Hayat, Bir Satranç Oyunu Misali, Her Yanlış Hamlenin Bedelini Ödetiyor mu?
Satrançta bile aslında beyazlar ile başlıyorsanız hamle yapma üstünlüğü sizdedir. Yani beyazlar satrançta oyuna avantajlı başlarlar aslında. Oyunu kimin kazanıp kimin kaybedeceği ise yapılan her hamle sonrasında yapılan o hamlenin doğru hamle, ya da yanlış hamle oluşu ile değişir.
Satranç sever misiniz?
Ben kendimce kimi zamanlar satranç oynamaya çalışıyorum.
Oynuyorum derken biriyle değil, telefonda, bilgisayara karşı oynuyorum tabii ki.
Ne kızlar ne hanım maalesef bu oyunu sevmiyorlar. Küçüğe bir zamanlar öğretmeye çalışmıştım, ama onun da pek ilgisini çekmemişti.
***
Telefondaki satranç uzmanı yapay zekâ gerçekten çok akıllı.
Tabii ben en uzman modu ile oynamaya çalışıyorum. Basit modlardan o kadar da zevk almıyorum.
Yalnız itiraf etmeliyim ki, oynadığım oyunlardan çok azını ben kazanabiliyorum. Yani çoğu oyun benim kaybetmemle sonuçlanıyor.
Nasıl oluyorsa bazı oyunlarda yapay zekayı yenmesini becerebildiğim oluyor.
Bazen galiba öyle bir yola giriyor ki, ne yapsa şansı kalmıyor.
Ancak dedim ya, çoğu maçta aynı duruma ben düşüyorum. Ne yapsam bir şekilde beni punduna getiriyor ve yeniyor lanet olası.
Galiba başta yanlış hamleler yapıyorum ve sonradan başta yaptığım yanlışların cezasını çekiyorum.
***
Hayat da öyle değil midir?
Bazen yaptığımız kimi hamlelerden sonra artık o işin geri dönüşü olmaz. Sonradan ne kadar çabalasan çabala, girmişsindir artık o mecburi yola, bir anlamda tuzağa düşmüşsündür.
Aynı bir bataklıktaki gibi, çabaladıkça daha da derine batarsın.
Sonuç?
Eğer satranç gibi bir oyunun içindeyseniz oyunu kaybedersiniz.
Ama olay hayat yolculuğu ise işte o zaman durum çok daha hazindir.
Muhtemelen bir zamanlar attığınız yanlış hamlelerin bedelini bir şekilde ödeyeceksinizdir. Direkt bir bedel ödemeseniz bile, artık ne yapsanız başta hayal ettiğiniz yere gelemeyeceksinizdir.
***
Başlarda hangi adımın doğru adım, hangi adımın yanlış olduğunu nasıl bileceğiz?
İnsan hayatın başında yeterince tecrübe sahibi olamıyor ki!
Olsun, yine de zamanında doğru hamleyi yapmasını bileceksiniz. Etrafınızdaki tecrübeli olanların düşüncelerine değer vereceksiniz.
Satranç oynuyor gibi diğerlerinin ilerdeki hamlelerini çözmeye çalışacaksınız.
Ben şöyle yaparsam o ne yapar?
O bunu yaparsa ben sonra ne yaparım?
Tüm bu adımları önceden iyice düşüneceksiniz. Sonra da farklı senaryolara göre en mantıklı hamle neyse önünüzdeki adımı ona göre atacaksınız.
***
Zormuş gerçekten.
Her şeyden önce oldukça çok düşünmek gerektiriyor böyle yaşamak.
Ben ise düşünmeyi çok sevmiyorum.
Ben hayatı gönlümce yaşamak istiyorum! Öyle pek düşünmeden, kendimi çok zorlamadan! Gelişine bırakarak!
Tabii bu da bir yaşam felsefesi. Kimileri de gerçekten böyle yaşıyorlar.
***
Tamam da, o zaman hayatta hiç bir konuda başarılı olamazsın ki!
Hayat satranç gibi bir oyun değil midir? Ne için yaşıyoruz?
Amacımız başarılı bir insan olmak, iyi bir kazanç sahibi olup rahat bir hayat sürmek değil mi?
Her şeyin en iyisi benim olmalı! Benim olmazsa çok kızarım. Kızarsam da fena olur! En azından mundar ederim! Ben nasıl istiyorsam öyle olmalı! Hep ben kazanmalıyım, diğerlerinin kazanmak gibi bir şansları olmamalı!
***
Doğrusunu istiyorsanız ben hayatın öyle kazanmak ya da kaybetmek gibi bir oyun olduğunu düşünmüyorum.
Her şeyden önce hayatın öyle satranç gibi kesin kuralları da yok.
Amaç kazanmak yerine mutlu olmak olmalı bence hayatta.
Mutluluk ise çok farklı şekillerde elde edilebilir. Bazen bir çiçek bile, bir müzik bile mutlu edebilir insanı.
***
Güldürme beni Allah aşkına, o dediğin züğürt tesellisi.
İyi bir kazanç sahibi olmadan mutlu olunabilir mi zannediyorsunuz siz?
İyi bir kazanç ise kurnazlık ister, kazanmasını bilmeyi gerektirir. Hırslı olmak gerekir, en çok da zamanında iyi yetişme gerektirir, aileden imkân sahibi olmayı gerektirir!
***
Evet, hayat aslında bir satranç oyunudur. Hamle yapma sırası size geldiğinde hamlenizi doğru yapacaksınız.
Unutmayın, konu hayat olduğunda satrançtaki gibi baştan herkes eşit de değildir.
Satrançta bile aslında beyazlar ile başlıyorsanız hamle yapma üstünlüğü sizdedir. Yani beyazlar satrançta oyuna avantajlı başlarlar aslında.
Oyunu kimin kazanıp kimin kaybedeceği ise yapılan her hamle sonrasında yapılan o hamlenin doğru hamle, ya da yanlış hamle oluşu ile değişir.
***
Unutmadan, bugün satranç diye başladık ya söze, bazen başta yaptığınız birkaç hamlenin boşa harcanması sizi öyle bir yola sokar ki, sonradan artık doğru hamleler yapmaya başlasanız bile oyunu toparlayamazsınız, bir şekilde mecburi hamleler ile rakibiniz sizi mat yoluna sürükler.
O yüzden doğru zamanda doğru hamleyi yapmak da bu işin kurallarından biridir.
Gerçekten hayatta da durum buna çok benzerdir!
Ne diyeyim, ben halen daha o akıllı yapay zeka ile arada satranç oynuyorum, bazen gerçekten de onu yenebildiğim oyunlar oluyor. Yapay zeka yenildiği zaman ise gerçekten keyfim yerine geliyor, demek ki istendiğinde insanın yapamayacağı şey yokmuş diye düşünüyorum böyle kazandığım oyunlardan sonra.
Ancak ikinci defa aynı oyunu oynadığımda bakıyorum akıllanmış, arada yine öyle bir hamle yapıyor ki, oyunun sonu yine benim için hüsranla bitiyor.
***
Sanırım bu da bir mutluluk yolu. Az da olsa yapay zekayı yenebiliyor olmam bana gerçekten çok büyük mutluluk veriyor.
Hadi bakalım yapay zekâ, sen mi üstünsün, yoksa ben mi!
Yeneceğim seni, ne yapsan yeneceğim seni yapay zekâ, hadi bakalım, bir oyun daha oynuyoruz!
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış.
Hayatınızda doğru hamleler yapın!
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla