Anadolu'da İlk Tank Savaşı: 1402 Ankara Savaşı
Timur'un iki büyük savaşı onun komutanlık dehasını tanımlamada örnek gösteriliyor: Hindistan Seferi ve Osmanlılarla yaptığı Ankara Savaşı, Timur’un kesin zaferle biten savaşları olarak öne çıkarılıyor.
Çoğu tarihçi ve siyasi lidere göre Türk tarihinin en büyük komutanı olarak Timur gösteriliyor. Zira Timur, yaşadığı hayat boyunca hiçbir savaş kaybetmeyen ve çağın en büyük siyasi oluşumlardan biri olan Osmanlı Devleti'ni bile Ankara Savaşı'yla mağlup edebilen Timur'un hayret verici taktik yeteneği onun komutanlık dehasında yatıyor. Çıkacağı Çin seferinin hazırlıkları tamamlanmak üzereyken 69 yaşındayken hayata veda eden Emir Timur öldüğü vakit, devletinin sınırları Delhi'den, Bursa'ya, Arap Yarımadası'ndan, İrtiş Nehrine kadar uzanan çok geniş bir coğrafyayı kaplıyordu. Bu ayrıntı önemli çünkü; o dönemde Batılı devletlerden çok daha güçlü orduları olan Doğudaki büyük devletlerle savaşan Timur, sınırlarını güçsüz rakipleriyle savaşarak genişletmedi. Bilakis kendi döneminde güçleri tüm dünyaca bilinen, dünyayı titreten devletlerle savaşarak bu geniş topraklara hükmedebildi.
Timur cihangirdi; İslam’ı yaymayı amaçlıyordu. Türk soyundandır ama kendisi eşinin Moğol prensesi olduğunu ileri sürerdi ki doğruydu. Cengiz Han soyunun devamı olduğunu ısrarla belirtmiş, bu yüzden de kendini emir ve küregen (gürgan) damat unvanlarıyla anmış bir hükümdardı.
Timur'un iki büyük savaşı onun komutanlık dehasını tanımlamada örnek gösteriliyor: Hindistan Seferi ve Osmanlılarla yaptığı Ankara Savaşı, Timur’un kesin zaferle biten savaşları olarak öne çıkarılıyor.
Timur Hindistan'ı nasıl fethetti? Hindistan Tanklarını (Fillerini) Nasıl Yok Etti?
Timur'un en büyük seferlerinden biri olan Hint seferi esasında onun ne kadar büyük bir komutan olduğunu tam anlamıyla gösteriyor. Semerkant'dan Hindistan yarımadasında bulunan Delhi'ye doğru ordularıyla sefere çıkan Timur, kendisinin önüne çıkan ve Hindistan seferinden alıkoymak isteyen diğer ordularla savaşarak Hindistan’a doğru dolu dizgin ilerledi. Araziler, çöller aşan Timur ordusuyla birlikte tam bin 600 km yol alarak Hindistan’a ulaştı. Savaş meydanında ise Timur'u bekleyen en büyük tehlike hem Hint ordusunun kalabalıklığı hem de bu orduda bulunan ve Timur’un pek alışık olmadığı fillerin bir savaş aracı olarak kullanılmasıydı. Adeta günümüzün tanklarını andırırcasına filler savaş meydanında tank gibi duruyorlardı. Fillere karşı normal askerin, süvarilerin yapabileceği pek bir şey yok gibi gözüküyordu. Hint tankları Timur'un ordusunu ezip geçecek gibiyidi.
Bu yeni savaş aracından çekinmeyen Timur'un filleri devre dışı bırakmak için getirdiği çözüm ise savaş meydanlarında eşine az rastlanır bir yöntem olarak tarihteki yerini aldı. Önce Ordusundaki develerin birbirlerine zincirlenmesini ve develerin üstlerine tutuşturulacak malzemeler konulmasını sağladı. Fillerin saldırmasına yakın develeri yakma emri veren Timur, yanan develeri de hücum etmekte olan fillerin üstüne yolladı. Can havliyle yanarak fillere doğru zincirlenmiş bir şekilde koşan develer, filleri ürkütmeyi başardı. Ateşten korkan filler geriye dönerek kaçmaya çalıştılar ve böylece arkalarında beklemekte olan Hint ordusunun yaya askerlerinin çoğunu ezip geçtiler. Bu sırada ordusuna hücum emri veren Timur da geriye kalan şaşkın, çaresiz Hint askerlerini kılıçtan geçirerek Hindistan'ın fethini sağlayan o büyük zaferi kazandı.
Ankara Savaşı, Anadolu İlk Kez Tank (Fil) Kulllanılan Savaş
Tüm tarihçilerin söylediği bir laf vardır: Ankara Savaşı daha meydana gelmeden sonuç belli olmuştur! Bunun sebebi esasında Timur'un Osmanlı ordularını beklemeden önce gerçekleştirdiği bir taktiğe dayanıyor. Yıldım Beyazıt ve ordusu Ankara'ya ulaştığında, Timur ordusunu iki kola ayırmayı tercih etmişti. Bir bölümü Tokat’ta kalan Timur Ordusunun büyükçe bir bölümü, başlarında Timur’un kendisi olduğu halde, Kayseri’ye konuşlandırıldı. Yıldırım'ın savaş sistemini önceden bilen ve Osmanlı ordusuna yönelik istihbarat alan Timur, Osmanlı Ordusunun kendi kontrolünde ikiye bölünmesi için bu hareketi yapmıştı.
Yıldırım Beyazıt, Timur'un ordularını Tokat üzerinden Ankara 'ya beklerken; Timur'un Ankara'ya Kayseri üzerinden inerek Ankara’yı kuşatması Yıldırım ve askerleri üzerinde paniğe neden oldu. Halihazırda coğrafyadaki su kaynaklarını da iyi kullanamayan Osmanlı Ordusu, Yıldırım'ın verdiği emirle Temmuz sıcağında Ankara'ya doğru yürümek zorunda kaldı. Ordunun yorgun ve sayıca az olması, Osmanlı'yı bir savunma savaşı yapmaya zorluyordu. Fakat Timur'un Ankara'ya daha erken gelerek şehri kuşatması, Yıldırım'ın şehri Timur’un elinden kurtarmak için taarruz emri vermesine sebebiyet verdi. İki taraf da savaşın gerçekleşeceği Çubuk Ovası'na geldiklerinde ise bir yanda Yıldırım'ın tüm hatalarını kullanan Timur, diğer yanda ise yorgun ordusuyla Beyazıt savaş meydanındaydı.
Daha önce gerçekleştirdiği Hindistan Seferi’nde filleri keşfeden Timur, Ordusuna filleri kazandırmıştı. Osmanlının karşısına filleri de sürdü. Savaş içerisinde Osmanlı ordusu belki de ilk ve son kez fillere karşı bir harekât yürüttü. Fillerin taarruzlarını en sonunda durdurabilen Osmanlı Ordusu çok fazla sayıda askerini kaybetmişti. Savaş sırasında Rumeli ve Yeniçeri birlikleri haricindeki tüm ordu birliklerinin Timur safına geçmesi de Yıldırım'ı çaresiz bırakan nedenler bir tanesiydi. Tabii bunda savaş öncesinde bu birliklerle anlaşan Timur'un ciddi bir payının olduğu sonradan ortaya çıkmıştı.
Yaptığı ön hazırlıklarla girdiği her savaşı önceden kazanmasını bilen Timur'un iyi bir ajan teşkilatı mevcuttu. Onun disiplinli ve titiz yapısı savaşların kısa sürmesini sağlıyordu. Sırp ve Yeniçeri birlikleriyle Timur'a karşı savaş veren Yıldırım en sonunda esir edildi. Savaş sırasında ise İsa Çelebi, Süleyman Çelebi, Mustafa Çelebi ve Mehmet Çelebi gibi şehzadeler kuşatmayı yararak kaçmayı başardılar. Timur'un görüleceği üzere savaş başlamadan savaşı kazandıran dehası Ankara Savaşı'nın da bir gün içerisinde sonuçlanmasını sağlamıştı. Öte yandan Osmanlı'nın fethedemediğini İzmir'i de kısa sürede ele geçiren Timur'un en büyük olumlu özelliklerinden birisi ise askeri dehasını bilim ve kültür adamı karakteriyle birleştirebilmesinde yatıyordu!
Bu savaştan sonra Osmanlı Fetret Devrine girmiş, beylikler arasında iç çatışmalar başlamış ve uzun bir süre devam etmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han, Osmanlıyı tekrar muhteşem günlerine döndüren insandır. Tekrar onunla Fetihler ve Yükselme başlamıştır. Fatih bu Ankara Savaşı’ndan kendine önemli dersler çıkarmış, Timur’dan öğrendiği savaş taktik ve tekniklerinden İstanbul’un fethi esnasında yararlanmasını bilmiştir.
Günümüzde tanklar, fillerin yerini almıştır. Türkistan hâkimi Emir Timur, 1405 yılının 18 Şubat’ında Çin Seferi’ne hazırlanmaktayken vefat etmiştir. 1402 Ankara Savaşı’ndan sonra esir ettiği Bayezid Han’ın hemen arkasından kendisi de ölmüştür. Yenen de, yenilen de eninde sonunda ölüme yenilmiştir.