Site İçi Arama

kultur-sanat

Z Kuşağını gerçekten tanıyor muyuz?

Kuşak kavramından teorik olarak ilk defa 1928 yılında Alman sosyolog Karl Mannheim yazmış olduğu kitabında bahsetmiştir. Daha bilimsel anlamda ve günümüzde kullanılmakta olan anlamı ile kuşak kavramı ise 1991 yılında William Strauss ve Neil Howe tarafından ele alınmıştır.

 ‘’İnsan, içinde yaşadığı çağa babasına benzediğinden daha çok benzemektedir.’’
                                                                                          Amerikalı psikolog Dr Jean Twenge

TDK’nin toplum bilim içinde tanımladığı kuşak sözcüğü “Yaklaşık yirmi beş otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon olarak tanımlanmıştır. Felsefe bilimi içindeki tanımına göre ise yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin oluşturduğu topluluktur. 

Kuşak kavramından teorik olarak ilk defa 1928 yılında Alman sosyolog Karl Mannheim yazmış olduğu kitabında bahsetmiştir. Daha bilimsel anlamda ve günümüzde kullanılmakta olan anlamı ile kuşak kavramı ise 1991 yılında William Strauss ve Neil Howe tarafından ele alınmıştır. Strauss-Howe tanımına göre, belli tarihlerde doğmuş, sosyalleşme sürecinde ortak sosyal, politik, ekonomik olaylardan etkilenmiş ve benzer sorumluluklar, ortak değer, inanç, beklenti ve davranışlara sahip gruplardır. Türkiye’de ise kuşaklar üzerine yapılan ilk çalışmalar 1960’lı yıllarda başlamış, 1968’li yıllarda yaşanan öğrenci olaylarından sonra çalışmalar artmıştır. Bireylerin çocukluk ve gençlik çağında yaşadıkları önemli ulusal ve uluslararası olaylar ortak bir bilincin ve algının oluşmasına neden olur. Oluşan ortak bilinç ve algı, gelecekte oluşan davranış, tutum, eğilim ve tercihleri şekillendirir. Her kuşağın ortak düşüncesi ise, kendisinden bir önceki kuşağı çağ dışı veya baskıcı bulup, bir sonraki kuşağı saygısız, bencil veya sorumsuz olarak nitelemesidir.
     
KUŞAKLARIN SINIFLANDIRILMASI

Sessiz Kuşak - Savaş Kuşağı ve Gelenekçi Kuşak

Baby Boomers Kuşağı-Bebek Patlaması Kuşağı

X Kuşağı-Miskin Kuşak ve Post  Boomers

Y Kuşağı-Dijital Kuşak

Z Kuşağı - Kristal Kuşak ve Derin Duygusal- IGEN- Dijital Yerliler

Alfa kuşağı-çağımızın en genç kuşağı

1925-1945 yılları

1946-1964 yılları

1965-1979 yılları

1980-1999 yılları

1997-2012 yılları

2011-2025 yılları

Güvenilir, saygılı, çalışkan ve sorumluluk sahibi bireyler

Çalışmak için yaşa” sloganını benimseyen iş kolikler

Ben odaklı düşüncesiyle bağımsızlık” anlayışını benimseyen bireyler

Kendi sorunlarını kendileri çözen, iş odaklı olmaktan çok görev odaklı bireyler

Bireysel, sonuç odaklı, birden fazla endişe ve çoklu karar verme becerisine sahip hızlı tüketen bireyler

iPad'ler ve akıllı telefonlarla büyüyen bireyler

 

Kuşak sınıflandırması, kuşağı oluşturan kişilerin bakış açıları, tecrübeleri, düşünce sistemleri ve algıları ile uluslararası toplumda meydana gelen olaylara göre yapılır. Kuşaklar birbirinden farklıdır çünkü her bir kuşağın birbirinden farklı kendine özgün özellikleri vardır. Kuşak farklılıklarına yönelik, 1952 yılından başlamak üzere günümüze kadar yapılan ABD’de yapılmış araştırmalara göre, insanların karakterlerini içerisinde yetiştikleri ailelerden daha çok, doğdukları dönem etkilemektedir.

Kuşak sınıflandırmalarındaki tarih aralıklarını kesin hatlarla belirlemek zordur. Kuşaklar; içinde doğup büyüdüğü kültür ve tarihe göre şekillendiği için bir kuşağın özelliklerini anlamak için şekillendiği tarihe ve kültüre birlikte bakmak gerekir. Bu sebeple, kuşaklar, şekillendiği kültür ve tarihe göre farklı isimlerle, farklı başlangıç ve bitiş tarihleri ve farklı zaman dilimleri olarak ifade edilmişlerdir. Z kuşağının doğum tarih aralığı ve başlangıç tarihi konusunda farklı aralıklar ve tarihler ileri sürülmektedir. Literatürde, Z kuşağı başlangıç tarihini 1990, 1995, 1996, 2000 şeklinde ifade eden çalışmalar mevcuttur. Kanada istatistikleri Z kuşağını 1993 yılında doğanlarla başlatırken, Australya McCrindle Araştırma merkezi (Australia's McCrindle Research Centre) Z kuşağı yaş aralığı  1995-2009 yılları arası olarak belirtmiştir. Japonya’da ise kuşaklar farklı on yıl ile ve Z kuşağı da 1996'dan sonra başlayan "Neo-Dijital Yerliler" olarak tanımlanır. Amerikan Pazarlama Derneği, Z kuşağını “11 Eylül 2001'den sonra doğanlar” olarak belirlemiştir. Amerikan Psikoloji Derneği ise Z kuşağını "1997 yılından itibaren doğanlar" olarak tanımlamıştır. 

Günümüzün popüler konularından biri "Z Kuşağı" hakkında Televizyon, YouTube kanalı ve gazetelerde tartışmalar yapılıyor, fikirler belirtiliyor. Mesela, Sosyolog Prof. Dr. Barış Erdoğan bir televizyon kanalında, Z kuşağı hakkında “hapı yutmuş kuşak” ifadesini kullanmış ve böyle düşünmesinin sebeplerini şöyle açıklamıştır: Birincisi, “2020 yılı rakamlarına göre çeşitli sebeplerle 138 bin tane çocuğun anti-depresan aldığını” ve gerçek anlamda hapı yuttuklarını belirtmiştir. İkincisi, “Z kuşağı iki insanla nasıl konuşulacağını ve sorunlarını çözmesini ve bilmeyen bir nesildir”. Üçüncüsü, “ekonomik verilere göre Z kuşağı bütün dünyada 2. Dünya Savaş’ından sonra ilk kez bir neslin anne ve babasından daha kötü ekonomik şartlara sahip olacak bir nesil olarak düzenli işleri olamayacak, ev alamayacak hatta aile hayatı bile kuramayacaklardır”, demiştir.

Diğer yandan, siyasi partiler Z kuşağının en çok hangi partiye oy vereceklerini merak edip öğrenmek için, gençlerin siyasetten ne beklediği, onlar için ideal siyasetçi profilinin nasıl olması gerektiği, ekonomiyi nasıl değerlendirdiği ve geleceğe dair planları gibi konularda anketler yaptırmaya başladılar. “Z kuşağı onu bilmez bunu bilmez” etiketiyle Z kuşağı gençlerinin oylarının peşindeler. Nasıl olmasınlar ki, 2023 yılında gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ilk defa oy kullanacak olan yaklaşık 7 milyon Z kuşağı genç var. Oy peşinde olan günümüz politikacılarına, James Freeman Clarke’ın “Bir politikacı bir sonraki seçimi düşünür; bir devlet adamı gelecek nesli düşünür” sözünü hatırlatarak, her türlü bilgiye ve veriye kolayca ulaşan, ne istediğini bilen, inatçı ve kararlı Z kuşağının politikacı ve devlet adamı ayrımını bildiklerini belirtmek gerekir. Z kuşağı gençleri eğitim ve işsizlik gibi konulara onları dinleyerek, somut çözümler üretilmesini istiyorlar.  Z kuşağı bu gençlerin apolitik hatta teknolojiden başka bir şeyden anlamadıkları ilgilenmedikleri şeklindeki görüşlerini belirtenler bile mevcut. Ancak, Z kuşağının apolitik olduklarını düşünenlerin aksine, Z kuşağı bireyi annesi ve dolayısıyla pek çoğu ile de karşılaşan biri olarak, Z kuşağının önemli bir bölümünün ekonomik ve siyasi gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini düşünüyorum. İdeoloji ve bağlılık olmaksızın, sayılardan ve verilerden yola çıkarak sorgulayıcı ve eleştirel politika anlayışına sahipler. Z kuşağı bireyleri geçmişte ne olduğuyla hiç ilgilenmiyor sadece gelecekleriyle ilgili planlar yapıyorlar. Sessizler ve onları anlamak zor çünkü Dünya’daki ve Türkiye’deki siyasi ve ekonomik gelişmeler paralelinde geleceklerine dair kaygılı bir nesil.

Siyasi partilerin oy için; şirketlerin ise yeni çalışanları olarak bu kuşakla nasıl iletişim kurmaları gerektiğini öğrenmek için, reklam verenlerin de istihdam piyasasının en genç mensupları olarak tüketim alışkanlıklarını şekillendirmek için merak edip araştırdıkları Z kuşağı nedir, özellikleri nelerdir, ne isterler ne istemezler?

Z kuşağı 1997 ve 2012 seneleri arasında doğan insanları kapsayan temel bir demografik sınıflandırma olarak tanımlanmaktadır. Z Kuşağı, tamamen teknolojik bir çağda doğdukları, henüz bilinçlerini dahi kazanmadan teknolojik aygıtlarla donatılmış oldukları ve teknoloji ile iç içe yaşadıklarından dolayı teknoloji isimleriyle anılmışlardır. Amerikalı Psikolog Dr. Jean Twenge, Z kuşağını teknoloji ilişkileri nedeniyle “İ GEN” olarak adlandırmıştır. Z kuşağı üyelerine; “Instant Online (Her daim çevrimiçi)” kuşağı, “Next Generation (Bir sonraki kuşak)”, “dijital çocuklar” ve “.com” çocukları, “Dijital Yerliler”, “internet kuşağı”, “teknoloji çağı çocukları” ve “Network gençleri” gibi isimler verilmiştir. 

"We Are Social" Ocak 2020 raporuna göre; Türkiye’nin %74’ü internet kullanıcısıdır. Nüfusun %64’ü ise sosyal medya (Twitter, Instagram, Watsapp gibi) kullanıcısıdır. Sosyal Medya kullanıcıların yaş aralıkları incelendiğinde en yüksek kullanım oranının 25-34 yaş arasında olduğu görülmektedir. Türkiye'de 13-24 yaş arası kullanıcıların oranı %23,9’dur. Rapora göre internet ve sosyal medya kullanıcıların oranına bakıldığında çoğunluğu genç kuşak olan Y ve Z Kuşağından oluşmaktadır. 
Teknolojik ilerleme ve internetin yaygınlaşması yanında bu kuşağın bireyleri 28 Şubat Post Modern Darbesi, 27 Nisan e-Muhtırası, 2001 krizi, Gezi Parkı Olayları, 15 Temmuz Darbe Girişimi, Covid-19 Pandemi Süreci ve en son olarak Doların her saat yükselerek 1 ABD Dolarının 12,89 Türk Lirasına eşit olması gibi Türkiye’yi derinden etkileyen siyasi, ekonomik ve sosyal olayların etkilerini hissetmelerine sebep olmuştur. Z kuşağı bireylerinin bulundukları dönem itibariyle yaşadıkları olaylar onların karakteristik yapısında etkili olmuştur.

Z kuşağının diğer kuşaklara göre öne çıkan bazı farklı karakteristik özellikleri bulunmaktadır. Z kuşağının kendinden önceki diğer kuşaklardan en önemli farkı teknolojinin içine doğmaları ve teknolojisiz bir hayatı görmemiş ve yaşamamış olmalarıdır. Z kuşağının gündelik yaşamda en çok kullandıkları cihazlar bilgisayar ve cep telefonudur. Z kuşağı teknolojinin içinde doğduğu için teknolojinin yarattığı etki nedeniyle her şeyin hızlı ve anında olmasını isterler ve sabırsızdırlar. Z kuşağı üyeleri el, göz, kulak gibi motor becerileri koordinasyonu bakımından yüksek olan nesildir. Bu kuşak bireyleri yaratıcılık gerektiren aktivitelerden hoşlanır. İletişimlerini kısa ve basit cümlelerle gerçekleştirirler çünkü çabuk sıkılırlar. Analitik düşünme yetenekleri yüksektir.  Bağımsızlığına düşkün olan bu bireylere istemedikleri bir şeyi yaptırmak imkansızdır çünkü ne istediklerinden ve ne istemediklerinden emindirler. Neden ders çalışmıyorsun diye sorduğumuzda, çünkü istemiyorum cevabını alırız, lafı dolaştırmaz, yalan söyleme gereği duymaz, açık ve net şekilde istemediğini belirtir. Ayrıca bu kuşak hayatta her şeyin mümkün olduğuna inanır. Hemen yarın kendine iş kurarak patron olabileceğini hayal edip yaşayacağı sıkıntıları düşünmek istemez, zamanı geldiğinde düşünüp yaşamaktan yanadır.

Z kuşağının çoğu hala öğrenci, bir kısmı ise yakın zamanda iş hayatına giren ve girmeye aday olan bireylerdir. Daha yeni yeni işletmelerde görev almaya başladıkları için onların iş yaşamına ilişkin henüz yeterli araştırma ve bilimsel sonuç ve çıkarımlar bulunmamaktadır. 
Küresel araştırma ve danışmanlık firması Universum tarafından 2015 yılında, Amerika, Avrupa, Asya, Güney Amerika ve Orta Doğu'da 47 ülkede 49.000 Z Kuşağı üyesiyle anket çalışması yapılmıştır. Yapılan anket çalışmasının küresel çapta olması Z Kuşağının ilk küresel kuşak olduğunu da göstermektedir. Yapılan anket çalışmasından çıkan sonuçlar şöyledir: 
•    Z kuşağının eğitim ve meslek seçme süreçlerinde ebeveynleri en büyük etkiye sahiptir, ama arkadaşlarının ve öğretmenlerinin fikirlerine de önem verirler. 
•     Eğitim konusunda anahtar sözcük meraktır. Alacakları eğitimi seçerken  “merak” onları motive etmektedir. 
•    Girişimci yapıdadırlar ve kendi işimin patronu olmalıyım hayalini kurarlar. 
•     Yükseköğrenim olmadan da bir an önce işe girmek isterler. Onları yükseköğrenim almaya zorlayan şey aile baskısı ve belirsizlik korkusudur. 
•     En önemli kariyer hedefleri iş-yaşam dengesi ve iş güvencesidir. 
•     Çok fazla bilgiye sahip olmak istemektedirler ve işyerinde eğitime önem verirler. Z Kuşağı çalışanları eğitimin öneminin farkındadır ve mesleki eğitim ve gelişimden faydalanmak isterler.
•     Z Kuşağı bireyleri iş fırsatları konusunda Y Kuşağına göre daha karamsardırlar.
 Z kuşağı ile ilgili Dell Technologies’in 2018 yılında 17 ülkede 16-23 yaş arası 12.000 kişi ile yaptığı anket sonuçlarına göre: 

Ankete katılanların;

-- %94’ü işe başlama konusunda endişelidirler. Endişelerinin neler olduğu sorusuna; işverenler iş deneyimi istiyorlar, ama bunu çalışmadan elde edemiyorum; yeni mezunlar için işler sabit değil; mevcut işlerde alacağım ücret masraflarımı karşılayacak kadar yeterli değil; ne yapmak istediğimden emin değilim ve alanımla ilgili mevcut iş yok gibi cevaplar verilmiştir.
--  %80’i iş hayatında kariyerlerini geliştirmede en son teknolojiyi kullanmak istiyorlar.
-- %91’i benzer iş teklifleri arasında işveren tarafından sunulan teknolojiye göre tercih yapmak istiyorlar. 

Z Kuşağı çalışma ortamlarının ve hayatlarının teknolojiyle uyumlu olmasını isterler. Onlar, Dijital, Küresel,  Sosyal,  Mobil ve Görseldir. Dijital yerliler olarak isimlendirilen bu kuşak teknolojiyi her yerde rahatlıkla kullanabildikleri için ev, işyeri ve kariyer açısından da sabit olmayıp sürekli hareket halinde olmak isterler. Bu hareketlilik onlar için çalışma hayatına girdiklerinde de farklı roller ve iş tanımları, farklı departmanlar, yeni şirketler, değişik sektörler, farklı şehirler, yeni ülkeler anlamına gelir. Birden çok konuya ilgi duyarlar, Çoklu görev kabiliyetleri yüksektir. Çok yönlü oldukları için rutini istemez ve kaçmak isterler. İşte istikrarı önemsemez ve istedikleri hareketlilik olmazsa çalıştıkları işyerinden kolayca ayrılırlar. Kendinden emin ve geleceğini garanti etmek isteyen bu kuşak, çalışmayı onların hayallerini gerçekleştirmede bir araç olarak görürler. Hayallerini gerçekleştiremeyeceğini düşündüğü işi rahatlıkla bırakabilirler. Z kuşağı için görsellik çok önemlidir. Bu konuda bilgi almayı internetten izlediği videolarla sağlamayı tercih eder.  Çalıştıkları işyerinde bir ihtiyacı olması durumunda başvuracakları ilk kaynak olarak tercih ettikleri YouTube videolarıdır.

TÜİK 2018 verilerine göre Türkiye’deki toplam nüfusu içerisindeki Z kuşağı kişilerinin oranı %39,3 ve yasal çalışma yaşında olan 5.182.000 Z kuşağı kişisi mevcuttur. Z Kuşağı ülkemiz açısından önemli bir işgücü ve işletmelerin gelecekte çalıştıracağı potansiyel çalışanlardır. İşletmeler Z kuşağı kişilerin sahip oldukları özellikleri iyi analiz etmeli ve Z kuşağını anlamalıdır. Şirketler her şeyden önce, Z Kuşağı çalışanlarını kendilerine çekebilmek ve onlara olumlu deneyim yaşatabilmeleri adına herkese açık profili olan, sayfalar arası rahatlıkla gezilebilen,  önerilerin bulunduğu,  şeffaf ve erişilebilir olan kariyer sayfalarına yatırım yapmaları önemlidir. Bu kuşak istediği bilgiye internet üzerinden rahatlıkla ulaşabilmesi nedeniyle çalışmak istediği işyerinin web sayfasını incelemek istemektedir. İşletmeler, z kuşağı çalışanlarının istedikleri alanlarda eğitimler sağlamalı ve teknoloji ile olan bağına yönelik çalışma ortamları kurmalıdırlar.

Z kuşağı için sosyal medya çok önemlidir. Dünya Ekonomi Forumu’nun araştırmasına göre; Z kuşağı günde ortalama 2 saat 55 dakika sosyal medyada zaman geçiriyor. Bir markanın tanıtımı için bilgi edinmede güvendikleri ve sevdikleri influencer’ların markalarla ilgili düşüncelerine başvuruyorlar. Bu noktada gençlerin sosyal medyada ne kadar zaman geçirdiklerinin önemli olduğu kadar hangi amaçla sosyal medyayı kullandıkları da önemlidir. Z Kuşağı ünlü YouTuber'lardan ve sağladıkları görsel uyaranlardan çok etkileniyorlar. Gençlerin, YouTube moda içeriğini izlemelerinin, kendi görünüm algıları üzerinde çeşitli olumsuz etkileri olduğunu araştırma sonuçları göstermektedir. Bu kuşağın, moda ve güzellik gibi dış görünüşlerine çok ilgi duymaları, yüz yüze olmayan aktif çevrimiçi iletişim kurmaları, bu ilişkileri sürdürmeleri ve bu tür iletişim ve etkileşimin yaygınlaştırılması yeni bir kültürel davranış olarak yorumlanmaktadır.

Kore, YouTube içerik tüketiminin en yüksek olduğu pazardır. YouTube’da yayınlanan moda içerikli görüntülerin, Z Kuşağı genç kadın izleyicilerinin dış görünümle ilgili eğilim ve davranışlarının üzerindeki etkisinin incelendiği bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada, 1995 ile 2005 yılları arasında doğan (2019 itibariyle, 14 ila 24 yaşları arasındakiler) 15 Koreli genç kadınla derinlemesine röportajlar yapılmıştır. Yapılan röportajlar, Z Kuşağının moda YouTuber'lardan ve onların sağladıkları görsel uyaranlardan büyük ölçüde etkilendiğini göstermiştir. Çalışmanın sonucunda, sosyal medyada ideal görüntülere maruz kalma ile genç kadınlarda fiziksel memnuniyetsizlik arasında pozitif bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır.   Medya tarafından tasvir edilen ve yayınlanan ideal dış görünüm, genç kadınların beden imajı ve ruh hallini genç erkeklerden daha fazla olumsuz etkilemektedir. Genç kadınlar, moda ile ilgili içerikleri izledikten sonra özgüvenlerini veya öz saygılarını kaybettiklerini belirtmişlerdir. Katılımcılardan verilen sadece iki örnek bile, YouTube moda videolarının, görüntüleyenlerin görünüşlerine ilişkin algıları üzerinde sayısız olumsuz duygusal etkiye sahip olabileceğini kanıtlıyor.

“Önemsiz olduğunu düşündüğüm şeyler biraz önemli görünüyor. Örneğin, YouTuber'lar açık tenli ve benimkini gördüğümde 'Ah, aniden sivilcelerimi çıkarmak istiyorum' diyorum.” (K, Lise öğrencisi, 16 yaşında) 

“Bacaklarımdan bir memnuniyetsizliğim yoktu ama çok uzun ve güzel bacaklı moda YouTuber'larını görünce onlarla ilgili bir kompleksim oldu.” (B, Ortaokul öğrencisi, 14 yaşında)

Dış görünümle ilgili izlenen sosyal medya içeriklerinin Z kuşağı genç kadınlarının dış görünüşleri üzerindeki etkisini analiz eden başka bir araştırmaya göre de sosyal medyaya maruz kalma sonucu, Z kuşağı genç kadınların bedenlerindeki memnuniyetsizliklerini ortaya çıkarmış ve genç kadınlar ideal görünüm/vücut için daha fazla zaman ve para harcanmaya başlanmıştır.

Z kuşağının akıllı telefonları ellerinden düşürmemesi, sosyal medya platformlarının aktif kullanımına yol açmış ve bu da YouTuber'ların sunduğu vücut görüntüleri ile izleyicilerin kendi vücut görüntülerini karşılaştırılmasına sebep olmuştur. Bu bağlamda, standart görünüm oluşturulmaya çalışıldığı ileri sürülmektedir. Z Kuşağı genç kadın bireyleri, moda YouTuber'larının yaptığı “makyaj işlemi”, “cilt bakımı önerileri”, “moda koordinasyon yöntemleri” ve “vücut bakım yöntemleri” gibi başlıkları olan videoları izlediklerinde etkisinde kalarak hemen kendilerine uygulamak istiyorlar.

Sonuç olarak, Z Kuşağı gençleri, YouTuber'ların etkisi altında gelişmiş, dış imajlar peşinde koşan ve belirli ürünleri aktif olarak satın alıp kullanan bireyler haline geliyorlar. Röportajlardan, araştırmaya katılanların sadece moda YouTuber'larına benzemek istemediklerini, aynı zamanda onların davranışlarını, alışkanlıklarını ve değerlerini taklit etmek istedikleri sonucuna varılmıştır. Z kuşağının sosyal medya bağımlılık boyutu olan moda, güzellik, yaşam tarzı ve satın alma davranışı olarak yeni yükselen YouTube ünlülerinden büyük ölçüde etkilenmeleri, Z kuşağı gençlerinin teknolojiyi avuç içlerinde tutmalarının olumsuz zihinsel ve ruhsal sonuçlarıdır.

KAYNAKLAR
https://www.tdk.gov.tr/
https://www.apikam.org.tr/YuklenenDosyalar/Dokumanlar/21854c26-48cb-41fc-ab52-9a8569d5c9a0479270.pdf
https://escholarshare.drake.edu/bitstream/handle/2092/2219/DMR100102R.pdf?sequence=1
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/okan-bayulgenden-z-kusagina-zehir-zemberek-sozler--488284h.htm
https://acikerisim.medipol.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12511/8013/Hazar-Muhammet-2020.pdf?sequence=1&isAllowed=y
https://www.researchgate.net/publication/351366074_Calisma_Hayatinda_Z_Kusagi
https://www.campaigntr.com/z-kusaginin-is-hayati/
https://www.nature.com/articles/s41599-020-00652-2

Serbest Yazar Fatma Aksoy GÜRKAN
Serbest Yazar Fatma Aksoy GÜRKAN
Tüm Makaleler

  • 01.12.2021
  • Süre : 6 dk
  • 2883 kez okundu

Google Ads