Clausewitz’in Doruk Noktası Kavramının Rusya-Ukrayna Savaşına Uyarlanması
“Savaşta kardeşlerimizin ve çocuklarımızın çıkarlarını heyecanlı kişilerden ziyade soğukkanlı kişilere teslim etmeyi tercih etmeliyiz. Akıllı olmak, sadece çok fazla algılama yeteneğine sahip olmak değil, en güçlü duyguların karşısında dengeyi koruyabilmektir.”
Clausewitz Harp Üzerine Kitabında Ne Anlatıyor:
Askerlikle, taktikle, stratejiyle ilgilenenlerin Alman Generali Carl von Clausewitz’in 1816-1830 yılları arasında yazdığı ama ilk baskısının ölümünden sonra 1832 yılında yayımlandığı meşhur Harp Üzerine (On War) kitabını bilmeyen yoktur. Askeri düşünce tarihinde önemli bir yer tutan bu eser alanında bir klasik sayılabilir. Kitap, savaşın esaslarının askeri tarih ve faaliyetlerin de değerlendirilerek ele alındığı ve her düzeye uyarlanabilecek ilk eserdir. Harp Üzerine isimli kitap sekiz bölümden oluşur. İlk bölüm “savaşın doğası”, ikinci bölüm “savaş teorisi” ile ilgilidir. Üçüncü bölümde “strateji”, dördüncü bölümde “muharebe” anlatılır.
Beş ve altıncı bölümler sırasıyla “askeri kuvvetler” ve “savunma”ya ayrılmıştır. Son iki kitap ise “taarruz” ve “savaş” planlarına ayrılmıştır. Her ne kadar taktik uygulamalar günümüzde pek çok farklılık gösterse de Harp Üzerine’nin bir bütün olarak savaş teorisini ve saha uygulamasını ele alan bir başyapıt olarak günümüzde de savaşlara farklı bir bakış açısı sunabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Savaşın Ana Gayesi Nedir?
Clausewitz; “Savaş devlet politikasının başka bir araç ile devamından başka bir şey değildir” derken savaşın politik amacı ve araçlar arasındaki ilişkiyi en açık şekilde ortaya koymuştur. Clausewitz’e göre savaşın ana gayesi düşman ordusunu imha ederek, düşman ülkenin savaşma azim ve iradesini kırmak suretiyle düşmanı politik hedefleri kabul ettirecek seviyeye getirmektir.
Kitapta pek çok teorik tartışma konusu da bulunmaktadır. Günümüzde harp prensipleri adını verdiğimiz prensipleri derli toplu olarak ilk kez Clausewitz dile getirmiştir. Kitabın genel değerlendirmesi, teorik tartışmalar, saha uygulamaları da ele alınırsa bu sayfalara sığmayacak kadar geniş olacaktır. Bu yazımızda sadece Clausewitz’in taarruz ve savunma üzerine düşüncelerinden bahsedeceğiz ve en yüksek nokta (doruk noktası) kavramını inceleyerek halihazırda sürmekte olan Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında değerlendirmelerde bulunacağız.
Clausewitz Yaklaşımına Göre Doruk Noktası Kavramı:
Clausewitz’e göre taarruz ve savunma arasında diyalektik bir ilişki mevcuttur. Stratejik taarruz bir sonuca ulaşamazsa, ileri hamlenin kendi kendini yok etmesi kaçınılmazdır. Süre ilerledikçe taarruz edenin maddi ve moral kaynaklarından bazıları artsa da genellikle taarruz eden kendi kendini zayıflatmaya mahkumdur. Taarruz edenin “doruk noktasının” ötesinde bir inişi vardır ve inişin şiddeti ileri hamleninkinden çok fazladır. Hareketin ilerleyişi devam ettiği sürece, taarruz eden taraf denge sınırının dışına doğru kayar gider.
Savunmanın bir avantajı vardır: Sahip olmak. Clausewitz savunmayı “savaşın daha güçlü bir tipi” olarak tanımlar. Taarruz eden her ne kadar ilk hareketi yapsa da savunan “son sözü” söylemenin bütün avantajlarına sahiptir. Normal olarak bizler taarruz edenin bu ilk hareket avantajıyla inisiyatifi elinde tuttuğunu savaşın yeri ve zamanını belirleyebilme avantajına, dolayısıyla baskın etkisine sahip olduğunu düşünürüz ama Clausewitz’e göre bu taktik seviyede önemlidir, stratejik seviyede daha az önemsenir. Clausewitz “korumak, ele geçirmekten daha kolaydır” derken savunma yapanın siyasi sempati görmesinden, kendi ülkesini savunanların moral avantajlarından da bahseder.
Rusya Ukrayna Savaşında Doruk Noktasına Ulaşıldı mı?
Bu teorik açıklamalar kapsamında Rusya Ukrayna savaşını ele alacak olursak cevabını bulmamız gereken en önemli soru, savaşın doruk noktasına ulaşılıp ulaşılmadığı olacaktır. Rusya Ukrayna Savası 24 Şubat 2022 tarihinde, Moskova saatiyle sabahın altısı civarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna'nın askerden ve Nazizm'den arındırılmasını talep ettiği önceden kaydedilmiş açıklamasının yayımlanmasından dakikalar sonra Kiev yakınları da dahil olmak üzere Ukrayna genelindeki noktalara füze saldırıları başlamıştır.
Savaşın başlangıcından itibaren yaklaşık bir buçuk ay geçti ancak Rusya henüz stratejik bir avantaj sağlamış durumda değil. Savaşın şiddeti zaman zaman arttı. Özellikle ikinci haftada eşzamanlı olarak Kiev çevresinin kuşatılması, Harkiv’e ve Maripoul saldırıları bir noktada Rusya’nın savaşı kazandığı yönünde izlenim verdi. Ukrayna hükümetinin Kiev’den tahliyesi bile konuşuldu. İşte bu noktada Calusewitz’in bahsettiği en yüksek noktaya yani doruk noktasına ulaşıldığını değerlendiriyorum. Gelinen gün itibariyle Rusya’nın taarruz hızının düşmeye başladı, geri çekilmeler başladı. Sanki Calusewitz’in doruk noktası teorisi bir kez daha ispatlanıyor.
Doruk Noktasına Ulaşıldıysa, Bundan Sonra Ne Olacak?
Peki ne olacak? Clausewitz’ten okuyalım. “Faydasız masraf, yıkıcı masraftır. Taarruz eden taraf savunma yapmaya başladığında taarruz edenin “güçlü biçimi” pek çok avantajını yitirir. Savunma yapan taarruz edene amacına ulaşmasının mümkün olmadığını gösterme şansı elde etmiştir. Belki de “şimşek gibi inen intikam kılıcının” ele alınacağı zaman gelmiştir. Diğer taraftan Clausewitz bu noktada fazla tedbirin şansı yok edeceğini ancak cüretkarlığın da felakete sürükleyebileceğini söyleyerek liderliğin (generaller) önem kazandığı safhaya işaret eder.
Satranç Tahtasındaki Muhtemel Hamleler:
Bu bir satranç oyunu ise hamle sırası Ukrayna liderliğinde yani Zelenski’dedir. Calusewitz kitabında Prusya veliahdına mantığa dayalı kahramanca kararlar vermesi tavsiyesinde bulunmuştur.
Aynı öğütleri Zelenski için de tekrarlayabiliriz. “Savaşta kardeşlerimizin ve çocuklarımızın çıkarlarını heyecanlı kişilerden ziyade soğukkanlı kişilere teslim etmeyi tercih etmeliyiz. Akıllı olmak, sadece çok fazla algılama yeteneğine sahip olmak değil, en güçlü duyguların karşısında dengeyi koruyabilmektir.”