İsrail batağa mı çekiliyor?
Rusya’yı Ukrayna’ya iten gizli el, yetinmemiş olacak ki, İsrail’i de Gazze’ye çekiyor. Dengeler yeniden şekilleniyor. Karşılıklı kayıplar ağırlaştıkça, ödünler artacak, baskılara, bombalara dayananlar kazanacak, pes edenler ise kaybedecektir.
Hamas’ın saldırısı sonrası önümüzdeki süreçte müttefikleriyle birlikte İsrail, tüm Ortadoğu’yu hop oturup hop kaldıracaktır demiştik.
Öyle de oldu.
İsrail, hava taarruzlarıyla Gazze’de taş üstünde taş bırakmama niyetinde; sivil ölümler artmakta, gidişat iyi değil. Üstelik İsrail, sadece Hamas’ı değil, kuzeyde Hizbullah’ı da havadan vuruyor.
Operasyonlarına uluslararası arenadan güçlü tepki gelmemesinden ve hatta örtülü destekten faydalanan İsrail, Gazze’de hastane vuruyor; çoğu hasta, kadın, çocuk 500 kişiyi gözünü kırpmadan öldürüyor. Durum, git gide daha vahim hale geliyor.
Gazze’de hava taarruzlarının devamı olarak beklenen kara harekâtı için geri sayım sürerken, bölgedeki tansiyonun daha da artması, taşların iyice yerinden oynaması artık çok daha muhtemeldir. İsrail’in yaralı kurt gibi sağa sola saldırması, sert gücünü umarsızca kullanması, çevresini yakıp yıkmasına sebep oluyor. Putin’in en sevilmez lider olma şampiyonluğunu, Netenyahu devralıyor. Burada tıpkı Rusya’nın Ukrayna’da batağa çekilmesi gibi İsrail’i de bekleyen büyük bir tehlikenin var olduğunu vurgulayalım.
7 Ekim’de bisikletlerle, paramotorlarla, neredeyse terlikleriyle İsrail’e giren ve onlarca insanı öldüren, yaralayan ve rehin alan Hamas, sonrasında İsrail’in Gazze’yi dümdüz edeceğini öngörmüştür herhalde. Bir askeri için bir mahalleyi yıkmakta tereddüt etmeyen, uluslararası hukuku tanımayan İsrail’in, Hamas’ın yaptığı bu büyük organize eyleme karşı Gazze’yi yerle bir edeceği belliydi. O zaman, Hamas’ın buna göre bir tedbir alması da muhtemeldir. Peki Hamas’ın alabileceği tedbir ne olabilir?
İsrail ile Hamas’ın gücü karşılaştırılabilecek tarzda değil. Aralarında büyük bir güç dengesizliği var. Dolayısıyla bu karşılaştırmadaki asimetrik güç, yani Hamas, simetrik mücadeleye girmez. Düşmanını kendi güçlü olduğu yere çeker çünkü başka çaresi yoktur. İsrail ordusunu Gazze’ye, oradaki tünellere, tuzaklara çekmek ve göğüs göğüse muharebe ile düşmanı imha etmek, Hamas’ın bu savaşı başlatırken aldığı kararının maksadı olabilir. İsrail ordusu ve istihbaratı bu tuzağın farkında mıdır bilinmez ama İsrail içeride ve dışarıda yerle bir olmuş itibarını düzelteyim derken, ordusunun en kıymetli ekiplerini Gazze’de kaybedebilir; bu da Ortadoğu’da dengelerin iyice değişmesine sebep olabilir. Çünkü ordusu zayıflamış bir İsrail, geçmişte yaşattıkları ve halen devam eden husumet ve sorunlar sebebiyle birçok Arap ve Ortadoğu devletini aniden karşısında görebilir.
Belki de İsrail, Gazze’ye kara harekâtına başladığı zaman başına neler gelebileceğini bildiğinden, bu operasyonu erteliyor. Meskûn mahallerde muharebeye girmeye çekiniyor, haksız da değil. Çünkü meskûn mahal muharebesi çok farklıdır, zordur ve büyük zayiat kaçınılmazdır. Gazze’nin altındaki tünelleri ve içindekileri normal savaş kurallarıyla yok etmek de mümkün değil. Kısaca böyle bir operasyon yapmak, her babayiğidin harcı değildir. Bu operasyon başarılı olursa, İsrail’in bozulan itibarı düzelmiş olur ancak başarısız olursa, İsrail ile hesabı olan tüm ülkeler kayıplarını telafi etmek için devreye girebilir ve İsrail’e saldırabilir. ABD’nin mahalle kabadayısı gibi uçak gemisini bölgeye göndermesinin anlamı, İsrail’e sadece Hamas karşısında destek olmak anlamında değildir. Bu davranış, aynı zamanda tüm bölge ülkelerine verilen “Ne Rusya ne Çin burada. Ama bakın hala ben buradayım. Haminiz benim.” manasında bir mesajdır.
Rusya’yı Ukrayna’ya iten gizli el, yetinmemiş olacak ki, İsrail’i de Gazze’ye çekiyor. Dengeler yeniden şekilleniyor. Karşılıklı kayıplar ağırlaştıkça, ödünler artacak, baskılara, bombalara dayananlar kazanacak, pes edenler ise kaybedecektir.