Ne Varsa Her Şey Hatırımda
"Anılar"
Bu pazar sabahı çok erken saatler de kalktım ve güneşin doğuşunun doyumsuz güzelliğine bir kez daha şahit oldum... Radyom da güzel bir şarkı terennüm ediyordu, söyleyen de TAVERNA müziğinin bence en değerli seslerinden biri olan FERDİ ÖZBEĞEN’di... Gençlik yıllarımdan beri kendisinin söylediği o güzel duygulu aşk ve SEVGİ dolu şarkıları sanki ilk günkü gibi büyük bir zevkle dinlerim ve yeri geldiğinde de zaman zaman eşlik ederek RUHUMU dinlendiririm... İşte bugün de o günlerden biriydi...
Hayatımın çocukluk yılları annem, babam, arkadaşlarım, doğduğumuz evin bulunduğu şehrin sokakları, yolları hepsi şimdi birer tatlı anı olan o güzel günler geldi bir bir aklıma...
Kulağıma hoş ve derinden gelen dinletinin sözleri şöyleydi; "Ne varsa her şey hatırımda, sanki daha dünmüş gibi, senden gelen senin olan ne varsa her şey hatırımda. Ah o günler o günler şimdi yabancı gibiler, bir günlük mutluluğa, bir ömür alıp gittiler.
Çocukluğumuz:
Ne günlerdi ah o günler... diye devam edip gidiyordu şarkının sözleri... İşte bu duygularla yazıma başladım... Bizlerin çocukluk ve gençlik yılları, yaşamları, kültürel ve SOSYAL yapısı, İDEOLOJİK bakış açıları çok farklıydı, bazen o yılları düşündükçe adeta şu an yaşanılan hayat ile hiç bir alakası olmadığı sanki başka bir DÜNYA da başka bir ÜLKE’de yaşamışız... Bizim zamanımızda çocuk olmak ayrıcalıktı, en azından ben öyle düşünüyorum... ÖZGÜRDÜK en başta, HÜR’dük... Şimdi çocuklar ufacık odalar da küçücük ekranların içine sığdırılan dünyaları için de mâhkumlar(!)... Masada LAPTOPLAR elde akıllı TELEFON, çocuklarda AKIL ise olmuş mâhkum.. Bizim çocukluğumuzda arkadaşlarımızın evine habersiz giderdik SOFRAYA diz çöker somun ekmeği bölüşür, gülüşürdük... Arkadaşımızın annesine ANNE diye hitap eder, ANNE pencereden anneye bağırır Aynur hanım Orhan burada merak etme, burada yatsınlar Kadri'yle diye bağırır pencereyi kapatırdı... Şimdi çocuklar bir arkadaşına gitmek için günler önceden haber veriyor, telefon açıyor annesi arıyor saat veriyor Askeri disiplin ve izin ile arkadaşına gidiyor bir odaya girip başlıyorlar ufacık ekrana sığdırılmış DÜNYA içinde savaş yada futbol oyunları oynamaya...
Geçmişte Türk Toplum Yapısı:
Bizim zamanımız da anneler "evladım akşam oldu, haydi artık yeter eve girin diye bağırır", kızar babamıza şikayet ederdi..."Bak Ali beni dinlemiyor bak oğlunla ilgilen" derdi... Tabi hoop evdeyiz... Şimdi çocukları evden çıkarmak için anneler evlatlarına kızıyor, bağırıyor babaya şikayet yerine laptopa el koyarım telefonunu alırım elinden diye tehdit ediyor korkutuyor... Bizim zamanımız da çocuklar sokakta top oynarken, kızlar da ip atlar, sek sek oynardı hep bir aradaydık, birlikte kavga eder birlikte dayak yerdik... Şimdi çocuklar binlerce km uzakta yüzünü görmediği çocuklar ile sanal dünya da sanal arkadaşlık sanal dostluk içinde sanal oynuyorlar... Anlamadım anlayamıyorum... Bizim çocukluğumuzda ÖZGÜRLÜK vardı, diğer mahallelere, Semtlere özgürce giderdik, şimdi çocuklar bakkala gidemiyor tek başına siteler de mahkum bir hayat SOSYOLOJİSİNE uyum sağlamış durumdalar... Bizim çocukluğumuzda hiç para sıkıntımız yoktu, çünkü hiç paramız yoktu ki(!), paraya ihtiyaç da yoktu... Şimdi çocuklar her düşünce ve istekleri bir para gerektiriyor...Bizim çocukluğumuzda bizim kendi hayallerimiz vardı büyüyünce ne olacaksın diye sorarlardı büyüklerimiz bize... Şimdi her anne babanın çocuklarının geleceği ile ilgili hayalleri var çocuğa soran yok... Bizim çocukluğumuzda annelerimiz vardı, babalarımız vardı tüm arkadaşlarımızın annesi ve babası bizlere ana ve babaydılar…
Sonuç:
Şimdi çocuklar kendi anne ve babalarını göremiyorlar... Anne, babalar işte, çocuk okul da akşam 10 dakika yemekte sonra çocuklar odalarında küçük ekranlı dünyalarında telefon ve laptopa hapis. Anne ve baba TV’de oynayan dizilerin başında... Yani güzel annem iyi ki biz tam zamanında doğduk çocukluğumuzu ve gençliğimizi ONUR’la en önemlisi ÖZGÜRLÜK içinde HÜR olarak yaşadık... Şimdiki çocukların mahkumiyetine ve özgürlüğünün kısıtlanmasına işte bir noktada bizler sebep olduk(!)... Bizler sizin gibi anne ve baba olamadık, belki de TEKNOLOJİYE yenildik...
Kapitalizmin yıkadığı beyinler bu konuda başarısız oldu maalesef... Bu vesile ile büyük sanatçı FERDİ ÖZBEĞEN’in ruhu şad, mekânı cennet olsun inşallah...
SAYGI dolu olun, sevgiyle kalın diyorum.