Site İçi Arama

kultur-sanat

Kayan Yıldızlar

Metin Uca, bir Köksal Engür, bir Seda Fettahoğlu, bir Yılmaz Gruda, bir Can Gürzap, bir Tanju Tuncel, bir Cevdet Arıkan, bir Rana Cabbar… ve daha niceleri, uçup gittiler işte her biri kayan yıldız olarak.

Yıldızlardan devam.

Gelin bugün de kayan yıldızlardan bahsedelim biraz, ama gökyüzündekilerden değil, sanat dünyamızdakilerden.

***

Ferhan Şensoy’un bir oyununa denk geldim YouTube’da geçenlerde.

“Felek Bir Gün Salakken”. Dağ başına sessiz ve sakin bir otele gidip bir şeyler yazmayı düşünmüş bir yazarı oynuyor oyunda Ferhan Şensoy. Sürekli eşi ile telefonda konuşmaları falan. 

Oyun tek kişilik bir oyun aslında ama bir ara seyirciden birini de oyuna katıyor Ferhan Şensoy.

Rahmetli oldukça zeki bir tiyatro sanatçısıydı, oyunlarını da kendi yazardı. Nur içinde yatsın.

Özlemişim, oturdum keyifle izledim oyunu.

***

Sonra aklıma bu sene yiten yıldızlar geldi.

Erkin baba mesela, üniversite yıllarımızda ne çok severdik onun şarkılarını dinlemeyi, ben halen daha dinlerim, hatta Rusya’da Kastroma diye bir şehirde bir işimiz vardı, oraya yataklı trenle gitmek en uygun yolculuk şekliydi. Yolda internet de çekmez doğru dürüst. Gece boyu telefonda yüklü müzikleri dinlerdim, en çok da onun albümleri vardır telefonda.

Erkin Koray müzik dünyasının devlerinden biriydi. Onu da anmış olalım, nur içinde yatsın.

***

Kayan yıldızlar deyip Özkan Uğur’u anmamak olur mu?

MFÖ! Efsane müzik grubu!

Hepsi çok değerli, ama Özkan Uğur’un yeri başka.

Halen daha gözümün önünde o sevimli hali.

Sesi ve müziği bir yana, sevgili Cem Yılmaz ile çektiği filmlerin de yeri başkadır benim için, o filmlerin her biri harikadır. O da çok değerli bir sanatçı olduğunu ispat etmiştir tüm bu aleme.

Erken terk etti bizi gerçi, çok da üzdü. Nur içinde yatsın.

***

Sonra Nurhan Damcıoğlu!

Çocukluğumdan beri sahnelerin neşeli kantocusu, kantonun ne olduğunu onun sayesinde öğrenmiştim. Kanto basit bir müzik değildir. 

Daha önce bir yazımda daha detaylı yazmıştım Damcıoğlu’nun kantolarını.

Bence tam bir yıldızdı Nurhan Damcıoğlu Türkiye’nin üzerinde pırıl pırıl parıldayan.

Çok özleyeceğim onu, o da nurlar içinde yatsın.

***

Sonra bir Metin Uca, bir Köksal Engür, bir Seda Fettahoğlu, bir Yılmaz Gruda, bir Can Gürzap, bir Tanju Tuncel, bir Cevdet Arıkan, bir Rana Cabbar… ve daha niceleri, uçup gittiler işte her biri kayan yıldız olarak.

Müzik dünyasından bir Burhan Çaçan mesela, ne güzel sesi vardı, ne güzel türkü okurdu.

Bir Nuri Kaçtaş (Nuri Sesigüzel), onun da sesi çok güzeldi mesela.

Tüm bu yıldızlar ve daha niceleri kaydılar gittiler bu sene. Hepsi nurlar içinde yatsınlar.

Daha önce kayan bir yıldız olsa da Neşet Ertaş’ı da anmadan geçemeyeceğim.

***

Hiçbiri bu dünyada hayatlarını boşu boşuna harcamamış bu yıldızların. 

Hepsinin ardında bıraktıkları güzel eserleri var. Günümüzün dijital kayıt imkanları ile bu eserleri ve kendileri ölümsüz oldular. Sonsuza kadar kayıtlarda yaşayacaklar. Ömrümüz olduğunca da bizlerin hafızalarında yerleri dolmayacak.

Biz inşaat mühendisleri için de gurur duyduğumuz yapıtlar yaptığımız olabiliyor, ancak bir sanatçının ardında bıraktıklarının değeri bambaşka, inşaat mühendislerini yaptıkları ile anımsayan olmuyor genellikle.

Bizi yaptığımız binalara bile sokmuyorlar işverenler binaları teslim aldıktan sonra, bırakın tek tek biz çalışanları hatırlamalarını, mimarını bile bilmez hiç kimse birçok binanın.

Üstelik bir de yaptığınız fabrika, sanayi yapısı, ya da konut gibi alelade bir şeyse, kesin kimsenin umurunda olmazsınız.

Mimar olacaksınız ve ünlü bir yapı yapacaksınız da, eh işte, o zaman mimarların bir şansı oluyor yaptıkları eserlerle anılmak için. 

Ama o da öyle ülke çapında değil, ilgililerinin takip ettiği ortamlarda sadece.

Koskoca Osmanlı’nın 600 yıl hüküm sürdüğü imparatorluk yıllarından bile akıllarda kalan bir tek Mimar Sinan olmuş. 

Yani mimar olmanın bile pek bir kıymeti var diyemem bu dünyada.

Ancak sanatçı olmak bambaşka bir şey!

***

İşte o yüzden sanatçıların yaşamları özel yaşamlardır. 

İşte o yüzden sanatçıların siyaset üstü olmaları gerekir ve topluma örnek birer kişi olarak yaşamaları öncelikli olmalıdır.

İşte o yüzden bizim de sanatçılarımıza sahip çıkmamız gerekir.

Zor durumda olan, belki de bu ekonomik şartlarda geçim sıkıntısı çeken nice sanatçılarımız var. Onlara sahip çıkalım.

Sanatçılar birliği var, biliyorum, ancak bu birlik de bildiğim kadarıyla siyasi görüşlerine göre kutuplaşmış durumda.

Yapmayın, yazıktır. Siyaset üstü olun ki, bu toplum sizleri sadece duruşunuz ve sanatınız ile hatırlasın.

Sonuçta sanatçı olmak başka bir şeydir!

Her biri gökyüzünde pırıl pırıl parıldayan yıldızdır sanatçılar.

Kayan yaldızlara selam olsun buradan diyerek bitireyim yazıyı.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 03.01.2024
  • Süre : 3 dk
  • 928 kez okundu

Google Ads