Değişen Bayram Anlayışımız
Bayramlar çocukken güzelmiş! Bayramın bir gece öncesinde, yeni elbiselere mutlulukla, gülümsemeyle bakıp sonrasında da yatağımın hemen başucuna yerleştirdiğim, ayakkabılarla uykuya dalmalar.
Çocukluğumuzdaki Bayramlar:
Bizde çocuk olduk, genç olduk zaman içinde delikanlı olduk ve şimdi de koca adam olduk. Bu zaman sürecin de annemiz, babamız ve tüm sevdiklerimiz hayat treninden indiler. Sadece geriye onlarla ve sevdiklerimizle ilgili güzel anılar kaldı. Hepsi hüzünlü bir romanın sayfaları gibi. Biz ise o güzel anılarla trenden ineceğimiz yere kadar hayat serüveninde bir bilinmeyene doğru yol alıyoruz.
Neydi o eski bayramlar. Geçen gün bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Konuşmamızın bir yerinde, "Bayrama az kaldı" dedi. Arkadaşımın bu sözlerinin sonrasında, gözlerimi, masada, önümde duran bardağa dikip, sessizce baktım uzun süre. Havada asılı kaldı arkadaşımın cümlesi. Sessizliğim dikkatini çekmiş olmalı ki, “Niye bir şey söylemiyorsun, bayrama az kaldı!” diye tekrarladı. “Ne diye bilirim ki ne dememi bekliyorsun?” dedim. “Ne bileyim, bayram geliyor ve sende hiç bayram coşkusu yok” dedi arkadaşım. “Ne coşkusu, deliye her gün bayram” diyerek işi şakaya vurdum. Şaka bir yana.
Bayram Coşkusu:
Neden bilmiyorum, son birkaç yıldır bayram coşkusu, heyecanı kalmadı içimde. Büyüklerimizin nerede o eski bayramlar!' diye yâd etmelerini daha iyi anlıyorum şimdilerde. O eski bayramların sevincini, coşkusunu çocukken yaşayabildiğim için şansı ve mutlu hissediyorum. Bayramlar çocukken güzelmiş! Bayramın bir gece öncesinde, yeni elbiselere mutlulukla, gülümsemeyle bakıp sonrasında da yatağımın hemen başucuna yerleştirdiğim, ayakkabılarla uykuya dalmalar.
Sabahın erken saatlerinde kalkıp, sevinçle giyinmeler, gidilen ziyaretler, el öpmeler, büyüklerin verdiği hediyeler, mendiller, yenen tatlılar, toplanan şekerler. Bunları yaşayabildim. Şimdiki çocuklar bunların hangisini yaşayabiliyor? O sevinci, o coşkuyu. Şimdiki bayramlarda her şey çok farklı.
Bayram Ziyaretleri:
Bayramda misafir gelmesin diye evini terk ediyor bazıları. Büyük şehirlerde, maddi durumu iyi olanlar tatile dönüştürüyor bu bayram süreçlerini. Maddi durumu orta olanlar ise akraba ve eş dostlarını ziyaretlere gidiyorlar. Ama bazı ziyaretlerdeki 'zorakilik' o kadar belli ki gözlerden okunuyor. Hani 'Bayram ziyaretine geldim ama gelmesem daha iyi olurdu' türünde. Sanırım gözlerdeki bu zorakiliği görmek istemediğimden ya da çocukluğumdaki bayramlarda yaşanan o heyecanı bulamadığım için, son birkaç yıldır bayram coşkusunu yaşayamıyorum. Bu yüzden bayram söz konusu olduğunda, heyecanlanmadım, arkadaşımın sorusuna ilk başta sessiz kaldım.
Günümüz Çocukları Bayram Coşkusunu Neden Yaşayamıyor:
Tanıdığım, tanımadığım yeni nesil çocukların, son birkaç bayramda gördüğüm halleri, yüzleri gözümün önüne geldi şimdi. Günümüz çocuklarının, bayramlarla ilgili az önce saymış olduğum güzel şeyleri neden yaşayamadığına takıldı aklım. Düşünüyorum da bunun nedeni galiba çocukların isteklerinin aileler tarafından hemen yerine getirilmesiyle, anında karşılanmasıyla alakalı olabilir. Çocuklara istedikleri hemen satın alındığı için belki, günümüzdeki bayram sevincini, coşkusunu hissedemiyorlar. Bayramı bekleme anlayışını çocuklarımıza verememişiz. 'Ne ilgisi var' dediğinizi duyar gibiyim. Bununla alakalı olarak, geçmiş yıllardan anımsadığım; anne-babadan bir şey istenildiği zaman çoğu kez alınan cevap; "Bayrama az kaldı, o zaman alırız" olurdu. Yeni giysiler, oyuncaklar ve de ihtiyacınız olan şeyler bayramdan bayrama alınırdı.
Bayram Gelsin, İstediğini Alırız:
İşte o bayramdan birkaç gün öncesinde ve bayramlarda çocukları görmeliydiniz. Yeni bir şeye sahip olmanın verdiği sevinç, mutluluk ve yüzlerdeki o ışıltı her şeye değerdi. Belki de bu sebeple eskiden iple çekilirdi bayramlar...Şimdiki çocukların bayram sevincini yaşayamamalarına bir diğer sebep de teknoloji olabilir mi acaba diye düşünmeden edemiyorum. Tabii ki teknolojinin hayatımıza kattığı rahatlık, kolaylık inkâr edilemez. Çoğu şeyi bir 'tık'la önümüze gelirken, bizdeki bazı duyguları da öğütüyor mudur nedir? Sevinç, mutluluk gibi duyguları ve manevi değerleri mekanikleştirdiği oranda bizden alıp götürüyor sanki; büyürken bize öğretilen, bizi şekillendiren, birey olmanın gerekliliği sayılan bu ve bu gibi insani değerlerimizi.
Değerlerimizi Yitiriyoruz:
Hayat koşuşturması; teknoloji ya da başka ne sebep olursa olsun değerlerimizi yitirdik, bazıları da köreldi içimizde. Sanırım bu sebepten mutlulukları, sevinçleri hissedemez olduk. Gözlerimizdeki donuk, soğuk, mutsuz bakış belki de bu yüzden. Her şeyin hızla tüketildiği günümüzde; hayattaki mutlulukları, sevinçleri, coşkuları doya doya yaşayamıyor çoğu insan. Bunu göz önüne alırsak; yüreğimizde bayram coşkusunu hissedememişiz, bayram sevincini yaşayamamışız, çok mu?
Birey olarak, ulus olarak, eski bayramların coşkusunu önümüzdeki bayramlarda yaşayabilecek miyiz? İşte bu muamma! Çocukluğumdan anımsadığım bayramlardaki tadı alabilecek miyiz bilmiyorum ama çok geç olmadan bayramlarımıza ve değerlerimize sahip çıkmalıyız diye düşünüyorum. Aksi takdirde sadece bayramlarımızı ve değerlerimizi değil, korkarım kendimizi de kaybedeceğiz!
Sizlere eski bayramlar tadında bir bayram geçirmenizi diliyorum.