Öylesine Sohbet Ederken Kullandığımız Jargon
Paşam demişler, hani Allah’ın adını anacaktınız? Andım ya demiş paşa, inerken kürsüden Allah’a ısmarladık dedim ya demiş.
İnşallah, maşallah, fesuphanallah, mazallah, alimallah, eyvallah…
Başka var mı?
Olmaz mı?
İllallah, estağfurullah, allasen, allahallah, vallahi, billahi, tallahi, tillahi.
Elhamdülillah… Euzubillah… Hasbinallah… Kulhüvallah…
Fanafillah, yallah…
Allahaısmarladık.
Sonra Bismillah! Allahuekber, Allahümme, Resulullah.
İçinde Allah geçen ne çok sözcük kullanıyoruz!
Bu saydıklarından başka da vardır.
Allah aşkına, Allah vere de, Allah’tan, Allah versin, Allah’ın adını andım, Allah’ın adıyla hadi hayırlı olsun, Allah kahretsin seni, Allah canını alsın senin, Allah cezanı versin de diyoruz.
Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini.
Allah kulunu kısmeti ile yaratır.
Allah sevdiğine dert verir.
Allah uçmayan kuşa alçacık dal verir.
Deyimlerimiz de var bolca içinde Allah geçen.
***
Bu sözcükleri ve sözleri, hatta deyimleri hepimiz gerektiğinde kullanıyoruz. Bazen ağız alışkanlığı, bazen yerine başka söz bulamadığımızdan, ama kültürümüzün bir parçası olmuş, bizim dilimizde oldukça çok kullanılıyor Allah ile ilgili sözcükler.
Mesela ben uzun süredir Rusya’da yaşıyorum, burada da insanlar kendi dillerinde Allah ile ilintili sözcükler kullanıyorlar, ama bizdeki kadar çok değil kullanılan sözcükler.
Bir de kişisine göre değişiyor, kimi gerçekten iki sözcükten birinde Allah’ın adını anmadan edemiyor. Kimi de sanki hiç inanmıyormuş gibi adını ağzına almıyor.
İngilizcede de çok farklı değil bu dediğim. İngilizler, Amerikalılar, ya da İngilizce konuşan devletler diyeyim en iyisi, oraların halklarında da kendi dillerinde sürekli Allah’ın adını anarak konuşanlar olsa da, dilde bizdeki kadar çok Allah’la ilintili sözcük yok.
İbranice bilmediğim için Yahudilerde durum nedir bilmiyorum.
***
Peki doğru mu bu kadar Allah ile ilintili sözcükle konuşmak?
Doğrusunu istiyorsanız bilmiyorum. Ben tercih etmiyorum bu kadar çok kullanmayı, ama özellikle de kullanmamak için dikkat etmiyorum. Sözün gelişi artık.
Bakın siyasette dini duyguların öne çıkartılmasına karşıyım aslında.
Ancak yine de isteyen istediğini yapsın diye de bir düşünce geçiyor aklımdan. Ne zararı olabilir ki?
İnsanları dini söylemlerle manipüle ediyorlar!
İnsanlar da akıllı olsunlar, Allah akıl fikir vermiş, akıllarını kullansınlar!
Öyle her önüne gelene oy vermesinler, ne olmuş yani alnı seccadeye değiyorsa, aklından neler geçiyor o an, onu biliyor musun? Belki bir yandan alnını seccadeye değdiriyor, ama aynı zamanda da bin türlü şeytanlık geçiyor aklından? Olamaz mı?
Bir tek tanrı bilir insanın aklından gerçekte ne geçip geçmediğini!
Evet, tanrı dedim. Çünkü “tanrı” da Allah’ın sözcük anlamı olarak Türkçe karşılığı.
Gerçi Allah deyince özel ad oluyor, tanrı ise daha çok ilahın karşılığı.
Biz Türklerde Gök Tanrı varmış, işte o Allah’ın tam karşılığı olabilir!
Bu konuya çok girmek istemiyorum, yanlış anlaşılıyorum çünkü.
İsteyen Allah desin, isteyen tanrı desin.
***
İsmet İnönü ile bitireyim yazıyı.
Hani demişler ya paşaya, paşam mitingde biraz Allahın adını anın diye, o da çıkmış konuşmuş uzun süre ve inmiş kürsüden.
Paşam demişler, hani Allah’ın adını anacaktınız?
Andım ya demiş paşa, inerken kürsüden Allah’a ısmarladık dedim ya demiş.
Bugün ben de bu kadar yeter diyeyim.
Allah ne muradınız varsa versin.
Yok, yok, seçim propagandası değil bu dediğim, Ben bu seçimlerde tarafsız olarak takılıyorum.
Bakalım milletimiz kimleri kimleri seçecek yerel seçimlerde. Gerçekten merak ediyorum, bakalım saatleri kurun, geliyor Murat Kurum’mu işe yarayacak slogan olarak, yoksa Ekrem İmamoğlu ile tam gaz ileri mi doğru slogan anlayacağız pazar akşamı. Umarım bu sefer de hiç bir şey olmadıysa bile bir şeyler oldu diyen birileri çıkmaz, da pazar akşamı sonucu öğreniriz.
Şimdilik hoşçakalın.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.