Site İçi Arama

kultur-sanat

Çocukluğumuzun Çizgi Roman Kahramanları Bize Neden Veda Edip Gittiler?

1990'ların ortalarına kadar bu dostlarımızı gazete bayilerinde görürdük, ancak özellikle internetin hayatımıza girmesiyle, bu kahramanlarımızın çoğunluğu bizlere küstüler, bazıları sinema sektörüne transfer oldular, bazıları ise bizim dünyamızı adeta terk ettiler.

X Kuşağı; 1960’ların ortalarından sonra doğup, şimdilerde 60’ına merdiven dayamış olan kuşak! Çocukluğunuzun çizgi roman kahramanları nerelere gittiler?

Bizim neslimiz; okumayı öğrendiği andan, lise çağlarına kadar, çizgi roman kahramanlarını severek takip etti. Hatta çoğu durumda kendisini o kahramanlarla içselleştirdi. Liseye başladığımızda artık kendimizi büyümüş kabul eder, çizgi koman kahramanlarımız ile çok sık görüşemez, hatta üniversite yıllarında adeta onlarla gurbete düşmüş olurduk ama her zaman kalbimizde, kitaplığımızda yada etraftaki gazete bayisinde onlarla hasret giderirdik.

Sosyolojik tahlilinin ne seviyede bilimsel yapıldığını şimdi bile anlayamadığım bir şekilde; o zamanlar, öğretmenlerimiz ve ebeveynlerimiz, bu çizgi roman kahramanlarımıza hiç sıcak bakmazlardı. O nedenle; biz onları gizli gizli satın alır, gizli gizli okur, hatta çoğu zaman ders kitaplarımızın arasına koyarak okur, hemen hepsini de sevdiğimizden, her hafta hepsinin yeni sayılarını alamasak da, çizgi romanlarımızı arkadaşlar arasında değiş-tokuş ederdik. Sende Teksas (Çelik Blek) varsa, okuduktan sonra, arkadaşının Yüzbaşı Tommiks’i ile değiştirirdin. Böylece kendi çapımızda bir eko-sistem bile kurmuş olurduk. 

1990'ların ortalarına kadar bu dostlarımızı gazete bayilerinde görürdük, ancak özellikle internetin hayatımıza girmesiyle, bu kahramanlarımızın çoğunluğu bizlere küstüler, bazıları sinema sektörüne transfer oldular, bazıları ise bizim dünyamızı adeta terk ettiler.

Yazı ile resim sanatının harika bir bileşimi olan o büyülü dünyaların içerisinde kendimizi, ideallerimizi, hayallerimizi bulabiliyor, hatta o kahramanlarımızın yerine kendimizi koyarak, hayallerimizi de gerçekleştirebileceğimize kendimizi inandırıyorduk.

“Çalışırsan kazanırsın”, “düşebilirsin ama ayağa kalkmayı bileceksin” motto’larını biz bu çizgi roman kahramanlarımızda gözlemleyebiliyor, onları idol alarak öğrenebiliyorduk.

Çocuk kalplerimizde, anne ve babalarımızdan sonraki kahramanlarımız; adeta onlardı.

Aslında; bizim çocukluğumuzun çizgi roman kahramanlarının çoğu, romanlarında Amerikan karakterleri olmalarına rağmen, onların yaratıcıları İtalyan’dı ve İtalya’da yaratılmışlardı. 

Çocukluğumuzun hatıralarında önde gelen çizgi film kahramanları şunlardı: 

Teksas (Çelik Blek)

Teksas, diğer bilinen adıyla Çelik Blek, 1954 yılında, İtalya'da yaratılmıştır.  1700'lü yıllarda Kuzey Amerika'da İngiltere'ye ait kolonilerin bağımsızlık savaşı vererek Amerika Birleşik Devletleri'ni kurmasını konu alan çizgi romanda “Kırmızı Urbalılar'a (İngiliz Kraliyet Askerleri)” karşı direnen, Amerikan direnişçisi Çelik Blek ve yakın arkadaşları Rodi ve Profesör Oklitus'un kahramanlıkları bizi mutlu ederdi. Kahramanımız Çelik Blek’in olaylara verdiği “Hay bin kunduz” tepkisi bizim de jargonumuza girmişti. Kahramanımızın adının Çelik Blek mi yoksa Çelik Bilek mi olduğunu tartışırdık hararetle aramızda.

Yüzbaşı Tommiks

Yüzbaşı Tommiks; orijinal adı Capitan Miki olan Tommiks, 1951 yılında İtalya'da yaratılmıştır. Nevada’daki Kulver kalesi civarında düzeni sağlamakla görevli ve içki yerine sürekli süt içen genç bir ranger olan Yüzbaşı Tommiks'e Konyakçı ve Doktor Sallasso isimli iki arkadaşı eşlik ederlerdi. Bizim yüzbaşı, kale komutanı albay Brawn’ın kızı Suzi’ye hafiften yanıktı. Çift Kolt tabancasını çok hızlı çekerdi, Tom Miks. Bebek yüzlü görünüşüne rağmen, yüzbaşımızın yumrukları da çok sertti. Atı Napolyon ise adeta bizim atımızdı.

Baltalı İlah Zagor Tenay

1961 yılında İtalya’da yaratıldı. 

Zagor, ABD'nin Pensilvanya eyaletinin kuzeyindeki Darkwood adlı düşsel bir ormanda yaşardı. Asıl adı Patrick Wilding olan Zagor, henüz küçük bir çocuk iken; anne-babası Darkwood yakınındaki evlerine bir Kızılderili kabilesinin düzenlediği saldırıda öldürülür. Zagor nehre atlar, bir süre sürüklenir, daha sonra Fitzy isimli bir avcı tarafından fark edilerek kıyıya çıkarılır ve büyütülür. 

Baltalı İlah olarak da bilinen Zagor'un en yakın arkadaşı; Felipe Cayetone Lopez Martinez Gonzales Çiko'dur. Darkwood'da barışı ve huzuru tesis etmek için bataklığa inşa ettiği kulübesinde yaşar. Kızılderililer tarafından bir yarı-tanrı olarak görülür. Zagor’un; “Ahhhhyaaaakk” şeklindeki repliği, kendi aramızdaki hayali çatışmaların da narası olurdu. 

Kaptan Swing

Orijinal ismi Tutto Mark olan, 1966 yılında ortaya çıkmış ve yine İtalyan yapımı Kaptan Swing, 1700'lerde Kırmızı Urbalılar olarak bilinen İngiliz güçlerine karşı ayaklanan Amerikan kolonilerinin hikayesini anlatır. Bunlardan biri de Ontario Kalesi civarında örgütlenmiş olan Kaptan Swing'in yönetimindeki Ontario Kurtları'dır. Swing'in en yakınları köpeği Puik, arkadaşı Mister Blöf, bir Kızılderili olan Gamlı Baykuş ve Swing'e yanık, kalenin aşçısı güzel Betty'dir.

Mister No

Mister No da İtalya'da yaratılmıştır. İlk serüveni 1975’de yayınlanmıştır.

Mister No; dürüst, samimi, alkol ve güzel kadın düşkünü, tembelliği seven bir kişiliğe sahiptir.

II. Dünya Savaşı'na Amerikan hava kuvvetlerinde savaş pilotu olarak katılan, Mister No (asıl adıyla Jerome Drake Junior) savaş sonrası prototip bir hippi olarak, Brezilya'nın Manaus kentine yerleşmiş ve bir Pırpır satın alıp turist rehberliği yapmaya başlamıştır. Küçük uçağıyla Amazon Nehri üzerinde turist gezdirerek hayatını kazanmaktadır. SS takma adlı (asıl adı Otto Kruger) turist rehberliği yapan Alman bir arkadaşı vardır.

Olaylar Amazon nehri boyunca Brezilya, Kolombiya, Guyana gibi ülkelerde geçer. Kahramanımızın Karayip Denizi'nde dolanıp Haiti'ye, hatta Asya'ya dahi uzanmışlığı vardır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra 1948-1950 yılları arası konu edilse de araba modelleri, kostümler, diyaloglarda geçen bazı kelimeler gibi detaylar, Vietnam Savaşı sonrasından izler de taşımaktadır.

Ölümsüz Ruh Kızılmaske Fantom

Gerçek adı Kit Walker olan, bizim Fantom ya da Kızılmaske olarak bildiğimiz kahramanımız; 1936 yılında, ABD’de Lee Falk tarafından yaratıldı. Lee Falk aynı zamanda Mandrake’nin de yaratıcısıydı.

400 yıl önce gemisi korsanların saldırısına uğrayan genç bir adam, Bengali sahillerinin ıssız bir köşesinde karaya çıktı. Onu pigmeler buldular ve iyileştirdiler. Genç adam, babasının katilinin kafatası üstüne yemin eder: Bütün hayatımı korsanlık, haksızlık ve zalimlikle savaşmaya adıyorum. Oğullarım da benim yolumdan gidecek...

Tüm denizciler ve yerliler Kızılmaske'yi ölümsüz sanmakta ve hatta ondan 'Ölümsüz Ruh' diye bahsetmektedirler. Adı ormanda bir efsanedir ve bu efsaneyle ilgili olarak;

"Ormanda sadece Fantom diye seslenin. O sizi bulur!

Fantom on kaplan gücündedir...

Fantom herkesle anladığı dilden konuşur... 

Fantom'un yüzünü gören ölür” rivayetleri vardır.

Bengal sahillerinde Pigmelerin bulup büyüttüğü Fantom, yerini kimsenin bilmediği kafatası mağarasında yaşar. Yüzüğündeki kurukafa simgesi, yumruğunu yiyenlerin suratına yerleşir ve asla geçmez. Atı Kahraman ve kurdu Şeytan ile maceralara koşar. 

Aklımızdan ve kalbimizden çıkmayan, başta gelen diğer kahramanlarımız; 

Mister No, Teks, Jeriko, Alaska, Kinowa, Tenten, Gordon, Judas, Tom Brax, Tarzan, Zembla, Mandrake, Red Kit (Lucky Luke) ve bizden; Tarkan, Kara Murat, Karaoğlan, Yüzbaşı Volkan’dır.

Superman, Batman ve Conan; bizi terk etmediler ama artık bizimle sadece sinemada buluşuyorlar.

Gerçekten de bizim çocukluğumuzun İtalyan çizgi romanları, bize daha bizdendiler. İtalyan çizgi romanlarındaki kahramanlar, Superman, Batman, Örümcek Adam, Kızılmaske Fantom, Conan gibi Amerikan çizgi roman kahramanlarının aksine daha insani figürlerdi. 

Amerikan çizgi roman kahramanları süper kahraman sınıfına girerken, İtalyan çizgi roman kahramanları süper güçlere sahip olmayan kahramanlardı. Hata yaparlar, yanlış davranabilirlerdi, kısaca daha gerçekçiydiler. Örneğin Mister No; sarhoş olur, dayak yer, parasız kalır, ancak en olumsuz koşullarda dahi savunduğu ilkelerinden asla ödün vermezdi.

Mister No’nun bu özellikleri bize de çok uygun düşüyordu, bunlar; sanki kendimizi daha özdeşleştirebildiğimiz hayal kahramanlarımızdı. 

Sonuç: Çocukluğumuzun çizgi roman kahramanları şimdi neredeler? 

Daha da içselleştirdiğimizde göremediğimiz ama hissettiğimiz aslında veya muhtemelen şuydu: “Çocukluğumuzdaki çizgi roman kahramanlarımız, aslında bizleri hiçbir zaman terk etmemişlerdi. O kahramanlar, gönlümüzdeki saklı odalarında inzivaya çekilmişler, rollerini ise; bizlere devretmişlerdi. Şimdi o kahramanlar; sevenlerimiz için, bizlerdik.”

Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Tüm Makaleler

  • 13.04.2024
  • Süre : 4 dk
  • 3919 kez okundu

Google Ads