Site İçi Arama

savunma

İncirlik’teki Hava Üssü’nün İsmi Neden Ana Jet Üs Komutanlığı Olarak Değiştirildi?

15 Temmuz 2016 sonrasında yapılan yeni düzenlemeler ile 5’inci Ana Jet Üs Komutanlığı/Merzifon’da konuşlu 152’nci Muharip Jet Filo Komutanlığının (F-16 filosu) daimi görev yeri İncirlik olarak değiştirildi.

1954 yılında açılan Adana’nın İncirlik bölgesindeki Hava Üssü, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı üslerinden biridir, üzerindeki tüm tesislerle birlikte mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti devletine aittir. Avrupa'da taktik nükleer silahlar bulunduran altı NATO üssünden biridir. 18 Nisan 2024 itibariyle bu üssün ismi değiştirildi. 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı olarak bilinen ve Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki KC-135R Yakıt İkmal Uçaklarının konuşlu bulunduğu İncirlik üssünün ismi ‘10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı’ olarak değiştirildi. Bu isim değişikliğine giden süreci anlatmakta, bu üssün kuruluş yıllarından itibaren Türk-Amerikan ilişkilerine kadar uzanan gelişmelere değinmekte yarar görüyorum. 

ABD’nin Küresel Üs Politikasının Türkiye’deki Yıldızı ‘İncirlik Hava Üssü’ Nasıl Doğdu?

Soğuk Savaş sırasında geçerli olan Amerikan yaklaşımına göre, ülke dışındaki askeri üslerin dört işlevi bulunmaktaydı. Bunlar, ABD açısından önemli görülen bölgelerde konvansiyonel askeri gücün konumlanması, gerekirse nükleer savaş için hazır olunmasını sağlayacak altyapının kriz bölgelerine yakın noktalarda inşa edilmesi, herhangi bir müttefik ülkeye karşı olası bir saldırıya ABD’nin karşılık vereceğinin ortaya konması ve son olarak da Amerikan gücünün tüm dünyada Amerikan hegemonyasını kabul edecek şekilde gösterilmesi olarak belirlenmişti. 

Soğuk Savaş sonrasında ise Amerikan üsleri için biçilen rol, caydırıcılığı sağlamak, kilit bölgelerde bulunan Amerikan ve müttefik ülke askerlerinin harbe hazırlık eğitim faaliyetlerini kesintisiz devam ettirmelerini temin etmek, krizlere hızlı ve etkin bir şekilde müdahale edebilmek, güç projeksiyonunu destekleyecek harekât ve lojistik altyapısını ayakta tutabilmek ve ihtiyaç duyulduğu an kuvvetleri yeniden organize edebilecek şekilde mevcut kapasiteyi korumaktı.

Günümüzde NATO’nun genişleme sürecinde görüldüğü üzere, örgüte yeni üyelerin dahil edilmesi Amerika’nın askeri varlığını yaymak için ABD’nin elini kolaylaştıran bir rol oynuyordu. Aday ülkeler, NATO üyelik süreçlerine paralel olarak Amerikan üslerine ev sahipliği yapmaya başladılar. 

Türkiye’nin NATO’ya üye olmak için çaba harcadığı 1950’lerin başında, Pentagon da Türkiye’nin güneyindeki Adana bölgesinin Amerikan bombardıman uçaklarının konuşlandırılması maksadına uygun bir yer olduğunu, burasının ideal bir mevki olarak ABD’nin küresel çıkarlarına hizmet edebilecek üslerden birisi olabileceğini değerlendiriyordu. Adana bölgesi Ortadoğu’nun merkezine yakınlığı yanında, iklim koşullarının da tüm yıl için uçuşa elverişli olmasıyla dikkat çekiyordu. ‘Düşman’ Sovyetlerden ise sadece 1.600 km. uzaklıkta olan Adana’da bir hava üssünün inşa edilmesinin, pek çok yönden fayda sağlayacağı hesaplanıyordu. 

Aynı dönemde, 1947 yılında devreye giren Truman Doktrinin uzantısı olarak başlatılan Amerikan askeri yardımlarıyla Türk Hava Kuvvetlerine ait birçok meydanın jet harekâtına elverişli altyapıya kavuşturulması kararlaştırıldı. Bandırma, Balıkesir, Diyarbakır, Kayseri, Eskişehir, Afyon gibi şehirlerdeki hava meydanları modernize edilirken, Amerikan tarafının telkiniyle, İncirlik’te de bir hava meydanı inşa edilmesine karar verildi. Nitekim dönemin Türk Hükümetinin oluruyla, 22 Mayıs 1951 tarihinde İncirlik’teki meydanın da inşaatına başlandı.

Türkiye; 15 Şubat 1952 tarihinde gerçekleşen NATO üyeliğinin ardından, bütün üyeler tarafından imzalanmış olan NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesini (Status of Forces Agreement-SOFA) 25 Ağustos 1952 tarihinde imzalandı. Bu sözleşme ile ABD’nin Türkiye’de askeri üsler ve tesisler kurması ve askeri personel bulundurması hem kabul edilmiş hem de bunların tabi olacakları kurallar da belirlenmiş oluyordu. Takiben, Türk topraklarında çok sayıda Amerikan tesisi ve istasyonu inşa edildi. 

Bu yıllarda bunların hepsine Türk kamuoyunca ‘Amerikan Üssü’ denilmekle birlikte esasında tamamıyla mülkiyeti ve kullanımı Türkiye’ye ait olan milli askeri tesislerdi. Oysaki ABD ile yapılan antlaşmalar; Türkiye’deki tesislerin, üslerin Amerikan kuvvetlerince kullanımı için bazı imtiyazlar sağlamakla sınırlıydı. Bu kapsamda İncirlik Hava Üssü’nün Amerikalılar tarafından kullanımına ilişkin imtiyazlar 23 Haziran 1954 tarihinde ABD ile Türkiye arasında imzalanan Askeri Tesisler Antlaşması ile tanımlandı. Bu antlaşmaya İncirlik üssünün ulusal üs olma özelliği korundu. 

Türk Hava Kuvvetleri, 6 Aralık 1954 tarihinden itibaren bu hava üssünde kurduğu ‘Atış Bombardıman Okul Komutanlığı’ çatısı altında eğitim faaliyetlerine başladı. Bu okulun komutanı, aynı zamanda İncirlik Tesis Komutanı olarak da görevlendirildi. Bu yıllardan itibaren özellikle Konya ve Diyarbakır konuşlu Türk Hava Kuvvetleri filoları zaman zaman İncirlik’e intikal ederek, buradaki altyapıdan yararlanmak suretiyle harbe hazırlık ihtiyaçları doğrultusundaki atış eğitimlerini icra etmeye devam ettiler. Sonraki yıllarda, Kıbrıs Krizlerinde ve 1974 Kıbrıs Harekâtı esnasında Türk filoları bu üsse intikal ederek doğrudan görev yaptılar. Üs’deki Amerikan varlığı hiçbir şekilde bu harekatların yapılmasının önünde bir engel teşkil etmedi. Bununla birlikte Amerika tarafının büyük oranda kullanımında olan bu üs, halk arasında ‘Amerikan Üssü’ olarak anılmaya başlandı. Gerçekte Türkiye hiçbir zaman bu üssü Amerikalılara devretmemişti. Sadece ikili antlaşmalar çerçevesinde kullanım imtiyazları verilmişti. Verilen bu imtiyazlardan yine ikili antlaşmalar doğrultusunda, diğer NATO üyesi ülkeler de yararlanabiliyorlardı. 

Sonuçta Türkiye’nin NATO’ya üyelik pazarlığının bir sonucu olarak, 1951 baharında Adana’da inşaatına başlanan İncirlik Üssü, Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD için bölgenin en önemli hava üslerinden biri oldu. Sovyetlere yakınlığı, Ortadoğu’ya hâkim bir mevkiye sahip olması, iklim koşullarının yılın her döneminde uçuşa elverişli olması, kara ve demiryolları bağlantılarının bulunması, Türkiye’nin en büyük limanlarından biri olan Mersin limanına yakın olması gibi faktörler İncirlik’in stratejik açıdan hep önemli görülmesine hizmet etti. Türkiye’deki Amerikan askeri gücünün sembolü olarak görüldü. Haliyle İncirlik her zaman ABD’nin bölgesel hesaplarında kritik bir konuma sahip oldu. İstihbarattan eğitim faaliyetlerine, lojistik merkez olmanın yanı sıra ileri harekât üssü işlevi görmesine kadar pek çok fonksiyonu yerine getirdi. Türkiye’deki Amerikan askeri varlığıyla özdeş tutuldu.

İncirlik’te Mevcut Durum Nedir?

Bugün İncirlik Hava Üssü; ABD’nin dünyada kullanmakta olduğu en büyük 13 askeri üs arasında yer alıyor. Türkiye’de görev yapmakta olan 1.600 Amerikan askerinin yaklaşık 1.500 kadarı İncirlik Üssü’ndedir. İncirlik’in statüsü, 1969 yılında imzalanan OSİA (Ortak Savunma İşbirliği Antlaşması) ve daha sonra 1980 yılında imzalanan SEİA (Savunma Ekonomik İşbirliği Antlaşması) kapsamında ABD kullanımına tahsis edilmiş Türk Silahlı Kuvvetlerine ait bir hava üssüdür. 

Bu kapsamda üssün ABD kullanımına verildiği ilk yıldan itibaren genellikle Albay rütbesinde bir Türk Komutan görevlendirmesi yapılarak, Amerikalılarla askeri ilişkilerin karşılıklı denklik esasına göre yürütülmesinin yanı sıra Türkiye’nin üssün kontrolünü elinde bulundurması da amaçlandı. 

1994 yılında Türk Hava Kuvvetlerinin envanterine katılan 7 adet KC-135R havadan yakıt ikmal tanker uçağının İncirlik’te konuşlandırılmasına karar verildi. Bu çerçevede, bu uçakların görev yaptığı filonun ismi, “101’inci HYİ Tanker Filo Komutanlığı” olarak belirlendi. İncirlik Hava Üssü de “10’uncu Tanker Üs Komutanlığı” isimlendirmesiyle komutanlık karargâhı Diyarbakır’da olan 2’nci Taktik Hava Kuvveti Komutanlığına bağlandı. 

5 Eylül 2007 tarihinde saat 22.30’da İsrail’in güneyindeki iki farklı askeri üs’ten havalanan uçaklar, Akdeniz ve Türkiye-Suriye sınırı paralel bir profil (alçak irtifa) uçuşuyla kat ederek, Şam’ın 450 kilometre kuzeydoğusunda, El Kubar’daki ‘nükleer’ tesise yönelik bir hava operasyonu düzenledi. Bu arada, Türk sınırı da ihlal edilmiş ve boşalan yakıt tankları, muhtemelen planlı bir şekilde geri dönüş rotasında Türk topraklarına bırakılmıştı (jettison edilmişti). Bu durumdan rahatsız olan Türkiye, akabinde Gaziantep’in Oğuzeli meydanına F-16 intikal ettirmek suretiyle sınır boyunca benzer bir ihlalin yaşanma ihtimaline karşı önleyici tedbir alma yoluna gitti. Sonrasında bu görev kalıcı hale getirildi ve Diyarbakır, Malatya (Erhaç) ve İncirlik kalkışlı görev kolları, dönüşümlü olarak hava devriyesi görevlerini yapmaya devam ettiler.

Yine 2011 yılında patlak veren Arap Baharı ile birlikte Türkiye’nin güneyinde yer alan Suriye toprakları savaşan tarafların çatışma alanına dönüştü. Bu gerginlik ortamında Türkiye sınır güvenliğini artırmak için bölgede devriye uçuşlarının sayısını artırma yoluna gitti. Türk Hava Kuvvetleri, sınıra yakın noktalarda yeni askeri konuşlandırmalar (radar ve hava savunma sistemleri dahil) gerçekleştirdi. Bu arada 22 Haziran 2012 tarihinde, mevcut ve yeni radar sistemlerinin test edilmesi maksadıyla Malatya’daki 7. Ana Jet Üs Komutanlığı'ndan kalkış yapan 173. Filo'ya ait bir adet RF-4E Phantom keşif uçağı, tek başına, silahsız ve tanıtma sistemi açık olarak Akdeniz üzerinde uçarken, Hatay'ın güneyinde, Suriye'nin Lazkiye kentinin 8 mil açığında Suriye tarafının herhangi bir ihtar/ikaz vermeden açtığı ateş sonucu düşürüldü, iki pilotumuz şehit oldu. 

Bu hadisenin sonrasında Türk Hava Kuvvetleri muharip filolarının dönüşümlü olarak İncirlik’te konuşlandırılmasına, İncirlik kalkışlı olarak 7/24 esasına göre hava devriye görevlendirmelerinin yapılmasına karar verildi. Aynı dönemde Türk tarafı, Suriye ile ortak sınır bölgesine ilişkin angajman kurallarını da değiştirdi. Suriye topraklarından Türk topraklarına ve karasularına izinsiz girecek askeri vasıtaların ‘düşman’ olarak görüleceği, ateş açılacağı ilan edildi. Nitekim değişen angajman kuralları kapsamında 24 Kasım 2015 tarihinde saat 09.20 civarında Hatay bölgesinden Türk topraklarına giriş yapan Rusya'ya ait bir adet Su-24 savaş uçağı, Türk F-16’sı tarafından hava hava füze atışıyla düşürüldü.

Türk Hava Kuvvetlerine ait muharip filoların geçici görevlendirmelerle İncirlik konuşlu görev yapmaya devam etti. 15 Temmuz 2016 sonrasında yapılan yeni düzenlemeler ile 5’inci Ana Jet Üs Komutanlığı/Merzifon’da konuşlu 152’nci Muharip Jet Filo Komutanlığının (F-16 filosu) daimi görev yeri İncirlik olarak değiştirildi. Böylece 101’inci Tanker Filo Komutanlığı ile birlikte 152’nci Filo Komutanlığının da 2016 yılından itibaren İncirlik’te konuşlandırıldı. Ancak isim yönüyle üssün ‘Tanker Üs’ statüsü korundu. 

Geçtiğimiz günlerde yapılan son değişiklikle birlikte, Hava Kuvvetlerinde jet uçaklarının bulunduğu diğer üslere benzer şekilde İncirlik Üssü’nün isminin değiştirilmesi, bütünlük ve ortak terminoloji yönüyle uygun ve yerinde bir karar oldu. Esasında bu değişiklik 2016 yılında 152’nci Filo Komutanlığının İncirlik’e daimî konuş kararı ile birlikte fiilen gerçekleşmişti. 

Bu arada şunu da belirtmek gerekir. Bir hava üssünün statüsü sadece geleneksel bir isimlendirmeden ibarettir. Türk Hava Kuvvetleri açısından hava üsleri arasında teşkilat, malzeme ve kadro planlamaları yönüyle hiçbir fark yoktur. Hava Üsleri birbirine denk statüye sahiptir. Hava Üslerine, Pilot Tuğgeneraller arasından Komutan ataması yapılır. İncirlik’te Birinci Körfez Savaşıyla birlikte geçici görevlendirmelerle, 1994 yılından itibaren atamalarla her zaman Tuğgeneral rütbesinde bir personelin Komutan olarak görev yapması sağlandı. Amerikan tarafı da Tuğgeneral rütbesindeki bir personelle temsil edildi. İncirlik Hava Üssü’nde birlikte görev yapan Türk ve Amerikan Tuğgeneralleri, birbirlerine astlık-üstlük bağlantısı olmadan, antlaşmalar ve görev tanımları çerçevesinde kendi ülkelerinin menfaatlerini gözetecek şekilde birlikte görev yapmaya devam etmektedirler.

Sonuç

Adana İncirlik’te bulunan 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’nın ismi, ‘10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı’ olarak değiştirildi. 1989 yılında F-5 uçaklarında eğitim aldığım dönemde ve sonrasında F-16 uçaklarında havadan yakıt ikmal eğitimleri kapsamında bulunduğum 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığının Soğuk Savaş’ın bitimiyle birlikte zaman içerisinde değişimine uzaktan şahit oldum. 1989 yılında bir Amerikan hava üssü görüntüsüne sahip bu üsse en son 2013 yılında görevli olarak gittiğimde, artık neredeyse sıradan bir Türk Hava Kuvvetleri Ana Jet Üssü görüntüsüne sahip olmaya başladığına şahitlik etmiştim. Geçtiğimiz hafta resmen yapılan isim değişikliğinin gerçekte yıllar önce 152’nci Muharip Jet Filo Komutanlığının bu üsse konuşuyla birlikte fiilen yapıldığını biliyorum. Esasında 2016 yılı sonlarına doğru yapılması gereken bu isim değişikliğinin geç de olsa yapılmasını anlamlı ve isabetli buluyorum. 

Kaynakça

“İncirlik Ana Jet Üssü oldu: MSB’den kritik değişiklik”, SavunmaSanayiST.com, 18 Nisan 2024, https://www.savunmasanayist.com/kirimda-konuslu-s-400-bataryasi-imha-edildi/

Selin M. Bölme. (2012). “İncirlik Üssü, ABD’nin Üs Politikası ve Türkiye”, İletişim Yayınları, İstanbul

Hüseyin Fazla. (2022). 1952’den 2023’e NATO ve Türkiye”, Nobel Yayınları, Ankara

Hüseyin Fazla. “Türk-İsrail İlişkisini Erdoğan Politikaları mı Kesintiye Uğrattı?” STRASAM, 19 Ocak 2022, https://strasam.org/analiz-ve-raporlar/analiz/turk-israil-iliskisini-erdogan-politikalari-mi-kesintiye-ugratti-460

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 22.04.2024
  • Süre : 5 dk
  • 1167 kez okundu

Google Ads