Bal, Balçık ve Balık Üzerine
Bal, Balçık ve Balık. Ne güzel değil mi dilimiz. Bu üç sözcük de aynı kökten geliyor. Anlam ilişkileri yapışkanlık.
Baldan tatlısı var mıdır acaba?
Baldan tatlı bir tek sevgili olur herhalde, çok ama çok güzel, öyle böyle değildir nefaseti sevgilinin.
Bal ile ilişkili sözcüklere baktım sözlükte.
Bal, hepimizin çok sevdiği, hem de çok faydalı bir besin. Bal tutan parmağını yalarmış. Tatlıdır, çok hoş kokusu vardır, ama yapışkandır.
Balçık, ayağın batsa çıkarmakta zorlanırsın, bildiğimiz çamur gibi değildir, pis kokar, hem de yapış yapıştır, yapışkandır.
Balık, belki de insanlık tarihinde ilk protein kaynağımız, zengin fosforlu faydalı besinimiz. Balık baştan kokar derler. Ama tazesinin tadına doyulmaz, hamsi ve istavrit en sevdiğimdir. Küçükken çok tutardım, severdim balık tutmayı. Canlısı ele avuca gelmez hem kaygandır hem yapışkan.
Türk Dilindeki Bazı Etimolojik Gerçekler:
Ne güzel değil mi dilimiz. Bu üç sözcük de aynı kökten geliyor. Anlam ilişkileri yapışkanlık.
Başka sözcükler de var sözlükte tabii.
Mesela "Balkan" adı da aslında Türkçe kökenli deniyor, balçık, bataklık sözcüklerinden türediği düşünülüyor. 12. yüzyıldan itibaren Macarca da kullanılmaya başlanmış, belki de yöre o zamanlar balçık ve bataklıktı, o yüzden bu adı verdiler. Macarların atalarının Hunlar olduğu halen daha tartışılıyor olsa da tarihi bağları olduğu kesin, bu durumda düşünüldüğünde "Balkan" adının Türkçe kökenli olması mümkün görünüyor.
1930'lu yıllarda tadından esinlenip "bal" ile "ay"ı birleştirip "balayı" sözcüğünü türetmişiz. Gerçi belki de bal tadından mıdır, yoksa özentiden midir, orası biraz karışık, çünkü "balayı" kopyalanmış bir sözcük, İngilizce "honeymoon" sözcüğünün bire bir Türkçeye tercümesi. Bizim kültürümüz değil, bence sadece batı özentiliği, yanlış kültür erozyonu. Halen daha bu yanlışın devam ettiriliyor olması üzücü maalesef.
Geçenlerde bir Kırgız filmi izlemiştim, onlar eski Türk geleneklerini halen daha sürdürüyorlar anlaşılan.
Yine "bal" ve "şıra"yı birleştirip "balsıra" demişiz. "Bal" Türkçe, ama "şıra" Farsça. Benzer şekilde farklı dillerden gelen sözcüklerle Türkçe sözcükleri birbirine ekleyerek türetilmiş bir sürü birleşik kelimemiz var. Balsıra çam ağaçlarında bir parazitten akan tatlı sıvının adı diye yazıyor, ben bilmiyordum, belki bileniniz vardır.
Baldız Baldan Tatlıdır Ne Demek?
Tatlı bir sözcüğümüz de "baldız", ama "bal" sözcüğü ile ilişkisi yok, farklı bir kökten geliyor. Tadından esinlenmişiz de türetmişiz sanmayın yani.
"Baldız baldan tatlıdır" atasözü de yanlış biliniyor, aslı "Daldız baldan tatlıdır", "daldız" petekten bal almak için kullanılan kepçe, tatlı olacak tabii.
Çoğunlukla Azerbaycan'da kullanılan "bala", çocuk sözcüğü ile eş kökenli "baldız", gelinin küçük kız kardeşi. Gerçi "bala" aslında kuş ve hayvan yavrusu demek, ama zamanla çocuk anlamını almış.
Benzer bir sözcük de "balaban", bir tür iri doğan, ya da yiğit, güreşçi anlamları da var. Türkçe değil, Farsçadan geçmiş, "bal" ile ilişkisi yok. Beki "bala" ile olabilir, ama "bala" için sözlükte Türkçe yazıyor, "balaban" ise "bahadır" ile eş kökenli, Farsça.
Bir de "balgam" var, ama bunu da karıştırmamak lazım, bal gibi benzer şekilde yapışkanlık içerse de bu sözcük Arapçadan geçmiş. Eski tıbba göre insanı oluşturan dört unsurdan biri.
Bir de "baldır" var, ama yine bu sözcüğün de "bal" ile bir ilişkisi yok. İlk şekli "baltır", bitki ve yaprak sapı demek. Sözlükte bir açıklama daha var, "bacak" sözcüğünden evrilmiştir diye yazmışlar.
Zehirli bir bitki olan "baldıran" da "baldır" ile aynı kökten geliyor. Bu sözcüğün de "bal" ile ilişkisi yok.
Hadi bir de "balta" sözcüğüne bakalım. Bunun da "bal" ile bir ilişkisi yok. Kök kelimesi tam bilinmiyor, Eski Akatça, Uygurca metinlerde geçiyor. M.S. 900 yılından önceki metinler. Moğolca aynı anlamda ve eş kökenli bir sözcük "balta", Moğol etkisine deyinmişler sözlükte.
Eski Türkçe bir sözcük daha var, "balbal", ölmüş kişi için dikilen anıt taşı. Yine Moğolca "barimal"-heykel sözcüğü ile eş kökenli.
Balkıma Fiili ve Yunus Emre:
Fiil olarak ise pek çoğumuzun bilmediği, bugün artık kullanmadığımız "balkı(mak)" -parıldamak, ışımak var. Halbuki bir zamanlar halk şairimiz Yunus Emre kullanıyormuş bu fiili. Öz Türkçe.
‘Işkdur Hakk'un varlıgı yir ü gök ma‘mûrlıgı
‘Işk bizi pertev itdi her biri birimüzden
Evvel Âdem yaratdı sonra peygamberleri
Âhir Muhammed nûrı BALKIDI içümüzden
Âdem atadan berü velî evliyâ Nebî
Hak müşerref eyledi Ahmed'i kamu yüzden
Unutmuşuz anlaşılan. Belki bazı yörelerde halen daha kullanan vardır, bence tekrar kullanmaya başlamalıyız.
Bal İle Başlayan Bazı Sözcükler:
Bal ile başlayan diğer bazı sözcükler: "balon", "balsam", "balsa", "balkon", "balina", "baldo", "bale", "balo", "balast", "balata", "balans", "balalayka", "balad", "balerin", "balistik", "balya", "balyoz", hepsi Avrupa dillerinden dilimize geçmiş. Bir yandan bakınca dilin zenginliği oluyor, ama Türkçe sözcük türetebilmek için çok kullanışlı bir dil. Zaten yeterinden fazla yabancı kökenli kelime var dilimizde. Yenilerini katacağımıza keşke yerlerine öz Türkçe kelimeler türetebilsek. TDK son zamanlarda bence yeterince önem vermiyor anayasal görevine, yeni yeni sözcükler türetilip halkın beğenisine sunulması gerekli. Halk tutarsa yeni sözcüğü ne güzel, tutmazsa yenisini sunmaya devam. Dil olduğu yerde durmuyor, sürekli gelişiyor. Yeter ki bu bilinçte olan kadrolar olsun bu kurumumuzda.
Dilimiz çok güzel. Hep birlikte sahip çıkmalıyız. Ben bile çoğu zaman bir şeyleri doğru anlatabilmek için çok fazla yabancı sözcük kullanıyorum, birçoğu ağız alışkanlığı. Biraz üzerinde düşününce kullandığım birçok sözcüğün aslında Türkçelerinin olduğunu fark ediyorum.
Dilimize biraz daha özen göstermeliyiz. Buna ben de dahilim.
Moskova'dan sevgi ve saygılar.