Site İçi Arama

kultur-sanat

Romanya’nın Başkenti Bükreş’te Motor Turu

Bükreş adına tarihte ilk defa 1459 yılından kalma yazılı belgelerde rastlanılmıştır. Şehrin Kont Drakula tarafından kurulduğuna dair rivayetler de vardır.

Kazıklı Voyvoda'nın şehri

Bizim, Bükreş dediğimiz Romanya'nın başkentine Romenler Rumence'de, București diyorlar. Romanya Ovasının ortasında kurulmuş olan bu tarihi şehir, Tuna Nehri’nin bir kolu olan Dambovita nehrinin kıyısında kurulmuştur. Günümüzde nüfusu 2,5 milyon civarındadır. 

Bükreş, Rumen medya, kültür ve sanatının merkezi durumundadır. Şehrin mimarisi, tarihi komünist ve modern dönemlerin bir karışımıdır. İki Dünya Savaşı arasındaki dönemde, şehrin zarif mimarisi Bükreş'e “Doğunun Paris'i” unvanını kazandırmıştır. 

Bu tarihi şehrin merkezindeki binalar ve semtler savaş ve depremler nedeniyle ağır hasar görmüş veya yıkılmış olsa da, birçoğu tekrar onarıldıklarından, günümüzde de varlıklarını sürdürebilmektedirler. 

 

Doğu’nun Paris’i Çok Yıpranmış

Son yıllarda bu şehir ekonomik ve kültürel bir patlama yaşamaktadır. Bükreş, Avrupa'nın en hızlı büyüyen, yüksek teknolojiye ev sahipliği yapan şehirlerinden birisidir. Edindiğim bilgiye göre, bu şehirde gece konaklayan turist sayısında Avrupa şehirleri arasında en yüksek orana sahiptir. Yine yapılan bir araştırmaya göre son yıllarda en yüksek gelişme potansiyeline sahip Avrupa şehri olmuştur. Başka bir araştırmaya göre, Bükreş; 2050 yılına kadar Avrupa'nın en zengin şehri olma statüsüne kavuşacaktır. Bükreş gelişmiş ekonomisiyle, Romanya'nın en modern şehridir. Şehirde çok sayıda kongre tesisi, eğitim enstitüsü, kültürel mekânlar, geleneksel alışveriş pasajları ve dinlenme alanları bulunmaktadır.

Bükreş kozmopolit insan yapısı ve birçok etnik kökene sahiptir. Eğlencesi bol olan bu şehir Romence’de 'neşe şehri' anlamına gelmektedir. Şehrin merkezini gezerken çok eski yerleşim yeri olduğunu gösteren arkeolojik kalıntılara rastladım. Lipscani caddesi aynı zamanda şehrin eski merkezi olarak biliniyor. Şehirde barok mimari tarzı eserler oldukça yaygın. 

Bükreş adına tarihte ilk defa 1459 yılından kalma yazılı belgelerde rastlanılmıştır. Şehrin Kont Drakula tarafından kurulduğuna dair rivayetler de vardır.

 

Osmanlı Dönemi, Osmanlı İzleri

Kazıklı Voyvoda’nın Eflak Devletini ve özellikle o dönemde başkent olan Tirgovişte’yi Osmanlılara karşı korumak için Bükreş Kalesi'ni yaptırdığı anlatılıyor. Ardından birçok başka yer de tahkim edilmiş. Bilhassa eline geçirdiği Müslümanları kazığa vurarak azap içinde öldürmesi sebebiyle Türkler Vlad Tepeş’e Kazıklı Voyvoda derlerdi. Aynı zaman da Kont Drakula ismiyle de anılan Kazıklı Voyvoda birçok Hollywood filmine de konu olmuştur. Fatih Sultan Mehmet han, bu katliamları üzerine 1462 yılında Eflak üzerine büyük bir sefer düzenlemiştir. Bir ay süren bu sefer neticesinde Eflak, Osmanlıların mümtaz bir eyaleti haline gelmiştir. Böylece Osmanlı idaresine giren Bükreş, hızla gelişerek Eflak’ın başlıca ekonomi merkezi olmuştur. 

Kürkçüler sokağı ve Eğerciler sokağı gibi bazı sokak isimleri bugün de şehirde varlığını devam ettirmektedirler. Buraları gezerken yine tarihte yolculuk yapıyor hissine kapılıyor insan. Biraz daha şehrin tarihinden anlatalım. 18. yüzyıldan başlayarak Bükreş’e mahallî prensler yerine İstanbul’daki Fenerli Rumlardan seçilen yöneticiler gönderilmiş. 1821 yılında Tudor Vladimirescu önderliğinde başlayan ayaklanma sonucunda, Fener yönetimine son verilmiş. 1859 yılındaki ayaklanmadan sonra da Eflak ve Boğdan birleştirilmiştir. 

 

Çavuşesku, Şehri Yerle Bir Etmiş

1862 yılında da Bükreş Romanya’nın başkenti ilan edildi. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Romanya Osmanlı Devleti’nden tamamen ayrıldı. Romanya'da komünizmin kurulmasının ardından, şehir büyümeye devam etmiştir. Bu farklılık arz eden gelişmeyi kenti gezerken tüm çıplaklığıyla görebilirsiniz. Ayrıca o dönemde yeni ilçeler inşa edilmiş. Nikolay Çavuşesku’nun yönetimde olduğu yıllarda (1965-1989) şehrin tarihi bölümlerinin çoğu yıkılmış. Şehir görkemini de ışığını da yitirmiş. Eskiden masalsı bir güzelliğe sahip olan şehrin üzerinden buldozerler geçmiş. 9 bin kadar tarihi binanın yıkıldığı söyleniyor. Yerlerine hep beton bloklar dikilmiş. Bu arada Osmanlı mimarisinin güzel eserleri de tarihe karışanlar arasında kalmış. 

 

Şehir aslına uygun, yeniden inşa ediliyor

2000 yılından sonra Bükreş’te kentsel yenileme projesi başlatılmış olup, halen de devam etmektedir. Bükreş'te önemli yükseköğretim kurumları, ayrıca, çok sayıda araştırma merkezleri ile bilim ve sanat dallarında öğrenim veren yüksek okullar gözümüze çarptı. Türkiye’den de bu okullarda eğitim ve öğretim gören birçok öğrencinin olduğunu öğrendik, birkaçıyla da tanıştık. 

Şehrin her yerinde metro ve toplu ulaşım araçlarını görebilirsiniz. Tramvaylar eski Komünist rejimden kalma haliyle devam etmekte. Kısacası Bükreş güzel bir şehir. Aradığınız her türlü aktiviteyi bulabileceğiniz, görülmeye değer, farklı bir yerleşim yeri. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim Nikolai Çavuşesku’nun sarayı da görülmesi gereken yerlerden biri.

Saygı dolu sevgiyle kalın

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 24.08.2022
  • Süre : 3 dk
  • 1753 kez okundu

Google Ads