Yapay Zekâ: Gelecekteki Savaşların Şeklini Değiştirecek Sihirli Kelime
Yapay zekanın kullanıldığı en önemli alanlardan biri de “savaş”tır. Birçok ülkenin silahlı kuvvetlerinde on yıldan fazla bir süredir yapay zekadan yararlanılıyor. Yapay zekanın askeri alanda kullanılması ile ilgili çalışmalar, özellikle muharebe yönetim sistemlerinde ve bazı radar türlerinde yoğunlaşmış durumda.
Yapay zekâ terimini, sanırım duymayan yoktur. Yapay zekâ deyince, genellikle bilgisayarlar ve özellikle de chatGPT gibi programlar akla geliyor. Ancak yapay zekâ bununla sınırlı bir şey değil. Hemen hemen her alanda kullanılıyor ve kullanımı gün geçtikçe daha da yaygınlaşıyor.
Yapay zekanın kullanıldığı en önemli alanlardan biri de “savaş”tır. Birçok ülkenin silahlı kuvvetlerinde on yıldan fazla bir süredir yapay zekadan yararlanılıyor. Yapay zekanın askeri alanda kullanılması ile ilgili çalışmalar, özellikle muharebe yönetim sistemlerinde ve bazı radar türlerinde yoğunlaşmış durumda.
Bu sistemler için en çok kullanılan yapay zekâ türü, "basit yapay zekâ" olarak kategorize edilmektedir. Basit yapay zekâ, makinelerin algoritmalar üretme ve hesaplamalar yapma yeteneği olarak tanımlanıyor. Bu tür yapay zekâ yazılımları, operatörlerin yükünü hafifletmek için kullanılıyor.
Bazı sanayi şirketleri, örüntü tanıma ve insansız hava aracı tespiti için de yapay zekadan yararlanmaya başladılar. Örneğin, çok sayıda İHA/SİHA'nın tespitini, tanımlanmasını ve izlenmesini sağlayan yeni bir algoritmayı test ediyorlar. Önümüzdeki birkaç yıl içinde, bunu firkateynlere entegre ederek gözetleme sistemlerine dahil edecekler.
Ayrıca, denizaltılarda video görüntülü durumsal farkındalığı geliştirmek için yapay zekadan yararlanmak istiyorlar. Denizaltılar için geliştirilmeye çalışılan sistem şöyle çalışacak: Periskop bir görüntü elde edecek ve bu görüntüyü algoritma tarafından potansiyel tehditlerin ve engellerin tanınmasını kolaylaştırmak için muharebe yönetim sistemine aktaracak.
Bu maksatla yararlanılan yapay zekâ türü, "dar yapay zekâ" olarak sınıflandırılıyor. Dar yapay zekâ türü, önceden belirlenmiş bir dizi spesifik faaliyet çerçevesinde öğrenme ve kendi kendini programlama yeteneğine sahip her türlü algoritmayı kapsıyor.
Bundan başka, “genel yapay zekâ” olarak adlandırılan üçüncü bir yapay zekâ türü üzerinde de çalışılıyor. Bu yapay zekâ türü, insan farkındalığını taklit edebilen sistemlerin kurulup kullanılmasını mümkün hale getirecek. Fakat, bir takım sınırlamalar nedeniyle henüz tam olarak kullanılamıyor.
Bu sınırlamalar aşılabilirse, birden fazla karmaşık katmanı birleştiren derin öğrenmenin kullanılması mümkün hale gelecek. Söz konusu sınırlamaların en önemlisi, algoritmanın insan farkındalığını taklit edebilmesine rağmen aldığı verilerle ilgili yargıda bulunamamasıdır.
Muhtemelen bu sorunlar bir süre sonra halledilecektir. Çünkü teknoloji, özellikle de yazılım teknolojisi akıl almaz bir hızla gelişiyor. Bilim ve teknolojide bir insan ömründe yaşadığımız gelişmeler, tüm insanlık tarihi boyunca yaşanan gelişmelerden kat be kat fazla. Her yıl, bir yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz yeni bir şey yapılıyor.
Üstelik bilim ve teknoloji, aydınlanma çağından beri hâkim güç olan Batı’nın tekelinden çıkarak tüm dünyaya yayılmış durumda. Eskiden Batılıların sömürgesi olan birçok devlet bile bilim ve teknoloji alanında kendilerini sömürmüş olan ülkeleri yakaladı ve hatta geçti.
Bu sayede, bilim ve teknoloji alanında artık çok daha fazla çalışmalar yürütülüyor. Bu durum, gelişmenin ivmesini daha da artırıyor. Türkiye’nin de artık kısır tartışmalardan ve boş siyasi hesaplardan bir an önce kurtulup bilim ve teknoloji alanında yatırımlarını artırması gerekiyor.
Bu konu, silahlı kuvvetlerimiz için de çok önemli. Çünkü, ordunun eğitim, teçhizat ve silahlarında yeni teknolojilerin süratle uygulanması bir zorunluluk haline geldi. Bu yapılmazsa, gelecekte yaşanabilecek çatışmalarda büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz.
Libya ve Karabağ savaşlarında da gördüğümüz gibi, SİHA teknolojisindeki bir üstünlük bile savaşın kazanılmasını sağlayabiliyor. Askeri alanda iyi eğitilmiş cesur askerler elbette hala çok önemli ama artık sonuç üzerinde belirleyici olmaktan uzaklaşıyor.
Gelecekteki savaşları, iyi yetiştirilmiş askerlerden oluşan bir orduya sahip olan devletler değil, iyi mühendislere ve onların bulduğu yeni teknolojilerle üretilmiş yeni silahlara ve sistemlere sahip devletler kazanacaktır.
Elbette bu silahlar ve sistemler için yeni geliştirilen yazılımların, yani yapay zekânın etkinlik seviyesi de sonuç üzerinde etkili olacaktır. Böylece savaşlar, yakın bir gelecekte, bilim kurgu filmlerinde ve bilgisayar oyunlardakine benzer şekilde askerlerden çok makineler arasındaki bir mücadele haline dönüşecektir.
Zafer kazanan taraf da daha gelişmiş yapay zekaya sahip makineleri olan taraf olacaktır. Bu sebeple ordular, hızla hibritleşecek; yani insan makine karşımı yapılar haline gelecektir. Hatta, yakın zamandaki savaşlara bakıldığında, orduların daha şimdiden hibritleşmeye ve bilgisayar oyunlarındakine benzer birçok silah ve teknolojiyi kullanmaya başladığı görülmektedir.
Not: Yapay zeka türleri ile ilgili tanımlar konusunda 18 Nisan 2023 tarihli SHEPHARD Dergisi’nden yararlanılmıştır.