Olağanüstü Hâl ile Geçici Kamulaştırma Yapılabilir mi?
İktidar ile muhalefetin bu konuya bakış açıları ve çözüm metotları oldukça farklı görünüyor. İktidar çok hızlı bir şekilde ben konut yapacağım ve ucuz krediler ile bu konutları size satacağım derken, muhalefetin vaadi ise tüm bu konutların bedelsiz verilmesi gerektiği yönünde.
Benim küçüklüğüm zaman zaman askeri lojmanlarda geçti. Çocukluk anılarım bir yana, belli bir alan içerisinde, korunaklı, içinde çocuk bahçesi olan, ağaçlar içinde bir iç bahçe ile lojman kültürü aslında bugün biraz üzerinde düşününce çok da kötü bir şey değilmiş gibi geliyor bana.
Evet, sanırım halen daha birçok kamu kurumunun lojman uygulaması var.
Belli bir ücret ödense de, çalışanlar için lojman imkanı iyi bir uygulama.
Deprem felaketi yaşanan yerlerde şehirlerin birçoğunun yeniden yapılandırılması zorunlu hale gelmiş durumda.
İktidar ile muhalefetin bu konuya bakış açıları ve çözüm metotları oldukça farklı görünüyor.
İktidar çok hızlı bir şekilde ben konut yapacağım ve ucuz krediler ile bu konutları size satacağım derken, muhalefetin vaadi ise tüm bu konutların bedelsiz verilmesi gerektiği yönünde.
Hangisi seçimleri kazanır ve bu sorun nasıl halledilir şimdilik bilemiyorum. Gönlümden geçenin artık bir değişim olması gerektiğini hiç saklamadım.
Ancak her ikisinin de vaatlerinin ne kadar gerçekçi olduğu konusunda doğrusunu isterseniz biraz aklım karışık.
Her halükârda bu şehirlerin toparlanabilmesi oldukça uzun sürecekmiş gibi geliyor bana.
Gerçekten depremin ilk anlardaki etkisi yanında uzun süreli olumsuz etkileri de oldukça büyük boyutlu olacak gibi.
Bu iş nasıl toparlanabilir diye düşündükçe ihtiyaç olan finansın boyutunu da düşündükçe beni karalar bağlıyor desem yeridir.
İhtiyaç duyulan finansmanın 100 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Tabii bu sadece yıkılan binaların yeniden yapılandırılması ve yollar dahil altyapılar.
Şehirlerin eski düzenine kavuşabilmesi için hem oldukça uzun bir süre gerekecek, hem de bu arada şehirlerin ülke ekonomisine katkılardaki kayıplardan kaynaklanacak zarar bu hesaba dahil değil. Yani depremin sebep olduğu finansal yıkım oldukça büyük.
Bu sürecin kısaltılmasının yolları var mı acaba?
Konu finansmana dayandığı için Dünya Bankası ya da EBRD gibi Avrupa kaynaklı krediler ile bir başlangıç yapılabilir.
Doğal olarak şehirlerin yeniden ayağa kaldırılması için gerekli tüm finansmanın krediler yolu ile bulunabilmesi mümkün değil.
Bu amaçla muhalefetin de önerdiği bir takım finansman metotları var.
Finansman konusunun nasıl çözülebileceğini önümüzdeki günlerde anlayacağız.
Ancak benim aklıma finansman yanında bir de hukuki sorunlar takılıyor.
Düne kadar tapusu elinde olan bir konutun vardı ve bugün yıkılmış durumda. Kamu idarelerine sen bana tapu vermiştin, bu tapuyu vermeden önce de yirmi küsür farklı idareden imza ile bu binayı kontrol etmiştin. Dolayısıyla bina depremde yıkıldıysa sorumlusu sensin diye dava da açsan, bu tür davaların sonuçlanması yıllar alacaktır. Üstelik sonucunun vatandaştan yana çıkacağının garantisi de yok.
Evet, muhalefet hak sahiplerinin hiçbir bedel ödemeden konutlarının devlet tarafından tekrar yapılması gerekir diyor. Finansmanını da devlet karşılasa, tüm bu hukuki sürecin çözüme kavuşması yıllar alır muhtemelen.
Bölgede olağanüstü hâl ilan edilmiş durumda.
Acaba diyorum, olağanüstü hâl şartları altında tüm hak sahiplerinin yıkılmış binaları, hatta binalar yıkılmamış olsa da tüm bu yapılar geçici kamulaştırma yapılarak şehirler yeni şehir planlarına uygun olarak devlet tarafından yapılsa nasıl olur?
Bölgede geçici kamulaştırma yapılabilir mi acaba?
Bu yapılabilirse, bence hukuki süreçlerden kaynaklanan zaman kaybı önlenebilir ve sebebi ne olursa olsun, evinden çıkmak istemeyenler için de bu bir çare olabilir belki de.
Tamam, hukuk diyeceksiniz, ama şehirler yerle bir olmuş. Şu hali ile ikna yolu ile kısa sürede bu şehirlerin tekrar yapılabilmesi o kadar da kolay değil.
Eğer hak sahiplerinin hak kaybı olmayacağının bir şekilde garantisini sağlayacak güvenilir bir mekanizması kurulabilirse, insanlar bu konuya olur verebilir gibi geliyor bana.
Tabii dediğim gibi burada güven ön şart.
Böyle bir mekanizmanın nasıl bir şey olabileceği konusunda inanın şu anda pek bir fikrim yok. Muhtemelen bir takım şehir ileri gelenlerinin de dahil olduğu komisyonlarla, odalarla ve sivil toplum kuruluşları da dahil, devlet bünyesinde kurulacak bölgeye ait bir afet kurumu olabilir.
Ancak emin olduğum bir şey varsa, o da bu işlerde maliyetlerin azaltılabilmesinin bir yolunun da süreden kısılması olduğudur.
Geçici kamulaştırma ise bana bu kaotik ortamda epey bir süre kazandırabilirmiş gibi geliyor.
Yapılan konutlar ise eğer gerçekten finansal sorunlar yeterince çözülemezse, hiç istemiyorum, ama imkânı olanlardan belli bir ödeme ile bedelleri de karşılanabilir.
İmkânı olmayanlar için ise başta yazdığım lojman uygulaması gibi düşük bir işletme bedeli karşılığında, yani bir anlamda kira ile bir süre lojman olarak da kullandırılabilir.
Ardından da hak sahiplerine bu lojmanlar peyderpey dağıtılarak bu konu belki çözülebilir.
Her halükârda bu konunun toparlanması oldukça uzun zaman alacak gibi.
Benimki sadece bir fikir tabii ki! Çeşitli kurumların bir araya gelerek ortak akıl ile insani bir çözüm bulacağına eminim.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla