Site İçi Arama

kultur-sanat

Çok güzel bir ülkemiz var! Güzel bir geleceğimiz de olabilecek mi?

Bugün akşam sonuç nasıl olur bilmiyorum. Keşke haydi hanım, tası tarağı topla, Türkiye'ye gidiyoruz diyebileceğim bir sonuç çıksa. Çünkü gerçekten çok güzel bir ülkemiz var ve keşke bu güzel ülkeyi içinde huzurla yaşanabilecek bir geleceğe ulaştıracak bir yönetim başa geçse.

Biraz bilincimin yerine geldiği günlerden kalan ilk anılarım Adapazarı üzerinedir. İlkokul yıllarım ve ortaokula başladığım ilk seneye kadar olan yıllarım Adapazarı'nda geçti.

Ortaokulda ilk âşık olduğum kız bile Adapazarı'ndandı. Kendisi bilmez, ama çocukluk işte, erkek çocuklar aramızda ben buna aşığım diye dolanır dururduk ortalıkta.

Yakın zamanda ne güzel, öğretmenimiz dahil ilkokul arkadaşlarımla bir whatsapp grubu kurduk, bulabildiklerimizle, belki bir gün fırsat yaratır ve buluşuruz yine.

Aslında Adapazarı'nda yaşayan hısımlarımız da var.

Ancak bugün Adapazarı'na gitsem, herhalde sadece kiralık bir evde oturmam gerekir. Adapazarı'nda herhangi bir kökümüz yok. Çocukluğumun şehri, ama nasıl diyeyim, anılarda kalmış bir şehir işte.

Biraz benim şehrim, ama biraz da bana yabancı.

***

İzmit! Çocukluğumun bir bölümü de İzmit'te geçti.

Kandıralı olduğumuz için aslında İzmit yabancı bir yer değil bana. Ancak İzmit'in içinde yaşamak sonradan nasip oldu.

Ortaokul yılları, bir de Kuleli yıllarında hafta sonları hep İzmit'te geçmiştir.

Yine bir sürü anı.

Yine âşık olduğum diğer bir kız da İzmitliydi. Kim bilir şimdi nerelerdedir. Masmavi boncuk boncuk gözleri vardı. Ama oldukça kalın camları olan bir gözlük takardı. Aşırı derece miyoptu. Boş ver şimdi aşkı falan derdi, hadi gezelim diyerek beni oraya buraya sürüklerdi. Gezmeyi çok severdi.

Fuar yeri vardır İzmit'te. O zamanlar içinde gazinolar da vardı galiba. Fuar yerinin ortasında da bir göl vardır. Ne çok gezerdik oralarda.

Akrabalarımız da var İzmit'te. Amca oğlu, dayımın kızı. Daha bir sürü akraba. Kim bilir kimler kimler vardır uzak akrabalardan benim bile bilmediğim.

Bir sürü de arkadaş.

Hatta bir zamanlar bizim de bir evimiz vardı İzmit'te satın aldığımız. Sattık sonradan.

Sonraları anacığım da yıllarca Yahya Kaptan'da oturdu. Yahya Kaptan farklıdır İzmit'in genelinden.

Bir aralar Yuvacık’ta deprem konutları işinde de çalışmıştım.

Bugün İzmit de bana yine oldukça yabancı bir şehir gibi geliyor nedense. Yine gitsem ancak kirada oturabilirim.

***

İstanbul! Kuleli yılları.

İstanbul'un bendeki yeri bambaşka.

Küçüklüğümde Kandıra'dan çıkıp gelip İstanbul'da Topkapı'yı, Gülhane parkını, Ayasofya'yı, Sultan Ahmet'i gezdiğimizi hatırlıyorum.

Kaşıkçı elmasını bile hatırlıyorum.

Zaten Kuleli yıllarında gezmediğimiz yeri kalmamıştı İstanbul'un. Ben gerçi hafta sonlarında yasak olsa da İzmit'e eve gitmeyi tercih ediyordum. Ancak yine de İstanbul'u gezmek için fazlasıyla hafta sonu oldu lise yıllarımda.

İzmitli sevgilim ve daha sonra o günler için bir yaz aşkı diyebileceğim, ama daha sonra hayatımda da çok özel bir yeri olan biri dışında pek birini hatırlamıyorum o yıllardan.

Daha sonra iş hayatımda ayrıca İstanbul yılları oldu.

Kağıthane'de oturuyordum o zaman. Arabam da vardı. İş çok yoğundu, ama Anadolu Hisarı'nda kahvaltılar, Kanlıca, Bostancı.

Tabii bir de Kemerburgaz.

Bizde yeni nesil akrabaların birçoğu İstanbul'da oturur. Yeni nesilden kastım çoğu benim yaş grubuma yakın olan yeğenler ve kuzenler.

Şimdilerde ablamlar da artık İstanbul'dalar. İzmit'teki evlerinden İstanbul'a kızına yakın bir yerlere taşındılar.

Yani İstanbul, evet, kalben sevdiğim bir şehir. Çok büyük olsa da, şehrin kargaşası içinde kaybolsan da, özellikle yapımında oldukça emeğim geçen bazı büyük projeler de olduğu için gurur duyduğum, taşı toprağı altın İstanbul.

Bir sürü arkadaşım da İstanbul'da yerleşmiş durumda. O kargaşada ne kadar sıklıkla görüşebiliriz belli olmaz, ama İstanbul'un bende ayrı bir yeri vardır.

Bugün gitsem yine kirada bir yerlerde kalmak zorunda olurdum muhtemelen, bizimkilerin yanında uzun süre kalacak halim olmadığına göre başka çaresi yok muhtemelen.

***

Ankara! Üniversite yıllarımın geçtiği, yine bende apayrı bir yeri olan bir şehir. ODTÜ'lü yıllar. Ardından da çalışma hayatına başladığım şehir.

Kim bilir kaç tane arkadaşım var Ankara'da. Üniversite yıllarımda gönlümü kaptırdığım, bugün ise hayatın bizi ayrı yönlere savurduğu kimler kimler var Ankara'da.

Ağabeylerimden biri de Ankara'ya yerleşti ben üniversitedeyken. Emekli olduktan sonra Ankara'yı tercih etti yaşamak için.

Ancak ben Ankara'da yaşayabilir miyim artık?

Bilmem, belki. Ankara kendine has özellikleri olan bir şehir.

Hatta benim için Moskova'dan önce hayatımın en çok geçtiği şehir olsa da, içimden Ankara'nın en sevdiğim şeyi İstanbul'a dönüşüdür demek geçiyor nedense.

***

Ve evet, Moskova! Yıllar önce iş imkanları önceliği ile Moskova'ya geldim ve hayat bir şekilde benim için burada şekillendi.

Aynı Türkiye'de olduğu gibi Rusya'da da oldukça çok şehir gezdim. Yine de hep Moskova oturduğum ana şehir oldu.

***

Türkiye'de de Kandıra'dan çıkıp önce İskenderun, sonra sırasıyla Erzurum, Adapazarı, İzmit, İstanbul ve Ankara yaşadığım şehirler olsa da, ağabeylerimin peşinden Ceyhan'a, Gaziantep'e, Tatvan'a, Kastamonu'ya ve Bursa'ya da gittim zamanında.

Bir ağabeyim soyadımızı vesile edip Bursa'ya yerleşti. Ben de çok severim Bursa'yı.

Sonra diğer ağabeyimin yanına, Balıkesir'e, Lüleburgaz'a.

Sonra akrabalarımızın yanına İzmir'e, Çanakkale'ye.

İş dolayısıyla Erzincan'a, Urfa'ya, Trabzon'a.

Askerlik yıllarımda Amasya'ya, Burdur'a.

Üniversite yıllarımda Antalya'ya, Niğde'ye.

Daha sonraki yıllarda sırf tatil niyetine neredeyse tüm Ege kıyılarına, Akdeniz kıyılarına.

Kısacası neredeyse tüm Türkiye'yi gezdim diyebilirim.

Arada kim bilir daha hangi şehirlerde bulunuşluğum oldu hatırlamıyorum.

Bir ara birkaç gün Selçuk'ta Şirince köyünde kalmıştık mesela. Çocuklar küçüktü o zamanlar, çok sevmiştik orayı.

***

Rusya'da da çalışma hayatı içinde oldukça çok şehirde çalıştım, ya da en azından belli bir süreliğine bulundum.

Diğer ülkelere de kısa süreliğine gittiğim oldu. Kazakistan mesela, özellikle Almaata çok güzel bir şehirdir.

Ama yine de sen nerelisin arkadaş deseniz Moskova'da bunca yıldır yaşıyor olsam da, galiba gönlüm oralarda bir yerlerde, Türkiye'de.

***

İşte bu kadar içten seviyorum ben ülkemi, çünkü gerçekten hemen her köşesinden bir şekilde anılarla dolu aklım.

Mesleğim gereği kendimce, elimden geldiğince faydalı bir şeyler yapmaya da çalıştım her zaman. Halen daha tek çabam faydalı bir şeyler yapabilme arzusu.

Evlatlarım kendilerince bir hayat kurma çabasında. Elimden geldiğince iyi yetişmeleri için bunca yıl uğraştım ve onlar için artık bir baba sevgisi dışında yapabileceğim çok bir şey yok.

Zaten her ikisi de birer dünya vatandaşı olarak hayatlarını nerede isterlerse orada kurabilecek donanıma sahipler.

Ben ve hanım açısından da, artık bunca yıl yaşamakta olduğumuz Moskova'da kurmuş olduğumuz bir hayat var.

Daha önce de yazdığım gibi burası kendince otoriter bir rejim ile yönetiliyor olsa da, eski günlerden kalma sosyal devlet özelliğini halen daha koruduğu için, sade bir yaşam açısından bir çok avantajlar içeriyor.

Yani aslında yazdığım bunca eleştirel yazıyı, bunca fikri, şahsen herhangi bir menfaat kaygısı ile yazmıyorum.

Amacım kimi zaman yaşadığım tecrübeler birilerine faydalı olabilir mi, ya da aklıma gelen fikirlerden birileri fayda sağlar mı acaba düşüncesiyle bir şeyler ortaya koymak.

Kimi yazılarımı da sırf sizlerle dertleşmek amacıyla yazıyorum zaten. 

Bugün akşam sonuç nasıl olur bilmiyorum.

Keşke haydi hanım, tası tarağı topla, Türkiye'ye gidiyoruz diyebileceğim bir sonuç çıksa.

Çünkü gerçekten çok güzel bir ülkemiz var ve keşke bu güzel ülkeyi içinde huzurla yaşanabilecek bir geleceğe ulaştıracak bir yönetim başa geçse.

Bugün ise, maalesef aklında bambaşka hayalleri olan bir yönetim ülkeyi hiç benim aklıma uymayan bir düzende korkunç bir dönüşüme uğratarak bugünlere getirdi.

Umarım yarın sabah içimdeki sıkıntılardan sıyrılmış olarak yeni bir geleceğe doğru umutla uyanırım.

Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 28.05.2023
  • Süre : 7 dk
  • 1202 kez okundu

Google Ads