Site İçi Arama

savunma

Rusya-Ukrayna Savaşında Yaygınlaşan Dron Kullanımına Yönelik Yeni Düşünceler

Ukrayna savaş alanında bırakın tabur gibi kuvvetleri, bölük hatta manga seviyesine kadar, dron destekli bir askeri harekatın cereyan etmeye başladığına şahit olduk. Bunların kayda değer bir kısmı da ticari ya da ticari dronlardan türetilmiş/askeri ihtiyaçlara göre adapte edilmiş platformlardır.

Hava Üstünlüğü ve Dron Saldırıları:

Askeri terminolojiye yabancı olmayan okuyucularımız bilir. Modern savaşlarda "Hava Üstünlüğü" ve "Hava Hakimiyeti" gibi oldukça önemli kavramlar vardır. Özünde bu kavramlar iki hava gücü arasındaki üstünlük mücadelesinin, sonuca yaklaşmakta olan durumunu tanımlar. Bir hava kuvveti diğerinin egemenlik alanında üstünlük kurabilir, bazen küçük veya geniş bir bölgede üstünlüğünü ilan edebilir ya da rakibinin uçmasına dahi izin vermeyerek, havada ezici hakimiyet kurabilir. Hava üstünlüğünü ve özellikle hava hakimiyetini elde etmek için savaşlarda Hava Kuvvetleri ciddi çaba sarf ederler ve düşmanı üstün gelmek için uğraş verirler.

Ukrayna savaş alanında Rus hava kuvvetlerine dair en büyük eleştiri, Ukrayna’da, özellikle Rus ordusunun bulunduğu bölgelerde hava üstünlüğünü sağlayamaması yönünde olmuştur. Açık bir şekilde iki hava gücü arasında gerek sayısal gerek teknolojik üstünlük farkının oldukça belirgin olduğu savaş öncesinde biliniyordu. Bununla birlikte, iki ülkenin hava kuvvetleri de hava savunma unsurları da, aynı teknoloji ve konseptler üzerine şekillenmiştir. Ancak, Ukrayna envanterinde daha eski ve hantal sistemlerin varlığına rağmen, eğitim felsefesi, zihni hazırlık ve kullanım konsepti olarak köklü bir değişim göstermiştir. Bu değişim de Rusların hava üstünlüğünü kazanamamalarının önündeki en büyük faktör olmuştur.

Hava Savunma Sistemleri:

Şunu açıkça görmemiz gerektiğini düşünüyorum: Soğuk savaş yıllarından günümüze, alçak, orta ve yüksek irtifa olarak sınıflandırılan, katmanlar halinde tertiplenen hava savunma kuvvetleri, büyük bir meydan okuma içerisine girmiştir. Zira yeni ve "beklenmedik katmanların ilavesiyle", hava savunma kavramı, çok daha karmaşık ve kaotik bir hale dönüşmüştür. Bir örnekle konuyu açalım.

Ukrayna savaş alanında bırakın tabur gibi kuvvetleri, bölük hatta manga seviyesine kadar, dron destekli bir askeri harekatın cereyan etmeye başladığına şahit olduk. Bunların kayda değer bir kısmı da ticari ya da ticari dronlardan türetilmiş/askeri ihtiyaçlara göre adapte edilmiş platformlardır.

Üç boyutlu yazıcılarla (3B) kolaylıkla üretilen plastik kuyrukların takıldığı antitank el bombaları, sayısız Rus tank ve zırhlı muharebe aracını imha etmek maksadıyla başarıyla kullanılmıştır. Mini ticari dronlara bile takılan minyatür bombalar, mevzilerindeki Rus piyadesine karşı havadan gerçekleştirdiği taarruzlarla savunmasız hale getirmiştir. Kısacası günümüz harplerinde, Bayraktar TB2 gibi MALE (Orta İrtifa Uzun Havada Kalış) SİHA'larına karşı olduğu üzere, mini ticari türev dronlar için bile bir hava savunma katmanı tanımlaması yapma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Yani namlulu sistemlerin hâkim olmasını beklediğimiz çok alçak irtifa zarfında, namlulu sistemlerin baş edebileceğinden daha kalabalık ve yaygın bir dron kullanımı savaş alanlarının gündemine girmiştir.

Bu yazıda, hava savunmanın yükselen bu yeni alanına odaklanmak istiyorum. Yazıda, iki ayrı başlık altında birlikte fikir jimnastiği yapmayı öneriyorum. Birincisi radar yerine başka bir tespit ve teşhis sensör altyapısını kullanmak. İkincisi, piyade askerini dronlara karşı kendisini koruyabilmesi için ucuz ve taşınabilir bir sistemle desteklemek.

Piyade, düşmanla temas halindeyken korkmadan düşmana saldırabilmesi için, öncelikle düşman saldırılarına karşı kendini savunabilecek silah ve teçhizata sahip olmalıdır.

Seçenek 1:

Kendimizi Ukrayna harekât sahasındaki bir Rus piyadesi yerine koyalım. Burasını, minyatür bombalarla silahlandırılmış binlerce dronun aktif saldırılar düzenleyebildiği bir savaş alanı olsun. Rus ordusunun öncelikli düşüncesi, bu dronları kendisine saldırmadan havada tespit edebilmek olacaktır. Bu maksadı gerçekleştirebilmek için en kolay, etkin, hesaplı ve hızlı çözümü nasıl üretebiliriz?

Konuyu en baştan ele alırsak, her bir Rus askerinin yanında gerekli sensör ve işlemci doğal olarak bulunmaktadır. Günümüzün en yaygın iletişim vasıtası olan cep telefonlarını, akıllı telefonları kastediyorum.

Yeni çıkan cep telefonlarının her birinin üzerinde birden çok ve gayet yüksek kaliteli mikrofon düzeneği yer almaktadır. Bu mikrofonlar, sadece telefonun sahibinin konuşmasını karşı tarafa iletmek için kullanılmamaktadır. Aynı zamanda bu akıllı telefonlar çevresel ortam sesi dinleme, yapay zekâ desteğiyle hoperlör vasıtasıyla ortam gürültüsünü elimine edecek biçimde kulağımıza ses iletme benzeri birçok gelişmiş kabiliyete sahiptirler. Ayrıca cep telefonlarının algılama eşikleri insan kulağından çok daha yüksektir. Ayrıca akıllı bir platforma dahil olduklarından, herhangi bir amaca odaklanmak için, sayısal filtrelemeye ve yazılım optimizasyonuna da açıktırlar.

Bir savaş alanında düşük hızlarda uçan bu elektrikli ve pervaneli dronları algılamak, akıllı cep telefonları vasıtasıyla kolaylıkla olası hale gelir diye değerlendiriyorum. Hatta tek bir telefonla dahi dronun bulunduğu/yaklaştığı istikameti tespit etmek imkânı vardır. Bunun için cep telefonlarında gerekli programlama yapılırken, sahada kısıtlı şartlarda yaşam süren askerin telefon bataryasının ömrünü azaltmayacak çözüm kümeleri önem kazanacaktır. Bu nedenle, telefonla ekran kapalı ve düşük işlemci kullanımı modunda da, ortam dinlemesi ve değerlendirmesi yapılması söz konusu olabilmelidir.

Seçenek 2:

Farklı yönlere bakan mikrofonlar kullanarak, hedefin hangi istikametten yaklaşmakta olduğunu kestirmek olasıdır. Özellikle "keskin nişancı/ateşli silah yeri tespit" sistemlerinin kullanılması bir zaruriyet olarak ortaya çıkmaktadır. Aslında bu hususta çok sayıda yerli ve milli ürün Türk ordusunun envanterine girmiştir ve/veya girmek üzeredir. Aselsan'ın KNATS ve SEDA sistemleri ile Havelsan'ın ATEŞKES ürünü bu açıdan birer örnek teşkil etmektedir. Transvaro'nun TRV SD 500 ve 1000 sistemleri de bu maksat için kullanılabilir. Tüm bunlar Türk ordusunca çatışmalarda denenmiş, kendini kanıtlamış sistemler olarak bilinmektedir.

Yazılım ve iletişim noktasında yapılacak küçük revizyonlarla, çok daha uzaktan ve daha net biçimde dron konumu tespiti bu sistemlerle mümkün olabilir. Alınacak veri gerek askeri dijital telsiz sistemleriyle gerek telefon tablet gibi ticari ürünler marifetiyle sahadaki kullanıcının ekrarına aktarılabilir. Ağ merkezli harekat uygulamalarından istifade edildiğinde, böylece tek “er” bile kuvvetli bir savunma pozisyonuna ve yüksek durumsal farkındalığa sahip olabilir.

Hatta bu sistemleri üreten Türk savunma sanayisinin sahip olduğu altyapı ve tecrübe, piyasadaki hesaplı MEMS bileşenlerinin kullanımıyla, bluetooth ses bombalarının/hoperlörlerin Türk ordusu için küçük boyutlarda üretilmesini destekleyebilir. İçinde batarya ve düşük güç tüketen bir mikroişlemci barındıracak bu yeni sistemlerin, bluetooth ya da benzeri bir seçenekle akıllı telefonlara bağlanması da mümkündür.

Seçenek 3:

Ayrıca şunu da unutmamak gerekir. Eğer birlikteki tüm askerlerin akıllı telefonları, birbiri ile senkronize edilebilirse, başka bir şeye ihtiyaç duymadan net bir lokasyon tespiti ve takibi sağlanabilir. Zira arazi konumuna göre bir geometrik şekil oluşturulur ve mikrofon verileri arasındaki farklarla dronun konumu, yeri, türü vb. birçok husus algılanabilir.

Bunun için özelleştirilmiş bir kablosuz ağ altyapısı kurulduğunu varsayalım. Aynı içindeki sim kartla eriştiği 4G veya 5G GSM altyapısını, birçok akıllı cihaza paylaştıran kablosuz erişim noktaları benzeri bir yapı öneriyorum (Wireless Access Point). Tanımlamaya çalıştığım bu türden bir cihaz, askeri gereklilikler esas alınarak, farklı veri iletişim protokolleriyle uyumlu bir yapıda geliştirilebilir ve üretilebilir. Hatta üzerine amaca özelleştirilmiş bir bilgi işlem/yapay zekâ gücü de konabilir. İster tek ister çift yönlü veri iletişim filtreleriyle birlikte TAFICS, TASMUS gibi askeri ağlara da erişim sağlanabilir.

Bu üç seçeneğe benzer şekilde daha farklı çözüm kümeleri de geliştirilebilir. Bu yazıyla, gelişen teknolojiden yararlanılarak savaş alanının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik neler yapılabilir sorusuna yanıt bulmak maksadıyla, örnekleme olarak bu üç seçenek üzerinde durulmuştur.

Sonuç:

Ordu açısından cep telefonlarına bakıldığında, geçtiğimiz on yılda erlerin akıllı telefon kullanımı üzerine sayısız sakıncalarla ve gizlilik ihlalleriyle karşı karşıya kalınmıştır. Sosyal medyada, WhatsApp gibi iletişim platformlarında dolanan resimler üzerinden, coğrafi konumlamalar bilinir hale gelmiştir. Bilinçsiz ve tedbirsiz kullanım, cep telefonlarının düşman kuvvetleri için iyi bir istihbarat kaynağı olduğu/olabileceği herkesin malumudur. Bu göz ardı edilmeden, artık her yetişkin insanın ayrılmaz bir parçası halien gelen cep telefonlarının yeteneklerini, düşman saldırılarına karşı koyabilmek için kullanabilmek gerekir.

Askeri ve sivil sistemler arasındaki ayrımın giderek bulanıklaşmaya başladığı, sınırların kalkmakta olduğu bir çağa doğru ilerlemekteyiz. Öyle bir çağ ki, ticari programlama kabiliyetiniz bile, savaşta kaderinizi değiştirebilecek önemli bir askeri fonksiyon olarak savaşların gidişatında önemli bir rol oynayabilir. Bilgi işlem ve iletişim araçlarında donanım üretme yeteneğiniz, sahip olmadığınız ya da önceden planlamasını yapmadığınız yeteneklere, zamanında kavuşmanızı sağlayabiliyor. Size zaman kazandırırken, karşı koyma gücünüzü artırabiliyor.

Bu yazıda ortaya attığımız seçenekler ile yeni tip bir dron harbinin, yeni bir hava savunma katmanının, tespit ve teşhis kısmına dair bazı öneriler gündeme getirilmiştir. Bu öneriler drondan çok daha hızlı hareket etmekte olan ses katmanına dairdir. Bunlar, başka birçok hususta anlamlı ve önemli veriler sağlayacak sistemlerdir. Bunların oluşturacağı büyük veri (big data) ise, muharebeye oyun değiştirici çözümler sunabilme potansiyeline sahiptir.

Serbest Araştırmacı Yazar Aybars MERİÇ
Serbest Araştırmacı Yazar Aybars MERİÇ
Tüm Makaleler

  • 18.05.2022
  • Süre : 6 dk
  • 1352 kez okundu

Google Ads