Site İçi Arama

kultur-sanat

Logos Kozmosa Karşı mı? Demos Buna Ne Diyor?

Cumhuriyet döneminde, az gittim uz gittim derken söylenen “uz” dan esinlenerek uzay sözünü söyler olmuşuz. Uz, yani uzaktaki uz, uzundaki uz. Uzamak da aynı kökten. Ama uzay yeni bir sözcük, evren ise Kutadgu Bilig’de geçiyor, 1069 yılından kalma.

Kozmos, yani bizim evren dediğimiz. Gök kubbe, ilahi düzen.

Biz döngüden, dönenceden esinlenmişiz, evirmek, yani döndürmekten evren demişiz. Dünyanın değil de gök kubbenin döndüğünü düşündüğümüz için sanırım, dönüyor diyerek evren sözü bize daha mantıklı gelmiş.

Cumhuriyet döneminde ise az gittim uz gittim derken söylenen “uz” dan esinlenerek uzay sözünü söyler olmuşuz. Uz, yani uzaktaki uz, uzundaki uz. Uzamak da aynı kökten.

Ama uzay yeni bir sözcük, evren ise Kutadgu Bilig’de geçiyor, 1069 yılından kalma.

Eski Yunanlılar ise bu döngünün belli bir düzende gerçekleşmekte olduğunun farkına varmışlar ve düzenlemek, düzen, hatta ilahi düzenden yola çıkıp kozmos demişler.

***

Bir de logos var, anlamı söz! Ama söz derken olan bitene söyleyecek sözü olanlar, yorumlayabilenler için logos aynı zamanda bilimin adı olmuş, ilahi yasalar. Bir anlamda bilinç!

Öyle tek bir kişinin bilinci değil, insanlığın tarih boyunca elde edebildiği bilgiden ortaya çıkan topluca insan bilinci!

Yani ilahi düzen bir yanda, ilahi yasaları anlamaya çalışan insanlık bilinci diğer yanda.

Kozmosa karşı logos!

***

İnsanoğlu bu ilahi düzenin kendi başına oluşamayacağını düşünerek tarih boyunca ilahların bu düzeni oluşturduğuna inanmış.

Ancak bu hiçbir zaman salt bir inanç olarak kalmamış.

Hep logos devreye girip kozmosun sırlarını anlamaya çalışmış.

Halen daha da bu çaba sürüyor.

Bir düzen var, tamam ama nasıl olmuş da bu düzen kurulmuş?

İlahi güçler ol demişler ve her şey oluvermiş!

Evet, bu bir kaçış yolu, hem de oldukça konforlu bir kaçış yolu.

Ben ne bileyim kardeşim, gözümü açtığımda bu düzenin içine doğdum ve yaşıyorum işte. Taksiratımız ne kadarsa o kadar yaşayacağım.

Sonra?

Sonrasını bilmiyorum. Bana söylenen günahkâr biri olmazsam cennete gideceğim, ağaçların altında, ırmaklar ve huriler arasında sabah akşam rızkım ayağıma gelecek, selamdan başka boş bir söz duymadan tüm gün keyif yapacağım.

Günahkâr olursam da işlediğim günahların miktarına ve muhteviyatına bağlı olarak belki bir süre derin bir kuyu olan cehennemde azap çekeceğim, belki de sonsuza kadar zebanilerin altına odun attıkları kazanlarda obur ve kızgın ateşlerde azabım hafifletilmeden yanacağım.

Peki nerede bu cennet ve cehennem?

Bilmiyorum, biz yeri ve göğü yedi kat yarattık diye yazıyor kutsal kitaplarda!

***

İnandığın zaman artık gerisini irdeleme ihtiyacı duymuyorsun. Çünkü gittiğin yerden geri dönüşün mümkün değil, hiç kimse geri dönmemiş.

Elçiler öyle diyorsa öyledir.

Peki niye öyleyse bu kadar bilim ve araştırma yapmış insanoğlu?

Bir zamanlar da gök kubbenin dünyanın etrafında döndüğüne inanılıyormuş, ama bakın bugün uzaya gidebiliyoruz, dünyanın da güneşin etrafında döndüğünü biliyoruz.

Kozmos hakkında o gök kubbenin yeryüzü etrafında döndüğünü zannettiğimiz günlerden bu yana oldukça çok şey öğrendik.

Nasıl oldu tüm bu değişiklikler?

Logos! İnsanlığın gelişimi, bilgilenmesi, bir bilince ulaşması, işte budur demosun çabası.

Evet, bir de demos var. Eski Yunancada halk, ahali! Hadi biz daha geniş bir anlam katalım demosa, insanlık diyelim.

***

Bugün halen daha var mıdır bilmiyorum, çocukluğumda okuduğum kitaplarda Güney Amerika açıklarındaki adalarda yerliler adalardan birindeki bir kayayı tanrıları olarak kabul ederek, o kayaya adaklar sunuyorlardı. Adaklar öyle bizdeki gibi koç deve değil, bizzat hemcinslerini, insanları adak olarak kaya üzerinde doğruyorlardı.

Evet, insanoğlu bir zamanlar tanrılar onu affetsin diye, gök gürültüsü, şimşek, yıldırım yollamasın, ateşle onu korkutmasın diye tanrılara adak verirmiş.

Bugün ise gök gürültüsünün sebebini, şimşekleri ve yıldırımları artık anlıyoruz.

O kayaya verilen adaklar ne oldu? Ne işe yaradı?

Vahşet değil mi? Bence de vahşet, ama yapacak bir şey yok, o zamanlar öyle inanıyorlarmış.

Bugün de başka türlü inanılıyor.

***

Ancak bir yandan da demos logos ile kozmosun sırlarını çözmeye çalışıyor.

Belki bir gün çözülen sırlar arasında yıldırım gibi, şimşek gibi geçmişte tanrıların gazabı olarak düşünülen kimi konular da aydınlığa kavuşacak.

Belki bir gün gerçekten başka boyutlar da olduğu anlaşılacak ve belki de gerçekten oralarda bir yerlerde cennet ve cehenneme rastlanılacak.

Belki de gerçekte cennetin de cehennemin de bu dünya üzerinde olduğu, ve kişinin bu dünyayı isterse kendisinin bir cennete çevirebileceği, isterse de bir cehenneme dönüştürebileceği anlaşılacak.

Ben de buna inanıyorum, Logos mutlaka Kozmosa bir gün galip gelecek.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 11.08.2023
  • Süre : 3 dk
  • 1224 kez okundu

Google Ads