Güzel Türkçemiz-2
"Yandaş", aslında "arkadaş" gibi bir sözcük, arkanda değil, yanında duran kişi demek. Gerçi bu olumlu anlamına rağmen arkadaştan biraz daha az değeri var sanırım yandaşın. Sonuçta arkanı dönemiyorsun ki, yanında duruyor o kişi. Bir gözün üzerinde oluyor yandaşının. "Arkadaş"daki güven yok galiba "yandaş"da. Zaten dediğim gibi biz oldukça olumsuz bir anlam yüklemiş durumdayız bu sözcüğe. Yandaş! Biraz da menfaat kokuyor bu sözcük.
Bugün aklıma kimi sözcüklerimizdeki "-daş" eki geldi.
Bu ekle üretilmiş en sevdiğim sözcük "arkadaş"tır.
Gönül rahatlığı ile sırtını dayayabileceğin kişidir arkadaş. Güvendiğin kişidir.
Herkes sana düşman olsa da, onun seni sırtından bıçaklamayacağına eminsindir. Çünkü sırtını ona dayayabiliyorsundur.
O yüzden öyle herkese arkadaş denmesi de benim garibime gider doğrusu.
***
Sözcüklerden devam edelim isterseniz.
Diğer bir değerli sözcük de "kardeş" benim için.
Eski söylemi ile karındaş, aynı karnı paylaşan! Aynı anadan doğma!
M.S.900'lü yıllardan kalma belgelerde "kadaş" haliyle de geçiyor.
kamuġ begler kadaşlar [tüm beyler ve akrabalar]
Bakın "kardeş" konusunda "arkadaş" gibi düşünmeyenler olabiliyor.
Aynı anneye sahip olsanız da, kardeşler farklı karakterde olabiliyorlar.
Kardeşine arkadaşına güvendiği gibi güvenmeyenler de olabiliyor.
Halbuki ailevi bağlar arkadaşlar arası bağlardan çok daha kuvvetli olmalı gibi geliyor diğer yandan bakacak olursanız.
***
Devam edelim.
"Kardeş" gibi tarihimizden kalma bir sözcük daha var dilimizde. Çoğu bilmez aslında.
Koldaş! İş arkadaşı demek.
İş yerinden arkadaşım deriz genelde. Son zamanlarda İngilizce sözcükleri kullanmayı çok sevenler "colleague" de diyorlar.
Halbuki öz Türkçesi var, koldaş!
***
Bu seriden çok kullandığımız bir başka sözcük de "adaş".
Etimolojik sözlükte Türkiye Türkçesi "-daş" ekiyle türetilmiş bir sözcük olarak geçiyor. Yani geç dönemde türemiş bir sözcük.
Sözlükte en eski kaynak olarak 1680 yılından kalma bir kaynak belirtilmiş.
Biriyle aynı ada sahip olmak güzel bir şey. İster istemez bir duygu birliği oluşuyor.
Biz aile içinde de bu mutluluğu uzun süredir tadıyoruz. Küçük kızım benim adaşımdır.
***
Soydaş! Aynı soydan gelmiş olmak!
Önemli bir şey mi?
Modern dünyada aslında çok da önemi kalmadı. O kadar çok karıştık ki, genetik olarak kim kimin soydaşı, belirlemek o kadar da kolay değil.
Bence asıl olan kültür birliği olmalı.
Yine de uzaklarda bir yerlerde soydaşlarımıza yapılan bir haksızlıktan dolayı ben oldukça mutsuz oluyorum.
İnsan olarak herhangi birine yapılan bir haksızlığa da karşı çıkıyorum, ama konu soydaşlarımız olunca, ne yalan söyleyeyim, milliyetçi duygularım kabarıyor.
***
Vatandaş!
İşte bu gerçekten özel bir sözcük. Aynı vatanı paylaştığın insanlar. Aynı ülkü, aynı bayrak, aynı vatan.
İki tane kırmızı çizgimiz var diyor ya sayın Kılıçdaroğlu, biri bayrak, biri vatan!
Bence ortak gelecek de kırmızı çizgilerden biri olmalı.
***
Aynı anlamda bir de "yurttaş" sözcüğümüz var.
Bence "vatandaş" yerine "yurttaş"ı kullanmalıyız ve "vatandaş"ı dilimizden tümden çıkarmalıyız.
Çünkü "vatan" ne kadar sözcük olarak kutsiyet atfetsek de Arapça bir sözcük.
Öz Türkçesi ise "yurt".
Türkçesi varken aramızda niye Arapçasını kullanırız, bence anlaşılır gibi değil.
Bence "yurttaş" doğru sözcüktür!
***
Yoldaş! Yol arkadaşı!
Artık gittiğin yol hangi yol ise, basit anlamı ile yolda rastladığın herhangi biri olabilir.
Ancak biz bu sözcüğe biraz daha farklı bir anlam yüklemişiz. Daha doğrusu sol görüşlü olanlar bu sözcüğü kendilerine özel bir sözcük olarak almışlar ve farklı görüşte olanlar da bu sahiplenmeyi kabul etmişler.
Karl Marx’ın kitaplarında da yoldaş diye tercüme ediliyor.
Ama Rusya'da, komünizm zamanında kullanılan sözcüğün tam tercümesi yoldaş değil.
Ruslar "tavariş" derler. "Tavar" ise mal demek. Maldaş, aynı malı kullanan, mal ortaklığı, ortak mal bölüşümü anlamında kullanılır "tavariş" sözcüğü. Zaten artık pek bu sözü kullanan da kalmadı diyebilirim buralarda. Burada artık daha çok bizdeki "sayın" sözcüğünün karşılığı olan "uvajaemıy" sözcüğü kullanılır oldu.
Evet, belki de bizde de artık "yoldaş"ı özüne döndürme vakti gelmiştir.
Haydi gel yoldaşım ol!
***
Çağdaş!
Bakın bu da çok güzel bir sözcük.
Gerçi "çağ" da Moğolca kaynaklı bir sözcük. "Zaman" demek "çağ" Moğolca.
Halbuki bizde ne kadar farklı bir anlamı oluşmuş değil mi?
Çağlar boyunca deyince oldukça uzun bir zamandan bahsediyoruz.
Çağ atladık deyince bir dönemin kapandığı anlaşılıyor bir anlamda.
Dönem diyoruz, ama "dönmek" fiilinden sonradan türetmişiz bu sözcüğü. Beyaz sayfa açmak gibi, iki dönüm noktası arasındaki süre.
"Çağdaş" ise yaşanılan çağa uygun olan.
Ne dersiniz, biz çağdaş bir ülke miyiz? Kiminle çağdaşız?
Bu çağda var olan tüm kültürlerle aynı çağı paylaştığımız için belki de tüm dünya medeniyetleri ile çağdaşızdır?
O zaman muasır medeniyetler seviyesi ne demek?
Muasır çağdaş demek değil mi?
Konu seviye ise belki de "çağdaş medeniyetler seviyesi" diye bir şeyden bahsetmemiz çok da doğru bir söylem olmayabilir. Çünkü çağımızda mevcut medeniyetlerin hepsinin farklı farklı seviyeleri olduğu bir gerçek.
Neyse çok uzatmayayım.
Bence daha farklı bir sözcük bulmalıyız "çağdaş medeniyetler seviyesi"nden kastımız için.
***
Paydaş!
Bakın biz inşaatta bu sözcüğü "proje paydaşları" şeklinde kullanıyoruz. Projeyi birlikte yaptığımız her türlü kuruluş projenin paydaşı demektir.
Tüm paydaşların bir projenin tamamlanabilmesi için farklı farklı ödevleri oluyor.
Aslında biraz önce yukarıda bahsettiğim "yoldaş" sözcüğü için Rusların kullandığı "tavariş" sözcüğün daha doğru karşılığı bu sözcük olabilir.
Evet, bence Ruslar komünizm zamanında birbirlerine yoldaş değil, paydaş şekilde hitap ediyorlarmış.
Gerçi "paydaş" derken, malların ya da payların eşit şekilde pay edileceği anlaşılmıyor. Komünizm mantalitesinde ise eşit paylaşım esas olarak kabul edilir.
Birinin payı 1 birim iken, diğerinin payı 99 birim olduğunda da o iki kişi paydaş demektir. Sonuçta aynı şeyi aralarında pay etmiş olduklarında paydaş oluyorlar.
Neyse, takılmayalım.
Güzel bir sözcük "paydaş", özellikle de emek paydaşlığı bence çok değerli.
***
Yandaş!
Özellikle son zamanlarda çok kullandığımız bir sözcük yandaş.
Yancı değil, yandaş!
Olumsuz bir anlam yüklemiş durumdayız bu sözcüğe.
Aslında bana göre "arkadaş" gibi bir sözcük, arkanda değil, yanında duran kişi.
Gerçi bu olumlu anlamına rağmen arkadaştan biraz daha az değeri var sanırım yandaşın.
Sonuçta arkanı dönemiyorsun ki, yanında duruyor o kişi. Bir gözün üzerinde oluyor yandaşının. "Arkadaş"daki güven yok galiba "yandaş"da.
Zaten dediğim gibi biz oldukça olumsuz bir anlam yüklemiş durumdayız bu sözcüğe.
Yandaş!
Biraz da menfaat kokuyor bu sözcük.
***
Bunların dışında da "-daş" eki ile türetilmiş sözcükler var dilimizde.
İşteş, kökteş, sesteş, özdeş.
Bunlar etimolojik sözlükte bu ek ile türetilmiş bahsi geçen diğer sözcükler.
Özdeş dışında diğerlerini yorumlamama gerek yok sanırım.
Öz! Özünde deriz ya, bize özel bir sözcüktür.
Orhun yazıtlarında bile geçer. M.S.735 yılından kalma, tarihimizin yazılı ilk belgesinde bile var bu sözcük.
Kagan uçdukda özüm sekiz yaşda kaltım [kağan öldüğünde ben sekiz yaşında idim]
***
Özümüze dönmemiz çok önemli. "-daş" yapım eki de dilimizin önemli eklerinden biri.
Belki daha sık kullanmalıyız bu eki, paylaşım anlamında özünde sözcüklere çok iyi bir anlam da katan bir ek.
Dilimizde etimolojik sözlüğe göre bu ekle türetilmiş hepi topu 15 tane sözcük olduğu yazılmış.
Bunca sözcük olan bir dilde bence oldukça az kullanımı var.
Halbuki "kardeş" gibi, "koldaş" gibi Eski Türkçe sözcükler de bu ekle türetilmiş.
Tabii birçok ek var dilimizde. Kimi yabancı dil bilimcilere göre Türkçe bu anlamda muhteşem bir dil.
Değerini bilelim.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla