Vefa Ne Demektir Ne Demek Değildir
Birinin size yaptıkları; makama önem vererek, güzelliğe imrenerek, zenginliğe özenerek, geldiği yeri unutarak, geçmişi ve yaşanmışlıkları hatırlamayarak mevcut ve duruma göre şekil alıyorsa, evet bunun tam karşılığı dilimizde vefasızlık olarak adlandırılır.
Vefa Duygusu:
Vefa insani duyguların en yücelerinden biridir, ağızdan çıkması kolay sihirli bir sözcüktür. Vefa; İstanbul’da soğuk kış gecelerinde içtiğimiz bozanın yapıldığı yerin adı değildir sadece. Ama asıl önemli olan, bugünlerde eski önemini kaybetse de, yine bizim gibi yaşı kemale erenler için taşıdığı mana ve değerinin yüceliğidir.
Vefa, kutsal değerleri içerisinde barındırıp billurlaştırandır. Birinin size yaptıkları; makama önem vererek, güzelliğe imrenerek, zenginliğe özenerek, geldiği yeri unutarak, geçmişi ve yaşanmışlıkları hatırlamayarak mevcut ve duruma göre şekil alıyorsa, evet bunun tam karşılığı dilimizde vefasızlık olarak adlandırılır. İyi zamanda var olmak, zaman farklılaşınca sebepsiz yere uzaklaşmak, bir dostun veya arkadaşın size ihtiyaç duyduğu en gerektiği anda onun yanında olmamak ve hatta ‘kaçmak’ vefasızlıktır.
Bir Fincan Kahvenin Hatırıdır Vefa:
Ahde vefa kavramını bilmiyorsak; içtiğimiz bir fincan kahvenin de, bir yudum suyun da, bir güzel çiçeğin de, bir güzel gülümsemenin de kıymetini bilmiyoruz demektir. Ahde vefadan nasibini alamayanlar, başını göğe değdirdiğini sanacak kadar kendini beğenmiş halde yürümeyi huy edinen zavallılardır. Şimdi kendimize soralım. Biz nasılız? Başımızı öne eğip yere bakalım ve uzun uzun düşünelim. Dostlarımıza, arkadaşlarımıza, kardeşlerimize karşı ne kadar vefalıyız, bir an kendi kendimize bir iç muhasebe yapalım, ne dersiniz?
Vefa; bir çıkar veya beklenti uğruna sergilen bir tutum ve davranış şekli değildir. Bir yüksek karakter, bir seciyedir. Vefa her zaman öyle büyük şeyler sergilemek de değildir. Sadece kıymet bilmektir. Küçük veya büyük size karşı gösterilen iyiliğin, yardımın, dostluğun vb. kıymetini bilmektir. Hatta bir kır çiçeğinin kıymetini bilmek, bir güzel ve içten gülüşün karşılığını vermek de sade ve yalın şekliyle yüce bir vefa göstergesi olur. Gariptir ki, her şeyin çoğaldığı çağımızda vefa en azalan şey olmaya yüz tutmuştur. Böyle olmamalıdır. Vefa hep çoğalan olmalıdır. Her yerde, her zaman. Vefat edenler toprağa gömülürler, hatıralar ve yaşanmışlıklarsa yüreğe yazılırlar. Vefalı olan toprak değil yürektir.
Vefa dostluğun asaletine, kurduğun hayallere yanlış yapmamaktır. Vefa yaşanan güzellikleri dünyanın yanlışlarına satmamaktır. Vefası olmayan, şefkatli olmayan, samimiyeti olmayan, ufku olmayan, vicdanı olmayan, inancı ve itikadı bulunmayan, beyninde güzel ve hoş düşünceler barındırmayan, aşkı, sevgiyi, muhabbeti yaşayıp da kıymet bilmeyenden insan da olmaz. İnsan olmanın birinci önceliği inancı, dini, mezhebi ne olursa olsun vefalı olmaktır. Vefalı olmayı baş tacı etmektir.
Vefasızlık:
Vefasızlık insanın içini karartır. Vefalı olup, onu yıldızlar gibi parlak hale getirelim. Ziya Paşa “vefasızın olduğu mecliste bade (şarap, içki) içilmez” diyor. Vefalı olmak problem değil, çözümdür. İnsanoğlu, geçmişte yaşanmış kötülükler arasında tek iyiyi hatıralarında öne çıkarabilmeyi bilmelidir. Çokça yaşanmış kötülükler olsa da, iyilikleri hatırlamayı ve o kötülükler arasında bir zümrüt gibi parlayan o tek iyiyi öne almayı bilmeli, kısaca her durumda vefalı olmalıdır. Hayatı yaşamayı, mutlu olmayı, sevgiyi dostlarıyla paylaşmayı bilenler için vefa geçerli kabul edilen bir değerdir. Bunu prensip edinerek vefalı olalım.
Hz. Mevlâna; “köpeği köpeklikten çıkarıp dost yapan sadakat ve vefadır. İnsanı insanlıktan çıkarıp köpek yapan da vefasızlıktır.” diyor. Vefayı son nefese kadar gösterebilmek en büyük erdemlerden biri kabul edilir. İnsanoğlunu en fazla üzen şey; yüreğinde taşıdığından, kalbine yazdığından, nokta kadar da olsa iyilik ettiğinden, değer verdiğinden, zaman ayırdığından, maddi manevi bedel ödediğinden, en nihayetinde göremediği vefadır, vefasızlığın kendisine yaşattığı acıdır. Yaşamak gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk kadim kalmayı bilenler içindir. Cimriliğin rahatlığı, kıskançlığın lezzeti asla olmaz.
Vefa; her şeyden önce asalet ve soydan gelir. Vefayı, adeta veda olarak anlamlandırmak doğru değildir. Vefayı, vefa olarak yaşamak gerekir. Hem iyi hem güzel hem de vefalı olmak mutlulukların en büyüğüdür. Ne tarafa bakarsak bakalım, umutla dolu olalım. Kime bakarsak bakalım, vefalı olmayı görelim. Kim size değer veriyorsa siz de ona vefanızı gösterin, unutmayın size yapılan güzellikleri. Çünkü gerçek dost değer verene zaman ayırandır. Cömertlik olmasa malın mülkün, faydalı olunmazsa bulunduğunuz makamın, vefalı olmayınca arkadaşlığın, dostluğun kıymeti olmaz. Kudretli ve şaşalı olana değil, kıymeti olana bakıp değer bulalım. Mütevaziliği bırakmadan, vakur duruşumuzu bozmadan her zaman her yerde ahde vefalı olalım. Ahde vefalı olmak, karşılığında ahde vefa bulmaktır, ahde vefaya kavuşmaktır.
Yazımı bir-iki dizeyle noktalamak isterim:
Vefa
Her insanın arzuladığı; saygıda, sevgide ve aşkta vefa,
Çoğu zaman arayıp da bulamadığı; dostundan bekler vefa,
Dostun dostu dara düşse, dost her dem yanımda ola,
Sadece iyi günde dostun olanla, dost diye çıkılmaz yola.
Dost; dostunun dert ortağı, dost dostuna ilaç gibi deva,
Hakiki dostluklarda hep bulunur, ahde vefa ve illa da vefa.