ile kimyasal olarak birleşirken bir yandan da ısı salarlar.

Odunun özü olan karbon ve oksijenin birleşiminden bu kimyasal reaksiyon sonucunda enerji açığa çıkıyor ve çıkan enerji de reaksiyonun devamı için gerekli enerji olarak şöminedeki tüm odunların yanmasını sağlıyor. Yani tüm karbon atomları zincirleme bir reaksiyonla kimyasal olarak oksijen ile birleşiyorlar. Birleşim enerjisi bir önceki reaksiyondan ortama çıkmış oluyor!

Hatta çıkan enerji ihtiyaçtan fazla olduğu için kimyasal reaksiyondan çıkan enerjinin fazlası da şömineden ısı olarak ortama yayılıyor.

Böylece de şömine soğuk sonbahar günlerinde bizi ısıtıyor işte.

***

Demek ki başlangıç enerjisini verdiğimiz zaman enerji salan her türlü kimyasal reaksiyon bir süreklilik gösterebilir.

Evet, bu mümkün!

Su da aynı odundaki karbon gibi hidrojenin oksijen ile kimyasal birleşiminden oluşmuyor mu?

Acaba hidrojen ile oksijen birleşiminden de ısı ortaya çıkıyor mu?

Daha da önemlisi hidrojen de bir kibrit ateşi ile basit şekilde yanıyor mu acaba?

Evet, hidrojen de aynı karbon gibi yanar!

Yani zincirleme reaksiyon ile yanar öyle mi?

Evet!

Peki öyleyse havadaki tüm hidrojen niye suya dönüşmemiş? Eğer zincirleme reaksiyon ile yanıyorsa bir zamanlar dünya oldukça sıcak bir gezegenmiş.

Bir şekilde dünyada bunca su oluştuğuna göre, oksijen de yeterince mevcutsa tüm hidrojenin suya dönüşmesi gerekmez miydi?

Bu dediğim mantıklı değil mi?

Ama hidrojen yaşamın kaynağı bir anlamda. Birçok organik bileşik hidrojen içeriyor, DNA’mızda da bir sürü hidrojen atomu var, öyle değil mi?

Hidrojen bir şekilde birçok element ile kimyasal reaksiyona girmiş ve sadece suya dönüşmemiş.

Hatta atmosferde bile belli bir oranda serbest hidrojen gazı var.

Demek ki bu işin başka dengeleri de var.

Konumuz hidrojen olmadığına göre bugün bu sorulara takılmıyorum.

***

Yine de bazı şeylerin öyle bir dengesi oluyor ki, o dengeyi bir kibrit çöpü ile bile değiştirebiliyorsunuz.

Orman yangınları işte böyle basit bir küçük ateş ile başlıyor ve söndürmek için oldukça çok uğraşıyoruz. Allahtan bu sene yangın mevsimi geçen seneden daha az sorunlu geçti.

Gerçi bu sene de epey bir orman yangınımız vardı.

Evet, ben ateşi seyretmeyi seviyorum, beni rahatlatıyor. Ancak biz artık eskiden olduğu gibi ormanlarda mangal yapmıyoruz. Daçada barbeküde, kontrollü bir ortamda mangal çok daha mantıklı geliyor.

Tabii bir de artık soğumaya başlayan sonbahar havalarında şöminede!

Biraz sohbet, biraz da aklıma gelen sorularla bugün de konu ateş olsun.

Bu arada eski zamanların şu meşhur burçları vardır ya, hava, su, ateş ve toprak. İşte ben o burçlara göre ateşmişim. Belki budur sebebi ateşi seyretmeyi bu kadar sevmemin.

Sizin de ateşiniz bol olsun.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 27.10.2023
  • Süre : 2 dk
  • 1391 kez okundu

Google Ads