Site İçi Arama

savunma

Karadeniz Üzerinde Uçarken Şehit Olan Kara Yağız Delikanlı Hava Pilot Üsteğmen İsmail Düz

En büyük isteklerimden biri hayat arkadaşım sevdiğim kişi olsun, diğeri de Beşiktaş hep şampiyon olsun.

İsmail’le 1988 yılında Hava Harp Okulu'ndan beraber mezun olduk. Devre arkadaşım İsmail, İşletme bölümünde okumuştu. İşletmecilikten pek anlamazdı ama zaman zaman bizleri nüktedan kişiliğiyle işletmeyi de çok severdi. Takındığı ciddi tavrının arkasında şaka mı yapıyor, ciddi mi söylüyor anlamamıza imkân olmazdı. Aslında onu anlamak da belki anlatmak da bir o kadar zordu. O da en güzeli ben kendimi anlatayım demişti Hava Harp Okulu andacını hazırladığımız dönemde. "1323 numaralı İsmail Düz’ü en iyi kendim anlatabilirim size!" diyerek aşağıdaki satırları karalayıvermişti:

“Hacı Bektaş Veli: “eline, diline, beline sahip ol” derken herhalde bunu benim için söylememiş. Çünkü çoğu zaman dilime sahip olamadım. Sesli düşünmemek için önce saçlarımı döktüm, midemi deldim, sonra da nihayet önce sağlık deyip sürdürdüm sesli düşünme alışkanlığımı. Çoğu şeyi içime atmak ters geldi, kendimden bir şeyler kaybederim düşüncesiyle gem vurdum fikirlerime. Kaybettiğim ise hafta sonlarım oldu. Sonra, ceza almamayı öğrendim zamanla. Kısacası çok şey öğretti bu Hava Harp Okulu bana… 

Çamlıca’yı seviyorum, İstanbul’a adeta tapıyorum, Beşiktaş’a aşığım, Anneciğime çok düşkünüm. Alışkınım sevmeye, insanları çok sevmemin nedeni de bu alışkanlık olsa gerek. Lâkin insanları hatasız görmek istedim, çok eleştirdim, o yüzden ‘Negatif’ kaldı adım. “Teşbihte hata olmaz” deyip, çaresiz kabullendim Negatif olmayı. Zamanla sevmeye de başladım bu lakabımı ve negatifliğimi...

En büyük isteklerimden biri hayat arkadaşım sevdiğim kişi olsun, diğeri de Beşiktaş hep şampiyon olsun.”

Aslen Giresunlu olan Sevgili İsmail kardeşimiz şehit olduktan sonra, her yıl olmasa da bugüne kadar 6 kez daha şampiyon olan Beşiktaşlıların mutluluğunu 31 yıldır maalesef göremedi. Severek evlendi ama şehit olunca, mutluluğu da çok kısa sürdü rahmetlinin. Bir pilot olarak şehit olsa da, lise yıllarından itibaren olmak istediği askeri pilotluk emeline ulaşmak için bütün gayretini sarf etmiş, sonunda başarmıştı.

İyiliksever, mütevazı ve yardımsever bir genç olarak Kuleli Askerî Lisesi’nde de aynı sıraları kendisiyle paylaşmıştık. İyi bir bilardo oyuncusuydu. Ekseriyetle kendisine yenildiğimiz için, kantinciye ‘ver oradan bir çikolata’ diyerek bizimle alay etmekten, hesabı ödetmekten, öğren de gel demekten acayip zevk alırdı. 

İyi bir Hava Harbiyeliydi ama ders çalışmakla arası nedense pek iyi değildi İsmail Kardeşimin. Ara sıra da olsa, yakalanmamak kaydıyla, kopya çekmeye bayılırdı. Hiç yakalandığını da hatırlamıyorum. Yakalansa da o bir yolunu bulur, ‘kopya çekmemiş’ olurdu. Nitekim bir gün matematik dersinde, dersin hocası sırayla bizi tahtaya kaldırıp, problem çözdürüyordu. İsmail de avucuna alelacele kopya babından bir şeyler yazıp sıra kendisine gelince tahtaya kalktı. Problemi anlamaya, bunun için uğraş vermeye de niyeti yoktu. O tahtada sözde problemi çözüyor ama bu arada avucunda yazdığı çözümü tahtaya yazmaya çalışıyor. Hoca da sıraların arasında dolaşıyor. İsmail’in problemi çözmesini bekliyor. Bu esnada içimizden birisi, muziplik olsun diye, “İsmail kopya çekmesene!” diye fısıldarcasına bir şeyler söyledi. Matematik Hocası önce arkadaşımızın ne dediğini anlamadı ama tahtada bir şeyler karalamakta olan İsmail’e baktı. Avucuna bakarak problemi çözmeye çalıştığını gördü. Doğru tahtaya, yanına gitti. Göster bakayım avucunu dedi. İsmail tabii ki durumu çaktı ama anlamamış gibi ne avucu hocam diyerek kopyanın olmadığı avucunun içini hocaya gösterdi. Hoca onu değil dedikçe, döndü, kopyanın olduğu avucunu göstermek yerine tersten yine boş avucunu gösterdi. Böyle birkaç kez hocayla zıtlaştıkları anda, zil çaldı. İsmail kapıyı açtığı gibi, sınıfı terk edip dışarıya kaçtı. Böylece Matematik Hocası da kopya çektiğini ispatlayacak delili göremeden, rahmetli temize çıkmıştı.

İsmail, 23 Ağustos 1966 tarihinde Giresun’da doğmuştu. İlkokul ve ortaokulu İstanbul’da okuduktan sonra Askeri Lise ve Hava Harp Okulu derken, İstanbul’dan hiç ayrılmadan 30 Ağustos’ta, 1988-154 sicil numaralı Hava Teğmen olarak mezun olduğunda, yıldızlarını bizler gibi omuzuna gururla takmıştı. 

İsmail için artık sıra İzmir’e gidip pilotaj eğitimini başarıyla tamamlamaya gelmişti. 2’nci Ana Jet Uçuş Okul Komutanlığı/Çiğli’de sırasıyla 123 (başlangıç), 122 (temel) ve 121’inci filo (tekâmül) komutanlıklarında jet pilotluğu için eğitim süreçlerinden geçip, 30 Kasım 1989 tarihinde pilot brövesini sol göğsüne taktığında, dünyalar İsmail’in olmuştu. Takiben 5 Mayıs 1990 tarihine kadar bulunduğu 3’üncü Ana Jet Üs Komutanlığı/Konya’da 133’üncü Filo Komutanlığında F-5 savaş uçaklarında harbe hazırlığa geçiş eğitimine tamamlayıp, savaş pilotu olmaya hak kazandı. 

O dönemde bu tür eğitimlerin sonunda mezuniyet töreni yapılır, bu esnada tayin yerleri ve/veya uçak tipleri için kura çekilirdi. Pilotluk biraz da kader, kısmet işi olarak görüldüğünden, genel temayül, kurada hangi uçak çıkarsa, o uçak benim kaderim deyip, o uçak tipinde devam etmek yönünde olurdu. Yine de bazı arkadaşlarımız, kura çekimi öncesinde eğer aralarında anlaşabilirlerse, kura çekiminden sonra kendi istedikleri uçak tipinde veya görev yapmak istedikleri hava üssüne gidebilmek için, çektikleri kağıtları değişirler, böylece herkes istediği yere gitme şansını yakalamış olurdu. Rahmetli İsmail ile aynı dönemde 133’üncü Filo Komutanlığındaki F-5 eğitimini başarıyla tamamlayan arkadaşlarımızdan, şu anda havayolu kaptan pilotu olarak görev yapmakta olan Tanju Altuntecim kura çekimine dair İsmail’le olan anısını şöyle anlatmıştı:

“133’üncü Filodaki eğitim uçuşlarımız, hava şartları, uçuş öğretmeni sayısının azlığı, zorunlu intikaller vb. nedenlerle gecikmeli olarak, hatta eğitim görenlerin dönemleri bile birbirine karışarak tamamlanabilmişti. Takiben kura çekimi için belirlenen tarihte filonun brifing salonunda toplanacaktık. Törene Üs Komutanı da adet olduğu üzere katılacaktı. Salonda yerimizi almış, Komutanı bekliyorduk. Bu esnada da salondaki mezun teğmenler olarak kendi aramızda konuşuyor, bazıları da kura sonucunda istediği uçak tipi (F-104, F-5 veya F-4) çıkmazsa, kendisiyle kura sonucunu değiştirecek birisini ayarlamaya çalışıyorlardı. Hepimiz heyecanlıydık. Herkesin gönlünde ayrı bir aslan yatıyordu. O dönem çoğunlukla arkadaşlarım F-104 uçağına geçmek istediklerini söylüyorlardı. Diğer uçakları isteyen arkadaşlar eğer kurada uçak tipi olarak F-104’ü çekerlerse, kendi istediği uçak tipini çekme ihtimali olanlarla anlaşmaya çalışıyorlardı. Zaman gittikçe daralıyordu. Herkesin ‘eşini’ bulurken, ben ortada kaldığımı hissediyordum. F-104 kurası çekemezsem, mecburen başka bir uçak tipine geçiş yapacaktım ki bu benim için o günkü duygu ve düşüncelerime göre, adeta kâbus demekti. Kimseyi bulamamıştım ve Üs Komutanı gelmekte olduğu için ‘Dikkat!’ komutu verilmişti. Hepimiz ayakta, hazır ol vaziyetinde beklemeye başladık. ‘Ya bana kurada F-104 çıkmazsa’ endişesiyle, arkadaşlarımla birlikte ayakta, oldukça düşünceli bir vaziyette Üs Komutanının içeriye girmesini bekliyordum. Heyecanım doruktaydı. Tam o sırada önümdeki sırada hazır ol vaziyetinde duran Rahmetli İsmail, birden arkasını bana doğru dönüp, “Sana F-5 bana F-104 çıkarsa, seninle değişmeye hazırım, bilmiş ol!” deyiverdi. Bunu duyunca bana acayip bir rahatlamanın geldiğini, sevinçli bir hâl aldığımı hatırlıyorum. Kuralarımızı ikimiz de İsmail’in tahmin ettiği gibi çekmiştik. Ben F-5’i ve İsmail de F-104’ü çekmişti. Ama ne gam. Nasıl olsa değişecektik. Öyle de yaptık. Sonra da tayinlerimiz çıktı. İsmail, 151’inci Filo Komutanlığı/Merzifon’da F-5’te uçmaya devam etti. Ben de çok istediğim 193’üncü Filo (Şahin) Komutanlığına, F-104 tipte harbe hazırlık eğitimine devam etmek için Balıkesir’e gittim. 

Halen İsmail’in kura çekiminde kura torbasından eliyle çektiği ve sonra da sözleştiğimiz üzere benimle değiştirdiği “193 Filo hayırlı olsun” kura kağıdını albümümde, kendisinden acı bir hatıra olarak saklamaya devam ediyorum. Ruhu şad olsun kardeşimin!”

İsmail çok istediği F-5A uçaklarında uçuş hayatına devam etmek için bulunduğu Merzifon’da 151’inci Filo Komutanlığında görev yapmaya başladı. Artık tecrübeli bir pilottu. Deniz üzeri önleme eğitimi için 12 Kasım 1992 tarihinde Merzifon’dan kalkış yaptı. Ancak, Karadeniz üzerinde 10579 kuyruk numaralı F-5A uçağıyla uçarken, uçağının Sinop açıklarında denize düşmesi sonucunda şehit oldu. Ebediyete uçtu.

İsmail Düz kardeşimiz, şimdi Edirnekapı Şehitliğindeki ebedi istirahatgâhında dinleniyor. Bugün saat 13.00’te İstanbul’da bulunan birkaç devre arkadaşımız biz kardeşleri adına kendisini mezarı başında ziyaret edecekler. Kendisini böylece mezarı başında anmış olacağız. İsmail’in adı, memleketi Giresun Çamoluk’ta bulunan “Şehit Pilot Üsteğmen İsmail Düz Caddesi”nde yaşıyor. Olur da o caddeyi kullanırsanız, kardeşim İsmail’in ruhuna bir Fatiha okumayı ihmal etmeyin lütfen. Ruhu şad olsun.

Dr. Hüseyin Fazla
Dr. Hüseyin Fazla
Tüm Makaleler

  • 12.11.2023
  • Süre : 5 dk
  • 3803 kez okundu

Google Ads