Site İçi Arama

kultur-sanat

Samson Ve Delilah Hikayesi

Bu hikâyenin konusu Eski Ahit’te (Tevrat) ve İncil’de geçiyor. Bu hikâyenin arka planında, son yüzyılda Filistinlilere sistematik olarak saldıran, katleden Yahudi Krallığının 3.000 yıl önce, Milattan önce yaklaşık 12’nci yüzyılın sonunda Filistinlilerin esareti altında iken çektikleri acılara yer veriliyor.

Üç Bin Yıllık Geçmişi Olan Hikâye:

Filistin ve İsrail’i araştırırken 3.000 yıl öncesinin mitolojilerine bile konu olmuş Samson ve Delilah’ın ölümsüz aşkına rastladım. Daha evvelki yazılarımın bazılarında bir konuyu anlatmanın en güzel yolunun bazen bir romanın sayfalarında gizli olduğunu, bazen bir şiir, bazen de bir şarkının melodi ve sözlerinde hayat bulduğunu sanırım belirtmiştim.

İşte bugün de yine size tarihin derinliklerinden gelen bir hikâyeyi size benim anlatım tarzımla ifade etmeye çalışacağım. Yaklaşık üç bin yıldan beridir Kudüs’ün başkent olması Yahudi toplumunun hedefi olmuştur. Bildiğiniz üzere de bunu yaklaşık üç bin yıl sonra Yahudiler başarmışlardır. Şu veya bu şekilde başarmışlardır.

Yahudi İdealinin Aktarılması:

Nasıl başardıklarını da kısaca bir zaman önce bir yazımda anlatmıştım. Nesilden nesile bu Yahudi ideali nasıl aktarılmıştır? Bunu bir örnekle ifade etmek isterim: Bir kök bilginin nasıl da filizlenerek devasa bir ormana dönüştüğünün küçük örneklerinden bir tanesidir anlatacağım.

Anlatacağım örnek; bir hikâyenin, bir kök bilginin müzikle nasıl nesilden nesillere aktarıldığının bilgisidir. Hikâye yine üç bin yıl öncesine dayanıyor. Bu hikâye üç bin yıl önce Kudüs’te geçiyor.

Samson ve Delilah’ın Hikâyesi:

Anlatacağım bu hikâyenin konusu Eski Ahit’te (Tevrat) ve İncil’de geçiyor. Bu hikâyenin arka planında, son yüzyılda Filistinlilere sistematik olarak saldıran, katleden Yahudi Krallığının 3.000 yıl önce, Milattan önce yaklaşık 12’nci yüzyılın sonunda Filistinlilerin esareti altında iken çektikleri acılara yer veriliyor.

Hikâyede İsrail Halkı, Filistin Krallığı tarafından zulme uğratılmaktadır. Hikâyenin ön planında ise müthiş bir aşk hikâyesi vardır. Aslında bir aşk öyküsü olmaktan çok bir hırs, ihtiras, zaaf ve intikam öyküsüdür. Hikâyede adı geçen Samson İsrailli, Delilah  (Okunuşu: Dilayla) ise Filistinlidir. Hikâyede adı geçen Samson, İsrailoğullarının Filistinlilere karşı direnişinde etkin bir rol oynayan bir hak kahramanıdır. Ve Herkül gibi gücüyle ünlüdür. Elleriyle aslan öldürecek kadar da kudretlidir. Bir defasında bir eşek çenesi kemiği ile binlerce Filistinliyi öldürmüştür. Bir başka ünü de Filistin kadınlarına olan düşkünlüğüdür. Delilah işte bu kadınlardan biridir.

Aşk ve Nefret:

Delilah ve Samson büyük bir aşkla severler birbirlerini. Fakat Samson Delilah’ın kız kardeşi Semadar’a da âşık olur ve Delilah’ın öfkesini üstüne çeker. Delilah, bir eşek çenesi kemiği ile binlerce Filistinliyi öldüren Samson’un gücünün nereden geldiğini öğrenmeye karar verir. Türlü hileyle, bütün cazibesi kullanarak ve fettanlığıyla Samson’dan gücünün saçlarında gizli olduğunu öğrenir. Samson’u koynunda uyutarak saçlarını kazıtır ve onu Filistinlilere teslim eder.

Karnak Tapınağı:

Samson’u Filistinlilere teslim ederken bir damla kanının akıtılmayacağı sözünü alır. Ama Filistinliler tarafından gözlerine mil çekilerek kör edilen Samson, bir değirmende değirmen taşını çevirmek için prangaya vurulur. Filistinliler tarafından bu büyük gücün küçük düşürülmesini halkına göstermek için, Samson Karnak Tapınağı’na getirilir. Bütün Filistin halkı tapınakta toplanmıştır. Gözleri görmeyen Samson’a türlü işkenceler halkın gözü önünde yapılır. Cüceler tarafından üstüne ağ atılır, yere düşürülür. Sonra da cüceler ellerindeki çene kemikleriyle vücudunda yaralar açarlar.

Delilah’ın Aşkı:

Bu eziyete daha fazla dayanamayan Delilah, Samson'un yanına gelir, pişman olduğunu ve hâlâ Samson’u sevdiğini söyler. Delilah, Samson’u cücelerin elinden kurtarıp tapınağın ayaklarına getirir. Bu sırada Samson Tanrı’dan son bir defa eski gücüne kavuşmasını diler. Saçları biraz uzayan Samson’a Tanrı eski gücünü tekrar bahşeder.

Samson, Delilah’a kendisini tapınağı tutan iki sütunun arasına getirmesini ister. Delilah’ın da tapınağı terk etmesini söyler. Fakat Delilah onu terk etmez ve onu hüzünle seyreder. Samson bu iki sütunu ellerini dayayarak itmeye başlar. Filistin halkı bu duruma kahkahalarla gülerler. Fakat sütunlar Filistinlilerin şaşkın bakışları arasında çatırdayarak bütün Tapınak yerle bir olur. Bütün Filistin halkı Samson ve Delilah da dâhil bu yıkıntıların altında kalarak can verirler, yok olup giderler. Hikâye bu kadardır.

Samson ve Delilah’ın hikâyesinin günümüzdeki yansımaları:

Bu hikâyeden yola çıkarak Delilah çoğu zaman “Fettan Kadın”, aldatan, kötü kadın anlamında kullanılan bir sıfat haline gelir. “Samson ve Delilah” hikâyesi tarihte ünlü ressamlar tarafından da resmedilir. Bu resimlerde genellikle Samson'un gücünün kaynağı olan saçları kesilirken tasvir edilir. Hikâye birçok defalar filme de alınmıştır. Bu filmler sinemalarda önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bu filmlerin müzikleri de pek güzeldir. Ben bir Samson ve Delilah filmini gençlik yıllarımda seyrettiğimde, konusundan ziyade müziğinin güzelliğinden etkilenmiştim. Bu filmin film müziği olan "Delilah Delilah" isimli şarkısı tüm dünyada ve ülkemizde de defalarca yorumlanır ve sevilirdi. Bu şarkıya sinema dünyası yanında müzik dünyası da kayıtsız kalamamıştır.

Tom Jones ve Delilah:

Tom Jones ve Delilah. Ancak bu hikâyeyi konu alan en bilinen müzik parçası Galli şarkıcı Tom Jones’un unutulmaz şarkısı olan “Delilah” şarkısıdır. Tom Jones’un meşhur ettiği bu şarkıda, Tom Jones’in sesi hala benim yaşlarımda olanların kulaklarında çın çın çınlar.

Delilah” şarkısını dinlediğinizde belki de hikâyesini bilmeden nasıl bir şarkıyı sevdiğinize şaşıp kalacaksınız!

Lay, lay, lom geçip giden hayatımız gibi:

El âlem basit bir pop şarkısında bile üç bin yıl geriye giderek bir tarihi derinlik sunuyor. Bu tarihi derinlikte de geçmişini, geçmişinde çektiği sıkıntıları, eziyetleri yaşatıyor ve bunları unutmuyor ve en önemlisi kendi toplumuna unutturmuyor, toplumuna mal ediyor.

Bizler her ne kadar mitinglerde milletin gazını almak için “Ey, ey, ey İsrail” diyerek günü geçiştirsek de el âlem basit bir pop şarkısında bile “Why, Why, Why Delilah” diye tarihi bir figüre atıfta bulunarak, üç bin yıllık geçmişini unutmuyor, unutturmuyor.

Bizim günlük siyasal, toplumsal ve kültürel yaşayışımız ise tıpkı kendi pop şarkılarımızın sözlerinde olduğu gibi lay lay lom ile geçip gidiyor.

Sonuç:

Bu yazımdan çıkarılacak en büyük ders; biz ulus olarak hep sonuca odaklı çözümler üretirken, olayların nedenselliğiyle hiç ilgilenmiyoruz. Arka planına bakmıyoruz. Diğer köklü uluslar ise, içinde besledikleri kin ve nefretlerini bir şarkının sözlerinde, bir hikâyenin tozlu sayfalarında saklıyorlar ve gelecek kuşaklarına anlatıyorlar.

Sonucu mu?  Ortada değil mi?

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 30.03.2022
  • Süre : 5 dk
  • 24994 kez okundu

Google Ads