Site İçi Arama

kultur-sanat

Biz Değiştiğimiz An Başlar Yeni Gün, Yeni Ay ve Yeni Yıllar

Yeni yıla nasıl girilirse 365 günün de öyle geçeceği yalanına inanmak isteriz, bir kısmımız da inanır bu hallere. Ben bunlara beyni firar çıkmış insan tiplemesi diyorum. Sanki büyük patlama benzeri bir patlamayla yeniden şekillenmesini bekleriz hayatlarımızın.

Ömrümüzden geride kalan her 365 günün ardından, yeni başlayan yıldan talepleri, dilekleri olur insanoğlunun. İnanmanın ve ümit etmenin en safiyane halidir bu beklentili ruh hali. Mucizelere duyulan inancın dışa vurumudur biraz da bu hâller. Yeni başlayan yıla verilen siparişler gibidir yılbaşı dilekleri. Sanki bir türbeye çaput bağlayan bağnaz düşüncenin temsilcileri gibiyizdir her birimiz.

Yeni yılı, çoğu zaman hayatlarımıza dokunmasını umduğumuz bir sihirli değnekle özdeşleştiririz. Alâeddin’in sihirli lambasından çıkması beklenen cin misali. Yeni bir yıla seslenirken, o umudun adı Tanrı’nın sesimizi duyma ve yanıt verme ihtimalidir. Her yeni yıl, bir öncekinin aynısıdır aslında, aradaki tek fark ise, biri yaşanmış geçmiş hatıralar, yeni yıl ise gelecek olan sadece hayaller. Yaşanamamışların umudunu, pişmanlıkların telafisini yükleriz yeni yıla hep. Beklentilerimizin büyüsü kamaştırır gözümüzü hep. Aralık’ın son günü, Ocak’ın ilk gününe dönerken mucizelerin yaşanmasını bekleriz yaşamakta olduğumuz hayattan.

Yeni yıla nasıl girilirse 365 günün de öyle geçeceği yalanına inanmak isteriz, bir kısmımız da inanır bu hallere. Ben bunlara beyni firar çıkmış insan tiplemesi diyorum. Sanki büyük patlama benzeri bir patlamayla yeniden şekillenmesini bekleriz hayatlarımızın. 

Hattı zatında yeni yıl diye bir şey yoktur zaten. Bu olguyu hepimiz biliriz de, bilmemek isteriz. Hayat mutlaka bir yerde başlar ve bir yerde biter. Devam etmekte olan bu sonsuzluk içinde, kafamıza göre verdiğimiz bir “es”tir sadece yılbaşı. Gün, güneş batınca biter örneğin. Gece saat 00.00’ı başlangıç olarak ilan etmek bizim icadımızdır. Aslında zaman diye bir şey yoktur. Sadece sonsuzluk vardır.

Zaman aynen yeni yıl gibi insanın uydurmasıdır. Onun içindir ki; İnsanın inandığı veya inanmak istediği bir andır yılbaşı. Hepsi o. İnsan ümit ettikçe yaşarmış! Yeni yılı sadece beklentiden ibaret görmek, bir şeylere sığınmanın o manevi huzurunu yaşatabilir belki insanoğluna. Ama gerçek şu ki, yeni yıl bir öncekinin devamıdır sadece. Yani kısaca söylemek gerekirse bir alâmetifarikası yoktur. Dolayısı ile mucizeler de sunmaz insana. Yeniyi “yeni” yapan, eskisinden, öncekinden, yaşanmış olanlardan ayrışması değil midir? Ayrışmıyorsa, zaten öncekilerin tekrarıdır, suretidir. Değişmek vardır yeninin özünde. Değişim yoksa yenileşme de olmaz zaten. Değişme kararımızı verdiğimiz andır yılbaşı. 1 Ocak ısrarı sadece toplumsal bir kabuldür. İnsan, kişisel devrimini gerçekleştirdiğinde başlar yeni yıl, yeni hayat. 4 Şubat da bir yeni yılın başlangıcı olabilir pek ala, ya da Nisan’ın yedinci günü de. Yıl değişmez, biz değişiriz aslında.

Ve biz değiştiğimizde başlar yeni yıl. Ve yeni yıl insanın geride bıraktığı yılla hesaplaşmasıdır biraz da. Mutsuzsak yanlış seçimlerimizin, başarısızsak hatalı kararlarımızın sonucudur bu. Sebepler değişmiyorsa sonuçlar her zaman aynı kalır. Geride kalan yılı sevmediysek sebebi biziz. Ne yılın suçudur ne ayların ne de günlerin. Yeni bir yılın nasıl geçeceğine karar vermek de bizim elimizde. Kader bahanesinin arkasına sığınmak, “mukadderat” diyerek kendimizi avutmak belki de işin en kolayı.

Kendimizi değiştirmeye çabalamaktansa, yeni yılın mutsuzluklarımızın üzerine sünger çekmesini beklemek de. Yeni yıl, bu bağlamda bir sorgu sürecidir aslında hepimiz için. Hatalarımızla yüzleşme, yeni kararlar alma vesilesidir yılbaşı.

Yaşanmışı değiştirme şansımız olmasa da, yaşanacaklara yön verme olanağı sunar insana yılbaşı! Bir fırsattır belki, şanstır aynaya bakmamız için. Her geride kalan yıl yeni başlayacak yılın öğretmenidir adeta. Geçmiş yılın öğrettikleriyle, aldığımız derslerle başlarız yeni bir yıla. Sadece ve kuru kuru ümit değil, ibret de içerir yılbaşı akşamları. Sorgulayan insan için bir sınavdır her ardında bıraktığı yıl. Eski yıldan dersini alanlar ulaşır gerçekten yeni yıla. Kendi kendisinden kaçanlar içinse sıkıntı yapar aynı yıl defalarca, art arda. 

Yeni yıl, yılın yenilenmesi değil insanın yenilenmesidir aslında. Kendinizi yenilemeye karar verdiğiniz an başlar yeni yıl sizin için. Yoksa yeni yıl, sadece takvimden koparılmış bir yapraktan ibarettir. 

Saygı dolu sevgiyle geçen bir yıl diliyorum.

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 28.01.2024
  • Süre : 3 dk
  • 1155 kez okundu

Google Ads