Gezginlerin Seyahatleri ve Yaşamlarına Etkileri
Gezginliği ve hayatımıza kattıklarını ve yaşamımızda ne gibi değişiklikler yaptığını size örneklerle tecrübelerimi de içine katarak size anlatacağım.
Zaman, zaman kendini ifade etmenin en güzel yolu güzel, eğitici bir yazı yazmakla olasıdır.
Sosyolojik ve Felsefi yazı yazmak bilgi, beceri ve biraz da yetenek gerektiren bir yaklaşım biçimidir.
Fakat bazı yazılar da vardır ki elle tutulup, gözle görmeyi, yaşanmışlıklarla elde edilen tecrübeler manzumesidir, işte şimdi size benim için yazması kolay olan, bir yazı kaleme aldım.
Gezginliği ve hayatımıza kattıklarını ve yaşamımızda ne gibi değişiklikler yaptığını size örneklerle tecrübelerimi de içine katarak size anlatacağım.
Çevrenizde günlerce evinden uzakta dünyayı dolaşmış, uzak diyarlara gitmiş yeni yerler keşfetmiş insanlar mutlaka vardır. Dünyayı dolaşırlarken çok eğlendikleri aşikâr. Peki ya döndükten sonra günlük hayatları kaldığı yerden devam ediyor mu dersiniz? İşte benim tecrübelerimden yanıtları; Daha İyi bir İnsan olabiliyorlar. Seyahat süresince birçok yaşanmışlık, insan tavır ve davranışlarında köklü değişiklikler yapmaktadır. Yol gezginleri, seyahatlerinde birçok şey yaşarlar, hayatta daha iyi ve daha kötü koşullarda yaşayan insanlarla tanışırlar, azla yetinmeyi öğrenirler, mutluluğun an ile alakası olduğunu anlarlar. Eve döndüklerinde günlük hayatta bakıp ancak göremedikleri şeyleri tekrar keşfederler. Çevresinde olup biten, daha önce katlanamadıkları şeylere daha bir hoşgörüyle bakmayı öğrenirler. Herkese ve her şeye saygı duymaya başlarlar. Eski hayatlarında var olan katı kuralların hepsini çöpe atarlar. Her yerde kalabilir, her şeyi yiyebilirler, fobilerinden kurtulur ve her ortama uyum sağlarlar. Kendilerini daha İyi tanırlar.
Yol gezginleri seyahat sonrası, kendini kabul edip sevmeyi öğrenirler. Başkası gibi olmaya çalışmayı kesinlikle reddederler. Doğallıktan ve samimiyetten yana olurlar. Kendilerini olduğu gibi kabul etmeyen insanları hayatlarından çıkarırlar. Bunun yanında istemedikleri bir yerde kalamayacakları gibi sevmedikleri işte de çalışamazlar. Döndüklerinde gerçek hayat ile hayaller arasındaki gerçekleri kavrama yetisini kazanırlar. Çok büyük ihtimal ile hayallerinin gerçek olabilmesi olasılıklarının mukayesesini yaparak daha kolay doğru yolu bulurlar. Daha önce yıllarını verip, kazandıkları en iyi okulların sertifikalarını, geziler esnasında gördükleri karşısında gerektiğinde çöpe atarlar.
Seyahat sonrası hayata farklı bakmaya başlarlar. Hayatta kalmak için değil, mutlu olmak için çalışırlar. Uluslararası Bir aşçı olup çıkarlar. Dünyada birçok yere seyahat etmenin en keyifli yanlarından bir tanesi de ülke ve dünya mutfağını öğrenmektir. Bir insan hayattaki tutkularını keşfettiği zaman, diğer her şeye ekstra para harcamaktan çekinir. Harcama sıralamasını değiştirir. Önceden kıyafete verdikleri paraları aptalca yatırımlar olarak görürler. Sırf bir sonraki seyahatini finanse edebilmek için küçük hesaplar yaparlar ve çevreleri tarafından bu da iyice cimrileşti diye anılırlar. Kendisi için bir şeyi en ucuz nerden alabilirim, nasıl ekonomi yapabilirim onların peşine düşerler.
Özellikle seyahat konusunda, en ucuz uçak bileti, en ucuz konaklama, indirimli etkinlik bileti gibi kavramlar onlardan sorulur. Daha çok mal edinme hırsı ile çalışıp, o borcu kapatmak için sistemin kölesi olmayı reddederler. Mutluluğun sahip olunan şeylerle değil, insanlarla alakalı olduğunu bilirler. İdealist olurlar. Daha önce toplumun herhangi bir sorunu ile ilgilenmeyen insanlar, seyahatten sonra idealist olurlar. Gezginler seyahatleri sonrası toplum gönüllüsüne dönüşürler. Hayvan sever ve doğa sever gönüllüsü olabilirler. Gerçek hayatın almak ve vermek arasında yaşandığını daha iyi anlarlar.
Daha Melankoli olurlar. Daha önce yaşadıkları normal hayatı beğenmemeye başlayıp, kendi normallerini yaratmaya çalışırlar. Kimi zaman bu ikilem arasında sıkışırlar ve zorlanırlar.
Seyahat ederken buldukları huzurlarına sıkı sıkıya bağlanırlar. Ancak eve dönüşte karşılaştıkları olumsuzluklar karşısında geçmişi özlemeden yapamazlar. Gözleri hep yolda olur. Kendilerini dünya vatandaşı gibi hissederler. Ülke sınırlarının aslında ne kadar önemsiz olduğuna inanmaya başlarlar. Her milletin kendi öz değerini kabul ederler. Ne kötü koşullarda yaşayan ülke vatandaşlarını aşağılarlar, ne de daha iyi koşullarda yaşayanlara hayranlık duyarlar.
Kısacası seyahat bir insana çok şey katar. Bir şeyleri geride bırakıp, günlerce seyahat etmek, hayatın tüm sorumluluğunu üstüne almak ise bir insanı tamamen başka birine dönüştürür. Dünyadaki her bireyin seyahat edebildiği ütopyada şüphesiz ki her şey daha güzel olacaktır. Unutmadan bir noktayı daha belirtmek isterim. Görsel ve yazılı medyanın insan aklıyla nasıl alay ettiklerini de bu arada kavramış olursunuz. Her zaman söylediğim bir sözü yazımın sonunda tekrar söylemek isterim.
Hayat sadece kitaplardan öğrenilmez, hayatın şifrelerini çözmek için gezmek görmek kısaca hayatı yaşamak gerekir.
Saygı dolu sevgiyle kalın diyorum.