Sosyal Medya Bizi, Bizden Daha İyi Tanıyor
Karabağ operasyonuyla ilgili kim ne düşünüyor, ne planlıyor, politologların görüşlerini dinleyeyim. Evet, bu arada Rusya’da bu tür derin konuların uzmanları vardır, bizdeki gibi her konuda görüş beyan etmezler bunlar, sadece kendi bildikleri konularda yorum yaparlar ve bu kişilere politolog denir.
Bir süredir daçada biraz meşgulüm. Doğrusu yıllardır bitiremediğim bir inşaat faaliyeti içerisindeyim. Bu sene elektriği de bağlayınca biraz faaliyetleri artırayım dedim, ancak gerçekten zorlu bir çaba oluyor benimkisi, yapacak o kadar çok şey var ki, akşama kadar gerçekten çok yorucu bir çaba sonucunda yorgun argın daha önce akşamları hazırladığım yazılarıma da bir süre ara vermek zorunda kaldım.
Neyse, ilk aşamada yapabileceklerim bittiği için eve dönüp biraz dinleneyim istedim. Biraz dinlendikten sonra havalar elverdiğince tekrar gidip bir şeyler daha yapacağım sanırım.
Bu arada eve geldiğimde YouTube’u açıp bir bakayım dedim, neler olmuş bu arada Türkiye’de. YouTube biliyorsunuzdur, ilgi duyduğunuz konuları öncelikli olarak ekrana getiriyor.
Ekranda ilk karşıma çıkan Barbaros Şansal’dan flaş açıklamalar. İlgimi çekti mi? Doğrusunu isterseniz o kadar yorgunum ki, şu anda hiç merak etmiyorum neler açıklamış Barbaros Şansal. Belki bakarım bir ara.
Ardından gelen konu Dücane Cündioğlu’nun YouTube söyleşisi, dindar bilince ilişkin çözümlemeler. Evet, bir süredir eski de olsa Cündioğlu’nun söyleşilerini dinliyorum. Felsefi konulara derinlemesine değiniyor ve eski bir dindar kişi olarak söyleşilerinde konuları derinlemesine irdeliyor. Özellikle günün yorgunluğu sonrasında söyleşilerini dinlemek beni biraz olsun rahatlatıyor. Geç vakitte açıp bu konuyu da dinlerim belki.
Devamındaki konu İngilizce bir kovboy filmi. Kovboy filmlerini seviyorum zaten, daha önce de yazmıştım. Fırsat buldukça izlerim eski kovboy filmlerini. Orijinalini izlemek daha keyifli oluyor. Ama şimdi değil, şimdi daha çok Türkiye gündeminde neler olmuş ben daçada yoğun çalışma içindeyken, bu konular daha çok ilgimi çekiyor.
Ancak maalesef YouTube henüz Türkiye gündemi ile ilgili bir video önermemiş izlemem için. Yaklaşık bir haftadır izlemediğim için olacak, sıradaki önerdiği video sevgili Celal Şengör’ün evrende her şey parçalanacak adlı videosu.
Bu konuyu daha önce ben de yazmıştım zaten. Entropi ve neticede büyük durgunluk. Belki bir ara açıp bakarım, ama şimdi çok ilgimi çekmedi bu konu.
Bakın arada Nejat Uygur’dan bir video önermiş, haydi eyvallah adlı tiyatro oyunu. Nejat Uygur’u rahmetli, pek izlemem aslında, ancak tiyatro oyunlarını sevdiğim için bir de buna bak demek istiyor muhtemelen.
Bir sonraki video önerisi ise Profesör Doktor Ahmet Arslan’ın bir söyleşisi. Ahmet Arslan da görüşlerine değer verdiğim bir kişi, onun söyleşileri de oldukça derin konular içeriyor. Belki daha sonra bakarım bu söyleşisine de.
Bakın nihayet Türkiye gündemine geldik. Deniz Zeyrek ve İsmail Saymaz’ın Sözcü TV’deki Zor Soru adlı programı. Açıp baktım biraz. Sevgili Uğur Dündar’ın da konuk olduğu bir program.
İstanbul’u sular seller götürdüğü için Deniz Zeyrek program sunuculuğu için İstanbul’a inememiş ve gerisin geriye uçağı Ankara’ya dönmüş.
Sahi ne olacak bu İstanbul’un Yağmurlardaki sel basması sorunu? Bir türlü halledemediler sel basma sorununu. Tabii İstanbul gibi çarpık bir yapılanma olan bir megapolde ne yapsan kar etmiyor. Baştan büyük yanlışlar yapılmış, düzeltmesi kolay değil.
Konu Ayhan Bora Kaplan. Sahi bu aralar mafya lideri Ayhan Bora Kaplan’ın yurt dışına çıkarken yakalanması büyük olay olmuştu değil mi? Şimdi de anladığım kadarıyla onun itirafları ve eski iç işleri bakanı Soylu ile bağlantıları gündemde anladığım kadarıyla.
Bence bir göz korkutma operasyonu bu konu, yine bir şekilde duruma el koyan büyüklerimiz olayı kapatırlar, olur biter. Bence çok uzatmazlar bu konuyu. Rahat durun, yoksa başınıza bunlar gelir diye bir göz dağı verme işi bu, daha ötesi değil. Bekleyip göreceğiz. Türkiye’nin çivisi çoktan çıktı zaten, ortalık mafya babası kaynıyor.
Programın devamında konu her zaman olduğu gibi CHP’ye geliyor. Kim ne demiş ne yapmış, değişimciler, Kemal Kılıçdaroğlu’cular… hiç çekemiyorum bu konuları. Kimin eli kimin cebinde doğrusu anlaşılır gibi değil. İnsanda haysiyet olur değil mi? Efendi gibi bunca sene denedim, olmuyor işte, demek ki bir şeyler yanlış gidiyor, buyursun benden daha iyi yapacak olan gelsin der insan. Ama yok, muhalefet koltuğu da olsa demek ki konforlu bir koltuk o koltuk, bir kere oturan kalkmak istemiyor nedense.
Önemli değil, kavga ederler ve bir şekilde olacak olan olur.
Bu arada İstanbul’u elden kaybetmeseler, hiç olmazsa İstanbul şimdilik emin ellerde diye düşünüyorum. Gerçi bu gidişle bu karışıklık içinde elde tutmaları çok da kolay olmayacak gibi.
***
Biz YouTube ekranından devam edelim. Bizi bizden daha iyi tanıyor artık bu yapay zekalar.
Sözcü TV canlı yayınına be dersin demiş YouTube. Evet, açıldığından beri özellikle sabah programlarında Sözcü TV izliyorum. Sevgili Ebru Baki’yi Habertürk’teyken de izlerdim. Şimdi bu saatte gerek yok, sabah bakarım.
Sora da Rusça bir video var, Albert Einstein’ın görelilik teorisini anlatan bir video. Daha ne kadar izleyeceğim bu konuyu, zaten hemen hemen tüm videoları izledim bu konuda. Halen daha aklımda sorular olsa da, bir de Rusçasına gerek yok sanırım.
Bir sonraki video İngilizce öğrenme videosu. Bazı geceler özellikle bir hikâye ile İngilizce öğreten videoları dinliyorum, burada çok pratik tapma şansı olmadığı için hikâye de ilgimi çekerse dinlemesi keyifli oluyor. Sanırım o yüzden YouTube bu hikâyeyi de öneri listesine almış. Little Women, belki gece geç vakit açıp dinlerim.
Geldik sıradaki videoya. Erkekler voleybol highlights. Japonya Finlandiya. Voleybolu seviyorum. Hanımların başarısı sonrasında sıra erkeklerde. Bunlar zaten maç özetleri oluyor. Göz gezdirmekte fayda var.
Bir sonraki video Flue TV, Habersizler. Bakın bu programı da seviyorum. Gerçekten matrak oluyor bu program.
Sırada ekonomi programı var, enflasyon rekora koşacak diyor bir uzman. Ekonomi programları gün içinde takip ettiğim programlar.
Magazin Hattı sıradaki program. Magazinsiz olmaz, kim nerede kiminle ne yapmış önemli değil mi?
Sahi ne oldu şu Altın Portakal? Bir klasikleşmiş ve ciddi film ödülleri festivalimiz vardı, ona da el attılar anlaşılan. Jüri başkanı nasıl kıvıracağını şaşırdıydı en son, dansözden beter ettiler galiba. Korkulur vallahi bu iktidardan.
Arada tekrar eden konuları atlıyorum, ama sırada bir de eski bir siyah beyaz Amerikan filmi var. Melek ve Kötü Adam. Özellikle eski filmlerin o sadeliğini ve masumiyetini seviyorum.
Rus filmi de önermiş YouTube, Rus filmlerini de özellikle eski ise izliyorum.
Yine siyaset, Bahçeli Soylu’ya sahip çıktı, Bakan Yerlikaya Bahçeli’ye rağmen kararlı!
Benim grubun konseri de sıraya girmiş, Altın Gün. Türkiye’de pek tanıyanı yok gerçi, ama sevdiğim bir müzik grubu. Hollandalı bas gitaristin kurduğu, modernize edilmiş Türkçe türkü ve Anadolu pop söyleyen bir grup. Solistleri Türk tabii ki.
Can Atalay, gezi davası, ekonomi üzerine bir program sırada. Ne bekliyordunuz ki? Çıkarırlar mı millet vekili de olsa! Diyorum ya, tren çoktan kaçtı. Zevk almaya bakın.
Pelin Batu söyleşileri. Genellikle tarihi konulara değinir sevgili Pelin Batu, bu sefer de dedikodunun kökenine inmiş. Vakit ayırıp izlemeliyim bu videoyu.
Selçuk Bayraktar az önce konuştum’a röportaj vermiş. İyi işler yaptı bu genç yaşına rağmen. Ancak arada bence gereksiz çıkışları oluyor. Bildiği işte fırsatı da varken devam etmesinde fayda var diye düşünüyorum. Gerçi arada pohpohlayalar çok oluyor. Siyasete atılmasını isteyenler de çok galiba. Belki de sadece ağız yoklaması tüm bunlar. Sayın Erdoğan sonrası varislerden biri olarak düşünülüyor sanırım. Yine de kendimden biliyorum, biz mühendislerin kafaları siyasetçiler gibi yanar döner olmuyor. Heves etse de siyasete, bence beceremez.
Arada siyaset programları, Rusça programlar, voleybol söyleşileri, bunları atlıyorum.
Dilan Polat ağlamış! Niye ki? En son tükürmemiş miydi ekranda? Hiç bilmediğim konular. İlgimi de çekmiyor doğrusu. Gemisini yürüten kaptan.
Gülşen İstiklal Marşı okumuş, ortalık karışmış! Bunu da anlamadım. Pek ilgimi de çekmedi doğrusu. Belki bir ara açar bakarım neymiş işin aslı.
Gerisi safsata galiba. Rus programlarda Azerbaycan vardı galiba bir de. Tüm dünya sessiz kaldı değil mi operasyona! Sizce de ilginç değil mi bu durum? Biraz bu konunun üzerine gideyim ve en iyisi. Kim ne düşünüyor, ne planlıyor, politologların görüşlerini dinleyeyim. Evet, bu arada Rusya’da bu tür derin konuların uzmanları vardır, bizdeki gibi her konuda görüş beyan etmezler bunlar, sadece kendi bildikleri konularda yorum yaparlar ve bu kişilere politolog denir.
Kısacası çok da bir şey kaçırmamışım sanki bu arada. Bildik konular çoğunlukla.
Pazartesi günü daha da belli olur yeni haftanın konuları.
Benim için izlemek bir yandan, yazıların konuları daha çok ilgimi çeken konular oluyor. Bence ilgi çeken konulara devam edelim biz.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.