Kuşkonmaz Cami Çevresinde Gerçekte Ne Oluyor?
Üsküdar’ı bilen bilir, iskelelerden, meydandan Salacak-Harem’e doğru kıyıdan yürürseniz sağda Mimar Sinan’ın ustalık eserlerinden Kuşkonmaz Camisini görürsünüz. Pardon göremezsiniz. Niye mi?
Size bir olay anlatacağım, değerlendirmeyi siz yapın.
Üsküdar’ı bilen bilir, iskelelerden, meydandan Salacak-Harem’e doğru kıyıdan yürürseniz sağda Mimar Sinan’ın ustalık eserlerinden Kuşkonmaz Camisini görürsünüz. Pardon göremezsiniz. Niye mi?
Çünkü bu caminin etrafı bu iktidarın belediyesi döneminde restoran ve kafelerle dolduruldu. Cami bu tesislerin arasında adeta kaybolmuş durumdaydı. Rezalet baraka tipli görüntüler bu tarihi eseri adeta yutmuştu.
Bu bölgenin ticari işletme rantı çok yüksektir. Hem meydana bitişiktir hem de sahil bandındadır ve dünyanın en güzel manzaralarından birine sahiptir. Her zaman kalabalıktır.
Her neyse, İstanbul Büyükşehir Belediyesi planlarında bu restoran ve kafelerin olduğu bölgeler yeşil alan olarak görünüyordu. Yani birileri kamuya ait yeşil alana çökmüş, tesis kurmuş oradan para kazanıyor durumu var.
Ama onlara kızmayalım çünkü bazı belediye ve kamu görevlilerinin peşkeş çektiği çok açık. Sanırım Müslümanın Müslümana yaptığı iyilik kapsamında; eh burası da boş kalmasın, bir işe yarasın diye “tahsis” edilmiştir. Yok canım ne rüşveti, kalbiniz kötülük dolu sizin de...
Bunun üzerine İBB Salacak ve Sarayburnu’nda yaptığı gibi bu tesislerin yıkım sürecini başlattı. Mahkemeler vb. nihayetinde yıkım kararı çıktı.
Ekipler mahkeme kararı ellerinde, iş makineleriyle yıkıma gittiklerinde bir sürprizle karşılaştı. Yıkım yerinin etrafı polis bariyeri ile kapatılmış, polis ekipleri yerleştirilmiş, Şehircilik Bakanlığı ve AKP’li Üsküdar Belediyesi yetkilileri ile bekliyorlardı. Olay nedir diye sordular, “yıkamazsanız” cevabı aldılar.
Olayın özeti şu; devletin bir kurumu elinde mahkeme kararıyla geliyor, kararı icra edecek ama yine devletin kurumları mahkeme kararının icrasını cebren engellemeye çalışıyor, yani devletin kurumları suçu ve suçluyu koruyor. Engellenmeye çalışılan da kamu yararı ve haksız kazanç.
Sonunda gecikmeli de olsa bugün yıkım gerçekleşti. Birileri yıkım ekiplerine silah çekti falan o ayrıntıya girmiyorum.
Seçimlerle ne değişecek diyenler var ya. İşte seçimlerin tam anlamı da bu. Boş verin seccadeyi falan. Ya hukuktan yana taraf olacaksınız ya da eşkıyadan. Kamu gücünü arkasına almış bazı çete tipi oluşumları ve haksız kazanç elde eden asalakları tasfiye etmenin tek yolu seçimlerdir. Halk yeter artık diyor, muhaliflerin söylemi; yıllardır süren ve artık elini cebinde hissettiği harami düzenine karşı çıkmak.
Eee iktidar giderse çetelerin ve maaşa bağladığı bazı kamu görevlilerinin ekmeği kesilecek, menfaati zedelenecek, bu bozuk düzenden besleneler bağırmayacak da kim bağıracak?
Peki 14 Mayıs günü kuru gürültüye pabuç bırakacak mıyız?
Sonuç, ya hukuk devleti vardır, ya da eşkıya düzeni, ikisinin ortası yoktur.