Yağmurun Hayatımızı Etkisi Nedir?
Çoğumuz rahmeti yağmur anlamında biliriz. Yağmuru bol olsun! Yağmur yağdığında dualar ederiz. Ama rahmet Arapça aslen merhamet, esirgeme, şefkat gösterme demek. Yani rahmeti bol olsun derken aslında yağmurdan bahsedilmez. Allah’ın merhametinden söz gider, aslında Allah merhametini esirgemesin, bol merhametli olsun deriz.
Bugün Moskova’da yağmur var. Halbuki dün ne güzel sıcacık bir hava vardı, hatta gereğinden fazla sıcaktı bile diyebilirim.
Bugün ise gökler ağlıyor.
Rahmet, rahmeti bol olsun deriz.
Çoğumuz rahmeti yağmur anlamında biliriz. Yağmuru bol olsun! Yağmur yağdığında dualar ederiz.
Ama rahmet Arapça aslen merhamet, esirgeme, şefkat gösterme demek. Yani rahmeti bol olsun derken aslında yağmurdan bahsedilmez. Allah’ın merhametinden söz gider, aslında Allah merhametini esirgemesin, bol merhametli olsun deriz.
Rahmet, aynı zamanda ana rahmi ile aynı kökten geliyor ve bir yandan merhamet de aynı kökten gelen bir sözcük. Acımak, şefkat, merhamet.
***
Biz dönelim yağmura.
Yağmur aslında bir anlamda yaşam demek. Güney doğuda yağmur duasına çıkarlar. İşe yarıyor mu bilmiyorum.
Üniversitede hidroloji dersinde yağmur yağması için yağmur bombaları atılmasını konuşmuştuk bir seferinde. Hocamız bulut yoksa ne kadar bomba atarsan at işe yaramaz demişti. Allah yağmur vermek istemezse ne yapsan faydası olmaz diye de eklemişti. Hidroloji hocamız inançlı bir insandı.
İşte bu yüzden dua ile olur mu bu işler bilmiyorum. Kimilerine göre yağmuru Allah yağdırıyor, kimileri ise halen daha işin sırrını çözmeye çalışıyorlar.
***
Yaz yağmuru vardır, sıcak yaz aylarında yağar geçer, toprağın kokusu da bir başka olur yaz yağmuru sonrasında.
Ama Moskova’daki pek yaz yağmuru gibi değil, gökyüzünü açık tonlu gri bir bulut kapladı, uzun süreceğe benziyor. Böyle olduğu zaman uzun süre yağmur yağar.
Gerçi biraz duruldu şimdi, belki de yaz yağmurudur. Belli olmaz.
Yaz yağmurunda sırılsıklam olmak da güzeldir. Üstelik yanında bir de sevdiğin varsa, işte tam romantik bir buluşma.
Benim yaz yağmuruna birlikte yakalanmışlığım olmuştu zamanında.
***
Yağmur üzerine bir sürü şarkı var.
Mesela en meşhuru Frank Sinatra ile meşhur olan, “Singing in the Rain”.
Ben en çok Şebnem Ferah’ın “Yağmurlar” şarkısını seviyorum.
Beni sevmesen, yağmurları sev
Bulutlar ağlasın, sen gül güneş doğsun yeniden
Gidiyorum gözüm yaşlı, hatıran har yüreğime
Sen sev yağmurları, yağmurlar yağsın üzerime
Gidiyorum gözüm yaşlı (gözüm yaşlı) ah yine yol, yol üstüne
Sen sev yağmurları, yağmurlar yağsın yüzüme
Ama onun sesinden olanını değil aslında, Şebnem Ferah da güzel söylüyor da, bir müzik yarışmasında bu şarkıyı söyleyen bir yarışmacı vardı, Gülce Kahtalı sanırım, onun yorumu benim daha çok hoşuma gitmişti.
Sonra ne oldu o yarışmacıya bilmiyorum, belki bir iki klip yapmıştır yarışma sonrasında.
Müzik dünyasından yeni şarkıcıları çok takip etmiyorum, benim daha çok kendimce takip ettiğim müzisyenler ve şarkıcılar var.
Şebnem Ferah da sevdiğim sanatçılardan biridir.
***
Yağmur demişken, yağmur bereket getirir derler.
Doğru aslında bu dedikleri.
Ancak her şeyde olduğu gibi fazlası zararlı tabii ki.
Kaç kere domates ektik daçaya, buranın havası oldukça yağmurlu olduğu için sanırım, maalesef kızarmadan domatesler ya çürüyor ya da üzerleri lekeleniyor.
Biz de bozulmadan yeşil yeşil toplayıp turşusunu yapıyoruz. Turşusu da fena olmaz yeşil domatesin.
Gerçi evde saksıda yetiştirdiğimiz domatesler numunelik de olsa domates veriyorlar.
Sanırım daçadakiler için sera yapmak lazım. Belki serada normal şekilde yetişirler.
Neyse, konumuz domates değil.
***
Yağmurun fazlası zarar demiştim ya, ama hiç yağmur yağmaması da olacak şey değil. Kuraklık en kötüsü.
Bilmiyorum, yağmur mu orman yapar, orman mı yağmur çeker?
Rusya oldukça ormanı bol bir memleket.
Buraya ilk geldiğimde yaptığımız binayı orman işletmesi olan bir işveren için yapmıştık.
O zamanlar Ruslar ormanları kesip kesip satıyorlardı. Orman ürünlerini katma değerli olarak hazırlayıp satacak teknolojileri yoktu o zamanlar, kütük şeklinde satıyorlardı.
Belki artık teknoloji transferi yapmışlardır dışarıdan.
Gerçi mobilya sanayii halen daha gelişmiş değil buralarda. Öyle doğal parke de ucuza bulamazsınız.
Yalnız gerçekten oldukça çok orman var buralarda, kese kese bitiremediler bunca sene.
Yine de kontrolsüz kestiğin zaman hazıra dağ dayanmaz.
Kayınbiraderin yaşadığı daçamızda kışın ısınmayı odun yakarak sağlıyoruz. Odun kömür yakılan bir katı yakıt kazanımız var.
Dikkatimi çekiyor, her sene odun fiyatları artıyor, odun satanlar da azalıyor.
Yani büyük ihtimal çevre ormanlardan artık eskisi kadar çok odun çıkmıyor.
Dedim ya, hazıra dağ dayanmaz!
Doğalgazı bağlarlarsa rahat ederiz, bu sene bağlanacaktı güya, ama ses seda yok nedense. Kazana doğalgaz brülörü de takılabiliyor, doğalgaz gelirse bir de o iş var halledilmesi gereken.
***
Yine saptık değil mi konudan, aklımdakileri yazarken hep böyle oluyor nedense.
Dışarıdaki yağmura bakınırken biraz da dertleşeyim istedim aslında. Bu arada yine yavaştan yavaştan başladı yağmur.
Yok, bu yağmur bu sefer uzun sürecek, anlaşıldı. Gökyüzü iyiden iyiye gri renge büründü.
Sıcaklardan bunalanlara da yağmurlu günler diliyorum.
Ama öyle sular seller gibi değil. Şöyle biraz serinletsin işte, yaz yağmuru, gelip geçici cinsten.
Doğanın dengesini bozduğumuz için son senelerde sellerden az canımız yanmadı.
Bir yandan orman yangınları, bir yandan ani yağmurlar ve seller.
Ağaçları çok mu kesiyoruz acaba, ondan mı oluyor bunlar sizce?
Bizim de Rusya’daki gibi ormanlarımız olsa hava koşulları dengelenir mi sizce?
Hepimiz ağaç ekelim bence, ben her sene bir iki tane ağaç ekmeye özen gösteriyorum daçaya. Çoğu meyve ağaçları, ama olsun, sonuçta meyve ağaçları da havayı temizliyor.
Sadece meyve ağaçları değil, bakın çınarlarım iyiden iyiye boy attılar bu sene. Size de tavsiye ederim. Ağaç ekin!
***
Yok, gerçekten hava iyice karardı. Bu yağmur dinmeyecek bugün.
Yağmurlu günleriniz olsun diyeyim. Yağmur berekettir.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.