Site İçi Arama

kultur-sanat

Havacılık Bir Ekip İşidir: Genç Astsubay Makinist Sayesinde Olası Bir Kaza Kırım Yaşanmadı

Hava Kuvvetleri açısından uçak bakım disiplini, Hava Teknik Okullar Komutanlığında verilen eğitimin bir parçası olarak kazandırılıyor. Hava Kuvvetleri teşkilat yapısında, Hava Eğitim Komutanlığına bağlı olan Hava Teknik Okullar Komutanlığı/Gaziemir yerleşkesinde yer alıyor.

Uçak Bakım Disiplini Nedir?

Uçak Bakım Disiplini, modeli, mesleği; birçok bilim dalından etkilenen, yararlanan ve bu bu bilim dallarına örnek çözüm modelleri sunan, dinamik bir olgudur. Mesleğin odağındaki uçakların karmaşık sistemlere sahip uçan platformlar olması, bu sistemlerin bakım, onarım ve ömür boyu idamelerinden sorumlu uçak bakım disiplinini de gelişmeye açık, dışa dönük, paylaşmayı, yardımlaşmayı ve entegrasyonu içselleştiren geniş, büyük ve imrenilesi bir organizasyon yapısına dönüştürmüştür.

Hava Kuvvetleri açısından uçak bakım disiplini, Hava Teknik Okullar Komutanlığında verilen eğitimin bir parçası olarak kazandırılıyor. Hava Kuvvetleri teşkilat yapısında, Hava Eğitim Komutanlığına bağlı olan Hava Teknik Okullar Komutanlığı/Gaziemir yerleşkesinde yer alıyor. 

Hava Teknik Okullar Komutanlığının Tarihçesi ve Makinist Yetiştirmedeki Rolü

Okulun kuruluşu, 17 Eylül 1922 tarihli Genelkurmay Başkanlığı emrine dayanıyor. Buna göre; Konya’daki Hava Kuvvetleri Müfettişliği ve Adana’daki Hava Uçuş Okulunun İzmir’e intikali gerçekleşmiş, 1923-1924 yılları arasında okulda, genel tabiye, motor ve uçuş araçları, topografya, makineli tüfek, nazari ve amelî uçuş gibi yer dersleri de verilmiştir.

1928’de İstanbul Yeşilköy’deki Hava Makinist Okulunun kapatılıp Eskişehir’e taşınması, aynı yıl Eskişehir’de bulunan Hava Uçuş Okulu bünyesinde Hava Makinist Astsubay Okulu olarak açılmasıyla, Hava Uçuş Okulu ve Hava Makinist Astsubay Okulu bir araya gelerek Hava Okullar Komutanlığını oluşturmuşlardır.

1932 yılında yapılan teşkilat değişiklikleri sonucu Gaziemir’de kalan hava birlikleri ile 3’üncü Hava Alay Komutanlığı kurulmuş, 2’inci Dünya Savaşı’nın başlaması ile Diyarbakır’a intikal etmiştir. Ardından Makinist Okulu, 1949 yılında İzmir Gaziemir’e geri intikal etmiştir.

1950 yılında havacılığın gelişen teknolojisine bağlı olarak, pilot dışındaki diğer ihtisas ve branşlarda elemanların yetiştirilmesi için çeşitli dönemlerde Türkiye’de bazı teknik okullar açılmıştır. Bunlar Hava Muhabere Okulu, İkmal Okulu, Hava Ulaştırma Okulu ve Hava Meydan Tesis Bakım Teknik Okuludur. Bu okullar, Makinist Okulunu da içine alıp bir komutanlıkta birleştirilerek Hava Teknik Okullar Komutanlığı adını almıştır.

2 Ocak 1950 tarihinde Makinist Okulunun ismi Hava Uçak Bakım Okulu olmuştur. 1956 yılında Gaziemir’deki Hava Teknik Okullar Komutanlığı kaldırılarak, yerine Hava Eğitim Kolordu Komutanlığı kurulmuş, 1957 yılında Hava Eğitim Kolordu Komutanlığı, Hava Eğitim Komutanlığı ismini almıştır.

1969 yılında Hava Eğitim Komutanlığının Güzelyalı’ya taşınmasını müteakip Gaziemir’de konuşlu dört okul komutanlığı (Hava Uçak Bakım Okul Komutanlığı, Hava Meydan Tesis Bakım Teknik Okul Komutanlığı, Hava Muhabere Okul Komutanlığı, Hava Savunma Okul Komutanlığı), 13 Eylül 1969 tarihinde teşkil edilen Hava Teknik Okullar Komutanlığı bünyesinde toplanmıştır. 

1998 yılında Hava Teknik Okullar Komutanlığının adı “Hava Sınıf Okulları ve Teknik Eğitim Merkezi Komutanlığı” olarak değiştirilmiştir. 2002 yılında astsubay adaylarının yetiştirilme süresinin 2 yıla çıkarılması sebebiyle bünyesinde Hava Astsubay Meslek Yüksekokulu kurulmuştur. Nihayetinde Hava Sınıf Okulları ve Teknik Eğitim Merkezi Komutanlığının ismi 2006-2007 eğitim öğretim yılından itibaren Hava Teknik Okullar Komutanlığı olarak değiştirilmiştir. Bu okulda yetiştirilen genç makinistler, Uçak Gövde Bakım ve Uçak Yer Destek Sistemleri ağırlıklı uçak bakım derslerini alarak, görev başı eğitimlerini takiben makinistlerin, bir başka deyişle uçak bakım teknisyenlerinin kıtalara, uçuş birliklerine atamaları yapılmaktadır.

Bugün size, ismi meçhul genç bir astsubay makinistin, henüz koluna yeni taktığı Astsubay Çavuş rütbesiyle, 1984 yılında bir adet CF-104 uçağının motor çalıştırma sonrası makinist kontrolleri esnasında uçuşa engel bir arızasını gördüğü anda uçuş gitmesine izin vermemesi hadisesini anlatacağım. Bu isimsiz kahramanlarımızdan, yüksek görev disiplinine ve bilincine sahip genç astsubayın bu davranışını, kendi uçuş hat komutanının, sonradan Hava Uçak Bakım Albay rütbesinde Hava Kuvvetlerinden emekli olan dönemin genç üsteğmeni Hüseyin ATAN’ın ağzından aşağıdaki satırlarda size naklediyorum.

Astsubay Çavuşun Görev Disiplini

"1984 yılında 8'inci Ana Jet Üs Uçak Bakım Komutanlığına bağlı 182’nci Uçuş Hattında Bakım Komutanı olarak Teğmen rütbesiyle Diyarbakır'a atandım. 182’nci Hat Bakım Komutanlığına ilk ayak bastığım gün karşılaştığım manzara ile şok oldum. Diyarbakır'ın yağmurlu bir günü idi ve kırık kiremitlerden dolayı hat binasının çatısı akıyordu. Yerlerde su birikintisi oluşmasını önlemek için konulmuş plastik kaplar vardı. Binanın içi, dış sıva ve boyaları dökülmeye başlamıştı. Camlarından pek çoğu kırık ya da çatlamıştı. Tuvalet ve duşlar eski ve bakımsızdı. İçerisi de yeterince ısınmıyordu. Genel olarak tüm bina neredeyse oturulamayacak durumdaydı. Hat personeliyle tanışıp konuştuktan sonra binanın genel durumunu, şikayetleri olup olmadığını sordum. Kendilerini dinleyince, elden fazla bir şey gelmediğini, ödenekler yetersiz olduğu için binaya gereken bakım ve onarımın yapılamadığını öğrendim. Personel ile ele ele verip bu durumu düzeltmeye karar verdim. İş başa düşmüştü.

İlk aşamada binanın genel temizliğine önem verdik. Gereksiz ve kullanılamayacak durumdaki malzemeleri atıp, bakım veya tamirat ile düzeltilebilecek olanları elden geçirdik. Daha sonra binanın bahçe düzenlemesine başladık. Orman Bölge Müdürlüğü ile irtibat sağlayıp, 250 adet çam fidanı temin ederek etrafa diktik. Asfalt Tabur Komutanlığında görevli devre arkadaşımın desteğiyle binanın kırık kiremitleri yenilenerek, çatıya gerekli bakım-onarımın yapılmasını sağladık. Komple binanın iç ve dış sıva ve boya onarımları da yapıldı. Kırık olan camlar değiştirildi. Arızalı durumda olan binanın kalorifer teshin merkezine gerekli bakım ve onarımı yaptırarak ısınma problemimizi büyük ölçüde çözüme kavuşturduk. Binamızı oturulabilir bir seviyeye getirdikten sonra asıl faaliyet sahamız olan bakım ve uçuş faaliyetlerine yöneldim. Uçak bakım faaliyetlerinde kaliteyi artırıcı çalışmalara başladım. Öncelikle personelin eksik durumdaki teknik emir (Technical Order-TO) ve çeklistlerin, had kadrosundaki malzemelerin tamamlanmasına gayret ettim. Ayrıca da personelin eğitim eksikliklerinin giderilmesine yönelik atölye içi eğitim faaliyetlerine hız verdim. 

Bu yoğun faaliyetler içerisinde geçen 4-5 aylık süre boyunca uçuş emniyetinin en büyük önceliğimiz olduğu, özellikle makinistlerin bir uçağı pilota teslim etmeden önce genel sistem faaliyet kontrolünü yapan son kişi olduğundan, tespit edebilecekleri bir eksiklik ya da aksaklığın uçuş emniyetinde son ve önemli adımı oluşturduğundan asla taviz verilmemesi gerekli prensibimiz olduğu gibi hususları personele sürekli olarak vurguladık.

Bu arada o dönemde, 1986'dan itibaren envanterinde CF-104 uçakları bulunan hattımızda kısa bir süre sonra gece uçuşunda şöyle bir olay meydana geldi: Bir uçak üçüncü kez abort (kalkıştan vaz geçme) etmişti. Motorları çalışır durumdaki uçağın yanına doğru gittiğimde, pilotun kokpitte sinirli davranışlar sergilediğini, uçağın sorumlu makinisti ile hararetli bir şekilde tartıştıklarına şahit oldum. Makinist henüz aramıza iki ay önce katılmış genç bir arkadaşımızdı. Astsubay Çavuş rütbesinde bir personeldi. Pilot ısrarla bunun bir harekât görevi olduğunu, muhakkak uçması gerektiğini, takozların alınmasını söylüyordu. 

Bunun üzerine pilotla doğrudan konuşmaya karar verdim. Siz biraz kokpitte bekleyin, biz bir bakalım arkadaşlarla. Ne yapabileceğimize sonra beraber karar veririz dedim. Pilot kokpitte beklerken, makiniste arızanın ne olduğunu sordum. Arıza; uçağın arka gövde alt kısmındaki hidrolik panel açıldığında görülebilen türden bir arızaydı. Uçuş öncesinde yerde kontrol edilmesi gereken art yakıcı (After Burner - AB) sisteminin düğmesine test maksatlı basılması, test sonucu faal ise uçağın uçuşuna izin verilmesi gerekiyordu. Kısaca son kontrollerden biriydi. Makinist, test butonuna basıldığında buton içerisinde ark meydana geldiğini, bütün kabloların bu nedenle akkor haline geldiğini bana yerinde gösterdi. Makinist haklı olarak emniyetsizlik yaratan bu durumda uçağın uçuşunu kesmek zorundaydı. Bu durumda uçağın uçuşunun kesilmesi en doğru karar olarak gözüküyordu. Çok yeni ve henüz yeterince tecrübe seviyesine erişmemiş genç astsubay çavuş arkadaşım hayati bir kararı soğukkanlılıkla vermiş ve bunu pilota iletmişti. Pilotla makinist arasındaki tartışmanın kaynağı buydu. Haliyle pilot AB test butonuna basılınca ortaya çıkan kötü manzaradan habersizdi.

Uçağı kesme kararını net bir şekilde pilota iletmeye karar verdim. Kokpite merdiveni yaklaştırıp, pilota arızayı anlatıp, uçağın uçamayacağını bir kez de ben söyledim. Kokpitte uçağın faaliyetini bekleyen pilot, durumu kabullendi ve “Bugün benim uçmam kısmet değilmiş." diyerek, uçağın emniyete alınmasını takiben motoru oracıkta susturdu ve kokpiti terk etti. 

Pilotla birlikte uçağın altına geçtik. Arızayı kendi gözleriyle de görmesini sağladık. O ana kadar uçamamanın etkisiyle biraz üzgün biraz da yorgun bir görüntü veren pilot, durumun vahametini böylece yakından görmüş oldu. İyi ki uçmamışım dedi ve bana ve özellikle de genç makinist kardeşimize, henüz bıyıkları bile terlememiş astsubay çavuş rütbesindeki makiniste çok içten teşekkür etti. 

Pilot uçmadığı için seviniyordu. Bu sevinçle uçuş hattından ayrılıyordu. 

Genç makinist görevini layıkıyla yapmanın karşılığında takdir görmekten hoşnuttu. Meslek yaşamının en başında bir kaza kırım yaşanmasının önüne geçmenin haklı guruyla uçuş hattını terk ediyordu. 

Ben ise o akşam, genç bir arkadaşımın sergilediği görev disiplini ve uçuş emniyeti anlayışından, bu değerli arkadaşımın benim hattımda görev yapıyor olmasından duyduğum gururla uçuş hattını terk ettiğimi hatırlıyorum.

Nihayetinde uzun zamandır vurguladığım ve önemle üstünde durduğum uçuş emniyeti kurallarına riayet ederek uçağı uçuşa göndermeyen bu genç personele teşekkür ederek, onu, gösterdiği bu örnek davranıştan dolayı kutladım. Daha sonra herkese örnek olması için de ayın başarılı personeli olarak seçip, fotoğrafını 182’inci Hat Bakım Komutanlığı binası girişine astırdım.

Sonuç olarak bu uçak eğer uçuşa verilmiş olsaydı, kalkış esnasında AB'ye girdiğinde büyük olasılıkla kuyruk bölümünde yangın çıkacaktı. Bu durumda uçakta ağır hasar mey dana gelecek, hatta belki de uçağın kaybı bile söz konusu olacaktı. Bu olayı yaşadıktan sonra personelime uçuş emniyetinin önemini kavratabildiğime ve uygulatabildiğime şahit olduğum için son derece mutlu oldum.”

Sonuç

Eskiler hep derlerdi: “Havacılık ekip işidir.” Benim Hava Kuvvetlerinde görev yaptığım dönemde, 1988-2013 yılları arasında bu düsturun geçerli olduğunu görenlerden ve önemini de tüm havacılık faaliyetleri içinde yaşayarak öğrenenlerden oldum. Şimdilerde bizden öncekilerin yazdıkları çok değerli anıları okuyorum. Hava Kuvvetlerimizin 1 Haziran 1911 tarihindeki kuruluşundan itibaren adım adım ne büyük gelişmeler kaydettiğini, zamanla ne derece önemli bir kurum kültürüne sahip olduğunu, bu kurum kültürünün, havacılık bir ekip işi anlayışının Türk semalarında uçaklarımızın uçmasının garantisi olduğunu bu anıları okudukça daha iyi anlıyorum. 

Bu nedenle, muhtemelen benden bir iki yaş büyük olan genç bir makinistin ‘arızayla uçuşa gidilmesine izin vermemesini’, sahip olduğu özgüvenle bunu savunmasını, hat bakım komutanının kendisinin yanında durup ona destek çıkmasını, pilotun bu yaklaşımı takdirle karşılayıp uçmamasını, bir bütün olarak Hava Kuvvetlerimizde sahip olunan kurum kültürüne ve ekip anlayışına borçlu olduğumuza inanıyorum. Bu kültürün eskilerden yenilere ve sonra gelecek nesillere özümsenerek aktarılmasını, Hava Kuvvetlerimizin geleceğinin teminatı olarak görüyorum. İnanıyorum ki ‘havacılık ekip işidir’ şiarına bugün de uyuluyor, sahip çıkılmaya devam ediliyor. 

Kaynakça

Raif Bilgin, “Havacılığın Kilit Mesleği ve Sektörü; UÇAK BAKIM, Bölüm: 3”, STRASAM, 24 Kasım 2022, https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/havaciligin-kilit-meslegi-ve-sektoru-ucak-bakim-bolum-3-1407

Hava Kuvvetleri Anılar Kitabı, Ankara, 2009

Hava Kuvvetleri Web Sayfası, Hava Teknik Okullar Komutanlığı Tarihçesi, 2 Eylül 2019, https://www.hvkk.tsk.tr/Custom/Hvkk/96

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 06.12.2023
  • Süre : 4 dk
  • 3687 kez okundu

Google Ads