Putin'e Göre; Ukraynalılar Kimdir? Ukrayna Savaşını Kim Başlattı? Savaş Ne Zaman Bitecek?
Putin, Ukrayna’yı Rus toprağı olarak görüyor. Zira, Ukrayna sözü Rusçada Rusya’nın çevresi, sınırdaki topraklar demektir. Kray sözcüğü kenar, u kray, kenarda, sınırda anlamına geliyor.
Putin Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportajda uzun uzun Ukrayna toprakları ile ilgili tarihi gelişmeleri anlatmış. Carlson’da pek alışkın olmadığı için muhtemelen Rus mantalitesine, oldukça sıkılmış bu söyleşide.
Hatta arada sırada ne ilişkisi var tarihi gerçeklerin bugün Rusya’nın yaptıklarıyla diye araya girmeye çalışsa da, Putin aklındakileri sonuna kadar anlatmakta ısrar etmiş.
***
Evet, nedir Rusların Ukrayna’dan istediği?
Niye Ukrayna’yı Rus toprakları olarak görüyorlar?
Bu sorunun kısa cevabı aslında Ukrayna isminin anlamında yatıyor. Ukrayna sözü Rus dilinde Rusya’nın çevresi demek, sınırlar topraklar. Kray sözcüğü kenar demek, u kray, kenarda, sınırda.
Gerçekten tarihinde Rusya aslında bugünkü Ukrayna sınırları içindeki Kiev şehri prensliğinin baş prenslik olduğu, bizim de zamanında Anadolu’da beylikler halinde yaşadığımız gibi bir düzende yaşıyormuş.
Sonradan bugün Moskova’nın çevresinde kurulmuş birkaç daha eski şehirde yaşayan bugünkü Rus halkı İvan Grozni, yani Dördüncü İvan, batılıların taktıkları adıyla Korkunç İvan’ın gayretleri ile gerçek bir devlet olmuş.
Hatta Rus tarihinde bir de bizim Deli Petro dediğimiz ve gerçekte Rusların Şanlı Petro dedikleri bir çarları var ve bu çar da Rusya’yı bir imparatorluk yapan kişi. Rusya’yı denizlere açmış.
Deli Petro Rusya başkentini zamanında bugünkü San Petersburg şehrine taşımış.
Sonradan tekrar başkent Moskova olmuş.
***
Evet, Putin uzun uzun Rus tarihinin Ukrayna ile ilgili olan kısmını anlatıyor ve Ukrayna Rus toprağıdır diyor. Zamanında Polonyalıların bu toprakları Polonyalılaştırmaya çalıştığını, aralarında uzun savaşlar olduğunu, bugünkü Ukraynaca denilen dilin aslında bir Polonya dili lehçesi olduğunu falan anlatıp duruyor.
Doğru mu söylüyor?
Evet, doğru söylüyor. Tarihi gerçekler böyle.
Hatta Sovyetler Birliği zamanında Ukrayna’nın birliğe bağlı bir devlet olarak kabul edildiğinden falan bahsediyor. Kırım’ın ve bugün Ukrayna’nın doğusundaki yoğunluğu Rus nüfus olan toprakların Ukrayna’ya o günlerde hediye edildiğinden falan bahsediyor.
Tucker Carlson’da tüm bu uzun tarih dersini sıkılarak dinlemek zorunda kalıyor.
Evet, mecburen dinlemek zorundasınızdır Rusları eğer bir konuyu anlayacağız diyorlarsa.
Biz de işveren toplantılarımızda mecburen dinleriz işveren temsilcilerini ne kadar sıkıcı konulardan bahsederlerse bahsetsinler. Uzun uzun anlatmayı sevenler olur Ruslar arasında.
Putin bu kadar tarihsel gelişimden bahsederek bugünkü müdahalesinin kendince gerekçelerini ortaya koymaya çalışıyor.
***
Haksız mıydı peki Rusya müdahalede?
Doğrusunu isterseniz ben savaş karşıtı olan bir karaktere sahibim. Şiddet içeren her türlü müdahaleye karşıyım, insanların, hem de masum insanların bir hiç uğruna ölmesine karşıyım.
O yüzden bence haksızdı.
Ancak yapabileceği başka bir şey var mıydı? İşte bu başka bir soru.
Daha geçen yazdım, bazen iki kötü seçenekten daha az kötü olanını seçmek zorunda kalırız.
O da ya müdahale etmeyerek Amerika’nın biraz daha Rusya’yı sıkıştırmasına göz yumacaktı, ki bu Rusya için tam olarak bir beka sorunudur, ölüm kalım meselesi, ya da istemeye istemeye olsa da, Ukrayna topraklarına girecek ve Amerika’ya dur bakalım burada diyecekti.
Doğal olarak ikinci tercihi seçti, ve girdi Ukrayna’ya.
Bu müdahale Kırım’ın ilhakı gibi bir şey değildi.
Kırım’ın ilhakı Rusya’nın Karadeniz donanmasının bulunduğu Sivastopol şehri ile ilgili bir konuydu. Donanmayı kendi topraklarında bir şehre çekmek yerine Ukrayna topraklarına dahil olan Kırım’ın ilhakı Rusya için daha basit bir operasyondu.
Zaten tarih boyunca Karadeniz’e sahip olmak istiyorsanız Kırım yarımadasının konumu ideal bir konumdur.
Ancak o kadar da zorunda değildi Kırım’ı ilhak etmeye, kendi topraklarında da az da olsa kıyı şeridi vardı.
Olay aslında bir taşla iki kuş vurma olayıydı, böylece hem donanmanın yerini değiştirmek zorunda kalmayacaktı, hem de az miktardaki kıyı şeridini de büyütmüş olacaktı, ve o da Kırım’ı ilhak etmeyi tercih etti.
Ancak Ukrayna müdahalesi farklı!
Bu müdahale eğer sonuçları dünyada bir süre sonra kabul edilir olursa, Amerika’ya dur burada, sınır buraya kadar denilebilecek bir müdahale. Öyle de oldu.
Ruslar her ne kadar insancıl yanları Amerikalılardan daha iyi olsa da, gerektiğinde pire için yorgan yakacak bir karaktere sahipler.
Çok mu güçlü Ruslar?
Ukrayna savaşı gösterdi ki ordu düzenleri beklendiği kadar iyi değil. Silahları da o kadar teknolojik değil.
Esasen Rus ordusu Rusya’nın çok büyük toprakları olduğu için savunma esaslı organize edilmiş bir ordu. Silahları da daha çok savunma amacıyla geliştirilmiş silahlar.
Yani Ukrayna’da Rus ordusu zorlanıyor diyebilirim.
Tüm Avrupa’nın ve Amerika gibi finansal ve askeri güç olarak dev bir ülkenin desteği karşısında, evet, Putin Ukrayna’ya karşı zorlanıyor.
Hatta savaşın ilk günlerinde çok daha fazla zorlandı.
Görünen o ki, ordusu hiç hazır değilmiş böyle bir müdahaleye.
Ordunun pratik savaş tecrübesi yeterli değilmiş.
Aradan geçen bunca sürede bence çok kayıp verse de artık taktiksek olarak çok daha kabiliyetli bir ordusu oldu.
Evet, mühimmat açısından da zorlanıyor. Özellikle de son teknolojik silahlar konusunda oldukça zayıf olduğunu kendisi de anladı.
Yine de boş durmadı bu sürede, teknolojik silah üretimine önem verdi.
Dış destek de buldu. Özellikle Çin teknolojik silah üretiminde gerekli yedek parçayı memnuniyetle tedarik ediyor.
İran’ın da kendince desteği oluyor.
***
Ukrayna da boş durmuyor tabii ki, bir yandan daha çok silah desteği istiyorum diye sesini olabildiğince çok çıkartırken dünya kamuoyuna, bir yandan da kendi imkanları ile silah üretimine uğraşıyor.
Ama Ukrayna’nın da kaybı çok fazla savaşta. Amerikalıların gazına gelip, Avrupa birliği üyesi olacağım, Nato’ya katılacağım hevesleri ile koskoca ülke ne hale geldi!
Bunca insan hayatını kaybetti, halen daha savaş sürüyor ve halen daha insanlar ölüyor bu topraklarda.
Savaş kötü bir şey!
***
Kim kazandı? Kim kaybetti?
Rusya Çin ile yuan ile alışverişe başladı, denge kurulabilir mi bu alışverişte?
Neden olmasın? Rusya enerji zengini, Çin de teknoloji açısından oldukça üstün Rusya’dan.
Rusya verimli topraklara sahip.
Ukrayna bir tahıl ülkesi, ama Rusya da en az Ukrayna kadar çok tahıl üretiyor. Üstelik çok daha fazla toprağı var Ukrayna’dan.
Çin’de milyarlarca beslenmesi gereken insan var, tahılı Rusya’dan alıyor, petrolü Rusya’dan alıyor. Rusya da Çin’den teknolojik ekipman alıyor.
Ticaretleri dengede!
Dengede olan bir ticarette alışverişin hangi para birimi ile yapıldığının bir önemi olur mu?
***
Savaş daha ne kadar sürecek?
Doğrusunu istiyorsanız ben hemen bitmesini tercih ederdim, ama Ruslar çıkmayacak o topraklardan. Çıkarlarsa Rusya diye bir devlet kalmaz ortada. Dağılır!
Ruslar statükoyu severler, zaman her şeyin ilacıdır!
Ukrayna’da statüko kurulacak ve zaman içinde herkes zamanla olduğu konumu kabullenecek.
Belki baharda Ruslar Karadeniz kıyılarına tümüyle sahip olmak için uğraşacaklar, Ukrayna da kaybettiği toprakları geri almak için biraz uğraşacak.
Yine savaş kayıpları olacak, yine bombalar patlayacak, yine savaş ekonomisi yürüyecek.
Ancak öyle ya da böyle taraflar eninde sonunda durumu kabullenmek zorunda kalacaklar.
Statüko kurulacak.
***
Kısacası röportajında Putin’in oldukça keyifli olduğunu gördüm. Bunca insan ölmüş, bunca acı yaşanmış, ama ne fark eder ki?
Herkes istediğini almış durumda. Amerika Rusya’yı biraz hırpalamış durumda, bir yandan da Amerikalı silah tüccarlarının ticareti için imkân yaratılmış durumda.
Rusya kendince Amerika’nın hegemonyasına karşı durabileceğini kanıtlamış durumda, bir yandan da Çin ile ticari ilişkilerini yuan üzerinden geliştirerek Amerika’nın finansal dolar imparatorluğuna bir darbe vurmuş durumda.
Avrupa enerji açığını karşılamak için başka başka çareler arar konumda ve belki de bulmuş durumda.
Gelecekte yine yeni bir teknolojinin pazarlayıcısı olmayı şimdiden garanti etmiş durumda.
Yani tüm dünyanın kendince kazançları var.
Bir tek Ukrayna darmadağın durumda!
***
Biz mi?
Biz her zaman olduğu gibi kaybedenler kulübünün bir üyesiyiz.
Taraflar arasındaki son esir değişimi bile Birleşik Arap Emirliği’nde yapılmış.
Ticareti bile beceremiyoruz Rusya ile.
Bizde dalda limon kalmış, toplayan yok.
Bahçe sahibi istiyorsanız toplayın istediğiniz kadar diyor, toplama ücreti alacağım ücreti karşılamıyor, o yüzden bırakmak zorunda kalıyorum dalında diyor. Zaten keseceğim bu ağaçları diyor.
Pazarcı bulabildiği limonu kilosu 10 liradan satıyor pazarda, Rus parası ile 30 ruble eder.
Burada markette limon Fas’tan geliyor, kilosu olmuş 180 ruble. Daha düne kadar 100 rubleydi.
100 ruble olsa bile Türk parasıyla kilosu 30 liranın üstünde olur. Yani aslında oldukça karlı bir ticaret.
Rusya’ya limon bile satamıyoruz, halbuki ticaret yapılabilecek muhteşem bir pazar Rusya.
Marketlerde bir tane bile Türk malı yok.
Sütaş’ın peyniri vardı düne kadar, Yunan peynirlerinin, Bulgar peynirlerinin hemen yanındaydı. Onlar da kaybolmuş raflardan.
Evet Ruslar beyaz peyniri bile Yunan malı, Bulgar malı zannediyorlar. Beyaz peynir Türk kültürüdür diye Ruslara bile öğretememişiz.
Yoğurt da aynı.
Yani biz kaybedenler kulübü üyesiyiz.
Reyis bırakmış dış ülkelerle ticari ilişkileri geliştirmeyi, meydan meydan dolaşıyor, bu aralar sadece seçim derdine düşmüş.
Ukrayna savaşı Ukrayna’yı bile kazananlar kulübüne sokmasa da bizim kadar zorlamadı.
Ukrayna’nın enflasyonu bile bizden hayli düşük.
Yani biz bu kafayla daha uzun süre kaybedenler kulübünün üyesi olarak kalacağız gibi görünüyor bana.
(Bir tır limon mu getirsem acaba Türkiye’den?)
***
Kısaca böyle işte savaşın son durumu.
Putin memnun, dünya memnun, herkes memnun durumdan.
Ben bile memnunum halimden diyebilirim savaş halinde olan bir memlekette yaşıyor olsam da.
Burada hayat çok daha konforlu. Altyapı çok daha düzgün kurulmuş.
Ya siz?
Siz memnun musunuz halinizden?
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla