Magazin programlarında ne kadar boş konulardan bahsediyorlar
Bazen magazin programları izliyorum aslında. Sonra da gerçekten bir umutsuzluğa kapılıyorum geleceğimiz için. Ne kadar boş ve anlamsız insanlarla dolu magazin basını. Hep böyle miydi acaba diye düşünüyorum bir yandan. Galiba hep böyleydi. Ne zaman bir magazin programı izlesem boş boş konulardan bahsediyorlar.
Ben adam gibi adamım!
Acaba? Öyle olsan niye bunu söyleme ihtiyacı duyasın ki?
Ben çok güzelim!
Tabii canım, mükemmelsin! Şüphen mi var ki bunu belirtme ihtiyacı duyuyorsun?
Ben çok namusluyum!
Demek ki birkaç namussuzluk yapmışsın ve böyle diyerek kapatmaya çalışıyorsun kimi namussuzluklarını.
Ben çok güçlüyüm!
Emin misin? Çünkü hiç de öyle güçlü kuvvetli görünmüyorsun!
Ben çok zenginim!
Gerçekten mi? Öyle olsan böyle söyleme ihtiyacın olur muydu? Zengin insan duruşundan belli olur, öyle ulu orta zenginim demez!
Ben çok salağım ya!
Bak bunda haklı olabilirsin!
***
Nedense ne olmak istiyorsak öyle olduğumuzu iddia ederiz!
Öyle olduğumuzdan değil, öyle görünmek için böyle bir söylem dilimize vurur.
Hayatımız gösteriş!
***
Kimimiz de hep bir pohpohlanma ihtiyacı duyar.
Ne kadar güzelsin!
Evet, çok güzelim değil mi?
Ne kadar şıksın!
Evet, öyleyimdir!
***
Bugün öylesine, gezinirken denk geldi, açıp bir bakayım dedim.
Bir magazin programıydı izlediğim.
Ben erkeğin zeki ve yakışıklı olanını severim diyor bir hanımefendi!
Hadi ya? Parası olmasa da olur yani? Emin misin diye soruyor sunucu.
"Hayır, parası olacak zaten, parasız olur mu?" diyor ardından güzel hanımefendi kırıta kırıta.
Eee, niye öyleyse bu afra tafra?
Zeki ve yakışıklı olanını severmiş! Parası zaten olacakmış!
Ülkenin haline bakın, bunlar ne konuşuyorlar?
***
Bazen magazin programları izliyorum aslında.
Sonra da gerçekten bir umutsuzluğa kapılıyorum geleceğimiz için.
Ne kadar boş ve anlamsız insanlarla dolu magazin basını.
Hep böyle miydi acaba diye düşünüyorum bir yandan.
Galiba hep böyleydi. Ne zaman bir magazin programı izlesem boş boş konulardan bahsediyorlar.
Çok fazla takip etmem aslında magazin dünyasını.
Ama galiba gün geçtikçe çok daha boş insanlarla dolup taşıyor bu dünya.
Hayır, kim kimle nerede ne yapıyor, kim kimle birlikte hangi gece kulübüne gitmiş, ya da bu aralar kimle yatıyormuş tarzı program değil bu bahsettiğim.
O tip programlara paparazzi programlar diyorlar. En nefret ettiğim.
Ben o programları hiç izlemem.
Benim bahsettiğim alıp birini ya da birkaç kişiyi karşısına, ciddi ciddi sohbet ettikleri sohbet programları.
***
Sanırım bu kimi magazin programı sunucularının ekranlara çıkarttıkları ünlüler, son zamanlarda oldukça yoğun şekilde çekilen dizi filmlerindeki biraz ünlenmiş yeni aktrisler.
Hemen hiçbirini tanımıyorum.
Türk dizilerini bizde daha çok hanım takip eder.
Ama sohbetler gerçekten çok boş sohbetler gibi geldi bana.
***
Demek ki insanların ilgisini çekiyor böyle programlar.
İzlenme sayılarına bakınca oldukça yüksek, tabii benim baktığım YouTube kanalları.
Büyük ihtimal canlı kanallarda ekran reytingleri çok daha yüksektir.
Ne kadar ilgi çekiyor değil mi ünlülerin hayatları?
Niye acaba?
Kendimizi mi koyuyoruz acaba o ünlülerin yerine?
Kendimizi o dünyada hayal ediyoruz belki de?
Yaşam tarzımız çok sıradan olunca, insan kendi kendisine yakıştıramıyor galiba böyle bir yaşamı. Ünlülerin yaşamlarına özeniyor. O yüzden de çok dikkatli bir şekilde izliyor onların hayatını.
***
Daha ünlülerin hayatlarını takip edenler de var. Dünya çapında film sanatçılarının hayatları da herkesin çok ilgisini çekiyor.
Neydi o yakın zamandaki mahkeme görüntüleri?
Johnny Depp ve Amber Heard davasıydı galiba.
Bütün dünyada bir numaralı haber olmuştu.
Elon Musk'ın yaptıkları da sürekli haberlerdeydi. Allah'tan bu aralar o kadar sık haber olmuyor.
Twitter'i satın alırken bir sürü haberi çıkmıştı.
***
Seviyoruz galiba hayal dünyalarını.
Eskiden roman okurmuşuz. Şimdilerde dizi seyrediyoruz.
Gerçi ben halen daha roman okumayı seviyorum, daha doğrusu son zamanlar için internetten dinlemesini demem gerekiyor.
En son Sabahattin Ali'nin "İçimizdeki Şeytan" romanını dinledim internet üzerinden.
Bir yandan hüzünlü, bir yandan da ilginç bir hikayesi var.
Roman içinde bir karakteri kendinizle özdeşleştiriyorsunuz. Ama romanın belli bir aşamasında başlıyorsunuz eleştirmeye o karakteri.
Ben olsam böyle mi yapardım diye tereddüde düşüyorsunuz kimi zaman.
Romanın sonunda da bak gördün mü, öyle yaparsan böyle olur diyesiniz geliyor.
***
Ünlülerin hayatları da aynen öyle, kimileri gerçekten içlerindeki özlemle kendilerini o ünlünün yerine koyarak yaşıyor.
Halbuki gerçek hayatta yine çıkıp pazardan alışveriş yapmak zorunda.
Ya da markete gidip birkaç şey alması gerekiyor.
***
Hep ciddi konular düşünecek değiliz ya, hep ciddi programları izleyecek kadar sert karakteri olan insanlar da değiliz.
Galiba bazen ekranlardaki kimi gündüz programları da izlenebilir.
Ancak bazı programlar gerçekten çok saçma geliyor bana. Özelikle de gösteri dünyasının yapmacık programları gerçekten hiç ilgimi çekmiyor.
Her şey kurgu diyor sunucu sohbet programında. Anlat diyor biraz güzel ve boş fikirli ekran yüzüne, nasıl hissediyorsun diye çıktığı program esnasında.
Hanımefendi de kendince canlandırdığı karakteri anlatıyor.
İnanın daha fazla ilgimi çekmedi bu sohbet programı.
Kapattım ve bir başka şeye bakayım dedim.
Biraz bugün neler olmuş ona bakayım en iyisi, belki önemli birtakım gelişmeler olmuştur Türkiye gündeminde.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla.