14 Şubat Sevgililer Günü Ne Demek?
Yıllanmış şarap misali yıllar geçtikçe değer kazanan bir sevgiyi çift taraflı, ortaklaşa yaşayanlar, yaşadıkları hayatın da güzelliklerini birlikte temaşa ederek hayatlarının son günlerini mutluluk ve huzur içinde geçirme bahtiyarlığına erişirler.
"Her canlının kalbinin yarısı başka bir canlıda atar" derler. Bu noktada ben kalbimin diğer yarısını bulduğumdan dolayı çok mutluyum. Her yılın şubat ayının 14'ü geldiğinde, saatler 13 Şubat gününün 23.59’unu gösterdiğinde, birbirlerinden coğrafi olarak uzak olan sevgililer, çoktan sevgi mesajlarını cep telefonlarında hazır ederler. Saatin gongu 00.00’ı vurmasıyla birlikte “sevgi sözcükleri” havada uçuşur. Sevgi, aşk kriterleri iki sevgili arasında sarf edilen sözcüklerde farklı farklı ifade ediliyor olsa da, önemli olan derinû bir aşkla, karşılıksız birisini sevebilmenin hazzını yaşayabilmektir
14 Şubat gününde sanki havaya aşk kokusu yayılır. Özellikle gençler ve ruhunu genç tutmayı başarabilenler için bu koku özeldir. Bu özel günde dileğim yeryüzünde aşka inanan her canlının dilediğince güzel bir aşk yaşaması, mutlu olmasıdır. İnanıyorum ki, karşılıklı sevgi kutsaldır, ilgi ve emek ister. Hele ki, iki gönül bir olduysa, tadından yenmez!
Peki 14 Şubat’ın önemi nedir biliyor musunuz? Senin gönlünü başka birine açarak onu senin, seni onun dünyasına alarak sonsuz olduğunuzu hatırlamanız için önemlidir. Gelelim madalyonun öbür yüzüne! Aslına bakarsanız insanın aklına şu da gelmiyor değil: Senede bir gün müdür sevgiliyi hatırlamak? 14 Şubat günün romantik aşığı ertesi gün evrim teorisindeki basamakları geri geri koşan adama, kadına nasıl dönüşüyor? Kalan 364 gün bir mağara insanı olarak gezerken, 14 Şubat’ların aşk çocuklarındaki kimyevi değişimi anlamak ve açıklamak bazen pek de mümkün olmuyor!
Bir erkek gözü ile olaya bakmak gerekirse, kadın ve ona bakış açısının yaşadığımız şu ortamda ne hale geldiğini gördükçe kendimden korkuyorum. “Kızını dövmeyen, dizini döver!” atasözü ile yetiştirilen nesiller, memleketin bol oksijenini içine çekince ortaya; “örtüsüz kadın perdesiz eve benzer” gibi garip bakış açılarına göre kadına bakan tiplemelere dönüşüyorlar. Oysaki bir erkeğin beynindeki prangayı eşim, sevgilim, kızım vb. dediği kadının ayağına vurması, olsa olsa acizlikten başka bir şey değildir. Kadınlardır değil midir erkekleri yetiştiren?
Geçen gün karısını sokak ortasında bıçaklayan adam, kim bilir belki de sevgililer gününde sevgilisine çiçek alış adamın ta kendisidir. Bizim toplumumuzda her gün binlerce sessiz çığlıklar havaya yükselirken, ‘sevgi uğruna’ kadınlar öldürülürken, biz toplumca nasıl yükseleceğiz? Fondöten ya da kıyafetler ile kapatılan morluklardan kadınlarımızı nasıl ve ne zaman kurtarmamız gerektiğini anlayacağız?
Evet 14 Şubat dedik. Ancak aşk denen şey, senede sadece bir gün olarak hatırlanamamalı! Bir günlük aşk olmamalı. Hoş bazıları için o bir gün bile olmuyordur, 365 gün kadına zulüm vardır.
Dilerim bu 14 Şubat’ta nefes alan, gerçekten yaşayan herkes; kendi içinde taşıdığı aşkına saygı duyan, sevgiye değer veren, sevginin kutsallığına inanan ruh ikizini bulur. Gençler şunu bilmelidir ki iki kişi arasında yaşanan aşk, zamanla derin bir sevgiye dönüşür ve en sonunda da birbirine et-tırnak gibi alışan, bir diğeri olmadan nefes alamayan vaziyette ömrün sonbaharına birlikte girilir. Yıllanmış şarap misali yıllar geçtikçe değer kazanan bir sevgiyi çift taraflı, ortaklaşa yaşayanlar, yaşadıkları hayatın da güzelliklerini birlikte temaşa ederek hayatlarının son günlerini mutluluk ve huzur içinde geçirme bahtiyarlığına erişirler.
Saygı dolu sevgiyle