Şimdi Ne Olacak? İsrail İran'a Nasıl Karşılık Verecek?
1 Nisan sonrasında Netanyahu Hükümetinin “İran İsrail'e saldırırsa karşılık vereceğiz” kararını şimdilik rafa kaldırdığını, İsrail’in önceliğinin Gazze’yi ‘temizlemek’ olduğunu, bölgesel bir çatışmaya girmemek için elinden geleni yapacağını değerlendiriyorum.
Başbakan Netanyahu, İsrail'e Faydadan Ziyade Zarar Veriyor
İsrail'de 1 Kasım 2022 tarihinde yapılan genel seçimde ilk sırada yer alan Likud Partisi'nin lideri Binyamin Netanyahu, İsrail'in tarihindeki en sağcı hükümeti kurmuştu. Sonrasında bu hükümet İsrail’de yargı erkini kendi kontrolüne almak istemiş ve 7 Ekim 2023 tarihindeki Hamas saldırısına kadar halkın sokak gösterileriyle hükümeti protesto etmesine neden olmuştu.
Netanyahu’nun imdadına yetişen Hamas, içte geçici huzur sağlanmasına yol açan bir katalizör işlevi gördü. Artık ‘düşman’ Hamas’la uğraşabilmesi içerdekiler Netanyahu’ya yüklenmeyi bir kenara bırakıp, seslerini kesmişlerdi. Netanyahu’nun yeniden kurduğu güvenlik kabinesi ise Gazze Şeridi’ne başlattığı orantısız saldırılarıyla Gazze’den Hamas üyelerini dışarıya çıkarmayı ve Gazze’nin idaresini tekrar ele almayı hedefliyor. Bu arada Gazze’yi hallettikten sonra Güney Lübnan’a yönelip Hizbullah’la uğraşmayı ve en sonunda da Golan tepelerinde tam hakimiyetini ilan etmeyi hesaplıyor. Böylece coğrafi sınırları genişleyecek ‘büyük İsrail’ yolunda tarihi bir yürüyüş yaptığına inanıyor.
1 Nisan’daki Dünya Merkezi Mutfağı (World Central Kitchen) saldırısı ile asli fonksiyonu gıda yardımı yapmak olan bu sivil toplum kuruluşunun 7 üyesinin (hepsi Batı ülkelerinden) ölümüne neden olan İsrail, ABD tarafından sert bir şekilde eleştirilmiş ve Batı kamuoyundaki İsrail’in ‘meşru’ Gazze operasyonlarına artık dur deme zamanının geldiği konuşulmaya başlanmıştı. Aynı gün Netanyahu bir şey yapması gerektiğinin farkına vardı. Batı toplumunu arkasına almadan megali ideasına ulaşamayacağını çok iyi biliyordu. Özellikle de ABD’nin sarsılmaz desteğinin devam etmesini garanti altına alması gerekiyordu. Hiçbir gereği yokken, Şam’daki İran Konsolosluğunu F-35 uçaklarıyla 1 Nisan’da bombaladı ve ikisi General, toplam 16 kişiyi öldürdü. Haliyle diplomatik bir misyonu bombalamak demek, bir ülkenin anavatanını bombalamakla eşdeğerdi. İran gecikmeksizin karşılık vereceğini, misillemede bulunacağını ilan etti ve nitekim davul zurna ile Cumartesi gecesi İsrail topraklarına saldıracağını ilan etti. Nitekim dediğini yaptı ve İsrail’e saldırdı. 185 adet kamikaze dronu, 120 balistik füze ve 36 seyir füzesi attı. Dronların ve seyir füzelerinin tamamı havada imha edildi. En az 70 kamikaze dronu ile 3 balistik füze ABD tarafından vuruldu. Bu arada İran’ın attığı balistik füzelerden 10 adedi İsrail topraklarına (Nevatim Hava Üssü) düşse de bunların hiçbiri kayda değer bir zarar veremediler. Bununla birlikte İran, ‘mesele sonuçlandı sayılır’ diyerek bundan sonrası için ilave taarruzların yapılmayacağını beyan etmiş oldu.
İran İsrail'e saldırırsa İran'da karşılık vereceğiz
Aslında olay ‘tatlıya’ bağlanmış, taraflar karşılıklı oyunlarını oynamışlardı. Netanyahu hükümetinin aşırı sağcı üyeleri İran'ın İsrail'e yönelik saldırısına İsrail'in güç gösterisiyle karşılık vermesi yönünde sert çağrılarda bulunurken, aralarında Savaş Kabinesi Bakanı Benny Gantz'ın da bulunduğu koalisyonun diğer ılımlı üyeleri gerilimin tırmanmasını önlemeye yönelik dengeli bir yaklaşım benimsenmesi çağrısında bulunuyorlar.
Güvenlik kabinesinin bazı üyeleri şiddetli misilleme çağrıları yaparken, İsrail basınında çıkan haberlere göre 7 Ekim 2023 sonrasında kurulan güvenlik kabinesi, üç kişilik geniş yetkili savaş kabinesini (Gantz, Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant) İran’a verilecek karşılık konusunda nihai kararı vermekle yetkilendirdi.
İsrail'in nasıl karşılık vereceğine dair olası bir işaret olarak ılımlı kesimin önde gelenlerinden olan Gantz, İran saldırısı esnasında kendilerine destek veren ABD ve İngiltere ile Ürdün’den oluşan stratejik ittifakı ve bölgesel işbirliğini güçlendirme yönünde bir çağrı yaptı. İran’a karşılık vermekten hiç söz etmedi. İtidalli olmayı gerekli gördüğünü söyledi. "İran tehdidiyle karşı karşıya kaldığımızda bölgesel bir koalisyon kuracak ve İran'dan bedelini, bize uygun olan şekilde ve zamanda alacağız. Ve en önemlisi, düşmanlarımızın bize zarar verme arzusu karşısında birleşecek ve daha da güçleneceğiz" diyen Gantz, İran'a karşı derhal misilleme yapılmasını desteklemiyor gibi görünüyor.
Öte yandan aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ise İran’a "ezici" bir karşı saldırı düzenlenmesi gerektiğini vurguladı ve ancak bunu yapması halinde İsrail’in İran’a karşı bir caydırıcı olabileceğini savundu. İtidal ve orantılılık gibi şeyleri göz ardı eden Ben Gvir, gerçekten çılgın biri. Nasıl güvenlik bakanlığı yapabiliyor, anlamak mümkün değil. Ayrıca Ben Gvir'in söylemine sıkı sıkıya sarılan aşırı milliyetçi Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ‘caydırıcılığı yeniden tesis edelim, İran’a saldıralım’ çıkışını sorumsuz ve çocukça buluyorum.
İsrail Gerçekten İran'a Saldıracak mı?
Biden’ın Netanyahu'ya; İsrail'in İran'a yönelik herhangi bir karşı saldırısına karşı çıkacağını, ABD'nin böyle bir saldırıya katılmayacağını ve bununla yetinmesi gerektiğini söylemesini olumlu buluyorum.
Nitekim Netanyahu’nun da Biden’la aynı çizgiye geldiğine inanıyorum. Ben Gvir ve Smotrich'in yanı sıra diğer güvenlik kabinesi üyeleri de saldırının ardından saldırgan olmasa da agresif açıklamalar yapıyorlardı. Netanyahu’nun İran aleyhine beyanat veren hükümet üyelerine, “İran ve ABD hakkında kamuoyuna açıklama yapmayın!” çağrısını da bununu göstergesi olarak okuyorum.
1 Nisan sonrasında Netanyahu Hükümetinin “İran İsrail'e saldırırsa karşılık vereceğiz” kararının şimdilik rafa kaldırıldığını, İsrail’in önceliğinin Gazze’yi ‘temizlemek’ olduğunu, bölgesel bir çatışmaya girmemek için elinden geleni yapacağını değerlendiriyorum. Bununla birlikte, Tahran’ın gerçekleştirdiği halı bombardımanı tarzındaki saldırının, Tel Aviv’e manevra alanı ve stratejik esneklik sağlamaya hizmet ettiğine inanıyorum.
Belki uzun dönemde İran’a yönelik bir stratejik taarruz söz konusu olabilir. Özellikle İran’ın nükleer silah geliştirme kapasitesini yok etmeye yönelik bir saldırıyı düzenlemek İsrail için öncelikli olabilir. Ancak bunun için İsrail’in ABD’nin askeri yeteneklerine ihtiyacı olduğu gibi siyaseten de Washington’un tam desteğini alması gerekiyor. Seçim yılındayken Biden Yönetiminin Netanyahu’ya destek vermesini beklemiyorum. Belki bu destek, ilerde Trump döneminde olabilir. Şimdiki şartlarda İsrail; Hamas'ı bertaraf etmeye ve rehinelerin serbest bırakılmasına sağlamaya odaklanmaktan başka bir adım atmayacağı kanaatindeyim. Tahran şimdilik rahat bir nefes alabilir. Ama bir gün İran'ın vurulacağını göz ardı etmememiz gerekiyor düşüncesindeyim.
Post-Modern Üçüncü Dünya Savaşı Devam Ediyor
Peki ya üçüncü dünya savaşı? Başladı mı? Aslında Covid pandemisiyle birlikte bir şeylerin başladığını değerlendiriyorum. 24 Şubat 2022’deki Rusya’nın Ukrayna saldırısı ile fiilen büyük savaş başlamış olabilir. 7 Ekim 2023 Hamas saldırısı bunu perçinlerken, 14 Nisan itibariyle savaş boyut değiştirip, büyüme eğilimine girmiş olabilir. Bu birinci ve ikinci dünya savaşından farklı bir büyük savaş olduğundan, bir yönüyle post-modern bir büyük savaş oluyor gibi. Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlangıç yıllarını yaşıyor olabiliriz. Çin’i içine almasıyla birlikte savaşın olgunlaşacağı ve daha yakıcı hale geleceğini söylememiz pek yanlış olmayacaktır. Klasik bakış açısıyla olan biteni anlamak artık imkânsız. Farklı bakıp, farklı bir geleceğin inşa edilmekte olduğunu görmemiz gerekiyor. En azından kendi adıma ‘geleceği’ görmek için uğraş vermeyi, miyopluktan kurtulmaya çalışmayı faydalı görüyorum.
Kaynakça
Sam Sokol, "Should Israel launch an immediate retaliatory attack on Iran? Lawmakers are divided", The Times of Israel, 14 Nisan 2024, https://www.timesofisrael.com/should-israel-launch-an-immediate-retaliatory-attack-on-iran-lawmakers-are-divided/?utm_source=article_hpsidebar&utm_medium=desktop_site&utm_campaign=liveblog-april-13-2024
Raffi Berg, "Netanyahu, 'İsrail'in en sağcı hükümetini' kurdu", BBC News, 22 Aralık 2022, https://www.bbc.com/turkce/articles/cq5exqj8e50o