Site İçi Arama

savunma

Putin Ukrayna’da Nükleer Silah Kullanacak Mı?

Olasılıklar:

Soğuk savaş günlerinden şu ana kadar oluşturulan dehşet dengesi, insanların düşünüş ve anlayışını da derinden etkilemiştir. Özellikle Birleşmiş Milletler yapısı kurulduktan sonra, bir ülkenin bir diğer ülkeyi keyfi olarak ve tek başına işgal edememesi gibi ön kabuller bunun bir parçasıdır. Elbette soğuk savaş sırasında da yakın çağda da birçok savaş yaşanmıştır. Bununla birlikte yaşanan tüm savaşlarda bir tarafın bile olsa uluslararası meşruiyet, haklılık ve en azından iş birliği arayışında olduğunu görürüz.

Açıkçası Rusya-Ukrayna savaşı bu açıdan oldukça enteresan bir ilki temsil etmektedir. Dolayısıyla bu harbin sonucu her ne olursa olsun, söz konusu ön kabulün yıkıldığı söylenebilir.

Tüm Savaş Kabulleri Yıkılıyor:

Elbette Sovyetler Birliği ve NATO dengesinden günümüze miras kalan birçok başka ön kabul de mevcuttur. Fakat tüm bunların arasında biri öne çıkar. Bu da bir savaşta "Nükleer Silahların Kullanımı" konusudur. Bu hususta birkaç farklı faktör öne çıkmaktadır.

Bunlardan birincisi Sovyetlerin dağılması sonrasında nükleer silah envanterinden vazgeçen Ukrayna'nın durumudur. Zira şu açıkça görünen bir gerçektir. Ukrayna nükleer silaha sahip olsaydı, Rusya asla böylesi bir harekata cesaret edemezdi. Yani nükleer silahlar yeni ve köklü bir güvenlik boyutu olarak birçok ülke tarafından öncelenebilir. Bu süreç sebebiyle de konvansiyonel olmayan silah yarışı yani, zincirleme nükleerizasyon yayılma etkisi gözlemlenebilir.

Bir başka ön kabul de, savaşlarda herhangi bir tarafın nükleer silah kullanamayacağı ön kabulüdür. Zira soğuk savaştan günümüze kalan oyun teorisi ve nükleer futbol yaklaşımlarında bir tırmanma öngörülmektedir. Yani tek bir nükleer başlık kullanımı bile, zincirleme bir etkiyle küresel bir felakete hatta yok oluşa yol açabilecektir.

Ruslar Taktik Nükleer Başlıklı Silahlarını Kullanabilir:

Acaba günümüzün en sıcak konusu olan Rusya-Ukrayna savaşı bu husustaki ön kabulü de yıkmak için kullanılabilir mi? Bu soruya herkes farklı cevap verecektir. Fakat kanaatim odur ki belirli bir süreç zarfında açık bir askeri zafer yakalayamazlarsa Ruslar, "stratejik olmayan" nükleer envanterini kullanacaktır. Zira bu savaş sırasında uğradıkları direkt ve dolaylı kayıplar, bir nükleer silaha maruz kalma seviyesinden bile yüksektir.

Rusların sadece savaşın ilk günlerinde ortaya koyduğu nükleer hazırlık seviyesini yükseltme emri değil, bu yönde başka emareleri gösterdiklerine şahit oluyoruz. Örneğin NBC yani nükleer, biyolojik ve kimyasal savaş kapsamında sıklıkla Ukrayna'daki biyolojik laboratuarları göz önüne sunmak istemesi. Ukrayna'nın nükleer silahlarından vazgeçmiş olsa bile, yeni silahlar ve atım vasıtaları üretebilecek potansiyelde nükleer bilgi birikimine sahip olduğu gerçeğini sıklıkla vurgulaması. Elinde bu savaşı karada kazanabilecek kabiliyette kara gücünün bulunmaması. Karşısındaki halkın toplu direnişini kıracak başka bir faktör kalmaması. En önemlisi de yaşamakta olduğu yeni savaş şeklini anlayacak ve anlamlandıracak kurmay kadrosundan yoksun olması...

Tüm bu faktörler sebebiyle Rusya'nın, Ukrayna topraklarında, tek taraflı bir biçimde, nükleer silah kullanımına baş vuracağı kişisel kanaatimdir.

AB Ülkeleri Nükleer Silah Edinme Yarışına Başlar Mı?

Bunun bir sonraki hamlesinin ise pek beklenmeyen bir alanda gerçekleşeceğini düşünüyorum. Son derece nitelikli insan gücüne ve yeterli teknolojik birikime sahip Almanya, nükleer bir silaha sahip olmak mecburiyetinde kalan bir güç olarak karşımıza çıkabilir. Zaten ülke on yıllardır sivil nükleer reaktörlerinden biriken, askeri ölçüde saflaştırılmış plütonyum'larını, sınırının hemen yanında ve Fransa içinde stoklamaktadır. An itibariyle Almanya nükleer güç sahibi olmaktan oldukça uzak görünebilir. Fakat bu husustaki geleneksel yaklaşımının, Rusya'nın hamlesi sonrasında değişeceği kuvvetle muhtemeldir.

Ukrayna Harbi sadece NATO üyeleri arasında değil, aynı zamanda AB içindeki bağlarını da kuvvetlendirmiş, savunma anlayışını pekiştirmiş ve müttefikler arasındaki safları sıkılaştırmıştır. An itibariyle AB'deki tek nükleer güç Fransa'dır. Bu gücün varlığı bazı ülkeler için yeterli görülebilir. Fakat Almanya, Hollanda, Polonya, Çekya, Finlandiya, İsveç, Norveç vb. birçok diğer ülkeleri tatmin etmekten oldukça uzak kalacaktır. Zira Fransa bu ülkeler için nükleer bir yıkıma yol açmayı göz alabilecek güvenilirlikten oldukça uzaktır. Milli çıkarları adına saf değiştirme ya da pasif kalma potansiyeline sahip olduğu açıktır. Dolayısıyla sadece Fransa'nın nükleer güce sahip olan bir Avrupa Birliği, yakın gelecekte bu durumu kabullenmeyeceğini gösterecektir. Bu noktada Almanya başta olmak üzere birden çok AB ülkesinin nükleer silah edinmek için harekete geçebileceği büyük bir ihtimaldir. Özellikle Alman toplumunun sahip olduğu değerler ve yapı, mecbur olmadıkça bu gücü kullanmayacak bir garantör ülke olarak Almanya’nın AB içinde öne çıkmasına sebep olabilir.

Bu sebeplerledir ki, artan ve ihtimal daha da artacak olan Alman savunma bütçesinin önemli bir kısmının, Füze ve Füze Savunma teknolojileri alanına yoğunlaşması gerekeceği aşikardır.

İran’ın Nükleer Programlarının Yayılma Etkisi:

İran'ın nükleer programlarının yıllardır istikrarla engellenmesinin birçok sebebi mevcuttur. Bununla birlikte batı bakış açısından en önde gelen sebep şudur: Nükleer bir silaha sahip İran, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin de nükleer silahlanmaya gitmesi mecburiyetini beraberinde getirebilir. Böylece zincirleme silahlanma etkisi, Batı ve çıkarları üzerindeki tehdidi kabul edilemez bir ölçüye yükseltebilir. Şimdiyse yıllardır ön almaya çalıştıkları nükleer silahlanma yarışı, hiç ummadıkları Avrupa topraklarından başlayarak yayılmak üzeredir.

Putin Nükleer Silah Kullanabilir mi?

Kısaca, evet diyorum. Putin böyle bir delilik yapmaz diye düşünüyor olabilirsiniz. Halbuki ben belirli bir mantık süreci içerisinde ön kabullerin ve yargıların yıkıldığı, bunun bilinçli bir tercih sonucunda yapıldığı kanaatini taşıyorum. Bu kapsamda nükleer silahların kullanılır hale geldiği ve yaygınlaştığı bir yakın gelecek öngörüyorum.

Serbest Araştırmacı Yazar Aybars MERİÇ
Serbest Araştırmacı Yazar Aybars MERİÇ
Tüm Makaleler

  • 23.03.2022
  • Süre : 5 dk
  • 1604 kez okundu

Google Ads