Rus tanklarının Ukrayna’da Yaşadığı Sorunlar: Bölüm-2
Herkesi olduğu gibi bizi de şaşırtan ve hayretler içinde bırakan gelişmeler de yaşanıyordu. Bunların en önemlisi, hızla ilerlemesi beklenen Rus zırhlı birliklerinin ana yollar üzerinden hareket etmelerine rağmen bir türlü beklendiği şekilde ilerleyemediğini ve ilk şoku atlatan Ukrayna silahlı kuvvetleri tarafından büyük miktarlarda imha edilmeye başlandığını görmek oldu.
Rus tankları ve zırhlı araçları nasıl vuruluyor?
Rus tankları ve zırhlı araçlarının önce Suriye’de ve sonra da Karabağ’da SİHA’lar, taarruz helikopterleri, yeni nesil tanksavar silahları, mayınlar, EYP’ler ve topçu silahlarıyla vurulduklarını internet ortamında yayınlanan görüntülerle bütün dünya izledi. 2008 yılında Gürcistan’da ve 2014 yılında Kırım’da zırhlı birliklerin 2. Dünya Savaşını hatırlatacak şekilde hızlı darbelerle önemli başarılar kazandıklarını bilindiğinden bu iki bölgede tank ve zırhlı araçların düştüğü durum herkesi hayrete düşürdü.
Bunun üzerine 2008 ve 2014 yıllarının ardından ordularındaki tank ve zırhlı araç sayısını artırmaya çalışan özellikle Rus tehdidini yakından hisseden ülkeler, silahlanma politikalarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldılar. Bu ülkeler, muharebe meydanlarında tank ve zırhlı araçlara en büyük zararı veren silahın SİHA’lar olduğunu gördüklerinden Suriye ve Karabağ’da etkili olduklarını ispat eden SİHA’lardan kendi ordularına temin etmek yoluna gittiler. Bu SİHA’lar Türk yapımı olduğundan, birçok ülke Türkiye’den SİHA satın aldı.
Bu ülkeler, sadece SİHA’ların etkinliğinin yeterli olmadığını, zırhlı birlik ağırlıklı Rus ordusuna karşı savunma taktik ve stratejilerini de yeniden düzenlemek zorunda olduklarının farkındaydılar. Böylece, bir yandan SİHA ve yeni nesil tanksavar silahları temin ederken ordularını da son zamanlarda tüm dünyadaki askeri mahfillerde konuşulan Hibrit Savaş’a uygun olarak yeniden teşkilatlandırdılar, eğittiler ve donattılar. Manevra konsepti ile kısa sürede kesin sonuçlu harekatlar icra ederek amacına ulaşan Rus ordusuna karşı, meskûn mahalleri direnek noktası şeklinde hazırlayarak ve diğer birliklerini belli hatlara bağlı kalmadan tün alana yaymak suretiyle icra edilecek bir yıpratma muharebesine göre konuşlandırarak savaşa hazırlanmaya başladılar.
Bu hazırlıklar konusunda en büyük çabayı gösteren ülke Ukrayna oldu. Çünkü Ukrayna, 2014 yılında Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ı kaybetmiş ve aynı süreçte Rus ordusunun desteğiyle Donbas bölgesinde bağımsızlığını ilan etmiş olan etnik Ruslara bazı topraklarını bırakmak zorunda kalmıştı. O zamandan beri ayrılıkçılara karşı mücadele eden Ukrayna, bu mücadelenin her an Rusya ile bir sıcak savaşa dönüşebileceğini de biliyordu.
Nitekim, Belarus’ta meydana gelen gelişmelerin ardından Rusya, Belarus’a ve Ukrayna sınırlarına asker sevk etmeye başladı ve yığınaklanmasını tamamladıktan sonra 24 Şubat 2022 günü Ukrayna’ya geniş bir cepheden taarruz etti. Rusya, klasik Sovyet doktrinine ve manevra konseptine dayanan bir plana göre hareket ediyordu. Bunu gören değişik ülkelerdeki askeri uzmanlar, bu işin uzun sürmeyeceği ve Ukrayna’nın kısa sürede mağlup edileceği yolunda yorumlar yapmaya başladılar.
Biz de, daha sıcak çatışmalar başlamadan önce, olası senaryoları değerlendirmiş ve Ukrayna’nın İngiliz ve Amerikalı askeri uzmanların da yardımıyla uzun süreli bir yıpratma muharebesine göre hazırlandığı ve bunda başarılı olmasına imkân verecek şekilde silahlandığı sonucuna varmıştık. Gerçekten de savaşın tozu ve dumanı dağılmaya başlayıp çarpışmalarda neler yaşandığı ile ilgili bilgiler dünya kamuoyuna yansımaya başlayınca, mevcut gelişmelerin tahminimize uygun bir şekilde gerçekleştiğini gördük.
Bununla birlikte, herkesi olduğu gibi bizi de şaşırtan ve hayretler içinde bırakan gelişmeler de yaşanıyordu. Bunların en önemlisi, hızla ilerlemesi beklenen Rus zırhlı birliklerinin ana yollar üzerinden hareket etmelerine rağmen bir türlü beklendiği şekilde ilerleyemediğini ve ilk şoku atlatan Ukrayna silahlı kuvvetleri tarafından büyük miktarlarda imha edilmeye başlandığını görmek oldu.
Bu durum karşısında bazı askeri uzmanlarca, Rus tanklarının teknik özelliklerinin sorunlu olduğu, bu sebeple çoğu Rus tankının kule kısmının imha edildiği şeklinde yorumlar yapıldı. Bazı yorumcular ise bunun, SİHA’lar ve hedefi üst kısmından vuran yeni nesil tanksavar silahlarının etkinliğinden kaynaklandığını iddia ettiler. Elbette bu yorumların da doğruluk payı vardı ancak imha edilen tank ve zırhlı araçlar hakkındaki videolar ve görüntüler geldikçe, sadece tankların değil BMP (zırhlı muharebe araçları) ve BTR (zırhlı personel taşıyıcıları)’lerin de tanklarla aynı kaderi paylaştıkları görülüyordu.
Öte yandan, imha edilen tank ve zırhlı araçların hepsi yeni nesil tanksavar silahları ile imha edilmemişti. Eski nesil klasik tanksavar silahlarından mayın, EYP ve hatta molotof kokteyline kadar birçok silah tank ve zırhlı araçların imha edilmesinde etkili olarak kullanılıyordu. Bu durum, Ukrayna ordusunun gösterdiği başarının sadece teknolojik gelişmelerden değil uygulanan taktik ve tekniklerden de kaynaklandığını göstermektedir. Bu yazımızda, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin Rus tank ve zırhlı araçlarına karşı kullandığı silahları ve bu silahları kullanırken uygulanan taktik ve teknikleri sırasıyla anlatmaya çalışacağız.
Savaş Uçakları ve Taarruz Helikopterleri nasıl kullanılıyor?
Tank ve zırhlı birliklere karşı kullanılan hava araçları; savaş uçakları, üzerinde birden fazla mühimmat taşıyabilen SİHA’lar, kamikaze SİHA’lar (üzerinde patlayıcı madde bulunan ve hedefe dalış yapıp çarparak bu patlayıcı ile hedefi etkisiz hale getiren tek kullanımlık SİHA’lar), dronlar ve taarruz helikopterleridir.
Savaş uçakları:
İnternet ortamında yayınlanan videolar ve basın organlarındaki haberler incelendiğinde, Bosna-Hersek ve Kosova harekatları ile Körfez harekatlarında zırhlı birlik konvoyları için ölümcül sonuçlar doğuran savaş uçaklarının, Ukrayna tarafından Rus konvoylarına karşı aynı ekinlikte kullanılamadığı görülmektedir. Hatta uçakların, Rus zırhlı birliklerine ciddiye alınacak bir etki yarattığına dair herhangi bir bilgiye de rastlanmamaktadır.
Bunun temel sebebi, Ukrayna hava kuvvetlerinin, Rus hava kuvvetleri ile kıyaslanamayacak kadar zayıf olmasıdır. Ayrıca daha savaşın ilk gününden itibaren, Ruslar pistleri vurarak tahrip ettiğinden az sayıdaki Ukrayna savaş uçağının çoğu hangarlardan çıkıp havalanamadı. Bu sebeple Rus uçakları, komuta merkezleri, lojistik tesisler, mühimmat depoları gibi stratejik hedefleri imha etmeye angaje olabildiler.
Ukrayna ise Kiev’in hayaleti gibi isimlerle efsaneleşen birkaç pilotun kullandığı uçaklarla Rus uçaklarını önlemeye çalıştı ancak bu pilotların olağanüstü çabalarına rağmen bunda başarılı olamadı. Bir süre sonra da bu pilotlar, Rus uçakları ile girdikleri muharebelerde uçakları vurularak hayatlarını kaybettiler. Böylece Ukrayna hava kuvvetleri, Rus hava kuvvetleri ile mücadele edemediği gibi hemen hiçbir yerde mevzi hava üstünlüğü bile sağlayamadı. Bunun sonucunda hava hakimiyeti Rusya’nın eline geçti.
Bunun ölümcül sonuçları, Ukrayna’yı çok zor durumda bırakmış olmalı ki devlet başkanı Ukrayna’yı destekleyen tüm ülkelerden acilen uçak yardımı yapmalarını istedi. Fakat bu destek Rus tehditleri sebebiyle bir türlü gelmediğinden, Rusya’nın hava hakimiyeti devam etti. Ukrayna, Rus uçak ve silahlı helikopterleri ile sadece omuzdan veya bir platformdan atılan hava savunma silahları ile mücadele etmeye çalıştı. Bunda oldukça başarılı olunduğu ve çok sayıda Rus hava aracının düşürüldüğü anlaşılmakla beraber, Rus hava üstünlüğü devam etti ve Ukrayna hava kuvvetleri kara birliklerini destekleme ve zırhlı birlik konvoylarına taarruz etme kabiliyetine hiçbir zaman sahip olamadı.
Taarruz helikopterleri:
Kara harekâtını destekleme ve Rus zırhlı birliklerini imha etme konusunda Ukrayna taarruz helikopterlerinin savaş uçaklarına göre oldukça önemli işler yaptığını söylemek mümkündür. Nitekim, internette ve basın organlarında yayınlanan görüntülere göre ana yollarda konvoy halinde ilerleyen zırhlı birliklere taarruz eden helikopterlerin çok sayıda Rus tank ve zırhlı aracını imha ettiği görülmektedir. Hatta taarruz helikopterleri, Rusya sınırını geçerek Rus yakıt depolarını ve lojistik tesislerini bile vurmayı başardılar.
Helikopterlerin bu taarruzlarda, gayri nizami harplerde ve komando/özel kuvvet harekatlarında uygulanan taktik akın (sızma ve baskın) taktik ve tekniklerini uyguladıkları anlaşılmaktadır. Helikopterler, düşmanın gözünden korunmak için operasyonlarını gece ve kısıtlı görüş koşullarında icra etmektedirler. Radara görünmemek ve hava savunma silahlarından korunmak için hedef bölgesine arazi arızalarından faydalanarak örtü ve gizleme sağlayan yerlerden gitmektedirler. Ayrıca, çok alçaktan, adeta araziye sürtünerek ilerlemekte ve hedefi imha ettikten sonra aynı şekilde geri dönmektedirler.
Taarruz helikopterlerinin bu şekilde uçabilecek teknik özelliklere sahip olması büyük bir avantajdır. Öte yandan, SİHA’ların aksine çok sayıda tanksavar füze ve makineli tüfek taşıma imkanlarına da sahiptirler. Yani, bir sortide çok sayıda tank ve zırhlı araç vurabilmektedirler. Öte yandan tanklara, onların üzerlerindeki silahlarla karşılık veremeyecekleri kadar uzak mesafelerden ateş edebilmektedirler.